BirGün Gazetesi’nden Havva Gümüşkaya’nın haberine göre, ülkedeki ekonomik kriz ve yüksek enflasyon yaşlıları çalışma hayatına yeniden girmeye, ek gelir aramaya ya da ilk defa çalışma hayatına atılmaya mecbur bırakıyor. Kadınların erkeklere oranla yaşam sürelerinin yüksek olması yaşlı nüfus içerisinde kadınların daha dikkat çekmesine neden oluyor.
Ülke nüfusu gün geçtikçe yaşlanma eğilimi gösterirken emek alanında 40 yaş, kadınların yaşlı, erkeklerin birikimli olarak görüldüğü yaş olmaya devam ediyor. kadın İşçi Dayanışma Derneği’nin geçtiğimiz günlerde açıkladığı ‘50 yaş üstü kadınların ücretli emek alanında karşılaştıkları cinsiyet temelli ayrımcılıklar ve çözüm öneriler’ raporu yaş almış kadınların işgücü piyasasında karşılaştıkları durumları gözler önüne serdi.
İstanbul, Bursa, Antalya ve Kütahya’dan 50 yaş ve üzeri 24 kadınla gerçekleştirilen araştırmada yaşlı kadınların ücretli emek alanında yaşadıkları sorunları çeşitli alt başlıklarda incelendi. Araştırmada yaşlı kadınların ücretli emek alanında yer edinmekte daha fazla zorluk yaşadığı tespit edildi. Yaşlı işçiler içerisinde ise patronların erkek işçileri kadınlara tercih ettiği belirtildi. Yaşlı kadınların, yaş ayrımcılığı ve cinsiyet ayrımcılığını birlikte deneyimlemelerinin bir sonucu olarak işverenin en son tercih edeceği grup haline geldiği ifade edildi.
Raporda belli yaşı geçmiş kadınların işlerini daha ağır yapacakları, geç öğrenecekleri, çağa ayak uyduramayacakları gibi düşünceler onları iş havuzunun derinlerine gömdüğüne dikkat çekiliyor. Rapor hazırlanırken yapılan araştırmada 62 yaşında emekli öğretmen Arzu adlı kadına ‘şu an 50 yaşının üstündeki bir kadını iş ararken en çok nelerin zorlayacağı’ sorulduğunda, işverenlerin cinsiyetleri ve yaşları sebebiyle kadınların işe yaramayacaklarını, uzun çalışma saatlerine dayanamayacaklarını, düşük performans göstereceklerini düşüneceğini yanıtını verdi.
Raporda İstanbul Yenibosna’da yaşayan 63 yaşında Canan adlı kadının iş arayışında yaşadığı diyalog şöyle aktarıldı:
“Maalesef siz ne kadar güçlü, kuvvetli gözükürseniz gözükün 63 yaş dediğinizde sizin daha az bir performansla aynı parayı alacağınızı düşünüyorlar. Bu konuda elbette ki sıkıntılar yaşıyoruz yaşımız itibariyle. Mesela İş Bulma Kurumu’ndan aramışlardı beni işten ayrıldıktan sonra ameliyat olduğum için. Yaşımı ve ne iş yaptığımı sordular. Tekstilde çalışıyorum, 62 yaşındayım dediğimde telefonun yüzüme kapandı. Bu şekilde sıkıntılar doğal olarak yaşıyoruz.”
CİNSİYETÇİ KALIPLAR MOBBİNGİ ARTIRIYOR
Araştırmada yaşı sebebiyle iş bulamayan, bulamayacağını düşünen kadınların ya iş arama umutlarını geride bıraktığı ya da yarı zamanlı, sigortasız, güvencesiz işleri kabul etmek zorunda kaldığı belirtildi. Raporda kadınların yaş ayrımcılığına çok daha erken maruz kaldıkları belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “Araştırmaya başlarken 50 yaş ve üzerindeki kadınların toplumca yaşlı sayıldığını ve yaş ayrımcılığına maruz kaldığını düşünüyor, varsayıyorduk. Fakat görüşmelerimizin sonunda kadınların yaş ayrımcılığına çok daha erken yaşlarda da maruz kaldıkları sonucuna vardık. Kadınlar ücretli emek alanında 35-40’lı yaşlarında da erkeklere kıyasla kendilerine sunulacak fırsatlardan mahrum bırakıldıklarını dile getirdiler. Cinsiyetçi kalıplar nedeniyle kadınlar gençlik, güzellik gibi özellikleri gözetilerek işe alınıyor, yetenekleri, eğitimleri, tecrübeleri ise ikinci plana atılıyor. Aynı semtte ikamet eden 59 yaşındaki Nurgül ve 53 yaşındaki Gülşen bu kadınlardan yalnızca iki tanesi. Gülşen bu ayrımcılıkla başa çıkmak için değişik yollar denemiş ancak ayrımcılık Nurgül’ü iş aramaktan vazgeçirmiş.”
Raporda yaşlı kadınların ücretli emek alanında en çok karşılaştığı problemlerden birinin mobbing olduğu tespitine yer verildi: “Kadınlar yaş bahanesi ile patronlar tarafından bir de verimli olmamakla suçlanıyor. Yaş üzerinden yapılan mobbing kadınların kendini yetersiz bulma ve değersizlik duyguları yaşamalarına sebep oluyor. Patronların çalışmayı yetersiz gördükleri ve yaşlı kadının işten çıkarılma ihtimalinden korktuğunun bilincinde olduğu için kadınlar en çok kovulmakla tehdit edildiklerini ifade ettiler.”
Araştırma kapsamında görüşülen 24 kadının tamamı hayatlarının en az bir döneminde sigortasız çalıştığı ifade edildi. Araştırmada odak grup olan 50 yaş üstü kadınların yaşadıkları en büyük problemlerden biri olan gelir adaletsizliğinin birkaç farklı biçimde ortaya çıktığı vurgulandı.
İlk olarak yaşlı kadınlar, çalıştıkları süre boyunca kendileriyle aynı pozisyonda çalışan erkek işçilerden daha az ücretler elde ettiklerini ifade ederken gelir adaletsizliğinin bir diğer yüzü de emekli maaşının yetersizliği belirtildi. Görüşülen emekli kadınlarının birçoğunu kök aylığının 10 bin TL’nin altında olduğu ifade edildi.