Netflix platformunda yer alan Kore dizileri içerisinde belki de en popüler dizilerden biri olan 'Mr.Sunshine' benim için de son dönemlerde en keyifle izlediğim dizilerden biri oldu. İzlediğimiz binlerce batı kültürü ile yoğrulmuş film ve dizilerden sonra, sömüren bir ülkenin değil, sömürülen bir ülkenin kültürü ile hayata bakış benzerliklerimiz, aşkı ve vatan sevgisine kattığımız anlam benim için çok daha samimi oldu.
Dizi, bugünkü Kore'de 1910 ile 1945 arasında süren ve Joseon hanedanlığını sona erdiren Japon işgalinin hemen öncesini konu alıyor. İşgale karşı direnmeye çalışan Erdemli Ordu ismindeki gizli örgütlenme bizim Kuvva-i Milliye hareketine bire bir benziyor. Joseon hanedanlığının tarihteki yer aldığı süre 1392 ile 1897 arasında. Hemen hemen neredeyse Osmanlı İmparatorluğu ile aynı dönemde tarihte yer almış ve muhtemelen dünyada gelişen benzer olaylar sebebiyle her ikisi de son bulmuş.
Osmanlı ile Joseon bu kadar birbirine benzer gelişim gösterir ve ortak kaderi paylaşırken belki de tek büyük fark Mustafa Kemal'in bizim topraklarımızda doğması ve bu milletin esaret altına alınmaması için yaptığı mücadeleydi. Dizide Erdemli ordu'nun mücadelesi ülküleştirilse de sonuçta ikinci dünya savaşına kadar süren ve Japonların yenilgisiyle sonlanan savaşla biten bir işgal tarihin gerçeği. Ayrıca savaşın bitmesi ve Japonya^nın yenilgisi ile aynı Almanya'da doğu ve batı ayrımı gibi Kore'de de Kuzey'in Sovyetler Birliği, Günay'in ABD tarafından kontrol altına alınması bu coğrafyadaki insanların özgürlük ve bağımsızlıklarına özlmini sürdürdü. Bugün Güney Kore dünyayla entegre olmuş olsa bile Kuzey Kore insanı hala bugün başka türlü bir esaretin altında.
Bu kadar duygu yüklü bir dizinin Mustafa Kemal ve arkadaşlarına minnet duymammızı sağlayan yanını Kore tarihini okuyunca daha çok hissediyorsunuz. Ama dizideki işlenen aşk duygusu ve aşk için adanmışlıklar gözlerinizi dolduruyor. Vatan duygusunu yitirmiş iki adamın vatan sevdasını bir kadının aşkında somutlaştırmaları dizinin en derin duygularından. Ailece izlenebilecek, farklı duyguları bir arad harmanlayan bu diziyi tüm dostlarıma öneriyorum.
DİP NOT: Geçen hafta Atilla Köprülüoğlu ağabeyin İzmir futbolunun efsane isimlerinden Ayfer Elmastaşoğlu içim yaktığı ateşi meşale haline getirerek elden ele kenti yöneten başkanlarımıza ulaştırmaya çalıştığımızı kaleme almıştım. Hepimizin çabaları neticesinde Konak Belediye Başkanı Sayın Abdül Batur dileğimizin 1 Kasım günü yapılacak Konak İlçe Meclisinde önerge olarak verileceğini Atilla Ağabeye bildirmiş. Son dönemlerde aldığım en güzel haberlerden biri için başta Sayın Abdül Batur ve Atilla Köprülüoğlu olmak üzere gönül veren, arzumuzu paylaşan tüm dostlara teşekkür ediyorum.
Kalemine sağlık Aybars’cım,keşke Atamızın mirasına sahip çıkabilsek.