Gaziantep FK ile Altay, tarihlerinde ilk defa dün Süper Lig’de mücadele ettiler. Yaşı bizim gibi olgunluğa gelenler, Altay ile Türkiye liglerinin en köklü ve etkili takımlarından biri olan Gaziantepspor’un geçmiş maçlarını anımsayarak, bu tarihsel istatistiği yadırgayabilirler. Gerçekten de futbol kentlerinden biri olduğunu iddia eden bir şehrin, kendisini Avrupa’da temsil etmiş, yıllarca kentin en büyük markası olma özelliğini göstermiş bir kulübü bir kalemde tarihten silmesini, ondan vazgeçmesini, futbol simsarlarına yem etmesini, armasından ve isminden hiçbir zaman vazgeçmemiş kişiler olarak anlayabilmek çok zor. Pes etmiş, armasından vazgeçmiş tek takım Gaziantepspor olmasa da bir gün onlarında küllerinden doğmasını ummak ancak futbol romantiklerinin hayalini kurabileceği bir düş. Ama biz gelelim, bu düşleri gerçeğe dönüştüren kulübün Altay’ın dünkü mücadelesine.
Cumadan cumaya sekiz günde Göztepe, Rizespor ve Beşiktaş karşısında alınan galibiyetler ve zirveye adını yazdırması; sadece Altay camiasında, İzmir’de değil tüm Türkiye’de Altay’ın Gaziantep deplasmanında nasıl bir sonuç alacağını merak ettirmişti. Kazandığı maçlarda oynadığı oyundan daha çok, kaybettiği Fenerbahçe maçında olduğu gibi bu deplasmanda daha kontrollü oynamayı tercih eden Altay ilk yarıda rakibinin girdiği iki pozisyonda şansın yanında olmasıyla devreyi istediği skorla bitirmeyi başarmıştı.
Ligin en mütevazi bütçesi ile kurulan takım olmasına rağmen, teknik ekibin futbola kattığı lezzet, takımda forma terleten her oyuncunun Altay taraftarının her zaman umduğu gibi iyi niyetle, kapasiteleri çerçevesinde elinden gelenin en iyisini yapmaya gayret göstermesi, lige kümede kalma hedefiyle başlayan ekibi zirve sınırına taşımıştı.
Kaybettiği iki maçta da yediği gollerde bireysel hataların öne çıktığı ekipte dün de istenildiği gibi giden oyun, takımın en çalışkan oyuncularının anlık hataları sonucunda farklı mağlubiyete döndü. Teknik direktörümüzün tespit ettiği gibi kaybettikten sonra skorun çok önemi yok. Yine Mustafa Hocanın belirttiği gibi bir futbol ekibinin sürekli kapasitesinin üzerinde oyun göstermesi çok mümkün değil. Ama şunu görmekten de mutluyuz. Mevcut kadro içerisinde birçok oyuncu kapasitelerini de gün geçtikçe geliştiriyorlar ve muhtemelen gelecek yıl takım değerleri tespit edildiğinde Altay takımının değeri bu yılkinden çok daha fazla olacak.
Sezon başında olduğu gibi yine Altay’ın mütevazi hedefler koyması gerektiği inancındayız. Kulübün gelir-gider dengesi sağlanmadıkça oynanacak kumarlar bizi zor günlere getirebilir. Şu ana kadar her şeyin istediğimiz gibi gittiği bir sezonu yaşıyoruz. Ayağımızı yorganımıza göre uzatarak devre arasında kadro derinliğini arttıracak özellikle 1-2 yerli oyuncu takviyesiyle Altay’ın sezon sonunda ligin flaş takımı olabileceğini hayal edebiliriz.
Maçın 3-0 ve 4-1 yenik durumda olduğumuz dönemlerinde dahi takımımızın ısrarla üretken futbol oynama çabası, farklı yenilgiye rağmen Altay’a gönül verenlerin yüreğini ısıttı. Bu oyuncuları seviyoruz ve onların başarılı olacağına inancımız onların arma için döktükleri ter kadar yoğun.