Adem SARIKAYA- İzmir'in yanı başında Menderes dereköy Pirentepe'de Roman yurttaşlar adeta kaderine terk edilmiş durumda. Çoğunluğu 50 yılı aşkın süredir bölgede ikamet eden yurttaşlar kendi imanlarıyla kurdukları derme çatma barakalarda yaşam savaşı verirken, en insani ihtiyaçlarını gidereilecekleri şartlardan yoksunlar. Roman yurttaşların yaşam koşullarının düzeltilmesi için Menderes Belediyesi'nin ve Dereköy Mahallesi'nin yaptıkları arazi tahsis başvurusu ise İzmir Valiliği tarafından reddedildi.
Yaptıkları başvuru ile ilgili bilgi veren Dereköy Mahallesi Muhtarı İbrahim Tonbul, Roman kökenli yurttaşların 60 yıla yakın bir süredir köylerinde ikamet ettiğini bildirdi. Uzun süre çadırlarda yaşam savaşı veren yurttaşların daha sonra kendi imkanlarıyla pirentepe Mevkii’nde barakalar kurarak yaşamaya çalıştıklarını ifade eden Tonbul,”Köyümüzün nüfusu yaklaşık 2150 kişi. Bunun takribi yüz kişisi Roman yurttaşlarımız. Büyük bölümü uzun zamandır köyümüzdeler, içimizdeler. Ben ilk geldiklerinde daha dünyaya gelmemiştim. Artık köylülerimiz oldular. Biz de bu yurttaşlarımızın daha insani koşullarda yaşayabilmeleri için İzmir Valiliği’ne arazi tahsisi için başvuruda bulunduk. Ancak Valilik’ten bize gelen cevap olumsuz yönde oldu. Bölgenin kamu arazisi olduğu ve ancak başka bir kamu kurumuna devredilebileceği söylendi. Dereköylüler olarak bu yurttaşlarımızın ve hemşehrilerimizin sorunlarının bir an önce çözülmesini ve insanca koşullarda yaşamalarını istiyoruz” diye konuştu.
“Kendimizi geçtik, çocuklarımızı düşünüyoruz”
Pirentepe sakinlerinden 64 yaşındaki Yaşariye Karakaş ise 58 yıldır bölgede yaşadığını vurgulayarak yıllar geçse de sorunların hiç değişmeden günümüze kadar geldiğinin altını çizdi. Pirentepe’deki 25 hanede sadece 2 tuvaletin bulunduğunu söyleyen Karakaş, “Buraya defalarca yetkililer geldi. Her seferinde ilgileneceğiz, sizin sefaletine son vereceğiz deyip gittiler. Ancak değişen hiçbir şey olmadı. Yarım asırdır aynı sefalet sürüyor. Evlerde hiç yoksa 20 çocuk var. Biz artık kendimizi geçtik, çocuklarımızın geleceğini düşünüyoruz. Lağım sularının içinde, hiçbir insana yakışmayacak şartlar içinde büyüyorlar. Gençlerimiz hurdacılık yaparak yaşamlarını sürdürüyor. Buradaki herkes gariban. Gidebilecek güçleri olsa zaten şimdiye çoktan burayı terk ederlerdi. Fakat hiç kimsenin bu maddi imkanı yok. Kaderine terk edilmiş yaşlılarımız var. Bu insanlar nereye gidecek? Tek isteğimiz insanca yaşamak ve 50 yılı aşkın süredir devam eden bu sefalatin son bulması” ifadelerini kullandı.
“Valilik topu taça atıyor”
Bölgeyi ve sorunları yakından takip eden İzmir Romanlar Derneği Başkanı Abdullah Cıstır da 50 yılı aşkın süredir devam eden ve kronikleşen sorunlarla ilgili bir an önce adım atılmasını talep etti. İzmir Valiliği’nin yolladığı cevapla topu taça attığını iddia eden Cıstır, “Valilik çok basit bir işlemle arazi tahsisini gerçekleştirebilir. Eğer yurttaşlara doğrudan tahsis edemiyorlarsa başka bir kamu kurumu olan Menderes Belediyesi’ne arazi verilebilir. Belediye de tahsis edilen araziyi buradaki yurttaşlarımız arasında bölüştürebilir. Mevcut bölge aynı zamanda Menderes Belediyesi'nn deprem toplanma alanı. Eğer Pirentepe Mevkii özelinde bir sorun mevcutsa başka bir araziyi gösterebilir. Bizim buradaki isteğimiz Roman yurttaşlarımızın toplumla entegre olabilecekleri merkeze yakın bir bölgede iskan edilmeleri. 250’şer metrekarelik araziler verilerek içlerine prefabrik ev ya da konteyner konulması. Mevcut durum ne gümüz İzmir’ine ne de günümüz Türkiyesi’ne yakışmıyor. Çocuklar dere kenarlarında lağım sularının karıştığı yerlerde oynuyor. Gençlerin bir geleceği yok. Yaşlılar kend kaderlerine terk edilmişler. Tam bir sefalet. Bu manzarayı gören hiçbir yurttaşımızın bu yaşananlara seyirci kalmayacağını düşünüyorum. Tüm bunlar ortadayken kurumların sessiz kalmasını ise anlamak mümkün değil” açıklamasında bulundu.
Roman Eylem Planı’na dikkat çekti
Hükümetin geçtiğimiz yıllarda açıkladığı Roman Eylem Planı’na da dikkat çeken Cıstır şunları söyledi: “Roman yurttaşlarımızın toplumla entegre olmasını ve insani koşullarda yaşamasını sağlamak hükümetin açıkladığı Roman Eylem Planı’nın en önemi maddeleri arasında. Bunun için de gerekli adımları atmaları gerekiyor. Pirentepe gibi bölgeler maalesef ülkemizin ve yurttaşlarımızın kaderi olmamalı. Bu tür bölgelerde oluşacak sorunlar her ne kadar toplumun gözüne görünmese de aslında hepimizi çok yakından ilgileniyor. Konuya bir kısım yurttaşa yardım etmek gözüyle değil, tüm toplum açısından düşünülmeli. Buradan yetkililere yeniden çağrıda bulunuyorum. Aynı sorunun yaşandığı birçok bölgede olduğu gibi Pirentepe’de de sorunun çözümü çok basit. Yeter ki çözmek isteyelim”
Yaptıkları başvuru ile ilgili bilgi veren Dereköy Mahallesi Muhtarı İbrahim Tonbul, Roman kökenli yurttaşların 60 yıla yakın bir süredir köylerinde ikamet ettiğini bildirdi. Uzun süre çadırlarda yaşam savaşı veren yurttaşların daha sonra kendi imkanlarıyla pirentepe Mevkii’nde barakalar kurarak yaşamaya çalıştıklarını ifade eden Tonbul,”Köyümüzün nüfusu yaklaşık 2150 kişi. Bunun takribi yüz kişisi Roman yurttaşlarımız. Büyük bölümü uzun zamandır köyümüzdeler, içimizdeler. Ben ilk geldiklerinde daha dünyaya gelmemiştim. Artık köylülerimiz oldular. Biz de bu yurttaşlarımızın daha insani koşullarda yaşayabilmeleri için İzmir Valiliği’ne arazi tahsisi için başvuruda bulunduk. Ancak Valilik’ten bize gelen cevap olumsuz yönde oldu. Bölgenin kamu arazisi olduğu ve ancak başka bir kamu kurumuna devredilebileceği söylendi. Dereköylüler olarak bu yurttaşlarımızın ve hemşehrilerimizin sorunlarının bir an önce çözülmesini ve insanca koşullarda yaşamalarını istiyoruz” diye konuştu.
“Kendimizi geçtik, çocuklarımızı düşünüyoruz”
Pirentepe sakinlerinden 64 yaşındaki Yaşariye Karakaş ise 58 yıldır bölgede yaşadığını vurgulayarak yıllar geçse de sorunların hiç değişmeden günümüze kadar geldiğinin altını çizdi. Pirentepe’deki 25 hanede sadece 2 tuvaletin bulunduğunu söyleyen Karakaş, “Buraya defalarca yetkililer geldi. Her seferinde ilgileneceğiz, sizin sefaletine son vereceğiz deyip gittiler. Ancak değişen hiçbir şey olmadı. Yarım asırdır aynı sefalet sürüyor. Evlerde hiç yoksa 20 çocuk var. Biz artık kendimizi geçtik, çocuklarımızın geleceğini düşünüyoruz. Lağım sularının içinde, hiçbir insana yakışmayacak şartlar içinde büyüyorlar. Gençlerimiz hurdacılık yaparak yaşamlarını sürdürüyor. Buradaki herkes gariban. Gidebilecek güçleri olsa zaten şimdiye çoktan burayı terk ederlerdi. Fakat hiç kimsenin bu maddi imkanı yok. Kaderine terk edilmiş yaşlılarımız var. Bu insanlar nereye gidecek? Tek isteğimiz insanca yaşamak ve 50 yılı aşkın süredir devam eden bu sefalatin son bulması” ifadelerini kullandı.
“Valilik topu taça atıyor”
Bölgeyi ve sorunları yakından takip eden İzmir Romanlar Derneği Başkanı Abdullah Cıstır da 50 yılı aşkın süredir devam eden ve kronikleşen sorunlarla ilgili bir an önce adım atılmasını talep etti. İzmir Valiliği’nin yolladığı cevapla topu taça attığını iddia eden Cıstır, “Valilik çok basit bir işlemle arazi tahsisini gerçekleştirebilir. Eğer yurttaşlara doğrudan tahsis edemiyorlarsa başka bir kamu kurumu olan Menderes Belediyesi’ne arazi verilebilir. Belediye de tahsis edilen araziyi buradaki yurttaşlarımız arasında bölüştürebilir. Mevcut bölge aynı zamanda Menderes Belediyesi'nn deprem toplanma alanı. Eğer Pirentepe Mevkii özelinde bir sorun mevcutsa başka bir araziyi gösterebilir. Bizim buradaki isteğimiz Roman yurttaşlarımızın toplumla entegre olabilecekleri merkeze yakın bir bölgede iskan edilmeleri. 250’şer metrekarelik araziler verilerek içlerine prefabrik ev ya da konteyner konulması. Mevcut durum ne gümüz İzmir’ine ne de günümüz Türkiyesi’ne yakışmıyor. Çocuklar dere kenarlarında lağım sularının karıştığı yerlerde oynuyor. Gençlerin bir geleceği yok. Yaşlılar kend kaderlerine terk edilmişler. Tam bir sefalet. Bu manzarayı gören hiçbir yurttaşımızın bu yaşananlara seyirci kalmayacağını düşünüyorum. Tüm bunlar ortadayken kurumların sessiz kalmasını ise anlamak mümkün değil” açıklamasında bulundu.
Roman Eylem Planı’na dikkat çekti
Hükümetin geçtiğimiz yıllarda açıkladığı Roman Eylem Planı’na da dikkat çeken Cıstır şunları söyledi: “Roman yurttaşlarımızın toplumla entegre olmasını ve insani koşullarda yaşamasını sağlamak hükümetin açıkladığı Roman Eylem Planı’nın en önemi maddeleri arasında. Bunun için de gerekli adımları atmaları gerekiyor. Pirentepe gibi bölgeler maalesef ülkemizin ve yurttaşlarımızın kaderi olmamalı. Bu tür bölgelerde oluşacak sorunlar her ne kadar toplumun gözüne görünmese de aslında hepimizi çok yakından ilgileniyor. Konuya bir kısım yurttaşa yardım etmek gözüyle değil, tüm toplum açısından düşünülmeli. Buradan yetkililere yeniden çağrıda bulunuyorum. Aynı sorunun yaşandığı birçok bölgede olduğu gibi Pirentepe’de de sorunun çözümü çok basit. Yeter ki çözmek isteyelim”
Bir tarikat için arazi tahsisi istenseydi, derhal tahsis edilirdi. Tıpkı Heybeli ada sanatoryumun diyanete devredildiği gibi.