Parola Vatan, işareti namus…
Altay’ın bu yılki Mehmetçiği, emekçisi Cebrail Karayel için kazandığımız bir maçtan sonra yazı yazmayı isterdim. Ama dünkü maç için söylenebilecek tüm sözleri önceki kayıplarda söylediğimiz için, daha önce adına bir yazı yazmayı ihmal ettiğim ‘Cebo’ için bu yazıyı kullanmayı tercih ettim.
Geçen yıl devre arasında Ankaragücü kulübünden bedelsiz olarak PTT 1.Lig’de mücadele eden Altay’a geldiğinde Cebrail çok da önemli bir transfer gibi görünmüyordu. İlerleyen haftalarda özellikle Mustafa Denizli’nin gelmesiyle ilk onbirde kendine yer bulmaya başlayan Cebrail için, 1.Ligde dahi yedek kaldığı düşünülürse Süper Ligde forma giyebilme şansı pek verilmiyordu. Ama bu oyuncu inancıyla azmiyle çalışkanlığı ile formasındaki armanın hakkını öyle bir veriyor ki, istatistiklerde şampiyon olmayı ve hatta milli takım kadrosu için aday haline gelmeyi başarıyor.
Dün yine maç öncesinde son dakikada İbrahim Öztürk’ün sakatlanması ile kadro değişikliği yapmak zorunda kalan Altay, Tolga’yı sağ bekte kullanınca Cebrail kendine ters kanatta görev yaptı ve elinden geleni yapmaya gayret ederek yine tribünlerden alkış aldı. Onuruyla, namusuyla formasını terinin son damlasına kadar ıslatan bu emekçiyi alkışlamak futbolseverim diyen herkesin ona borcudur diye düşünüyorum.
Vatan, namus ne kadar kutsallar. Aslında bu kelimeler her gün önünden geçtiğimiz bir şehitliğin abidesinde yazan yazılar. Attila İlhan’ın anlatımıyla ‘1922’de Fahrettin Paşa’nın süvarileri Manisa üzerinden İzmir’e giriyorlar. En önde Şerafettin Bey’in bölüğü var. Bu bölük Alsancak üzerinden Konak’a doğru gidecek ki, hükümet binasına bayrağı diksin. O yola girerken harap bir binanın içinde pusu kurmuş Yunanlılar ateş ediyorlar. Bu ateşle İzmir’e girmek üzereyken üç askerimiz şehit oluyor. İzmirliler bunu unutamıyorlar. Unutamadıkları için de bu abideyi dikiyorlar ve yazılabilecek yazıların en güzelini yazıyorlar.’
Dün maçı kaybetmiş olabiliriz. Bazen hatırlayalım, kaybedenler namusu temsil edebilirler. Tıp ki Cebrail gibi elinden gelen her şeyi ortaya koyan arkadaşları gibi. Belki bir maç yitirmiş olabiliriz ama Altay’ın bu yıl ki temel hedefi Süper Ligde varlığını sürdürebilmektir. Kendinden onlarca kat bütçelerle kurulmuş ve her fırsatta kadrolarının yetersizliğinden şikayet eden Beşiktaş’tan dört, Galatasaray’dan beş puan gerideyken bu takımın emekle, inançla, terle kazandığı puanları azımsamamak gerekir. Bu onlara ve Mustafa Denizli’ye gelecekte güvenimiz için teminatımızdır.
Yıllarca parola Altay işareti namus diyebilen bir camia için iyi günde olduğu kadar kötü günde de takımının yanında olmak bir camia geleneğidir. Böyle nice kara günleri geride bıraktık. Yine bu inançla yaşadığımız kara günleri ak günlere döndüreceğiz. Yeter ki Cebrail gibi, armaya namusu gibi sahip çıkan oyuncularımız olsun…