Mert DELEN / EGE’YE BAKIŞ- Her gün İzmir-Manisa arası binlerce personel ve öğrenci taşıyan PERTAŞ (Şehirlerarası Personel ve Öğrenci Taşımacıları Derneği) bünyesindeki servisçiler, sabah saat 07:00-08:00 arasında İzmir-Manisa otoyolu üzerinde trafiği yavaşlatma eylemi yaptı. D2 yetki belgesinin süresinin uzatılmaması nedeniyle iş yapamadıklarını söyleyen Dernek Başkanı Celal Atak, “Firmalar, esnafın kanunu çiğnemesi için baskı yaptılar.” dedi.
Dövizin anormal yükselmesi nedeniyle Türkiye’nin cazip hale geldiğini aktaran Atak, “Dünya küçük, yarın göreceğiz. Yabancılar yarın ülkemize hücum edecekler. Oteller bedava. Turistler tarafından yağma edilecek. Peki bu turistleri kim taşıyacak? Biz olmazsak turizm nasıl transferini yapacak? Yazın göreceksiniz, turistler havaalanında kalacak. Ben kendi arabalarımı satacağım. Döviz garantili 3 ay mevduata atacağım. Hesabını yaptım. Arabayla o parayı kazanamıyorum ki.” şeklinde konuştu.

ARTIK DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI
Yönetmelikten etkilenen İzmir-Manisa arası yaklaşık 1000, Türkiye genelinde ise 20 bin üzerinde araç bulunduğunu ve bu şekilde devam etmesi durumunda sektörün öleceğini belirten Celal Atak, şu açıklamalarda bulundu:
Biz D2 yetki belgesiyle şehirlerarası personel taşıyoruz. Yıllardır böyledir bu. Daha önce Y yetki belgesi vardı. Ulaştırma Bakanlığı nüktesinde. Daha sonra bunu D2 yetki belgesiyle taşıma haline getirdiler. D2 yetki belgesiyle de yıllardır taşıma yapıyoruz biz. Fakat, 2018 yılında bir yönetmelik yayımlandı. Karayolu taşıma yönetmeliği. Daha sonra 15 Kasım 2019’da tekrar değişiklik yapıldı ve D2 yetki belgesiyle yapılan taşımanın, 31 Aralık 2021 sonu itibariyle sonlanacağı, D4S yetki belgesine geçilmesi gerektiğini söylediler. Biz de bu durumun ekonomik kayıplara, kapasiteye ve ülke ekonomisine zarar vereceği bahsiyle Danıştay 8.Dairesi’ne dava açtık. Davamız devam ediyor. Biz bakanlığımızdan ek süre verilmesini talep ettik. Hem bu pandemi süreci sonuçlansın. Hem de bu süreçte yargı ne karar verecekse ona göre karar verilsin. Ona göre hareket edelim diye. 20 Aralık’ta fabrikalara, firmalara sesimizi duyurmaya çalıştık. Ama orada telaffuz ettiğimiz rakamların aşağı yukarı yarısı gibi rakamlar teklif edildi. Bu rakamlar da sadece aracın akaryakıtına denk geliyor. O günkü günden bugüne akaryakıtlara yüzde 15 zam geldi. 1 Ocak itibariyle zaten yüzde 12,2 motorine zam geldi. Bu maliyetleri de göz ardı eden firmalar, bize şu anda 500-550 TL maksimum rakamda çalışmamızı talep ediyorlar. Bizim bu rakamlarla çalışmamız mümkün değil. Daha önce D2 yetki belgesiyle hafta içi fabrikalara Servis yapıyorduk. Hafta sonları da turizme giderek buraya destek veriyorduk. Maalesef şimdi hafta sonu işi de elimizden alınınca sadece personel taşımaya dönünce bizim ayakta durmamız mümkün değil. Bundan dolayı esnaf sektörü terk edecek. 2022 yılının, turizm açısından çok verimli geçeceğine inanıyoruz. Yazın turistler geldiklerinde, biz havaalanı lojistik hizmetlerine, acentalara destek veriyorduk. Bizim bu desteğimizi alamayan acentalar, yolcularını havaalanından falan taşıyamaz, otellere transferini yapamaz hale gelecekler. Bu sektör öldükten sonra diriltmek çok zor. Cefasına katlandık, geldik. Ama dayanacak durumumuz kalmadı. Sektörden çekileceğiz.
Biz bugün idareyi, zamları, meclisi, siyasi parti ve yöneticilerini protesto ettik. Neden? Çünkü kimse sesimize kulak vermiyor. Bir sektör yok olup giderken hepsi seyrettiler. Dolayısıyla bunun seçim zamanı da var. Seçim zamanı kimse kapımızı çalmasın. Bizim bugün yanımızda olmayanların, biz de o gün onların yanında olmayacağız.

TUNÇ SOYER’E ÇAĞRI
Dernek Başkanı Celal Atak, Tunç Soyer’den İzmir esnafının işsiz kalmasına göz yummaması gerektiğini dile getirdi. Atak, “Şimdi biz İzmir esnafı olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden, yani Tunç Soyer başkandan talebimiz, tahditli/tahsisli plakalı araçların D4S taşıma müracaatlarında İzmir UKOME’sinden komşu illerden İzmir iline yapılacak personel ve öğrenci taşımalarında taşımanın başlama noktası tahditli/tahsisli plakanın ait olduğu komşu il olmalı. Ve İzmir için sadece sözleşmeye konu fabrika, okul veya kamu kurumuna yolcularını indirebilir. Komşu ilin tahditli/ tahsisli plakaları İzmir’den yolcu toplaması yapamaz. İbareli UKOME kararı alması başkanımızın 5216 sayılı büyükşehir yasasınca bu yetkisi var ve kullanmalı. Biz İzmir esnafının işsiz, aşsız bırakılmasına izin verilmemesini rica ediyoruz.” ifadelerini kullandı.


Dövizin anormal yükselmesi nedeniyle Türkiye’nin cazip hale geldiğini aktaran Atak, “Dünya küçük, yarın göreceğiz. Yabancılar yarın ülkemize hücum edecekler. Oteller bedava. Turistler tarafından yağma edilecek. Peki bu turistleri kim taşıyacak? Biz olmazsak turizm nasıl transferini yapacak? Yazın göreceksiniz, turistler havaalanında kalacak. Ben kendi arabalarımı satacağım. Döviz garantili 3 ay mevduata atacağım. Hesabını yaptım. Arabayla o parayı kazanamıyorum ki.” şeklinde konuştu.

ARTIK DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI
Yönetmelikten etkilenen İzmir-Manisa arası yaklaşık 1000, Türkiye genelinde ise 20 bin üzerinde araç bulunduğunu ve bu şekilde devam etmesi durumunda sektörün öleceğini belirten Celal Atak, şu açıklamalarda bulundu:
Biz D2 yetki belgesiyle şehirlerarası personel taşıyoruz. Yıllardır böyledir bu. Daha önce Y yetki belgesi vardı. Ulaştırma Bakanlığı nüktesinde. Daha sonra bunu D2 yetki belgesiyle taşıma haline getirdiler. D2 yetki belgesiyle de yıllardır taşıma yapıyoruz biz. Fakat, 2018 yılında bir yönetmelik yayımlandı. Karayolu taşıma yönetmeliği. Daha sonra 15 Kasım 2019’da tekrar değişiklik yapıldı ve D2 yetki belgesiyle yapılan taşımanın, 31 Aralık 2021 sonu itibariyle sonlanacağı, D4S yetki belgesine geçilmesi gerektiğini söylediler. Biz de bu durumun ekonomik kayıplara, kapasiteye ve ülke ekonomisine zarar vereceği bahsiyle Danıştay 8.Dairesi’ne dava açtık. Davamız devam ediyor. Biz bakanlığımızdan ek süre verilmesini talep ettik. Hem bu pandemi süreci sonuçlansın. Hem de bu süreçte yargı ne karar verecekse ona göre karar verilsin. Ona göre hareket edelim diye. 20 Aralık’ta fabrikalara, firmalara sesimizi duyurmaya çalıştık. Ama orada telaffuz ettiğimiz rakamların aşağı yukarı yarısı gibi rakamlar teklif edildi. Bu rakamlar da sadece aracın akaryakıtına denk geliyor. O günkü günden bugüne akaryakıtlara yüzde 15 zam geldi. 1 Ocak itibariyle zaten yüzde 12,2 motorine zam geldi. Bu maliyetleri de göz ardı eden firmalar, bize şu anda 500-550 TL maksimum rakamda çalışmamızı talep ediyorlar. Bizim bu rakamlarla çalışmamız mümkün değil. Daha önce D2 yetki belgesiyle hafta içi fabrikalara Servis yapıyorduk. Hafta sonları da turizme giderek buraya destek veriyorduk. Maalesef şimdi hafta sonu işi de elimizden alınınca sadece personel taşımaya dönünce bizim ayakta durmamız mümkün değil. Bundan dolayı esnaf sektörü terk edecek. 2022 yılının, turizm açısından çok verimli geçeceğine inanıyoruz. Yazın turistler geldiklerinde, biz havaalanı lojistik hizmetlerine, acentalara destek veriyorduk. Bizim bu desteğimizi alamayan acentalar, yolcularını havaalanından falan taşıyamaz, otellere transferini yapamaz hale gelecekler. Bu sektör öldükten sonra diriltmek çok zor. Cefasına katlandık, geldik. Ama dayanacak durumumuz kalmadı. Sektörden çekileceğiz.
Biz bugün idareyi, zamları, meclisi, siyasi parti ve yöneticilerini protesto ettik. Neden? Çünkü kimse sesimize kulak vermiyor. Bir sektör yok olup giderken hepsi seyrettiler. Dolayısıyla bunun seçim zamanı da var. Seçim zamanı kimse kapımızı çalmasın. Bizim bugün yanımızda olmayanların, biz de o gün onların yanında olmayacağız.

TUNÇ SOYER’E ÇAĞRI
Dernek Başkanı Celal Atak, Tunç Soyer’den İzmir esnafının işsiz kalmasına göz yummaması gerektiğini dile getirdi. Atak, “Şimdi biz İzmir esnafı olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden, yani Tunç Soyer başkandan talebimiz, tahditli/tahsisli plakalı araçların D4S taşıma müracaatlarında İzmir UKOME’sinden komşu illerden İzmir iline yapılacak personel ve öğrenci taşımalarında taşımanın başlama noktası tahditli/tahsisli plakanın ait olduğu komşu il olmalı. Ve İzmir için sadece sözleşmeye konu fabrika, okul veya kamu kurumuna yolcularını indirebilir. Komşu ilin tahditli/ tahsisli plakaları İzmir’den yolcu toplaması yapamaz. İbareli UKOME kararı alması başkanımızın 5216 sayılı büyükşehir yasasınca bu yetkisi var ve kullanmalı. Biz İzmir esnafının işsiz, aşsız bırakılmasına izin verilmemesini rica ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

