Hande TURAN-EGE’YE BAKIŞ/ Kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yayımlanan karar ile “feshedildi.” Karar’ın Resmi Gazete’ de yayımlanmasının ardından birçok ilde vatandaşlar sokağa çıkarak kararı protesto etti. İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi de bugün İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepki gösterdi ve bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamayı gerçekleştiren İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkan Vekili Nevin Öğütcen, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, tüm siyasi partilere, barolara, sendikalara, meslek örgütlerine, tüm sivil toplum örgütlerine ve İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan herkese, dayanışma ve birlik çağrısında bulundu.
“HER ÜÇ KADINDAN BİRİ FİZİKSEL ŞİDDETE UĞRUYOR”
Türkiye’nin , kadına yönelik şiddetin ciddi boyutlarda yaşandığı ve her üç kadından en az birinin hayatının bir döneminde fiziksel şiddete uğradığı bir ülke olduğunu ifade eden Öğütcen, ”Bu güzel ülkenin kadınları olarak, yıllardır, yılda en az 450-500 kadın cinayetinin cezasız kalmamasına çok emek verdik. Önlem alınsın, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasaymış gibi değil, gerçekten uygulansın diye çaba harcadık. Siyasi iradenin, iktidarın kadından yana olması, ev içinde şiddete uğrayan çocukları, yaşlıları, engellileri, gençleri ve hatta erkekleri yani herkesi, hepimizi koruması için çok dil döktük, çok anlattık, her hal ve şartta taleplerimizi dillendirdik, mahkeme salonlarından adeta çıkamadık. Gerçekler böyleyken, bir gece ansızın Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi kısa adıyla ‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiği Resmi Gazete’ de yayınlanıverdi. Kararname’nin içeriği, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan ve Türkiye Cumhuriyetinin ilk imzacısı olmakla gurur duyduğumuz, İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin yani İstanbul’un çekilmesiydi. Ve hatta bu karar, Avrupa Konseyi’ne de bildirildi, üç aylık çıkış süreci işletilmeye başlandı” dedi.
“BU KARAR 42 MİLYON KADINA DAYATILIYOR”
İstanbul Sözleşme’nin feshedilmesinin Türkiye’de yaşanan bir ilk olduğunu vurgulayan Öğütcen, bu kararın 42 milyon kadına dayatıldığını, kararın halkın çoğunluğunun iradesini yansıtmadığını ve iç hukuka uygun bir işlem olmadığını ifade etti. Öğütcen, “Türkiye, ‘’ben yaptım oldu’’ Cumhuriyeti değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası sözleşmelere taraf olma ve taraf olmaktan çıkma süreçleri Anayasa’da ve yasalarda belirlenmiş kurallarla yapılabilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmış bir Kanun’la, 6251 sayılı Kanun’la, kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi’nden bu Kanun’u yürürlükten kaldıran bir Kanun olmadan çıkılamaz. Cumhurbaşkanı, yasayla Kabul edilmiş bir konuda Kararname çıkararak Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'ne bağlılığını sonlandıramaz. Bunu yapmaya kalkışmak, Anayasa’ya ve yasalara aykırı bir işlemi denemektir” diye konuştu.
BU KARAR ‘YOK HÜKMÜNDEDİR’
Resmi Gazetede yayımlanan ‘Milletlerarası Antlaşmaların Onaylanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3’üncü maddesi Cumhurbaşkanına Uluslararası Sözleşmeleri fesih yetkisi veriyor iddialarının asılsız olduğunu ifade eden Öğütcen, temel, siyasi ve kişisel hak ve hürriyetlerle ilgili sözleşmelerden çekilme yetkisinin Cumhurbaşkanı’nın değil, TBMM’nin yetkisinde olduğunu vurguladı. Öğütçen, “Yani Cumhurbaşkanı bir imzayla kendisine yetki vermiş, bir diğer imzayla bu yetkisini İstanbul Sözleşmesinden çıkmak için kullanmış. Çünkü söz konusu Kararname’de verilen yetki fesih değil, feshi durdurma yetkisidir. Cumhurbaşkanı ancak idari, ticari, ekonomik ve teknik anlaşmalar ve uygulama anlaşmaları için düzeltici yetkiler kullanabilir. İşte bu nedenle, 20 Mart 2021 tarih, 31429 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanan 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi aslında yok hükmündedir. Biliyoruz ve bilinsin istiyoruz ki, İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir. İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuz bir işlemle uygulamadan kaldırmak mümkün değildir. Cumhurbaşkanı kadınların sesini, çocukların feryadını, halkın büyük çoğunluğunun sesini duymalı, hatasından dönmeli, hepimizi kaygılandıran, Türkiye nereye koşuyor diye düşündüren kararını gözden geçirip, akıl ve hukukun gerektirdiğini yapmalı, hukuken geçerli olmayan işlemini geri çekmelidir. Biz İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak, eşit insan olmak ve şiddete uğramadan yaşamak talebimizi düzenleyen bir uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’ni imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 gününden beri savunduk, savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz. Yasal başvuru haklarımızı da elbette kullanacağız” diye konuştu.
“BİRLİKTE YAŞATACAĞIZ”
TBMM’ye,siyasi partilere, barolara, sendikalara, meslek örgütlerine ve tüm sivil toplum örgütlerine İstanbul Sözleşmesine sahip çıkmak ve seslerini daha gür duyurabilmek için çağrıda bulunan Öğütçen, “Kadın insandır. Çünkü kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler, gençler, LGBTİ’ler şiddetsiz yaşama hakkında sahip insanlardır. Çünkü İstanbul Sözleşmesi hepimizi yaşatır! Çünkü İstanbul Sözleşmesini hep birlikte yaşatacağız!” şeklinde konuştu.
Açıklamayı gerçekleştiren İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkan Vekili Nevin Öğütcen, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, tüm siyasi partilere, barolara, sendikalara, meslek örgütlerine, tüm sivil toplum örgütlerine ve İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan herkese, dayanışma ve birlik çağrısında bulundu.
“HER ÜÇ KADINDAN BİRİ FİZİKSEL ŞİDDETE UĞRUYOR”
Türkiye’nin , kadına yönelik şiddetin ciddi boyutlarda yaşandığı ve her üç kadından en az birinin hayatının bir döneminde fiziksel şiddete uğradığı bir ülke olduğunu ifade eden Öğütcen, ”Bu güzel ülkenin kadınları olarak, yıllardır, yılda en az 450-500 kadın cinayetinin cezasız kalmamasına çok emek verdik. Önlem alınsın, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasaymış gibi değil, gerçekten uygulansın diye çaba harcadık. Siyasi iradenin, iktidarın kadından yana olması, ev içinde şiddete uğrayan çocukları, yaşlıları, engellileri, gençleri ve hatta erkekleri yani herkesi, hepimizi koruması için çok dil döktük, çok anlattık, her hal ve şartta taleplerimizi dillendirdik, mahkeme salonlarından adeta çıkamadık. Gerçekler böyleyken, bir gece ansızın Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi kısa adıyla ‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiği Resmi Gazete’ de yayınlanıverdi. Kararname’nin içeriği, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan ve Türkiye Cumhuriyetinin ilk imzacısı olmakla gurur duyduğumuz, İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin yani İstanbul’un çekilmesiydi. Ve hatta bu karar, Avrupa Konseyi’ne de bildirildi, üç aylık çıkış süreci işletilmeye başlandı” dedi.
“BU KARAR 42 MİLYON KADINA DAYATILIYOR”
İstanbul Sözleşme’nin feshedilmesinin Türkiye’de yaşanan bir ilk olduğunu vurgulayan Öğütcen, bu kararın 42 milyon kadına dayatıldığını, kararın halkın çoğunluğunun iradesini yansıtmadığını ve iç hukuka uygun bir işlem olmadığını ifade etti. Öğütcen, “Türkiye, ‘’ben yaptım oldu’’ Cumhuriyeti değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası sözleşmelere taraf olma ve taraf olmaktan çıkma süreçleri Anayasa’da ve yasalarda belirlenmiş kurallarla yapılabilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmış bir Kanun’la, 6251 sayılı Kanun’la, kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi’nden bu Kanun’u yürürlükten kaldıran bir Kanun olmadan çıkılamaz. Cumhurbaşkanı, yasayla Kabul edilmiş bir konuda Kararname çıkararak Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'ne bağlılığını sonlandıramaz. Bunu yapmaya kalkışmak, Anayasa’ya ve yasalara aykırı bir işlemi denemektir” diye konuştu.
BU KARAR ‘YOK HÜKMÜNDEDİR’
Resmi Gazetede yayımlanan ‘Milletlerarası Antlaşmaların Onaylanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3’üncü maddesi Cumhurbaşkanına Uluslararası Sözleşmeleri fesih yetkisi veriyor iddialarının asılsız olduğunu ifade eden Öğütcen, temel, siyasi ve kişisel hak ve hürriyetlerle ilgili sözleşmelerden çekilme yetkisinin Cumhurbaşkanı’nın değil, TBMM’nin yetkisinde olduğunu vurguladı. Öğütçen, “Yani Cumhurbaşkanı bir imzayla kendisine yetki vermiş, bir diğer imzayla bu yetkisini İstanbul Sözleşmesinden çıkmak için kullanmış. Çünkü söz konusu Kararname’de verilen yetki fesih değil, feshi durdurma yetkisidir. Cumhurbaşkanı ancak idari, ticari, ekonomik ve teknik anlaşmalar ve uygulama anlaşmaları için düzeltici yetkiler kullanabilir. İşte bu nedenle, 20 Mart 2021 tarih, 31429 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanan 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi aslında yok hükmündedir. Biliyoruz ve bilinsin istiyoruz ki, İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir. İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuz bir işlemle uygulamadan kaldırmak mümkün değildir. Cumhurbaşkanı kadınların sesini, çocukların feryadını, halkın büyük çoğunluğunun sesini duymalı, hatasından dönmeli, hepimizi kaygılandıran, Türkiye nereye koşuyor diye düşündüren kararını gözden geçirip, akıl ve hukukun gerektirdiğini yapmalı, hukuken geçerli olmayan işlemini geri çekmelidir. Biz İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi olarak, eşit insan olmak ve şiddete uğramadan yaşamak talebimizi düzenleyen bir uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’ni imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 gününden beri savunduk, savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz. Yasal başvuru haklarımızı da elbette kullanacağız” diye konuştu.
“BİRLİKTE YAŞATACAĞIZ”
TBMM’ye,siyasi partilere, barolara, sendikalara, meslek örgütlerine ve tüm sivil toplum örgütlerine İstanbul Sözleşmesine sahip çıkmak ve seslerini daha gür duyurabilmek için çağrıda bulunan Öğütçen, “Kadın insandır. Çünkü kadınlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler, gençler, LGBTİ’ler şiddetsiz yaşama hakkında sahip insanlardır. Çünkü İstanbul Sözleşmesi hepimizi yaşatır! Çünkü İstanbul Sözleşmesini hep birlikte yaşatacağız!” şeklinde konuştu.