Hande TURAN-EGE'YE BAKIŞ/ karşıyaka belediyesi iştiraki Kordelion İşletmeleri A.Ş. tarafından yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları bulmak amacıyla İzmir bölgesi genelinde jeolojik inceleme çalışmaları yapıldı. Yapılan çalışmalar sonucunda Balçova ve Narlıdere’deki jeotermal kaynaklı bölgesel ısıtma sistemine benzer bir modelin Karşıyaka ve Çiğli bölgelerinde de uygulanabileceğinin öngörüldüğü belirtildi.
İçinde İzmir Kuş Cenneti’ni barındıran Gediz Deltası’nda 3 bin metrekarelik bir alanda 2 adet jeotermal kuyusu açılması için ÇED süreci başlatılması kararı itirazlara neden oldu. Egeli gazeteye konuşan Prof. Dr. Mehmet Sıkı, 2 milyon yılda oluşan bölgeden bir ot koparılması ya da bir taşın yerinin değiştirilmesinin bile ekolojik sisteme zarar vereceğini söyledi. Ayrıca Kuş Cenneti’nin hem jeolojik yapısına, hem de üsteki fiziksel bölümüne büyük zararlara yol açacağını aktaran Sıkı, İzmir’i seven herkesin bu girişimlere karşı çıkması gerektiğini ifade etti. Yapılması planlanan projeyle ilgili eleştirilere tek tek yanıt veren Tugay, “Sayın Prof. Dr. Mehmet Sıkı’nın kaygılarını ve endişelerini çok iyi anlıyoruz. İşte sırf bu yüzden Jeotermal Enerjiyi kullanmamız gerektiğinin altını kalın harflerle çiziyoruz” dedi.
İŞTE TUGAY’IN AÇIKLAMASI:
“1) Mevcut durumda, ısıtmada kullanılan fosil yakıtların yakılması ile ortaya çıkan Karbondioksit ve hatta Hidrojen Sülfür (H2S) oranını Jeotermal kaynak kullanarak sıfıra indireceğiz. Bunun yanı sıra, dışa bağımlı olduğumuz ve Amerikan doları ile aldığımız doğal gaz kullanımını da ilçemizde azaltmayı hedefliyoruz.
2) Biz, kapalı bir sistem içerisinde jeotermal suyu pompa ile yer altından alıp ısısını kullandıktan sonra, tekrar yer altına vererek çevreye hiçbir zarar vermeyeceğiz. Bu şekilde, Jeotermal suyun hava ile hiçbir teması olmayacaktır.
3) Jeotermal ısıtma sistemi devreye girdiğinde, Karşıyaka’mızda fosil yakıt (Kömür, Doğal gaz, Petrol vb.) tüketiminin azaltılması ile çevreci bir şehir haline gelmesi hedeflenmektedir. Yaşadığımız ve solduğumuz havanın oksijen kalitesinin artmasını bile öngörmek, bu projenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
4) Bölgede, Jeotermal elektrik santral (JES) kurulması hem sıcaklık olarak mümkün değildir. Hem de, böyle bir hedefimiz bulunmamaktadır. Aydın’da üretim yapan elektrik santralleri yüksek sıcaklık ve basınçtadır. Çalışma alanımızda, bulunması hedeflenen Jeotermal su, Balçova ile benzer olup, düşük mineral ve basınç değerine sahiptir.
5) Sondaj yapılacak olan alan, kuş cenneti havzasının dışında olup herhangi jeotermal su çevreye verilmeyecek ve bundan dolayı da kuşların ve/veya diğer canlıların yaşam alanlarına zarar verilmeyecektir.
6) Kamuoyunun bilmesi gereken bir örnek verirsek eğer; Balçova ve Narlıdere ilçelerimizde neredeyse 30 yıldır bu enerji sağlıklı biçimde evlere kadar ulaşıyor ve bugüne kadar herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmamıştır.
7) Açılacak olan sondaj kuyusu 25cm çapında olup işlem bittikten sonra sondaj için hazırlanan saha eski konuma getirilecektir.
8) 1Konut Eşdeğeri = 100m²’lik kapalı alanı belirtmektedir. 1KE’nin jeotermal enerji ile ısıtılması hava kirliliği açısından değerlendirildiğinde 6 adet aracın trafikten menedilmesiyle eş değer olarak değerlendirilmektedir. Biz Karşıyaka’mızda başlangıçta yaklaşık 34.000 aracın trafikten menedilmesi kadar karbondioksit salınımını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz.”
İçinde İzmir Kuş Cenneti’ni barındıran Gediz Deltası’nda 3 bin metrekarelik bir alanda 2 adet jeotermal kuyusu açılması için ÇED süreci başlatılması kararı itirazlara neden oldu. Egeli gazeteye konuşan Prof. Dr. Mehmet Sıkı, 2 milyon yılda oluşan bölgeden bir ot koparılması ya da bir taşın yerinin değiştirilmesinin bile ekolojik sisteme zarar vereceğini söyledi. Ayrıca Kuş Cenneti’nin hem jeolojik yapısına, hem de üsteki fiziksel bölümüne büyük zararlara yol açacağını aktaran Sıkı, İzmir’i seven herkesin bu girişimlere karşı çıkması gerektiğini ifade etti. Yapılması planlanan projeyle ilgili eleştirilere tek tek yanıt veren Tugay, “Sayın Prof. Dr. Mehmet Sıkı’nın kaygılarını ve endişelerini çok iyi anlıyoruz. İşte sırf bu yüzden Jeotermal Enerjiyi kullanmamız gerektiğinin altını kalın harflerle çiziyoruz” dedi.
İŞTE TUGAY’IN AÇIKLAMASI:
“1) Mevcut durumda, ısıtmada kullanılan fosil yakıtların yakılması ile ortaya çıkan Karbondioksit ve hatta Hidrojen Sülfür (H2S) oranını Jeotermal kaynak kullanarak sıfıra indireceğiz. Bunun yanı sıra, dışa bağımlı olduğumuz ve Amerikan doları ile aldığımız doğal gaz kullanımını da ilçemizde azaltmayı hedefliyoruz.
2) Biz, kapalı bir sistem içerisinde jeotermal suyu pompa ile yer altından alıp ısısını kullandıktan sonra, tekrar yer altına vererek çevreye hiçbir zarar vermeyeceğiz. Bu şekilde, Jeotermal suyun hava ile hiçbir teması olmayacaktır.
3) Jeotermal ısıtma sistemi devreye girdiğinde, Karşıyaka’mızda fosil yakıt (Kömür, Doğal gaz, Petrol vb.) tüketiminin azaltılması ile çevreci bir şehir haline gelmesi hedeflenmektedir. Yaşadığımız ve solduğumuz havanın oksijen kalitesinin artmasını bile öngörmek, bu projenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
4) Bölgede, Jeotermal elektrik santral (JES) kurulması hem sıcaklık olarak mümkün değildir. Hem de, böyle bir hedefimiz bulunmamaktadır. Aydın’da üretim yapan elektrik santralleri yüksek sıcaklık ve basınçtadır. Çalışma alanımızda, bulunması hedeflenen Jeotermal su, Balçova ile benzer olup, düşük mineral ve basınç değerine sahiptir.
5) Sondaj yapılacak olan alan, kuş cenneti havzasının dışında olup herhangi jeotermal su çevreye verilmeyecek ve bundan dolayı da kuşların ve/veya diğer canlıların yaşam alanlarına zarar verilmeyecektir.
6) Kamuoyunun bilmesi gereken bir örnek verirsek eğer; Balçova ve Narlıdere ilçelerimizde neredeyse 30 yıldır bu enerji sağlıklı biçimde evlere kadar ulaşıyor ve bugüne kadar herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmamıştır.
7) Açılacak olan sondaj kuyusu 25cm çapında olup işlem bittikten sonra sondaj için hazırlanan saha eski konuma getirilecektir.
8) 1Konut Eşdeğeri = 100m²’lik kapalı alanı belirtmektedir. 1KE’nin jeotermal enerji ile ısıtılması hava kirliliği açısından değerlendirildiğinde 6 adet aracın trafikten menedilmesiyle eş değer olarak değerlendirilmektedir. Biz Karşıyaka’mızda başlangıçta yaklaşık 34.000 aracın trafikten menedilmesi kadar karbondioksit salınımını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz.”