Ege İhracatçı Birlikleri bugün Zoom platformundan Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik Manifestosu'nu kamuoyu ve basına duyurdu. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı jak eskinazi ve Birlik Başkanlarının katıldığı toplantıda, hükümete finansman konusunda çağrıda bulunan Eskinazi, 'Sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmalar yapan firmalarının harcamalarının yüzde 50’sinin devlet destekleri kapsamına alınması talep ediyoruz” diye konuştu.
Hande Turan- Ege'ye Bakış/ 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan eden Ege İhracatçı Birlikleri, sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmalarını pandemi döneminde de sürdürdü. EİB bünyesinde oluşturulan “Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu” Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik Manifestosunu oluşturdu. Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik Manifestosu, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ve Birlik Başkanlarının katılımıyla, bugün Zoom platformunda online düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı.
Üretim ve çeşitliliğin devamlılığı sağlanırken insanlığın yaşamının daimi kılınabilmesi olarak tanımlanabilecek Sürdürülebilirliği gelecek nesillerin ihtiyaçlarından çalmadan karşılayabilmek olarak özetleyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, sürdürülebilirliği, doğa, sosyal haklar, ekonomi olarak üç ana başlıkta ifade etti. 2020 yılının ilk günlerinde düzenlenen basın toplantısıyla 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettiklerini hatırlatan Eskinazi, “Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde “Sürdürülebilirlik Grubu” kurduklarının altını çizdi.
Üret-Tüket sistemi dünya limitlerini zorluyor
Tüm dünyada ve Türkiye'de mücadele edilen koronavirüs salgınının, en önemli nedenlerinden birinin de dünya genelinde sürdürülebilirlik konusunda doğru sınav verilmediğinin altını çizen Eskinazi, “Dünyamızın sınırlı kaynaklarını hızla tüketiyor ve gelecek nesillerden bize emanet olan dünyamızı çok fazla kirletiyoruz. hazır giyim sektörümüzden örnek veririsek; Dünya genelinde 5 dakikada 1 milyon parça giysi üretiliyor. Her 5 dakikada bir kamyon dolusu giysi yakılıyor, her yıl 180 milyon ABD Doları civarında giysi ise çöpe gidiyor. Dünyada hazır giyim üretiminde kullanılan su miktarının 5.6 – 9.4 trilyon litre civarında olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla mevcut üret – tüket sistemi dünya limitlerini oldukça zorlamaya başlıyor. Dünyadaki birçok sanayi sektörü karbon ve su kirliliğinde maalesef sorumluluk taşıyor.” diye konuştu.
Geri dönüşüm hayati öneme sahip
Dünyanın ortalama sıcaklığı iklim değişikliğine bağlı olarak arttığını ve son yüzyıl içerisinde küresel hava sıcaklığı 0.74 santigrad derece yükseldiğininin vurgusunu yapan Eskinazi, “Bu artış görece küçük gibi algılanmakla birlikte, bu artışın yarıdan fazlasının 1979 yılından bu yana gerçekleşmiş olması değişikliğin çok hızlı olduğunun bir göstergesi. Diğer taraftan dünya nüfusu hızla artıyor. Dünya nüfusunun 2050'de 9,8 ve 2100'de 11,2 milyarı geçmesi bekleniyor. Türkiye nüfusunun ise 2050'de 95 milyonu geçeceği öngörülüyor. İnsanlık henüz dünya dışında yaşamın var olduğu bir gezegene de hükmedemiyor. Dolayısıyla dünyadaki kıt kaynakların optimum kullanımı ve geri kazanım hayati öneme sahip.” şeklinde konuştu.
Dünyaya verilen zararın tüm sektörler farkında
İnsanlık olarak bugünkü hızla tüketmeye devam ettiğimiz takdirde Global Footprint Network’un tespitine göre 1.6 dünyaya daha ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Eskinazi, dünyamızda yaşanılan son gelişmeler, mal ve hizmet sektörü ayırt etmeksizin tüm sektörlerin insanlığa ve doğaya verdiği zararların artık farkına varıldığını iletti. Söz konusu durumu olumlu yönde değiştirebilmek için tüm devletlerin, kurumların ve sektörlerin yeni uygulamalara, yeni üretim tekniklerine ve teknolojilerine, yeni iş fikirlerine ve modellerine ve döngüsel ekonomiye olan ihtiyaçları da açıkça görüldüğünün vurgusunu yapan Eskinazi, Artık konu yalnızca çevre boyutuyla değil, ekonomik ve sosyal açıdan da ele alınmaya başlandı. Ege İhracatçı Birlikleri, 8 bini aşan ihracatçı üyeye sahip, ihracat dünyasına yön veren kurumlardan biri konumunda. Bu nedenle, ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğin tüm iş dünyası için öneminin bilinciyle hareket ediyoruz.” dedi.
Sürdürülebilir İhracat yolunda üyelerinin hep yanında olduğunu ve kurum içi faaliyetlerimizde de onlara örnek olmaya çalıştıklarının vurgusunu yapan Eskinazi, Ege İhracatçı Birlikleri’nin sürdürülebilirlik ile ilgili taahhütlerini şu şekilde özetledi,
Öncelikle karbon ve su ayak izini minimuma indirmek istiyoruz.
Yenilenebilir kaynaklardan enerji kullanımını arttırmayı amaçlıyoruz.
Ege İhracatçı Birlikleri’nin kullandığı elektriği binamıza kuracağımız güneş panellerinden üretmek için proje üzerinde çalışıyoruz.
Kendi enerjimizi üretmek yanında enerji tasarruflu ürün ve hizmet alımları yapıyoruz. Binamızdaki tüm aydınlatmaları led ampullerle değiştirdik. Üyelerimizi de bu konuya yönlendiriyoruz.
Türkiye’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen “Sıfır Atık Projesi”ne üye olan ilk ihracatçı birliği olduk.
Hükümete çağrı: Sürdürülebilirlik çalışmaları harcamalarına devletten %50 destek
Sürdürülebilirlik konusunda, ileri ki dönemde çevreye saygılı olmayan firmaların finansal açıdan kötü notlara sahip olacağını bu sebeple EİB bünyesindeki firmaların bu tip finansal değişimler için hazırlamasının önemli olduğunu vurgulayan Eskinazi finansman konusunda Hükümete bir çağrıda bulundu. Eskinazi 'Sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmalar yapan firmalarımızın harcamalarının yüzde 50’sinin devlet destekleri kapsamına alınmasını talep ediyoruz.' diye konuştu.
Sürdürülebilirlik yol haritası
Bu amaçla 2019 yılında Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilirlik ile ilgili en büyük inisiyatifi Global Compact’a Ege İhracatçı Birlikleri olarak üye olduklarının altını çizen Eskinazi, “Bu üyeliğimizin getirdiği sorumluluklar çerçevesinde bir meslek örgütü olarak sorumluluğumuzun büyüklüğünü biliyoruz.Yönetim anlayışından daha çoğulcu bir yaklaşım olan yönetişim anlayışına geçiyoruz. Güçlü ve dengeli ekonomik gelişmeyi sağlamak için şeffaflığı esas alan modellerle ilgili üyelerimize yol gösterici olacağız.Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını bir yol haritası olarak kabul edeceğiz” dedi..
Türkiye Sürdürülebilir Üretim Üssüne aday!
Dünyanın en büyük doğa koruma kuruluşlarından biri olan Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF)’nın WWF Yeşil Ofis Programına dahil olmak ve aynı zamanda çevre konusunda en kapsamlı sertifikasyonlardan olan ISO 14001’i almanın Ege İhracatçı Birlikleri olarak sürdürülebilirlik adına en önemli hedeflerinden biri olduğunu söyleyen Eskinazi, 'Böylece EFQM sertifikasyonunun ana merkezinde olan ISO 14001 belgesi sayesinde sürdürülebilirliğin operasyonel yönetim anlayışımızın temelinde yer almasını sağlayacağız” diye konuştu. Hem tarım hem de sanayi sektörlerimize bakıldığında ggüçlü altyapılarının olduğunu ve organik tarım, organik tekstil alanlarında Türkiye’de öncü konumda bulunduklarını aktaran Eskinazi, Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin sürdürülebilir üretim üssü olma konusunda önemli bir fırsat karşımıza çıkıyor. Bölgenin gerek yaşam tarzı gerekse de bilinç seviyesi böyle bir oluşum için çok uygun görünüyor. Böylece uluslararası ticarette önemli bir katma değer yaratak” dedi
Hazır Giyim topun ucunda
Sürdürülebilirlik konusunda Hazır Giyim Sektörü'nün topun ucunda olduğunu ileten Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, “Hazır giyim sektörü, tekstille beraber dünyayı kirletmede petrolden sonra gelen bir sektör. Bizler aslında müşterilerimizin zoruyla da olsa bu konuda çalışmalar yapıyorduk. Ancak kendimizde artık bu işin dünyamızı daha fazla kirletmemesi gerektiğini anlamış ve çalışmalara başlamaya karar verdil.. Yönetimsel, üretimsel ve çevresel sürdürülebilirlik üzerine firmalara bilgi vermek üzerine hareket ediyoruz. 4 nisanda finalini yapacağaımız ancak pandemi nedeniyle iptal ettiğimiz tasarım yarışması da sürdürülebilirlik üzerineydi. Bunun yanında bu konuyla ilgili, sergi ve konferaslar düzenledik. Bu konuda çalışmalarımız devam edecek.” diye konuştu.
Celep: “Sürdürülebilirlik eşittir katma değerdir”
Ege kuru meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep ise, pandeminin birçok detayı bütünde anlattığını, sürdürülebilirliğin ölçek ekonomisine endekslenmesi ve yönetişimselleşmesinin çok önemli olduğunu kaydetti. Celep, “Doğal ve organik tarımın artışını iyi tarım uygulamalarını öne çıkarmamız lazım. Sürdürülebilirlik eşittir katma değerdir. Türkiye ihracatının ortalama değeri 1,6 dolar diyoruz. Dünyanın değişimi bizim sürdürülebilirlikle katma değerli ürün pazarlama şansımızın yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Tarım ürünlerinde alınacak ciddi mesafenin değer zinciri oluşturacağı bilincindeyiz. URGE dahilinde almış olduğumuz yalın üretim modellerini yalın tarım modelleriyle daha geniş kitlelere yayacağız” dedi.
Girit: “Virüs dünyaya ayar çekti”
FAO’nun yayınlamış olduğu rapora göre 1.6 dünyaya ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, corona virüsünün dnyaya yeni bir ayar çektiğini, sürdürülebilirliğin hayvansal mamullerde de önemli olduğunu dile getirdi. Girit, “Biz sürdürülebilir yöntemler izlemezsek dengeler daha negatif yönde gelişecektir. Sürdürülebilirliğin en büyük katkısı bizleri ve dünyayı fabrika ayarlarına geri döndürüyor. Buna katkı sağlıyor” dedi.
Kaya: “Sürdürülebilir Madencilik öncelikli konumuz”
Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, “Hayatımız Maden Çalıştayı”nda en önemli konu başlıklarından birinin “Sürdürülebilir Madencilik” olduğu bilgisini verdi. Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü; “Sürdürülebilir madencilik adı altında 16 tane STK’nında bir araya geldiği platform oluşturduk. Madenciler diyoruz ki milli ve değerli olan madenlerimizi biz işleyeceksek bunları 80 milyonun sahip olduğu değerlerin bilinciyle özenle işlememiz gerekiyor. TEMA ve çevre örgütlerle bakanlıklarla görüşmelerimizle biz önce kendi üzerimize düşeni yaparak yola çıktık. Pandemi süreci başlamamış olsaydı 16 birlik fon oluşturup ağaçlandırma ve farkındalık yaratacak etkinlikleri yaparak milli değerlerimizi de çıkarıp ülke yararına sürdürülebilirliği önceleyerek yapmaya karar vermiştik. Bu süreç belli bir noktaya gelirse umarım bundan virüsten bir ders alırız. İnsanların ülkelerin birlik olmak gibi bir mecburiyeti olduğunu da anlatır. Ben değil biz diyen bir dünya bölye bir ders çıkarılırsa tüm insanların lehine olacaktır.”
Yağcı: “Sağlıklı Gıdaya talep arttı”
Covid-19 salgınının tarımın önemli olduğu gerçeğini ortaya çıkardığını ifade eden Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, sağlıklı ürünler için sürdürülebilirliğin olmasının şart olduğunun altını çizdi. “Çevre kirlendikçe ürünlerde kirleniyor” diyen Yağcı şöyle konuştu; “Çevreye sahip çıkmamız lazım. Özellikle gıdada kalite konusunda sürdürülebilirliği ön planda tutmalıyız. Pandemi döneminde ihracatta gerileme yaşanırken sağlıklı ürün olan kekiğin ihracatında artış oldu. Sağlıklı ürünlerin kaliteli üretiminin artması için, kirliliğe yol açmadan yabani otlar karışmadan üretiminin sağlanması gerekiyor.”
Uçak: “Tarıma yöneliş var”
Tarım sektöründe sürdürülebilirliğin pandemi döneminde daha da önem kazandığına değinen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, pandemi döneminin tarıma ilgiyi arttırdığını, sanayicilerin tarım yatırımlarına yöneldiğini, bu ilginin tarımda katma değerli üretim ve sürdürülebilirliğe güç vereceğini vurguladı.
Terci: “İsrafı önleyecek adımlar atılmalı”
Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan etmesinin ne kadar isabetli bir karar olduğunun pandemi ile daha net ortaya çıktığını savunan Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, tarımsal üretimdeki kayıpların önlenmesinin sürdürülebilirlik açısından önemine temas etti. Terci, “Sürdürülebilirlik için israf ve üretimdeki kayıpların azaltılması konusunda çaba harcanmalı. Son 6 ayda çok iyi bir performans sergiledik. İhracatçılarımızın ve üreticilerimizin bir başarısı. Bu başarının sürekli olması için çaba göstereceğiz” diye konuştu.
Er; “Ambalajda Sürdürülebilir ve geri dönüşümlü ürünler kullanılmalı”
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, gıda ürünlerinde geri dönüşümü olan ambalaj ürünlerinin kullanılmasının hem döngüsel ekonomi açısından, hem de sağlık açısından yararlı olacağına işaret etti. Er, sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm ürünlerde paketlemelerde geri dönüştürülebilir ambalajlama yapılırsa çevre kirliliği en aza inecek atık olmayacak. Sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya hepimizin isteği. Tarım ve tarıma dayalı ürünlerin amabalajlarında sıfır atık için ARGE çalışmalarına devam edilmeli. Sağlıklı ürünlerle besleyerek yaşanabilir bir dünyayı oluşturabiliriz. Ülkemizin en uzun ömürlü insanları Aydın Nazilli’de yaşıyor bunun temel sebebi hem mide, hem de çevre dostu sağlıklı ürünler olan zeytinyağı ve inciri çok tüketmeleri.”
Hande Turan- Ege'ye Bakış/ 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan eden Ege İhracatçı Birlikleri, sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmalarını pandemi döneminde de sürdürdü. EİB bünyesinde oluşturulan “Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu” Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik Manifestosunu oluşturdu. Ege İhracatçı Birlikleri Sürdürülebilirlik Manifestosu, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi ve Birlik Başkanlarının katılımıyla, bugün Zoom platformunda online düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuyla paylaşıldı.
Üretim ve çeşitliliğin devamlılığı sağlanırken insanlığın yaşamının daimi kılınabilmesi olarak tanımlanabilecek Sürdürülebilirliği gelecek nesillerin ihtiyaçlarından çalmadan karşılayabilmek olarak özetleyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, sürdürülebilirliği, doğa, sosyal haklar, ekonomi olarak üç ana başlıkta ifade etti. 2020 yılının ilk günlerinde düzenlenen basın toplantısıyla 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan ettiklerini hatırlatan Eskinazi, “Ege İhracatçı Birlikleri bünyesinde “Sürdürülebilirlik Grubu” kurduklarının altını çizdi.
Üret-Tüket sistemi dünya limitlerini zorluyor
Tüm dünyada ve Türkiye'de mücadele edilen koronavirüs salgınının, en önemli nedenlerinden birinin de dünya genelinde sürdürülebilirlik konusunda doğru sınav verilmediğinin altını çizen Eskinazi, “Dünyamızın sınırlı kaynaklarını hızla tüketiyor ve gelecek nesillerden bize emanet olan dünyamızı çok fazla kirletiyoruz. hazır giyim sektörümüzden örnek veririsek; Dünya genelinde 5 dakikada 1 milyon parça giysi üretiliyor. Her 5 dakikada bir kamyon dolusu giysi yakılıyor, her yıl 180 milyon ABD Doları civarında giysi ise çöpe gidiyor. Dünyada hazır giyim üretiminde kullanılan su miktarının 5.6 – 9.4 trilyon litre civarında olduğu tahmin ediliyor. Dolayısıyla mevcut üret – tüket sistemi dünya limitlerini oldukça zorlamaya başlıyor. Dünyadaki birçok sanayi sektörü karbon ve su kirliliğinde maalesef sorumluluk taşıyor.” diye konuştu.
Geri dönüşüm hayati öneme sahip
Dünyanın ortalama sıcaklığı iklim değişikliğine bağlı olarak arttığını ve son yüzyıl içerisinde küresel hava sıcaklığı 0.74 santigrad derece yükseldiğininin vurgusunu yapan Eskinazi, “Bu artış görece küçük gibi algılanmakla birlikte, bu artışın yarıdan fazlasının 1979 yılından bu yana gerçekleşmiş olması değişikliğin çok hızlı olduğunun bir göstergesi. Diğer taraftan dünya nüfusu hızla artıyor. Dünya nüfusunun 2050'de 9,8 ve 2100'de 11,2 milyarı geçmesi bekleniyor. Türkiye nüfusunun ise 2050'de 95 milyonu geçeceği öngörülüyor. İnsanlık henüz dünya dışında yaşamın var olduğu bir gezegene de hükmedemiyor. Dolayısıyla dünyadaki kıt kaynakların optimum kullanımı ve geri kazanım hayati öneme sahip.” şeklinde konuştu.
Dünyaya verilen zararın tüm sektörler farkında
İnsanlık olarak bugünkü hızla tüketmeye devam ettiğimiz takdirde Global Footprint Network’un tespitine göre 1.6 dünyaya daha ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Eskinazi, dünyamızda yaşanılan son gelişmeler, mal ve hizmet sektörü ayırt etmeksizin tüm sektörlerin insanlığa ve doğaya verdiği zararların artık farkına varıldığını iletti. Söz konusu durumu olumlu yönde değiştirebilmek için tüm devletlerin, kurumların ve sektörlerin yeni uygulamalara, yeni üretim tekniklerine ve teknolojilerine, yeni iş fikirlerine ve modellerine ve döngüsel ekonomiye olan ihtiyaçları da açıkça görüldüğünün vurgusunu yapan Eskinazi, Artık konu yalnızca çevre boyutuyla değil, ekonomik ve sosyal açıdan da ele alınmaya başlandı. Ege İhracatçı Birlikleri, 8 bini aşan ihracatçı üyeye sahip, ihracat dünyasına yön veren kurumlardan biri konumunda. Bu nedenle, ekonomik, sosyal ve çevresel sürdürülebilirliğin tüm iş dünyası için öneminin bilinciyle hareket ediyoruz.” dedi.
Sürdürülebilir İhracat yolunda üyelerinin hep yanında olduğunu ve kurum içi faaliyetlerimizde de onlara örnek olmaya çalıştıklarının vurgusunu yapan Eskinazi, Ege İhracatçı Birlikleri’nin sürdürülebilirlik ile ilgili taahhütlerini şu şekilde özetledi,
Öncelikle karbon ve su ayak izini minimuma indirmek istiyoruz.
Yenilenebilir kaynaklardan enerji kullanımını arttırmayı amaçlıyoruz.
Ege İhracatçı Birlikleri’nin kullandığı elektriği binamıza kuracağımız güneş panellerinden üretmek için proje üzerinde çalışıyoruz.
Kendi enerjimizi üretmek yanında enerji tasarruflu ürün ve hizmet alımları yapıyoruz. Binamızdaki tüm aydınlatmaları led ampullerle değiştirdik. Üyelerimizi de bu konuya yönlendiriyoruz.
Türkiye’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hayata geçirilen “Sıfır Atık Projesi”ne üye olan ilk ihracatçı birliği olduk.
- EİB olarak, ofislerimizin bulunduğu tüm katlara atık kumbaraları koyduk.
- Kurumsal ürünlerde Bio-çözünür malzemeden yapılan ve tekrar kullanılabilir ürünleri tercih ediyoruz.
- Binamızda geçici atık depolama alanı oluşturduk ve toplanan atıkların belediye anlaşmalı geri dönüşüm firmasına verilmesini sağlıyor ve toplanan miktarları Entegre Çevre Bilgi Sistemine beyan ediyoruz.
- Kağıt ve plastik bazlı ofis malzemelerini temizleyerek tekrar kullanılmasını sağlıyoruz.
- Yaptığımız tüm bu çalışmalarla amacımız, sıfır atık projesine ilk katılan ihracatçı birliği olarak bu konuda bir farkındalık yaratmak. Bundan sonraki hedefimiz, gerekli kriterleri sağlayarak sıfır atık belgesi alarak bu konuda da öncü olmak.
Hükümete çağrı: Sürdürülebilirlik çalışmaları harcamalarına devletten %50 destek
Sürdürülebilirlik konusunda, ileri ki dönemde çevreye saygılı olmayan firmaların finansal açıdan kötü notlara sahip olacağını bu sebeple EİB bünyesindeki firmaların bu tip finansal değişimler için hazırlamasının önemli olduğunu vurgulayan Eskinazi finansman konusunda Hükümete bir çağrıda bulundu. Eskinazi 'Sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmalar yapan firmalarımızın harcamalarının yüzde 50’sinin devlet destekleri kapsamına alınmasını talep ediyoruz.' diye konuştu.
Sürdürülebilirlik yol haritası
Bu amaçla 2019 yılında Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilirlik ile ilgili en büyük inisiyatifi Global Compact’a Ege İhracatçı Birlikleri olarak üye olduklarının altını çizen Eskinazi, “Bu üyeliğimizin getirdiği sorumluluklar çerçevesinde bir meslek örgütü olarak sorumluluğumuzun büyüklüğünü biliyoruz.Yönetim anlayışından daha çoğulcu bir yaklaşım olan yönetişim anlayışına geçiyoruz. Güçlü ve dengeli ekonomik gelişmeyi sağlamak için şeffaflığı esas alan modellerle ilgili üyelerimize yol gösterici olacağız.Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını bir yol haritası olarak kabul edeceğiz” dedi..
Türkiye Sürdürülebilir Üretim Üssüne aday!
Dünyanın en büyük doğa koruma kuruluşlarından biri olan Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF)’nın WWF Yeşil Ofis Programına dahil olmak ve aynı zamanda çevre konusunda en kapsamlı sertifikasyonlardan olan ISO 14001’i almanın Ege İhracatçı Birlikleri olarak sürdürülebilirlik adına en önemli hedeflerinden biri olduğunu söyleyen Eskinazi, 'Böylece EFQM sertifikasyonunun ana merkezinde olan ISO 14001 belgesi sayesinde sürdürülebilirliğin operasyonel yönetim anlayışımızın temelinde yer almasını sağlayacağız” diye konuştu. Hem tarım hem de sanayi sektörlerimize bakıldığında ggüçlü altyapılarının olduğunu ve organik tarım, organik tekstil alanlarında Türkiye’de öncü konumda bulunduklarını aktaran Eskinazi, Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin sürdürülebilir üretim üssü olma konusunda önemli bir fırsat karşımıza çıkıyor. Bölgenin gerek yaşam tarzı gerekse de bilinç seviyesi böyle bir oluşum için çok uygun görünüyor. Böylece uluslararası ticarette önemli bir katma değer yaratak” dedi
Hazır Giyim topun ucunda
Sürdürülebilirlik konusunda Hazır Giyim Sektörü'nün topun ucunda olduğunu ileten Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Sertbaş, “Hazır giyim sektörü, tekstille beraber dünyayı kirletmede petrolden sonra gelen bir sektör. Bizler aslında müşterilerimizin zoruyla da olsa bu konuda çalışmalar yapıyorduk. Ancak kendimizde artık bu işin dünyamızı daha fazla kirletmemesi gerektiğini anlamış ve çalışmalara başlamaya karar verdil.. Yönetimsel, üretimsel ve çevresel sürdürülebilirlik üzerine firmalara bilgi vermek üzerine hareket ediyoruz. 4 nisanda finalini yapacağaımız ancak pandemi nedeniyle iptal ettiğimiz tasarım yarışması da sürdürülebilirlik üzerineydi. Bunun yanında bu konuyla ilgili, sergi ve konferaslar düzenledik. Bu konuda çalışmalarımız devam edecek.” diye konuştu.
Celep: “Sürdürülebilirlik eşittir katma değerdir”
Ege kuru meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep ise, pandeminin birçok detayı bütünde anlattığını, sürdürülebilirliğin ölçek ekonomisine endekslenmesi ve yönetişimselleşmesinin çok önemli olduğunu kaydetti. Celep, “Doğal ve organik tarımın artışını iyi tarım uygulamalarını öne çıkarmamız lazım. Sürdürülebilirlik eşittir katma değerdir. Türkiye ihracatının ortalama değeri 1,6 dolar diyoruz. Dünyanın değişimi bizim sürdürülebilirlikle katma değerli ürün pazarlama şansımızın yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Tarım ürünlerinde alınacak ciddi mesafenin değer zinciri oluşturacağı bilincindeyiz. URGE dahilinde almış olduğumuz yalın üretim modellerini yalın tarım modelleriyle daha geniş kitlelere yayacağız” dedi.
Girit: “Virüs dünyaya ayar çekti”
FAO’nun yayınlamış olduğu rapora göre 1.6 dünyaya ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Bedri Girit, corona virüsünün dnyaya yeni bir ayar çektiğini, sürdürülebilirliğin hayvansal mamullerde de önemli olduğunu dile getirdi. Girit, “Biz sürdürülebilir yöntemler izlemezsek dengeler daha negatif yönde gelişecektir. Sürdürülebilirliğin en büyük katkısı bizleri ve dünyayı fabrika ayarlarına geri döndürüyor. Buna katkı sağlıyor” dedi.
Kaya: “Sürdürülebilir Madencilik öncelikli konumuz”
Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, “Hayatımız Maden Çalıştayı”nda en önemli konu başlıklarından birinin “Sürdürülebilir Madencilik” olduğu bilgisini verdi. Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü; “Sürdürülebilir madencilik adı altında 16 tane STK’nında bir araya geldiği platform oluşturduk. Madenciler diyoruz ki milli ve değerli olan madenlerimizi biz işleyeceksek bunları 80 milyonun sahip olduğu değerlerin bilinciyle özenle işlememiz gerekiyor. TEMA ve çevre örgütlerle bakanlıklarla görüşmelerimizle biz önce kendi üzerimize düşeni yaparak yola çıktık. Pandemi süreci başlamamış olsaydı 16 birlik fon oluşturup ağaçlandırma ve farkındalık yaratacak etkinlikleri yaparak milli değerlerimizi de çıkarıp ülke yararına sürdürülebilirliği önceleyerek yapmaya karar vermiştik. Bu süreç belli bir noktaya gelirse umarım bundan virüsten bir ders alırız. İnsanların ülkelerin birlik olmak gibi bir mecburiyeti olduğunu da anlatır. Ben değil biz diyen bir dünya bölye bir ders çıkarılırsa tüm insanların lehine olacaktır.”
Yağcı: “Sağlıklı Gıdaya talep arttı”
Covid-19 salgınının tarımın önemli olduğu gerçeğini ortaya çıkardığını ifade eden Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Cahit Doğan Yağcı, sağlıklı ürünler için sürdürülebilirliğin olmasının şart olduğunun altını çizdi. “Çevre kirlendikçe ürünlerde kirleniyor” diyen Yağcı şöyle konuştu; “Çevreye sahip çıkmamız lazım. Özellikle gıdada kalite konusunda sürdürülebilirliği ön planda tutmalıyız. Pandemi döneminde ihracatta gerileme yaşanırken sağlıklı ürün olan kekiğin ihracatında artış oldu. Sağlıklı ürünlerin kaliteli üretiminin artması için, kirliliğe yol açmadan yabani otlar karışmadan üretiminin sağlanması gerekiyor.”
Uçak: “Tarıma yöneliş var”
Tarım sektöründe sürdürülebilirliğin pandemi döneminde daha da önem kazandığına değinen Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, pandemi döneminin tarıma ilgiyi arttırdığını, sanayicilerin tarım yatırımlarına yöneldiğini, bu ilginin tarımda katma değerli üretim ve sürdürülebilirliğe güç vereceğini vurguladı.
Terci: “İsrafı önleyecek adımlar atılmalı”
Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2020 yılını “Sürdürülebilirlik Yılı” ilan etmesinin ne kadar isabetli bir karar olduğunun pandemi ile daha net ortaya çıktığını savunan Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Terci, tarımsal üretimdeki kayıpların önlenmesinin sürdürülebilirlik açısından önemine temas etti. Terci, “Sürdürülebilirlik için israf ve üretimdeki kayıpların azaltılması konusunda çaba harcanmalı. Son 6 ayda çok iyi bir performans sergiledik. İhracatçılarımızın ve üreticilerimizin bir başarısı. Bu başarının sürekli olması için çaba göstereceğiz” diye konuştu.
Er; “Ambalajda Sürdürülebilir ve geri dönüşümlü ürünler kullanılmalı”
Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği Başkanı Davut Er, gıda ürünlerinde geri dönüşümü olan ambalaj ürünlerinin kullanılmasının hem döngüsel ekonomi açısından, hem de sağlık açısından yararlı olacağına işaret etti. Er, sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm ürünlerde paketlemelerde geri dönüştürülebilir ambalajlama yapılırsa çevre kirliliği en aza inecek atık olmayacak. Sürdürülebilir ve yaşanabilir bir dünya hepimizin isteği. Tarım ve tarıma dayalı ürünlerin amabalajlarında sıfır atık için ARGE çalışmalarına devam edilmeli. Sağlıklı ürünlerle besleyerek yaşanabilir bir dünyayı oluşturabiliriz. Ülkemizin en uzun ömürlü insanları Aydın Nazilli’de yaşıyor bunun temel sebebi hem mide, hem de çevre dostu sağlıklı ürünler olan zeytinyağı ve inciri çok tüketmeleri.”