Kırıkhan ile Bozüyük ile oynuyorken Fenerbahçe’yi Süper Ligde lider iken misafir etmek bir hayaldi. Ligin ilk iki maçında muhteşem futbol oynayıp, rakipleri ezici skorla yendikten sonra şampiyonluk hayalleri kurmak da bir hayaldi. İnanın Erzin’de Manavgat’ta oynuyorken Süper Lig, bugün şampiyonlar liginden çok daha uzaktı. Dün Altay’ın hayallerini gerçeğe döndürmek için yıllarca fedakarlık yapan herkese başta başkan Özgür Ekmekçioğlu olmak üzere minnetimi sunuyorum.
Maça Altay beklenmedik şekilde takımın yıldız adayı Martin Rodrigez’i yedek bırakarak 3 stoperle başladı. Türk futbolunun anlamsız kısıtlama kuralı sebebiyle böyle sıradışı bir onbirin zorunlu hale geldiğini düşünüyorum. İsveçli stoper Eric o kadar güven veren bir futbol oynadı ki belli ki Mustafa Hoca ondan vazgeçememiş.
Aslında ilk yarı iki takım da çok kontrollüydü. Fakat bir oyuncusuna Altay’ın tüm takımına ödediği ücretleri ödeyen Fenerbahçe’nin kalitesi ve fizik gücü bariz görülüyordu. Bu sezon Fenerbahçe’nin ligin en az gol yiyen takımı olabileceğini söyleyebiliriz. İlk yarıda her iki takım da net bir gol pozisyonu üretemedi.
İkinci yarının başlamasıyla birlikte ilk on dakikada konuk Fenerbahçe, ilk yarıda tüm iyi niyetiyle çok iyi bir mücadele gösteren Cebrail Karayel’in kanadından onun defansif zafiyetinden yararlanarak dört pozisyon üretip, iki gol buldu. Rakibin Finlandiya deplasman yorgunluğu bu dakikalarda ortaya çıkınca oyun tekrar Altay’ın hakimiyetine geçmiş olsa da Fenerbahçe tecrübesiyle istediğini almayı başardı. İki farklı skora rağmen son dakikada orta hakemin ve VAR hakemlerinin Altay’ın bariz penaltısını görmezden gelmesi İstanbul kulüplerine karşı oynamanın en az Cizre deplasmanı kadar zor olduğunu hatırlattı.
Oyuna girdiği kısa zamanda gösterdiği mücadele ve üretkenlikle Eren Erdoğan ilerleyen haftalarda formayı kapabileceğinin umudunu verdi. Naderi hatasız oyunuyla ne kadar isabetli bir transfer olduğunu gösterdi. Poko, Thiam ve oyuna sonradan giren Aka kendi alanlarında müthiş bir mücadele ve performans gösterdiler. Mısırlı Ryan da formaya hazır olduğunu gösterdi.
Takımın ilk üç haftada gösterdiği beklenmedik performansa rağmen ilerleyen haftalarda kadro derinliği zafiyeti yaşamamak adına transfer sezonu kapanmadan en az iki kaliteli yerli oyuncu ile kadroyu alternatifli hale getirmenin bu takımı hayallerden öte bir başarıya götürebileceğini söyleyebiliriz.
Son sözlerimi muhteşem Büyük Altay taraftarına ayırmak istiyorum. Unia üyelerinin hazırlıkları ve 35. Dakika İzmir marşıyla taçlanan gecede doksan dakika küfürsüz takımlarını onlarca farklı beste ile destekleyen büyük taraftar. Kırklı yaşlarda olan benim gibi kişiler için bir İstanbul takımına İzmir’i deplasman yapmak hayaldi. Dün Fenerbahçe’ye İzmir deplasmanı yaptıran hepinizi kutluyorum. Bir hayali daha gerçeğe dönüştürdünüz.