Hande Turan/ İzmir Konak'a bağlı Sakarya Mahallesi'nde bugün art arda yaşanan depremlerin etkisiyle 30 Ekim İzmir depremi sonrası orta hasar tespiti yapılmış bir binanın yarısı çöktü. Hem 30 Ekim'den hem artçı depremlerden hem de yoğun yağışlardan etkilenen binadan her gün parçalar düştüğü söyleyen mahalleli, binanın ağır hasarlı olduğunu iddia etti. Tehlike saçan binanın çevresinde oyun oynayan çocuklar dikkat çekti.Sokakta kaldılar
20 senedir yaşadığı yıkılmasıyla torunlarıyla sokakta kaldığını söyleyen Kar, büyük bir afet olmadan önce yetkililere çağrıda bulundu. Kar, “ Depremden sonra bakanlıktan hasar tespit için geldiler. Görevliler bize, eve girmeyin, bu ev yıkılacak dedi. Madem girilmeyecek kadar tehlikeli, o zaman nasıl orta hasarlı olabiliyor? Eşyalarımız içerde kaldı, girip alamadık bile” dedi.
Kaymakamlık'tan “tel örgü” önlemiOrta hasar tespiti yapıldıktan sonra Kaymakamlığa itiraz dilekçesiyle başvuran Kar, evinde meydana gelen hasarı bildirdi. Ancak Kaymakamlık'tan olumsuz yanıt aldı. O süreci anlatan Kar, “Evim orta hasarlı olamaz, her gün dökülüyor, mahallede bir sürü çocuk var birinin başına bir şey gelecek dedim. Kimse beni dinlemedi, en son 25 Ocak’ta yağan yağmurlarla beraber evin bir tarafı daha göçtü. Gelip etrafını telle çevirdiler. Sokak dar olduğu için vinç giremez, sizin durumunuz varsa siz yıktırın diyorlar. Bu sabahta diğer bir kısmı daha çöktü. Engelli maaşım 544 TL, durumum yok nasıl yıktıracağım? Burada yaşayan mahalleliye bir şey olursa hesabını kim verecek? Ben canımı kurtardığım için şükrediyorum. Torunlarımla ben o evin altında kalabilirdik. Ev gitti, gelen mala geldi ama bize bir el uzatın. Yetkililere sesleniyorum, bize yardım edin. Sesimizi kime duyuralım? ” dedi.
Ölüm saçıyor
Sakarya Mahalle Muhtarı Abdülmenaf Turşak, mahallede bulunan tarihi binaların tehlikeli olduğunu ve yıkılmak üzere olan birkaç binanın daha olduğunu aktardı. Evin sadece tel örgüyle çevrilmesine tepki gösteren Turşak, “30 Ekim’de yaşadığımız üzücü depremden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda görevli iki arkadaş geldi. Evin hasar tespiti için çalışmalar yaptılar. Kesinlikle bu evde kimse oturmasın, yıkılmak üzere dediler. Ancak bana gelen raporda orta hasarlı yazıyordu. İtiraz dilekçelerimizi verdik. Zaten zamanla bina göçmeye başladı. Özellikle yağmurun yoğun yağdığı günlerde duvarları yıkılmaya başladı. 25 Ocak’ta gelip etrafını telle çevirdiler. Tarihi bina olduğu için Yapı Denetim’den yıkım izni bekliyorlarmış. Bu sabahta aradım ancak izin çıkmadığı için gelip yıkamadıklarını söylediler. Elektrikleri kesmeye gelen personel bile korkudan içeri giremedi. Elektrikleri kesemediler, şartelden kapattık. Elimizden gelen bir şey yok, bu ev burada durdukça ölüm saçıyor” diye konuştu.
PARÇALAR DIŞARIYA FIRLADI
Yıkılan evin yanında yaşayan komşu Damla Aker, “Benim ikiz çocuklarım var. Evin içinde tutamıyorum, sıkılıyorlar. Dışarı çıkıp mahallede oynuyorlar. Sabahki depremde de çocuğumu zor aldım oradan. Duvar olduğu gibi çöktü. Etrafına tel de örseler parçaları dışarıya fırladı. Çocuklardan çok korkuyoruz. Polisi arıyoruz, mülk sahibini arayın, yıktırsın evi diyorlar. Mahalleye vinç giremediği için yıkamayız diyorlar. Biz burada ölmeye mahkum muyuz?” dedi.
20 senedir yaşadığı yıkılmasıyla torunlarıyla sokakta kaldığını söyleyen Kar, büyük bir afet olmadan önce yetkililere çağrıda bulundu. Kar, “ Depremden sonra bakanlıktan hasar tespit için geldiler. Görevliler bize, eve girmeyin, bu ev yıkılacak dedi. Madem girilmeyecek kadar tehlikeli, o zaman nasıl orta hasarlı olabiliyor? Eşyalarımız içerde kaldı, girip alamadık bile” dedi.
Kaymakamlık'tan “tel örgü” önlemiOrta hasar tespiti yapıldıktan sonra Kaymakamlığa itiraz dilekçesiyle başvuran Kar, evinde meydana gelen hasarı bildirdi. Ancak Kaymakamlık'tan olumsuz yanıt aldı. O süreci anlatan Kar, “Evim orta hasarlı olamaz, her gün dökülüyor, mahallede bir sürü çocuk var birinin başına bir şey gelecek dedim. Kimse beni dinlemedi, en son 25 Ocak’ta yağan yağmurlarla beraber evin bir tarafı daha göçtü. Gelip etrafını telle çevirdiler. Sokak dar olduğu için vinç giremez, sizin durumunuz varsa siz yıktırın diyorlar. Bu sabahta diğer bir kısmı daha çöktü. Engelli maaşım 544 TL, durumum yok nasıl yıktıracağım? Burada yaşayan mahalleliye bir şey olursa hesabını kim verecek? Ben canımı kurtardığım için şükrediyorum. Torunlarımla ben o evin altında kalabilirdik. Ev gitti, gelen mala geldi ama bize bir el uzatın. Yetkililere sesleniyorum, bize yardım edin. Sesimizi kime duyuralım? ” dedi.
Ölüm saçıyor
Sakarya Mahalle Muhtarı Abdülmenaf Turşak, mahallede bulunan tarihi binaların tehlikeli olduğunu ve yıkılmak üzere olan birkaç binanın daha olduğunu aktardı. Evin sadece tel örgüyle çevrilmesine tepki gösteren Turşak, “30 Ekim’de yaşadığımız üzücü depremden sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda görevli iki arkadaş geldi. Evin hasar tespiti için çalışmalar yaptılar. Kesinlikle bu evde kimse oturmasın, yıkılmak üzere dediler. Ancak bana gelen raporda orta hasarlı yazıyordu. İtiraz dilekçelerimizi verdik. Zaten zamanla bina göçmeye başladı. Özellikle yağmurun yoğun yağdığı günlerde duvarları yıkılmaya başladı. 25 Ocak’ta gelip etrafını telle çevirdiler. Tarihi bina olduğu için Yapı Denetim’den yıkım izni bekliyorlarmış. Bu sabahta aradım ancak izin çıkmadığı için gelip yıkamadıklarını söylediler. Elektrikleri kesmeye gelen personel bile korkudan içeri giremedi. Elektrikleri kesemediler, şartelden kapattık. Elimizden gelen bir şey yok, bu ev burada durdukça ölüm saçıyor” diye konuştu.
PARÇALAR DIŞARIYA FIRLADI
Yıkılan evin yanında yaşayan komşu Damla Aker, “Benim ikiz çocuklarım var. Evin içinde tutamıyorum, sıkılıyorlar. Dışarı çıkıp mahallede oynuyorlar. Sabahki depremde de çocuğumu zor aldım oradan. Duvar olduğu gibi çöktü. Etrafına tel de örseler parçaları dışarıya fırladı. Çocuklardan çok korkuyoruz. Polisi arıyoruz, mülk sahibini arayın, yıktırsın evi diyorlar. Mahalleye vinç giremediği için yıkamayız diyorlar. Biz burada ölmeye mahkum muyuz?” dedi.