‘Spiritüel Lobi’ ifadesiyle, ruhaniyeti ticarete döken, spiritüellik kisvesi altında insanları yönlendiren grupları kastediyorum..
Bu işi çılgın bir ticarete döken, insanları kendine bağımlı kılmaya çalışan gruplar için cuk oturan bir ifade.
Hem "aydınlatıcı" hem de cüzdan hafifletici!
Spiritüellik ve Kendin Olma Yolculuğu:
Eğitim mi, Deneyim mi?
Günümüzde birçok kişi, içsel huzur ve kendini bulma arayışında Spiritüel eğitimlere yöneliyor. Ancak bu eğitimlerin ticari bir meta haline gelmesi, gerçek spiritüel deneyimin özünü kaybettirebilir.
Bu yolculuk için yalnızca alınan sertifikalar veya katıldığınız seminerler yeterli değil; bu, bireyin kendi iç dünyasında yaşadığı, deneyimleyerek öğrendiği bir süreçtir. Tıpkı kendin olmanın zor ve cesaret gerektiren bir eylem olması gibi, ruhani yanımız yaşam boyu süren kişisel deneyimlerle derinleşir.
Bu yolculuk, bireyin başkalarının beklentilerinden sıyrılarak, kendi özüne dönmesiyle başlar. Aynı şekilde, spiritüel bilgelik de dışsal eğitimlerden çok, yaşanan farkındalıklarla gelişir. Her iki durumda da asıl önemli olan, dış dünyaya uyum sağlamak için kendini kaybetmek yerine, içsel gerçeklikle buluşma cesaretini gösterebilmektir. Hem kendin olma yolunda hem de spiritüel arayışta, esas olan deneyimdir ve bu deneyimler, yaşamın gerçek zenginliğini ortaya çıkarır.
Ruhsal eğitimlerden seminerlere koşan, ama iş ilişkilere gelince beklentilerden beslenen çok kişi tanıyorum. Demek ki eğitimle aydınlanma arasındaki bağ sadece bizim hayalimiz...
Kendini aydın ilan eden o eğitimcilerin en büyük egosu 'Ben artık oldum' demeleri. Halbuki gerçek eğitim, zorluklarla ve duygusal inişlerle sınandığımız anlarda gizli. Birine veya bir düşünce tarzına mürit olmanıza hiç gerek yok,
Ruhani bilgeliği yüksek meblağlarla satan, bunu "alma-verme dengesi" ile gerekçelendiren ama aynı zamanda öğretilerinde beklentisiz olun diyen bir düzen.
Her insanın karakteri, yaşanmışlıkları ve yolu farklıdır. Birinin spiritüel deneyimi diğerine uymaz, uyum sağlamaya çalışırsanız kendi yolunuzdan ve deneyimlerinizden koparsınız. Ayrıca, bize kötülük yapan herkesi anlamaya çalışıp çocukluğuna inmek zorunda değiliz. Bazı insanlar sadece kötüdür ve bu gerçeği kabul edip uzaklaşmak yeterlidir
Asıl öğretmen ne sahnedeki oyunlar ne de süslü sözlerdir; insanların gerçek öğretmeni, yaşadıkları deneyimler ve onlardan aldıkları derslerdir.
Bu yolda sömürülmeyin, insan en çok kendi hakkına girer unutmayın...
Bir dost...
Sevgiler