Hande Turan- Ege'ye Bakış/ İzmir'in Balçova ilçesinde yer alan İnciraltı'nın imara açılması yönündeki tartışmalar devam ediyor. Mahkemenin verdiği 'tarım arazisidir' kararıyla iptal olan yapılaşma planlarının İzmir İl Toprak Kurulu’nun İnciraltı için aldığı “tarım dışı planlama yapılabilir” görüşüne bir tepki de İzmir Mimarlar Odası'ndan geldi. Tarım, doğa, planlama ve mühendislik biliminin görmezden gelinerek turizm odaklı rant hedefi ile İzmir için eşsiz bir değeri olan İnciraltı’nın tahribine izin verilmeyeceğini ifade eden TMMOB, ayrıca kültürpark için de düşünülen yapılaşmanın önüne geçileceğinin ve Kültürpark ile ilgili tüm çalışmalarda Mimarlar Odası olarak kentin ve İzmir’linin tarafı olarak mücadelelerini sürdürdüreceklerini ifade etti.
“YILLARDIR ÇÖZÜMSÜZ BİR LEKE” Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Tevfik Türk, tmmob İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak; bir süredir “İnciraltı Sorunu Çözüm Bekliyor-İnciraltı’nı Hep Birlikte Planlayacağız-İnciraltı ve Çeşme Projesi Bir Düşünülüyor” gibi haberler ile çeşitli yayın organlarında yer alan ve kamuoyuna İnciraltı Bölgesinin imara açılmasına yönelik taleplerin hayata geçirilmesine yönelik ilk işaretlerin verilmekte olduğu süreci hassasiyetle takip ettiklerini ifade etti. Türk, “ Bölgenin yıllardır çözümsüz bir leke olarak kaldığı, bölgedeki arazi sahiplerinin mağdur olduğu, bölgede tarımın yapılamaz durumda olduğu, bahçelerin kuruduğu, yeraltı sularının tuzlandığı, seracılığın para kazandırmadığı gibi her türlü gerekçenin oluşturulduğu ve devlet büyüklerinden pankartla yardım istendiği bir süreci geride bırakmanın ardından son olarak, İl Toprak Koruma Kurulu tarafından 23.09.2020 tarihinde alanın yapılaşmaya açılmasının dayanağı olan ve “tarım dışı amaçla kullanılabilir” görüşü veren karar oy çokluğuyla alınmıştır.” diye konuştu.BETONLAŞMA VE YAPILAŞMA DEĞİL SÜREKLİLİKİnciraltı, Üçkuyular Vapur İskelesinden başlayan ve Bahçelerarası mahallesini de içine alan yaklaşık 7000 dekarlık “oğun tarımsal faaliyetin yapıldığı bu alanda çeşitli meyve bahçelerinin yer aldığını aktaran Türk, “Kentimizin batı gelişme aksında bulunan ve doğal, kültürel ve ekonomik anlamda önemli değerler içeren İnciraltı, kentimizin en önemli açık ve yeşil alan olma özelliğine sahip bölgesi konumundadır. Dolayısıyla adı Koruma Amaçlı olup yapılaşmaya ve betonlaşmaya onay veren plan kararlarının değil; bugün ve gelecekte İnciraltı’nın özelliklerini ve geçmiş ile ilişkisini koruyan ve süreklilik gösteren planlama kararlarının yaşama geçirilmesi önemlidir” diye konuştu.Bu bağlamda açıklamalarını sürdüren Türk, şu maddeleri sıraladı:1. Tarım, doğa, planlama, mühendislik bilimi görmezden gelinerek turizm odaklı rant hedefi ile İzmir için eşsiz bir değer olan İnciraltı’nın tahribine izin verilemez.2. Bir alanın tarım dışına çıkarılması kanunlarda belirtilmiştir. Sadece bölgede alternatif bir alanın olmaması ve kamu yararı olması gerekçeleri ile tarım dışına çıkarılabilir.3. Yapılan iş ve işlemler yürürlükteki yasalara göre hiçbir şekilde uygunluk göstermemektedir. Bölgede yapılmak istenen Koruma Amaçlı İmar Planı için alternatif alan çalışması yapılmamıştır. Yapıldığı takdirde bölgenin güneyinde bu tür tesislerin varlığı ve genişleyebileceği potansiyel alanlar olduğu görülecektir4. Bölge için tarım dışı kullanıma dönük henüz alınmış bir “Kamu Yararı Kararı” yoktur. Buna karşın belli bir kesimin faydalanmasına yöenlik turizmin kamu yararı sayılması bölgenin tarihsel geçmişine, bilimsel ve sosyolojik kriterlerine de aykırıdır.5. Planlama yapılmak istenen alan “Mutlak Tarım Arazisi” ve “Dikili Tarım Arazisi”dir. Bu yüzden tarımsal amaç dışında ne çeşit bir uygulama olursa olsun kullanımı yasalara uygun değildir.6. Alan yine kuzeyindeki doğal sit alanı ile güneyindeki kentsel alan arasında tampon görevi görmekte, kentsel kullanımların sulak alan üzerindeki etkilerini düşürmektedir.7. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında ve Toprak Koruma Kanunda mevcut tarımsal alanların üretim özelliklerini korumak ve iyileştirmek devletin ve kurumlarının sorumluluğu olarak tanımlanmaktadır. 2006 yılından bu yana tarımsal bir alan olan bölgede tarımı etkileyecek uygulamaların yapılmasına izin verenler ve bölgenin toprak özelliklerinin iyileştirilmesi için görevlerini yerine getirmeyenler için de sürecin özel olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.8. Alanın olası bir toprak veya su kalitesindeki bozunumunda, Toprak ve Su Islah projeleri ile rahatlıkla bunun önüne geçilebilir. İklim Değişikliği dahil olmak üzere tarımsal arazilerin korunması ve iyileştirilmesi devletin ilgili kurumlarının sorumluluğu altındadır.9. Bu bölgede yapılması gereken 2006 yılından beri vurguladığımız gibi bölgenin doğal niteliklerini ve ekolojik hassasiyetlerini dikkate alarak, yapılaşmayı düşünmeden düzenlenmesi temel ilke olmalıdır. Bölge geneli jeolojik açıdan yoğun fay kırıklarına sahip yapılaşma için uygun olmayan bir alt yapıya sahiptir. Bu sebeple bölgeyi, yoğun ya da seyrek olsun bir şekilde yapılaşmayı hedefleyen gizli rant hesaplaşması için manivela olarak kullanmak isteyenlere izin verilmemelidir.10. Siyasilerden beklenen kendi istekleri doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini yorumlamamaları ve halka beyanat verirken de çarpıtmadan sunmalarıdır. Tarım İl Müdürlüğü’nün bölgedeki tarımsal faaliyetler ile yaptığı çalışmalar sürekli olarak kurumun kendi haber ve paylaşımlarında görülmektedir. Marjinal tarım arazisi olarak sınıflandırılan bölge uluslararası anlaşmalarla koruma altına alınmış sulak alan olan Doğal Sit Alanıdır. Bu çalışmalar varken “Tarım İl Müdürlüğü’de yarısını Marjinal Tarım Arazisi olarak tanımlamış” gibi hatalı beyanatlar vermek kurumların güvenilirliğini sarsmaktadır. Öte yandan bir talebin İl Toprak Koruma Kurulu tarafından gündeme alınabilmesi için arazinin ya Büyük Ova sınırları içerisinde olması yada Mutlak-Dikili-Özel Ürün Arazisi olması gerekmektedir. Büyük Ova dışındaki Marjinal Tarım Arazileri zaten gündeme alınmadan ilgili bakanlık tarafından doğrudan uygun görüş verilmektedir.
TARİHİ SİT STATÜSÜ: KÜLTÜRPARKİzmir’in kent merkezinde yer alan doğal ve tarihi sit statüsüne sahip en önemli kent parkı olan Kültürpark’ın, bizden sonra ki nesillere korunarak aktarılması için 2014 yılından bu yana kentimizin meslek odaları olarak ; diğer STK’lar, Platformlar ve İzmir’liler ile birlikte önemli bir mücadele yürüttüklerinin altını çizen, Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şube Başkanı Elvin Sönmez Güler, “TMMOB’ a bağlı meslek odalarının ve İl Koordinasyon Kurulumuzun uzun yıllar içerisinde gerçekleştirdiği çalıştaylar ve hazırladığı raporlarda, Kültürpark’a ilişkin bilim ve teknik ışığında tüm değerlendirmelerimiz, karşı olduğumuz planlama ve uygulamalar, Kültürpark’ın geleceğine yönelik beklentilerimiz açık bir şekilde yer almış, ilgili idareler ve kamuoyu ile de paylaşılmıştır” dedi.DOĞAL YUTAK GÖREVİÜlkenin ve İzmir kentinin tarih, ekonomi, kültürel ve sosyal yapısı üzerinde son derece önemli izler bırakan Kültürpark'ın doğa ile kültürün iç içe geçtiği vazgeçilemez bir kültürel miras olduğunu ifade eden Güler, “Burada 420 000 m2’lik bir alana kurulu olan ve 200 000 m2’lik yeşil alana sahip Kültürpark’ta, 136 türe ait 7724 adet bitki varlığı yer almaktadır. İzmir’in en önemli yeşil alanı olan Kültürpark’ın ekolojik işlevlerinin de ayrıca vurgulanması gerekmektedir. Kültürpark, Dünyamızın son yıllarda karşı karşıya olduğu tehditlerden birisi olan iklim değişikliği ile mücadelemizde Kentimiz için önemli bir doğal yutak durumundadır. Kültürpark; Kent merkezinde kalan bir ‘kent parkı’ olarak , kendi içinde ve yakın çevresinde oluşturduğu mikroklima ile kent iklimi üzerinde olumlu etkilere sahiptir” dedi.KABUL EDİLMEYECEKTunç Soyer’in İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığı çalışma sürecinde ilgili Meslek Odaları'nın ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Bürokratlarından oluşan çalışma gurubunun her hangi bir ön koşul olmaksızın çalışmalarına başladığını ifade eden Güler, “Bu çalışmalar kapsamında Kültürpark’ın korunabilmesi için en önemli bileşen olan “Koruma Amaçlı İmar Planı”nın hayata geçirilmesi çalışmaları halen yürütülmektedir. Çalışma kapsamında eksik görülen bilimsel veri ve analizlerin tamamlanması konusunda çalışma grubu tarafından ortak karar alınmış ve bugün gelinen aşamada söz konusu çalışmaların tamamlanması beklenmektedir. Bilimsel veri ve çalışmaların tamamlanmasının ardından “ekolojik hassas bir bölge” olan Kültürpark’ın “Koruma Amaçlı İmar Planı”nın yapılması çalışması yine ilgili Meslek Odalarımızın içerisinde yer aldığı bir süreçte yürütülecektir. Kültürpark’a Koruma Amaçlı İmar Planı tamamlanana kadar da hiçbir müdahalede bulunulmamalı, bu süreçte alanın zarar görmeden korunması sağlanmalıdır. Bunun aksi bir durum Kurulumuzca kabul edilmeyecektir.Bu görüşlerle birlikte 2014 yılında İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak yapmış olduğumuz basın toplantısında dile getirdiğimiz aşağıdaki hassasiyetlerimizin aynı şekilde devam ettiğini ve hassasiyetlerimizin giderilmediği bir çözümün paydaşı olmayacağımızı bir kez daha vurguluyoruz;
“YILLARDIR ÇÖZÜMSÜZ BİR LEKE” Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Tevfik Türk, tmmob İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak; bir süredir “İnciraltı Sorunu Çözüm Bekliyor-İnciraltı’nı Hep Birlikte Planlayacağız-İnciraltı ve Çeşme Projesi Bir Düşünülüyor” gibi haberler ile çeşitli yayın organlarında yer alan ve kamuoyuna İnciraltı Bölgesinin imara açılmasına yönelik taleplerin hayata geçirilmesine yönelik ilk işaretlerin verilmekte olduğu süreci hassasiyetle takip ettiklerini ifade etti. Türk, “ Bölgenin yıllardır çözümsüz bir leke olarak kaldığı, bölgedeki arazi sahiplerinin mağdur olduğu, bölgede tarımın yapılamaz durumda olduğu, bahçelerin kuruduğu, yeraltı sularının tuzlandığı, seracılığın para kazandırmadığı gibi her türlü gerekçenin oluşturulduğu ve devlet büyüklerinden pankartla yardım istendiği bir süreci geride bırakmanın ardından son olarak, İl Toprak Koruma Kurulu tarafından 23.09.2020 tarihinde alanın yapılaşmaya açılmasının dayanağı olan ve “tarım dışı amaçla kullanılabilir” görüşü veren karar oy çokluğuyla alınmıştır.” diye konuştu.BETONLAŞMA VE YAPILAŞMA DEĞİL SÜREKLİLİKİnciraltı, Üçkuyular Vapur İskelesinden başlayan ve Bahçelerarası mahallesini de içine alan yaklaşık 7000 dekarlık “oğun tarımsal faaliyetin yapıldığı bu alanda çeşitli meyve bahçelerinin yer aldığını aktaran Türk, “Kentimizin batı gelişme aksında bulunan ve doğal, kültürel ve ekonomik anlamda önemli değerler içeren İnciraltı, kentimizin en önemli açık ve yeşil alan olma özelliğine sahip bölgesi konumundadır. Dolayısıyla adı Koruma Amaçlı olup yapılaşmaya ve betonlaşmaya onay veren plan kararlarının değil; bugün ve gelecekte İnciraltı’nın özelliklerini ve geçmiş ile ilişkisini koruyan ve süreklilik gösteren planlama kararlarının yaşama geçirilmesi önemlidir” diye konuştu.Bu bağlamda açıklamalarını sürdüren Türk, şu maddeleri sıraladı:1. Tarım, doğa, planlama, mühendislik bilimi görmezden gelinerek turizm odaklı rant hedefi ile İzmir için eşsiz bir değer olan İnciraltı’nın tahribine izin verilemez.2. Bir alanın tarım dışına çıkarılması kanunlarda belirtilmiştir. Sadece bölgede alternatif bir alanın olmaması ve kamu yararı olması gerekçeleri ile tarım dışına çıkarılabilir.3. Yapılan iş ve işlemler yürürlükteki yasalara göre hiçbir şekilde uygunluk göstermemektedir. Bölgede yapılmak istenen Koruma Amaçlı İmar Planı için alternatif alan çalışması yapılmamıştır. Yapıldığı takdirde bölgenin güneyinde bu tür tesislerin varlığı ve genişleyebileceği potansiyel alanlar olduğu görülecektir4. Bölge için tarım dışı kullanıma dönük henüz alınmış bir “Kamu Yararı Kararı” yoktur. Buna karşın belli bir kesimin faydalanmasına yöenlik turizmin kamu yararı sayılması bölgenin tarihsel geçmişine, bilimsel ve sosyolojik kriterlerine de aykırıdır.5. Planlama yapılmak istenen alan “Mutlak Tarım Arazisi” ve “Dikili Tarım Arazisi”dir. Bu yüzden tarımsal amaç dışında ne çeşit bir uygulama olursa olsun kullanımı yasalara uygun değildir.6. Alan yine kuzeyindeki doğal sit alanı ile güneyindeki kentsel alan arasında tampon görevi görmekte, kentsel kullanımların sulak alan üzerindeki etkilerini düşürmektedir.7. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında ve Toprak Koruma Kanunda mevcut tarımsal alanların üretim özelliklerini korumak ve iyileştirmek devletin ve kurumlarının sorumluluğu olarak tanımlanmaktadır. 2006 yılından bu yana tarımsal bir alan olan bölgede tarımı etkileyecek uygulamaların yapılmasına izin verenler ve bölgenin toprak özelliklerinin iyileştirilmesi için görevlerini yerine getirmeyenler için de sürecin özel olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.8. Alanın olası bir toprak veya su kalitesindeki bozunumunda, Toprak ve Su Islah projeleri ile rahatlıkla bunun önüne geçilebilir. İklim Değişikliği dahil olmak üzere tarımsal arazilerin korunması ve iyileştirilmesi devletin ilgili kurumlarının sorumluluğu altındadır.9. Bu bölgede yapılması gereken 2006 yılından beri vurguladığımız gibi bölgenin doğal niteliklerini ve ekolojik hassasiyetlerini dikkate alarak, yapılaşmayı düşünmeden düzenlenmesi temel ilke olmalıdır. Bölge geneli jeolojik açıdan yoğun fay kırıklarına sahip yapılaşma için uygun olmayan bir alt yapıya sahiptir. Bu sebeple bölgeyi, yoğun ya da seyrek olsun bir şekilde yapılaşmayı hedefleyen gizli rant hesaplaşması için manivela olarak kullanmak isteyenlere izin verilmemelidir.10. Siyasilerden beklenen kendi istekleri doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarının görüşlerini yorumlamamaları ve halka beyanat verirken de çarpıtmadan sunmalarıdır. Tarım İl Müdürlüğü’nün bölgedeki tarımsal faaliyetler ile yaptığı çalışmalar sürekli olarak kurumun kendi haber ve paylaşımlarında görülmektedir. Marjinal tarım arazisi olarak sınıflandırılan bölge uluslararası anlaşmalarla koruma altına alınmış sulak alan olan Doğal Sit Alanıdır. Bu çalışmalar varken “Tarım İl Müdürlüğü’de yarısını Marjinal Tarım Arazisi olarak tanımlamış” gibi hatalı beyanatlar vermek kurumların güvenilirliğini sarsmaktadır. Öte yandan bir talebin İl Toprak Koruma Kurulu tarafından gündeme alınabilmesi için arazinin ya Büyük Ova sınırları içerisinde olması yada Mutlak-Dikili-Özel Ürün Arazisi olması gerekmektedir. Büyük Ova dışındaki Marjinal Tarım Arazileri zaten gündeme alınmadan ilgili bakanlık tarafından doğrudan uygun görüş verilmektedir.
- İnciraltı Türkiye’nin 3. büyük kenti olan ve yeşil alan bakımından sıkıntılı olan İzmir için vazgeçilmez bir yeşil alandır. Alanda yapılacak her müdahale bölgenin bütünsel koruma anlayışından uzaklaşılarak bitişiğinde bulunan İnciraltı Kent Ormanı ve İnciraltı lagünü için bir tehdit oluşturacaktır. Bölgedeki sulak alanlar (lagünler) su dengesini koruyan birer tampon niteliği taşımaktadır. Bu hassas dengenin yapılaşma ile daha çok bozulacağı bir gerçektir. Bu durumda olası baskınlar bölge için ciddi tehdit oluşturacak noktaya gelecektir.
HESAP VERECEKLER
İnciraltı’nın İzmir’in en önemli değerlerinden ve yeşil alanlarından biri olduğunu söyleyen Tevfik Türk, “Betonlaşma sorunu yaşıyoruz. Biz bu sözü ilk defa bugün söylemiyoruz. Hukukun işlemediği bir ülkede her iki alan için hukuki dayanağımız olmadığı için sözlerimizi tekrar etmek zorunda kalıyoruz. Her iki alan için de koruma amaçlı imar planlarının yapılması gerekiyor. Koruma kanunun tekrar hatırlatmak istiyoruz. TMMOB halkı ve kamu haklarını korur. Doğa ve yeşil merkezli bir koruma planı hazırlar. Ancak şu anda İnciraltı’nda rant yanlısı bir plan var. Bu konudaki görüşümüz oldukça nettir. Ne İnciraltı sonradan üretilmiş bir alandır ne de Kültürpark son 7 yıllık bir geçmişe sahiptir. Kültürpark’ın 94 yıllık bir geçmişi vardır. Bugüne kadar gelen yönetimler betonlaşmayı ön plana koymuşlardır. Eğer şu anki yönetim kalkınmayı hedefliyorlarsa doğanın yeşilin ve kamu yararının yanında olmalılar. Karşı çıkıyoruz. Bunun dışında süreçte özellikle vurgulamak istediğimiz 2 konu var. Kültürparkla ilgi İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yürüttüğümüz süreç devam ediyor. İnciraltı için önceki hafta alınan ve yalnızca Mimarlar Odası’nın itiraz ettiği bir karar var. Ancak İl Toprak Koruma Kurulu, bu alanın imara açılması yönelik bir karara imza attı. İl Toprak Koruma Kurulu'nda bu karar imza atan arkadaşlar görevlerini kötü kullanıyorlar. Hukuka ayrı kararların altına imza atanlar bir gün hesap verecektir. İnciraltı için Balçova belediyesi burayla uğraşmak yerine İncrialtı'nda yapılmış kaçak yapılara müdehale etmelidir" ifadelerini kullandı.
TARİHİ SİT STATÜSÜ: KÜLTÜRPARKİzmir’in kent merkezinde yer alan doğal ve tarihi sit statüsüne sahip en önemli kent parkı olan Kültürpark’ın, bizden sonra ki nesillere korunarak aktarılması için 2014 yılından bu yana kentimizin meslek odaları olarak ; diğer STK’lar, Platformlar ve İzmir’liler ile birlikte önemli bir mücadele yürüttüklerinin altını çizen, Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şube Başkanı Elvin Sönmez Güler, “TMMOB’ a bağlı meslek odalarının ve İl Koordinasyon Kurulumuzun uzun yıllar içerisinde gerçekleştirdiği çalıştaylar ve hazırladığı raporlarda, Kültürpark’a ilişkin bilim ve teknik ışığında tüm değerlendirmelerimiz, karşı olduğumuz planlama ve uygulamalar, Kültürpark’ın geleceğine yönelik beklentilerimiz açık bir şekilde yer almış, ilgili idareler ve kamuoyu ile de paylaşılmıştır” dedi.DOĞAL YUTAK GÖREVİÜlkenin ve İzmir kentinin tarih, ekonomi, kültürel ve sosyal yapısı üzerinde son derece önemli izler bırakan Kültürpark'ın doğa ile kültürün iç içe geçtiği vazgeçilemez bir kültürel miras olduğunu ifade eden Güler, “Burada 420 000 m2’lik bir alana kurulu olan ve 200 000 m2’lik yeşil alana sahip Kültürpark’ta, 136 türe ait 7724 adet bitki varlığı yer almaktadır. İzmir’in en önemli yeşil alanı olan Kültürpark’ın ekolojik işlevlerinin de ayrıca vurgulanması gerekmektedir. Kültürpark, Dünyamızın son yıllarda karşı karşıya olduğu tehditlerden birisi olan iklim değişikliği ile mücadelemizde Kentimiz için önemli bir doğal yutak durumundadır. Kültürpark; Kent merkezinde kalan bir ‘kent parkı’ olarak , kendi içinde ve yakın çevresinde oluşturduğu mikroklima ile kent iklimi üzerinde olumlu etkilere sahiptir” dedi.KABUL EDİLMEYECEKTunç Soyer’in İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve başladığı çalışma sürecinde ilgili Meslek Odaları'nın ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Bürokratlarından oluşan çalışma gurubunun her hangi bir ön koşul olmaksızın çalışmalarına başladığını ifade eden Güler, “Bu çalışmalar kapsamında Kültürpark’ın korunabilmesi için en önemli bileşen olan “Koruma Amaçlı İmar Planı”nın hayata geçirilmesi çalışmaları halen yürütülmektedir. Çalışma kapsamında eksik görülen bilimsel veri ve analizlerin tamamlanması konusunda çalışma grubu tarafından ortak karar alınmış ve bugün gelinen aşamada söz konusu çalışmaların tamamlanması beklenmektedir. Bilimsel veri ve çalışmaların tamamlanmasının ardından “ekolojik hassas bir bölge” olan Kültürpark’ın “Koruma Amaçlı İmar Planı”nın yapılması çalışması yine ilgili Meslek Odalarımızın içerisinde yer aldığı bir süreçte yürütülecektir. Kültürpark’a Koruma Amaçlı İmar Planı tamamlanana kadar da hiçbir müdahalede bulunulmamalı, bu süreçte alanın zarar görmeden korunması sağlanmalıdır. Bunun aksi bir durum Kurulumuzca kabul edilmeyecektir.Bu görüşlerle birlikte 2014 yılında İzmir İl Koordinasyon Kurulu olarak yapmış olduğumuz basın toplantısında dile getirdiğimiz aşağıdaki hassasiyetlerimizin aynı şekilde devam ettiğini ve hassasiyetlerimizin giderilmediği bir çözümün paydaşı olmayacağımızı bir kez daha vurguluyoruz;
- Kültürpark’a yapılacak aşırı yüklemeler doğal ve tarihi yapısının çökmesine neden olacağından bu yaklaşımlardan vazgeçilmelidir.
- İzmir’in kongre ihtiyacı, daha önceden, Yeni Kent Merkezi olan Bayraklı’da öngörüldüğü şekliyle karşılanmalıdır. Kültürpark içerisinde yeni bir kongre merkezi alternatifinin oluşturulmak istenilmesi İzmir’in planlı gelişiminin önünde engel oluşturacağı bilinmelidir.
- Kültürpark alanının tarihi süreç içerisinde edinmiş olduğu fuar, yeşil alan, rekreasyon, kültür ve tarihi işlevlerine sadık kalınmalıdır. Ayrıca, kurulduğu günden bu yana gelişen açık hava müzesi niteliği ve dolayısıyla kazandığı eğitim işlevi mutlaka desteklenmelidir.
- Kültürpark alanının kültürel değerlerini taşıyan mevcut işlevlerinin sürdürülmesinin devamlılığı sağlanmalıdır.
- Kültürparkta, kesinlikle yoğunluk artırıcı her türlü müdahaleden kaçınılması gerekmektedir.
- Kültürpark’a kapalı otopark haricinde zorunlu durumların dışındaki resmi veya sivil araçların girişi ve belediyelere veya diğer kurumlara ait araçların bu alanı otopark olarak kullanması engellenmelidir. Hatta mümkünse yeraltı otoparkının araç giriş-çıkışları da yaya sirkülasyonunu kesmeyecek şekilde revize edilmelidir.
- Kültürpark’ın hassas ekolojik yapısı mutlak korunmalıdır.
- Kentimizdeki tüm doğal ve açık yeşil alanlarda olduğu gibi; Kültürpark Alanı’nın da yapılaşma odaklı değil, günümüz kentlerinin daha da belirginleşen açık ve yeşil alan ihtiyacı gözetilerek doğa ve toplum yararı öncelikli ele alınması ve kent belleğinde yer etmemiş fonksiyonların (üretici pazarı vb.) alana entegre edilmemesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.