Onsekiz yıl aradan sonra yeniden Süper Lig’e dönen Altay’da yarın olağan kurultay gerçekleştirilecek. Süper Lig ekibi olarak en son 2002 yılında kurultay yapan Altay, daha sonra alt liglerde birçok bol adaylı ve çekişmeli kurultay yaşamıştı. Yarın büyük bir sürpriz olmazsa görev yaptığı beş yılda kulübü üçüncü ligden süper lige yükseltmeyi başaran başkan Özgür Ekmekçioğlu tek aday olarak genel kuruldan yetki isteyecek.
Sportif anlamda yıllardır tüm sevenlerinin rüyalarını gerçeğe dönüştüren kulübümüzün hala çözmesi gereken önemli sorunları mevcut. Öncelikle geçmişte karşılıklı mahkemeler neticesinde iptal edilen tüzükler sebebiyle ortaya çıkan hangi tüzük geçerli karmaşasını kurumsal bir kulübe yakışır şekilde sonlandırmak ve günün koşullarına uygun bir tüzüğü yeniden hazırlamak futbolda en üst kategoride mücadele edecek kulübümüzün önceliklerinden olmalıdır.
Onsekiz yıl önce Süper Lig ekibi olarak kurultay yapan kulübümüzde genel kurul üyelerinin sayısı sınırlıydı. Aşağı liglere inildiğinde yaşanılan koltuk savaşları tüzüğün yönetimlere sağladığı yeni genel kurul üye hakkının kötüye kullanılmasına sebep olmuştu. Altay ile uzaktan yakından ilgisi olmayan insanlar sadece o dönemlerdeki yönetimlere oy deposu olabilmesi amacıyla kulüp üyesi yapılmıştı. Bugün Altay genel kurul üye listesini kulübe en yakın insanlar bile bilmemektedir. Altay genel kurul üyelik şartlarının güncellenip, şeffaflaştırılması ve üye listesinin revize edilmesinin kulübümüze daha çok yakışacağına inanıyorum.
Bu konuda geçmişte olduğu gibi yine iki önerim var. Ya binlerce üyesi olan Avrupa’nın dev kulüpleri örnek alınarak üyelik koşullarının kolaylaştırılması ve yıllık sınırların kaldırılarak herkesin üye olabileceği, onbinlerce kişinin düzenli aidat ödeyerek kulübe gelir sağlayabileceği bir model. Bu model, seçimlerde bir tarafın adamı olamayacak kadar kalabalık seçimlerde demokrasinin de garantisi olacaktır. Diğer bir model ise sıkı koşullara bağlanmış ve önüne gelenin üye yapılamayacağı bir model. Benim gönlüm Altaylıyım diyen herkesin kulüp yönetimlerinde en azından seçimlerde bir oy hakkı da olsa katılım sağlayabileceği ilk model.
Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük devleti olarak kabul edilen Roma İmparatorluğunda senato güçlüyse devlet de güçlüydü. Altay da güçlü olduğu dönemlerde divan kurulu güçlüydü. Güçlü bir Altay istiyorsak gücü olan bir yüksek divan kuruluna da sahip olmalıyız. Bu divanda ismi Altay ile özdeşleşmiş başkanların hepsinin olması, toplumda mevki ve güç sahibi Altaylıların yer almasının son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Yarın genel kurulun ve yüreği Altay ile atan büyüklerimiz olarak kabul ettiğimiz kişilerin en büyük sorumluluklarından birinin de güçlü ve Altay denilince tüm toplumun ismini bildiği kişilerce oluşturulmuş bir divan kurulunun oluşturulması olduğunu düşünüyorum. Birebir görüştüğümüzde Altay sevgilerine hayran olduğumuz büyüklerimizin bireysel kırgınlıklarını bir yana koyarak aynı listede isimlerinin yer almasının kulübümüz için hayati olduğuna inanıyorum.
Pazartesi kulübümüzde yapılacak kurultay sonrası Çarşamba günü de beşbuçuk yıldır büyük bir onurla yönetim kurulu başkanlığını yaptığım Altay Sosyal Dayanışma Derneğinde kurultayımız olacak. Görev yaptığımız sürede kulübümüze maddi manevi hizmet etmiş olmanın inancı ve huzuruyla, devraldığımız bayrağımızı elinin değdiği her şeye güzellik ve değer katan ve bu göreve tek aday olarak hazırlanan kardeşimiz Sidal Çandarlı’ya devretmenin onurunu yaşayacağız. Armamızı daha da yükseğe çıkaracağına inandığım Sidal kardeşime de görev yapacağı tüm zamanlarda yanında olacağımızı hatırlatıp, şimdiden başaracaklarını alkışlamak için sabırsızlandığımızı da tekrarlamak istiyorum.
Kulübümüzü, layık olduğu seviyeye getiren Başkanımızın, birlikte çalışabileceği kişilerle birlikte göreve devam etmesi, çok yararlı olacaktır.. Eski ve değerli Büyük ALTAY yöneticilerinin de, yenilere destek olacaklarına inanmak ve görmek istiyorum... Ayrıca, değerli DERNEK yöneticilerine de teşekkür edip başarılar diliyorum..