İlkokulda ilk öğretilen kavramlardan biri sınırlarımız, özgürlüklerin sınırları ve demokrasidir. Bu dönemdeki öğretilerde bile özgürlüklerin bir başkasının haklarını ihlal edene kadar geçerli olabileceği anlatılmaya çalışılır. Bugün magandalık kavramı üzerinde tüm toplumun uzlaştığı bir davranıştan bugün toplumda tartışmalı bir konuya bağlantı kurmaya gayret edeceğim.
Cumartesi günü oynanılan ve son dakikada atılan golle Trabzonspor'un 2-1 kazandığı maçtan sonra sosyal medyaya yansıyan bir videoyu görmüş olabilirsiniz. Görüntülerde golün son saniyede gelmesiyle bir grup insan masalara hışımla vuruyorken içlerinden ikisi koşarak camdan silahını çekerek havaya ateş ediyordu. Bu görüntüler üzerinden yorum yapan hemen herkes bu davranışları kınayarak bu durumu magandalık olarak tespit ediyor ve bu kişilerin toplum için tehdit oluşturdurduklarını ifade ediyorladı ki bence de kesinlikle haklılar.
Bir diğer yandan bakarsak bu kişilerin açtığı ateşle kimse yaralanmamış, masalarda çok bir hasar oluşmamıştı. Hem de çevreden insanlar da bu kişileri çok yadırgamıyor görünüyordu. Hatta ve hatta görülüyordu ki bu silahı havaya sıkan insanlar garip bir mutluluk içerisindeydiler. Şimdi kimseye zarar vermemiş, işin tarafı insanların mutluluğunu göz önünde bulundurursak bu tutumu özgürlük kavramı içerisinde değerlendirip, bu kişilerin hakkıdır diyebilir miyiz?
Covid sürecinde ülkemizde onbinlerce, dünyada milyonlarca insanı yitirdik. Ve gelinen noktada bugün salgınla baş edebilmenin ve sonlandırılmanın tek yolu aşılanmak olarak görülüyor. Bu gerçek ortadayken bir kişinin sorumsuzca ve ayağı yere basmayan komplo teorileri ile aşı karşıtlığı içerisinde olması ne kadar özgürlük olarak değerlendirilebilir? Birçok aşılanmayan kişi, bunun kimseye zararı olmadığını ve kendi kararı olduğunu ifade ediyor. Tıp ki pencereden havaya mermi sıkan adamın 'görüyorsun işte, kimse ölmüyor' demesi gibi.
Sevgili dostlar, iki yıla yakındır dünya bir salgınla başa çıkmakta yetersiz kalıyor ve çalıştığım hastaneye başvuralardan da fark edebildiğimiz üzere Covid bu günlerde tekrar yükseliş eğiliminde. Bu sabah bir hekim arkadaşım, hastanede refakatçi olan hiçbir belirtisi olmayan kişilerde yasal zorunluluk sebebiyle yapılan testlerde pozitif çıkma oranın yüzde ona ulaştığını ifade etti. Bu demek oluyor ki toplumda hiçbir belirti olmadan hastalığı geçiren insanlar etrafımızda elini kolunu sallayarak geziyor ve birçoğu aşı olmaya ihtiyaç duymuyor. Fakat bu kişilerin toplumda dolaşımını sağladığı virüs bir başka insanın ölümüne sebep oluyor.
Havaya sıkılan mermi kimseye zarar vermese bile taşıdığı riskler açısından kabul edilemez bir şey ise, toplumda aşı olmayı red etmekte aynı oranda sorumsuz bir davranıştır ve kabul edilemezdir. Devletin bu konuya daha yaptırımlar getirecek düzenlemeyi bir an önce yapması sorumluluğudur.