Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Çeşme Projesi hakkında bölgede gerçekleştirilen basın açıklamasında önemli noktalara değindi.KOCAOĞLU: TAM BİR TALAN PROJESİ
Eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu, Çeşme Projesi süreci ile ilgili kendi döneminde hazırlanan 1/25.000'lik planlar nedeniyle bölgenin yapılaşmaya açılamayacağını vurgulayarak, "Çeşme Projesi tam bir talan projesi... Aklın ve bilimin rehberliğinde, nereden bakarsanız bakın; böyle bir proje olmaz! Bu aynen Kanal İstanbul gibi İzmir'deki 16 bin dönüm arazinin satılması projesi. Biz başından beri buna karşıyız. Karşı çıkmaya da devam edeceğiz. Eğer tüm İzmirliler, yarım adalılar, duyarlı insanlar; sahip çıkarsa bu olay püskürtülür ve İzmir kurtulur. Buranın 1/25.000'lik ve 1/100.000 planları var, burada o planlar çerçevesinde böyle bir uygulama yapılmaz. Bu tamamen bir dayatmadır. Bu ters osmoz gibi; konuların hepsi burayı satmak için bir 'gerekçe' olmaktan ileriye gidilemez. Ters osmozda nasıl ve ne kadar üretildiğini biliyoruz... Bugün bizleri yönetenler İzmir'i, Çeşme'yi tek kelime ile satmak istiyorlar. Bizde buna karşı çıkıyoruz." ifadelerini kullandı.
"ÇEŞME PROJESİ'NE KARŞI ÇIKILMASI GÖREVİ VERİLDİ"
Tunç Soyer'in Çeşme Projesi sürecinde farklı açıklamalar yaptığı yönündeki iddiaya ise parti tüzüğünü gösteren Aziz Kocaoğlu, "Ben başkanıma saygı duyuyorum. Başkanımız ne dedi ben onları takip etmedim... Ancak Genel Başkan Yardımcımız ve Parti Sözcümüz Faik Öztrak geçenlerde Çeşme Projesi konusunda bir açıklama yaptı ve o açıklama Genel Başkan'ın talimatı olmadan yapılamaz. O yapılan açıklama yerel yönetimlerden tutun ilçe örgütüne kadar tüm CHP'lileri bağlar. Tunç Bey ne düşünüyor bilmiyorum ancak bu görüş Çeşme Projesi'ne karşı tüm CHP'lilerin karşı çıkması görevini vermiştir ve bizim de görevimizi yapmamız gerekir." diye kouştu.
YÜCEL: BAŞINDAN BERİ KARŞISINDA DURDUK
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Çeşme Projesi ile ilgili olarak; "CHP İzmir İl Başkanlığı olarak biz başından beri bu projenin şeffaf ve katılımcı bir şekilde yürütülmediğini ifade ettik. Bir takım toplantılar yapıldı. Gizli kapılar arkasında… Bu toplantılara bizim seçilmiş Çeşme Belediye Başkanımız ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız davet edilmedi. CHP'li milletvekilleri de sürece dahil edilmedi. Ne zaman tepkiler ortaya çıkmaya başladı o zaman gelen davetler üzerine bir takım toplantılar yapıldı. Biz başından beri projenin karşısında durduk. İşin özü; Bu proje bir rant, bir betonlaştırma projesidir. İzmir'in Çeşme'nin en değerli ve kıymetli olan doğası açısından zenginlikleri olan alanın yabancı sermaye gruplarına, Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi 5'li çetenin uzantıları olan bir takım sermaye gruplarına peşkeş çekilmesi çabasından başka hiçbir şey değil. Böyle bir projenin ne Çeşme'ye, ne İzmir'e, ne Türkiye'ye faydası var. Bu projenin belli sermaye gruplarına faydası var. İşin en başında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yaklaşık 200 hektarlık alanın acele kamulaştırması kararı verildi. Gelen tepkiler sonrası geri adım atıldı. Bu alanın 150 hektarındaki karar kaldırıldı, sonra tamamı kaldırıldı... Yapılan işlemlerin nereden bakılırsa bakılsın devlet terbiyesi, ciddiyeti ve geleneği ile uzaktan yakından ilgisi ve alakası yok. Acele kamulaştırma kararının alınabilmesi için bir takım koşullar var. Ülke güvenliği, yurt savunması için yapılması gerekiyor. Çeşme Projesi'nin hiçbir tarafında böyle bir şey yok. Böyle bir proje hayata geçse burada yaşayan vatandaşlarımız atalarından kalan topraklarından edilecekler. Burada ucuz iş gücü, insan kaynağı olarak istihdam edilmeleri dışında hiçbir faydası olmayacak. Biz sonuna kadar bu mücadelenin yanındayız. Bu mücadeleye her koşulda ve mecrada gerek hukuki gerek siyasi destek vereceğiz." dedi.
"TÜRKİYE'DE HUKUK YAVAŞ İŞLİYOR"
Özellikle muhalefet partileri tarafından yöneltilen 'hukuk yavaş işliyor' eleştirileri doğrultusunda Çeşme Projesi'nde olası bir hukuk sürecinde gecikme olması durumunun süreç açısından olumsuz sonuç doğurup doğurmayacağı yönündeki soruyu da yanıtlayan Yücel, "20 yıllık hukukçu olarak söylemek gerekirse eğer; Türkiye'de hukuk yavaş işliyor. Bu bir gerçek. Bu Türkiye'nin sorunu. Böyle önemli bir davada da hukukun yavaş işlemesinin getireceği olumsuzluklar var. Geç gelen adalet, adalet değildir. Geç gelen adalet bir yerde anlamını kaybediyor. Ancak bakıyoruz bazı siyasi konularda jet hızıyla 3-5 günde 1 haftada kararlar çıkarabiliyorlar. Bilirkişi raporu çok net ve kıymetli. Ben davaya bakan yerel mahkemenin bu bilirkişi raporuna karşı kayıtsız kalamayacağını düşünüyorum. Eninde sonunda iptal ve yürütmeyi durdurma kararları çıkacaktır. Ancak ne yazık ki ülkemizde yargı çok yavaş işliyor." dedi.
Eski İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu, Çeşme Projesi süreci ile ilgili kendi döneminde hazırlanan 1/25.000'lik planlar nedeniyle bölgenin yapılaşmaya açılamayacağını vurgulayarak, "Çeşme Projesi tam bir talan projesi... Aklın ve bilimin rehberliğinde, nereden bakarsanız bakın; böyle bir proje olmaz! Bu aynen Kanal İstanbul gibi İzmir'deki 16 bin dönüm arazinin satılması projesi. Biz başından beri buna karşıyız. Karşı çıkmaya da devam edeceğiz. Eğer tüm İzmirliler, yarım adalılar, duyarlı insanlar; sahip çıkarsa bu olay püskürtülür ve İzmir kurtulur. Buranın 1/25.000'lik ve 1/100.000 planları var, burada o planlar çerçevesinde böyle bir uygulama yapılmaz. Bu tamamen bir dayatmadır. Bu ters osmoz gibi; konuların hepsi burayı satmak için bir 'gerekçe' olmaktan ileriye gidilemez. Ters osmozda nasıl ve ne kadar üretildiğini biliyoruz... Bugün bizleri yönetenler İzmir'i, Çeşme'yi tek kelime ile satmak istiyorlar. Bizde buna karşı çıkıyoruz." ifadelerini kullandı.
"ÇEŞME PROJESİ'NE KARŞI ÇIKILMASI GÖREVİ VERİLDİ"
Tunç Soyer'in Çeşme Projesi sürecinde farklı açıklamalar yaptığı yönündeki iddiaya ise parti tüzüğünü gösteren Aziz Kocaoğlu, "Ben başkanıma saygı duyuyorum. Başkanımız ne dedi ben onları takip etmedim... Ancak Genel Başkan Yardımcımız ve Parti Sözcümüz Faik Öztrak geçenlerde Çeşme Projesi konusunda bir açıklama yaptı ve o açıklama Genel Başkan'ın talimatı olmadan yapılamaz. O yapılan açıklama yerel yönetimlerden tutun ilçe örgütüne kadar tüm CHP'lileri bağlar. Tunç Bey ne düşünüyor bilmiyorum ancak bu görüş Çeşme Projesi'ne karşı tüm CHP'lilerin karşı çıkması görevini vermiştir ve bizim de görevimizi yapmamız gerekir." diye kouştu.

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Çeşme Projesi ile ilgili olarak; "CHP İzmir İl Başkanlığı olarak biz başından beri bu projenin şeffaf ve katılımcı bir şekilde yürütülmediğini ifade ettik. Bir takım toplantılar yapıldı. Gizli kapılar arkasında… Bu toplantılara bizim seçilmiş Çeşme Belediye Başkanımız ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız davet edilmedi. CHP'li milletvekilleri de sürece dahil edilmedi. Ne zaman tepkiler ortaya çıkmaya başladı o zaman gelen davetler üzerine bir takım toplantılar yapıldı. Biz başından beri projenin karşısında durduk. İşin özü; Bu proje bir rant, bir betonlaştırma projesidir. İzmir'in Çeşme'nin en değerli ve kıymetli olan doğası açısından zenginlikleri olan alanın yabancı sermaye gruplarına, Genel Başkanımızın ifade ettiği gibi 5'li çetenin uzantıları olan bir takım sermaye gruplarına peşkeş çekilmesi çabasından başka hiçbir şey değil. Böyle bir projenin ne Çeşme'ye, ne İzmir'e, ne Türkiye'ye faydası var. Bu projenin belli sermaye gruplarına faydası var. İşin en başında Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yaklaşık 200 hektarlık alanın acele kamulaştırması kararı verildi. Gelen tepkiler sonrası geri adım atıldı. Bu alanın 150 hektarındaki karar kaldırıldı, sonra tamamı kaldırıldı... Yapılan işlemlerin nereden bakılırsa bakılsın devlet terbiyesi, ciddiyeti ve geleneği ile uzaktan yakından ilgisi ve alakası yok. Acele kamulaştırma kararının alınabilmesi için bir takım koşullar var. Ülke güvenliği, yurt savunması için yapılması gerekiyor. Çeşme Projesi'nin hiçbir tarafında böyle bir şey yok. Böyle bir proje hayata geçse burada yaşayan vatandaşlarımız atalarından kalan topraklarından edilecekler. Burada ucuz iş gücü, insan kaynağı olarak istihdam edilmeleri dışında hiçbir faydası olmayacak. Biz sonuna kadar bu mücadelenin yanındayız. Bu mücadeleye her koşulda ve mecrada gerek hukuki gerek siyasi destek vereceğiz." dedi.
"TÜRKİYE'DE HUKUK YAVAŞ İŞLİYOR"
Özellikle muhalefet partileri tarafından yöneltilen 'hukuk yavaş işliyor' eleştirileri doğrultusunda Çeşme Projesi'nde olası bir hukuk sürecinde gecikme olması durumunun süreç açısından olumsuz sonuç doğurup doğurmayacağı yönündeki soruyu da yanıtlayan Yücel, "20 yıllık hukukçu olarak söylemek gerekirse eğer; Türkiye'de hukuk yavaş işliyor. Bu bir gerçek. Bu Türkiye'nin sorunu. Böyle önemli bir davada da hukukun yavaş işlemesinin getireceği olumsuzluklar var. Geç gelen adalet, adalet değildir. Geç gelen adalet bir yerde anlamını kaybediyor. Ancak bakıyoruz bazı siyasi konularda jet hızıyla 3-5 günde 1 haftada kararlar çıkarabiliyorlar. Bilirkişi raporu çok net ve kıymetli. Ben davaya bakan yerel mahkemenin bu bilirkişi raporuna karşı kayıtsız kalamayacağını düşünüyorum. Eninde sonunda iptal ve yürütmeyi durdurma kararları çıkacaktır. Ancak ne yazık ki ülkemizde yargı çok yavaş işliyor." dedi.