Hande TURAN-EGE'YE BAKIŞ/ Türkiye’nin su gündemi 22-23 Mart tarihlerinde CHP’li büyükşehir belediye başkanları katılımıyla İzmir’de tartışılacak. Toplantı dolayısıyla CHP’nin 11 büyükşehir belediye başkanı bugün İzmir’de bir araya geliyor.
“Kentlerde sürdürülebilir su politikaları zirvesi” başlığı ile yapılan toplantıya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da katılacak.
“5,5 MİLYAR İNSAN SU KITLIĞI YAŞAYACAK”
Açılış konuşmasını gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı alim murathan yaptı. Murathan, " Birleşmiş Milletler 1993 yılından bu güne bugünü her zaman düzenli olarak kutluyor bütün dünyada bir farkındalık yaratmak için tatlı su sorununa odaklanıyor. Çünkü dünyada yaşayan 2.2 milyar insan sağlıklı içme suyuna erişemiyor. Yine her 3 kişiden 1 i içme suyu sorunu yaşıyor. BM’nin en son iklim değişikliğini de içinde alan araştırmalarda 2050 yılına geldiğimizde 5,5 milyar kişinin su kıtlığı yaşayacağını söylüyor. Bu da, 18 yaş altı yaklaşık 600 milyon civarında çocuğun su kıtlığıyla uzun bir hayat yaşayacak anlamına geliyor. Ülkemizle ilgili yapılan araştırmalar önümüzdeki 20 yıl içerisinde birçok su havzasında önemli su eksilmeleri var. Nüfus artışının ve kuraklığın Türkiye’nin 2030 yılına geldiğinde bugün 1400 metre küp olan kişi başına düşen su miktarı da azalmış durumda” dedi.
“İÇME SUYUNA BAKARAK GÜVENCE ALTINA ALAMAYIZ”
Murathan, “Yaklaşık bir kaç ay önce Ekim ve Kasım aylarında Türkiye’de hepimizin konuştuğu başta İstanbul olmak üzere barajlarımızdaki su oranları oldukça düştü. 2020 yılının Ocak ve Şubat aylarındaki yağışlarla su miktarlarımızda artış gerçekleşti. İstanbul’da yüzde 60’a ulaştı. Ancak biz ülkemizde Ankara’da, İzmir’de ve İstanbul’da yalnızca içme suyu barajlarımızın su seviyelerine bakarak kentlerimizin su güvenliğini güvence altına alamayız. Bu toplantının amaçlarından bir tanesi Türkiye’nin içme, tarımsal ve endüstriyel suyunun güvenliğini eksik politikalar nedeniyle çok büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığı bu süreçte başka bir su yönetiminin de mümkün olması gerektiği üzerinedir. 380 kişinin katılımıyla, su uzmanları ve Türkiye’de tarım, sanayi kesimi ve çevre örgütlerinin ilk defa Türkiye’de su yönetimini tartışacak. Hepimizin evlerimizde tükettiğimiz suyu yarın ilk defa su tüketicileriyle birlikte tartışmış olacağız. Başka bir su yönetimi mümkün konusunu hep birlikte tartışmış olacağız. Bu toplantının düzenlenmesinde 11 büyükşehir belediyenin büyük katkıları var. Katkısı geçen herkese teşekkür ederim” diye konuştu.
BU TOPLANTI MİHENK TAŞIDIR
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu ise, 11 büyükşehir belediye başkanının katılımı ile gerçekleştirilen toplantının su krizinde mihenk taşı olacağını belirtti. Özuslu, "Bu zirve 2 açıdan çok büyük önem aşıyor. İlki 11 Büyükşehir belediyesinin başka bir su yönetimi mümkün diyerek hepimizin ortak kullandığı suyumuzu küresel bir dille ele almasıdır. Ülkemiz için örnek olacak bir vizyon geliştirmek için birlikte çalışmak ve sorunlarımızı ortak akılla değerlendirmek açısından son derece önemlidir. Bu yaklaşım Türkiye'nin bugünü ve yarını için mihenk taşı niteliğindedir. Demokrasi kültürünün bu tür toplantılarda kökleşmesi, gelişmesi ülkemizde umudun asla tükenmeyeceğinin sigortasıdır. Bu buluşma salt tüketme üzerine kurulan insan aklının ne kadar yanıldığını ortaya çıkartırken, kuraklık ve su krizi gibi sorunların çözümünün ancak bu tarz politikalar ile sürdürüleceğinin göstergesidir. 11 Büyükşehir belediyesinin kentlerimizin doğa ile barışık çalışmak için ortaya koyduğu ortak çalışma biçimi kara bulutlar dolasan demokrasimiz için su kadar hayatidir. Bugünkü buluşmamız aynı zamanda demokrasimize de can suyu verecektir. Bu zirveyi başlı başına önemli kılan ikinci etmen ise ele aldığı konu. Su bizler için ne ifade ediyor? Su bizim için en önemli müşterektir. Kadım zamanlardan bugüne yaşamın, yenilikçinin ve kalkınmanın kaynağıdır. Su en temel ve vazgeçilmez insan hakkıdır” dedi.
DOĞAL KAYNAKLAR TÜKENİYOR
Ülke sınırlarının bile su çizgileri ile ayrıldığını vurgulayan Özuslu, "Ülkelerin kâğıt üstünde birbirinden ayıran doğal bir sınırdır ancak aynı zamanda insanların kaderlerinin tutkallıdır su. Dünya barışının teminatıdır su. Tam da bu sebeplerle politikanın tam konusudur su. Söz gelimi su güvenliği meselesi, küresel siyasetin en öncelikli meselelerinden birisidir. İçerisinde bulunduğumuz 21. yüzyılın bizlere sunduğu manzarası çok açık. Tatlı su kaynakları kurumaya yüz tuttu. Ülke sınırları bu yüzden değişme potansiyeli taşıyor. Doğal kaynaklarımız giderek tükeniyor. Tüm bu olumsuzluklar dünya genelin sağlığımız ile birlikte toplumsal yapıyı da bozan koronavirüs ile daha da muğlaklaşıyor ve derinleşiyor. Bizlerden yaşadığımız çağa uygun bir iç karartıcı bir senaryo yazmamız istense daha kötü bir senaryo yazamazdık. Suyun eksikliği halinde 2030 yılı hedeflerinde hiçbir ülkenin ulaşması mümkün olmayacaktır. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bizler başkanımız önderliğinde doğa ile uyumlu ir yaşamın uyumluluğu çerçevesinde sürdürülebilir bir kent yaratmaya çalışıyoruz. Meseleyi kent yönetiminin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. İzmir'in su yönetimi tarımsal ve endüstriyel açıdan kendi kendine planlıyoruz. Yaptığımız işlere bugünün gereksinimler ve gelecek nesillerin ihtiyaçları doğrultusunda bakıyoruz. Su yönetimini teknik, ekolojik boyutlarını da göz önünde bulundurarak bütüncül bir yaklaşım ile icra ediyoruz" dedi
“Kentlerde sürdürülebilir su politikaları zirvesi” başlığı ile yapılan toplantıya İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar da katılacak.
“5,5 MİLYAR İNSAN SU KITLIĞI YAŞAYACAK”
Açılış konuşmasını gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı alim murathan yaptı. Murathan, " Birleşmiş Milletler 1993 yılından bu güne bugünü her zaman düzenli olarak kutluyor bütün dünyada bir farkındalık yaratmak için tatlı su sorununa odaklanıyor. Çünkü dünyada yaşayan 2.2 milyar insan sağlıklı içme suyuna erişemiyor. Yine her 3 kişiden 1 i içme suyu sorunu yaşıyor. BM’nin en son iklim değişikliğini de içinde alan araştırmalarda 2050 yılına geldiğimizde 5,5 milyar kişinin su kıtlığı yaşayacağını söylüyor. Bu da, 18 yaş altı yaklaşık 600 milyon civarında çocuğun su kıtlığıyla uzun bir hayat yaşayacak anlamına geliyor. Ülkemizle ilgili yapılan araştırmalar önümüzdeki 20 yıl içerisinde birçok su havzasında önemli su eksilmeleri var. Nüfus artışının ve kuraklığın Türkiye’nin 2030 yılına geldiğinde bugün 1400 metre küp olan kişi başına düşen su miktarı da azalmış durumda” dedi.
“İÇME SUYUNA BAKARAK GÜVENCE ALTINA ALAMAYIZ”
Murathan, “Yaklaşık bir kaç ay önce Ekim ve Kasım aylarında Türkiye’de hepimizin konuştuğu başta İstanbul olmak üzere barajlarımızdaki su oranları oldukça düştü. 2020 yılının Ocak ve Şubat aylarındaki yağışlarla su miktarlarımızda artış gerçekleşti. İstanbul’da yüzde 60’a ulaştı. Ancak biz ülkemizde Ankara’da, İzmir’de ve İstanbul’da yalnızca içme suyu barajlarımızın su seviyelerine bakarak kentlerimizin su güvenliğini güvence altına alamayız. Bu toplantının amaçlarından bir tanesi Türkiye’nin içme, tarımsal ve endüstriyel suyunun güvenliğini eksik politikalar nedeniyle çok büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığı bu süreçte başka bir su yönetiminin de mümkün olması gerektiği üzerinedir. 380 kişinin katılımıyla, su uzmanları ve Türkiye’de tarım, sanayi kesimi ve çevre örgütlerinin ilk defa Türkiye’de su yönetimini tartışacak. Hepimizin evlerimizde tükettiğimiz suyu yarın ilk defa su tüketicileriyle birlikte tartışmış olacağız. Başka bir su yönetimi mümkün konusunu hep birlikte tartışmış olacağız. Bu toplantının düzenlenmesinde 11 büyükşehir belediyenin büyük katkıları var. Katkısı geçen herkese teşekkür ederim” diye konuştu.
BU TOPLANTI MİHENK TAŞIDIR
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu ise, 11 büyükşehir belediye başkanının katılımı ile gerçekleştirilen toplantının su krizinde mihenk taşı olacağını belirtti. Özuslu, "Bu zirve 2 açıdan çok büyük önem aşıyor. İlki 11 Büyükşehir belediyesinin başka bir su yönetimi mümkün diyerek hepimizin ortak kullandığı suyumuzu küresel bir dille ele almasıdır. Ülkemiz için örnek olacak bir vizyon geliştirmek için birlikte çalışmak ve sorunlarımızı ortak akılla değerlendirmek açısından son derece önemlidir. Bu yaklaşım Türkiye'nin bugünü ve yarını için mihenk taşı niteliğindedir. Demokrasi kültürünün bu tür toplantılarda kökleşmesi, gelişmesi ülkemizde umudun asla tükenmeyeceğinin sigortasıdır. Bu buluşma salt tüketme üzerine kurulan insan aklının ne kadar yanıldığını ortaya çıkartırken, kuraklık ve su krizi gibi sorunların çözümünün ancak bu tarz politikalar ile sürdürüleceğinin göstergesidir. 11 Büyükşehir belediyesinin kentlerimizin doğa ile barışık çalışmak için ortaya koyduğu ortak çalışma biçimi kara bulutlar dolasan demokrasimiz için su kadar hayatidir. Bugünkü buluşmamız aynı zamanda demokrasimize de can suyu verecektir. Bu zirveyi başlı başına önemli kılan ikinci etmen ise ele aldığı konu. Su bizler için ne ifade ediyor? Su bizim için en önemli müşterektir. Kadım zamanlardan bugüne yaşamın, yenilikçinin ve kalkınmanın kaynağıdır. Su en temel ve vazgeçilmez insan hakkıdır” dedi.
DOĞAL KAYNAKLAR TÜKENİYOR
Ülke sınırlarının bile su çizgileri ile ayrıldığını vurgulayan Özuslu, "Ülkelerin kâğıt üstünde birbirinden ayıran doğal bir sınırdır ancak aynı zamanda insanların kaderlerinin tutkallıdır su. Dünya barışının teminatıdır su. Tam da bu sebeplerle politikanın tam konusudur su. Söz gelimi su güvenliği meselesi, küresel siyasetin en öncelikli meselelerinden birisidir. İçerisinde bulunduğumuz 21. yüzyılın bizlere sunduğu manzarası çok açık. Tatlı su kaynakları kurumaya yüz tuttu. Ülke sınırları bu yüzden değişme potansiyeli taşıyor. Doğal kaynaklarımız giderek tükeniyor. Tüm bu olumsuzluklar dünya genelin sağlığımız ile birlikte toplumsal yapıyı da bozan koronavirüs ile daha da muğlaklaşıyor ve derinleşiyor. Bizlerden yaşadığımız çağa uygun bir iç karartıcı bir senaryo yazmamız istense daha kötü bir senaryo yazamazdık. Suyun eksikliği halinde 2030 yılı hedeflerinde hiçbir ülkenin ulaşması mümkün olmayacaktır. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak bizler başkanımız önderliğinde doğa ile uyumlu ir yaşamın uyumluluğu çerçevesinde sürdürülebilir bir kent yaratmaya çalışıyoruz. Meseleyi kent yönetiminin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. İzmir'in su yönetimi tarımsal ve endüstriyel açıdan kendi kendine planlıyoruz. Yaptığımız işlere bugünün gereksinimler ve gelecek nesillerin ihtiyaçları doğrultusunda bakıyoruz. Su yönetimini teknik, ekolojik boyutlarını da göz önünde bulundurarak bütüncül bir yaklaşım ile icra ediyoruz" dedi