Berivan Kaya/Ege’ye Bakış- İzmir’in Seferihisar açıklarında meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki deprem, başta İzmir olmak üzere bütün Türkiye’yi derinden sarstı. Deprem sonrası yaraların sarılmasını bekleyen depremzedelerin mağduriyeti devam ediyor. İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) Başkanı Haydar Özkan, deprem sonrasına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Depremin ardından neredeyse 2 yıl geçmesine rağmen depremzedelerin mağduriyetlerinin giderilmediğine dikkat çeken Özkan, depremzedeler üstünden siyaset üretildiğini belirtti.
Siyasi meseleler bizi ilgilendirmiyor
İzmir Büyükşehir Belediye meclisinde tartışmalara konu olan trafo alanı hakkında açıklamalarda bulunan Haydar Özkan, “Bizim trafo alanı ile ilgili teknik bir bilgimiz yok. Bizim bildiğimiz şu, bizim insanımızın orada evi yıkıldı, devlet matematik bilmiyormuş gibi hata yaptı. Örnek olarak veriyorum, 180 ev yıkıldıysa 150 tane ev yapıldı. Vatandaşlarımız açıkta kaldı. Giriş katlarda dükkan olması gereken yerlere de konutlar oluşturuldu. Yapan kişilerin hatasını başkaları çekiyor. Bu sefer AKP-CHP karşı karşıya geldi. Siyasi meseleler bizi ilgilendirmiyor. Biz oraya trafo yapılmasın diye mücadele ettik, trafoya karşı olduğumuz için değil. 7 katlı ev yıkıldı, devlet 5 katlı ev yaptı. Trafo 9 katlı yapılıyor. Biz buna karşı çıktık. Vatandaş bunu kaldıramaz dedik. Belediye başka yer tahsis etti, devlet taşınmayı kabul etti. Biz vatandaşlarımız kendi mahallelerinden göç etmesin, herkes kendi evine girsin istedik. Çok temiz bir istek. Orası yeşil alanmış, yeşil alanın yerine yeşil alan verilmesi gerekiyormuş. Bunlar teknik konular, bu sorunu çözmesi gereken siyasilerdir. Burada biz yerel ve merkezi yönetimlere sesleniyoruz, kime ne görev düşüyorsa ellerini taşın altına koysunlar. Belediye, merkezi hükümete yaptıkları hatayı düzeltmesi gerektiğini belirtti. Merkezi hükümet ilk defa hatasını kabul etti. Merkezi hükümette belediyeye alternatif bir çözüm sundu. Birbirine laf yetiştiriyorlar, ama evsiz kalan biziz” dedi.
Trafo alanına konut yapılsın!
Depremin siyaset üstü bir konu olduğuna değinen Özkan, siyasi meselelerin içinde atıldıklarını belirterek, “En iyi siyaseti bizim üzerimizden yaptılar. Biz trafo alanının konut yapılması taraftarıyız. Vatandaşlarımız mahallesinde bir an önce evlerine girsinler. Bugün yapıyoruz deseler bile o insanlar en hızlı bir şekilde 1,5 sene evsiz kalacaklar. Bin 150 lira kira yardımı yapılıyor ama 1+1 evlere 7 bin lira kira istiyorlar. Nasıl olacak bu iş? Maalesef bizim ile yönetenlerin arasında fark var. 2 yıl olacak neredeyse hala çözüm bulunamadı” ifadelerine yer verdi.
Deprem test olarak görüldü!
İzmir depremi sonrasında az hasarlı olarak tespit edilen konutlar için ‘testi geçti’ söylemlerine tepki gösteren Haydar Özkan, “ 80 bin depremzedemiz var. Bu depremzedelerden bin 700’ünü çıkarttığında kalanların hepsi evsiz. 3 bin depremzedenin ev ağır hasarlı rezerv alanından konut yapılıyor, 2 yıl oldu hala konutlar teslim edilmedi. 8 bin orta hasarlı var, zeminin iyi olmadığı için güçlendirme yapılamaz denildi, alternatif gösterilmedi. 80 bin liralık devletin verdiği güçlendirme kredisi ile insanlar evini güçlendirmiyor. Ev güçlendirme maliyeti 400 bin lira. Biz de devletimize ağır ve orta hasarlılar arasında fark olmadığını söylüyoruz. Orta hasarlı binalarda rezerv alanında hak sahipliği verilmesi orada konut yapılması gerekiyor. 67 bin tane az hasarlı ev var. İlk zamanlar az hasarlı binalardan çıkın denildi. Ekonomik durum zorlaşınca bu sefer az hasarlılar testi atlattılar denildi. Deprem test olarak görüldü” ifadelerine yer verdi.
İmar affından yararlanan ve ağır hasar alan Sezen sitesi şimdi kanunlara uygun!
Mansuroğlu Mahallesi 288/6 sokak üzerindeki 160 daireli Sezen Sitesi’nin kaçak yapı olduğunu aktaran Özkan,” İmar affından yararlanmıştı 160 tane konut kaçak olarak proje alanında yıkıldı, şimdi kanunlara uygun yapıldı” dedi.
Deprem vergileri nerede?
1999 yılında yaşanan Marmara depremi sonrasında alınan deprem vergilerinin nereye harcandığını soran İZDEDA Başkanı Özkan, “99 depremi Türkiye’ye çok şey öğretmesi gereken bir depremdi. Marmara Depreminde 18 bin 373 insan vefat etti ve en acısı kayıt dışı vefatlarımız da vardı. Devlet Marmara depremi sonrasında deprem vergisi diye bir şey çıkarttı. Biz o zamanlar deprem vergisini, bir yerde deprem olursa oradaki insanların yaraları çabuk sarılsın diye toplanıyor sandık. Yıllarca toplanan paralar nereye harcandı bilmiyoruz. Şunu çok iyi biliyorum ki o paralar bize gelmedi. Biz 99 yılında yaşanan depremden hiç ders almamışız” dedi.
Merkezi hükümetin, 99 depreminden sonra yapılan hataların gün yüzüne çıkma ihtimalinden korktuğunu söyleyen Haydar Özkan, “ Biz dernek olarak merkezi hükümet ile yaptığımız görüşmelerde sorunlarımızı iletiyoruz. Sorunlarımızın çözülememesinin en büyük sebebi 99 yılında yapılmış hataların ortaya çıkacağından korkuyorlar. Biz istediğimiz hakları alırsak o zamanlara yansıyacağından çekiniyorlar. Yansısın, o zamandan hakkı kaybolmuş insanlar haklarını alsınlar. Çünkü biz yıllardır vergi veriyoruz. Biz bunlardan dolayı bazı şeyleri kabullenemiyoruz. Trajikomik olan şey de biz hala vergi veriyoruz, biz depremzedeyiz. Verginizi bari kesin demeleri gerekirken, Ağır hasarlı evin yıktırdı arsa vergisi. Orta hasarlı evini yıktırmadan önce evine, yıktırdıktan sonra arsasına vergi veriyor” dedi.
DASK görevini yapsın
DASK kanunun değişmesi gerektiğini vurgulayan Özkan, “Biz tırnaklarımızla kazıya kazıya haklar elde ediyoruz. Hemen ardından Türkiye çapında düşünülüyor. Az hasarlılar kentsel dönüşümcü gibi görülüyor. Yeni bir kanun çıkması gerekiyor. Az, orta ya da ağır hasar olarak değil, oturulur ya da oturulmaz diye bir karar verilmesi gerekiyor. Ağır hasarlılar kanun olarak yıkılıyor, orta hasarlılara ise bir yıl süre veriliyor. Bu süreç içerisinde ev güçlendirilmediyse yıkarım diyor. Az hasarlılara ise bir dönem çık, bir dönemde çıkma dedin. DASK görevini yapsın. Benim evimin değeri yıkıldığında 500 bin liraysa o parayı versin, evimi yapsın. DASK kanununu değiştirelim diye hiç kimse çıkıp konuşmadı” ifadelerini kullandı.
Yatay mimariye Folkart hatırlatması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yatay mimari önerisi üzerine katların 7’den 5’e inmesine tepki gösteren Özkan, Folkart hatırlatması yaptı. Özkan açıklamasında, “ Devlet ağır hasardan başkasını hasar olarak görmüyor. Devlet ağır hasarlılara konaklama yeri vermesi gerekiyor. Bunu İzmir’de de yaptı. Ağır hasarlı evleri yıkıp, yaptı. Çok kaliteli evler yaptı ama evler küçüldü. Cumhurbaşkanımızın yatay mimari önerisiyle 7 kattan 5 kata indi. Yatay mimari konusunda haklısınız ama biz Folkart’ın yanındayız” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Dünya Bankası’ndan 340 milyon dolarlık kredi oluşturduğunu hatırlatan Özkan, “İller Bankasının ve Hazine Bakanlığının bürokratları ile birlikte görüşmeler yaptılar. Başkan Soyer bu krediyi Cumhurbaşkanımıza iletti. Cumhurbaşkanımız inceleyip, imzalayacağını söyledi. Daha sonra hiç ses çıkmadı. Böyle bir kredi Soyer’in dediği dönemde çıkmış olsaydı, evi orta hasarlı olan depremzedelerimiz evlerine kavuşmuş olacaktı” dedi.