Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Datça Şubesi, 2024-2025 Eğitim-Öğretim yılının bugün tamamlanan ilk dönemine ilişkin kaynaklarından aldığı verilere göre hazırladığı değerlendirme raporunu paylaştı.
Yapılan yazılı açıklamada, “Çocuklarımızın laik, kamusal, bilimsel Eğitim hakkı ve eğitim emekçilerinin haklarına ilişkin ülkemiz tarihinin en büyük tahribatı yaşanıyor. Genel seçim sonrası eğitim alanına ilişkin kesintisiz yeni bir adım atılıyor. Atılan her adımda kaybeden eşit, parasız, nitelikli, kamusal, bilimsel eğitim, kaybeden çocuklarımız ve geleceğimiz oluyor” ifadelerine yer verildi.
Kitlesel Okul terkinin arttığı ve bunun nedeninin yoksulluk olduğun altını çizen açıklamada, “Okul terkini önlemede acil kamusal önlemler gerekiyor. Ücretsiz okul yemeği, ücretsiz temiz içme suyu yaşama geçirilmeli, okula ulaşım tüm çocuklar için ücretsiz sağlanmalıdır. Çocukların eşit ve nitelikli eğitim hakkı açısından yeterli okul inşası planlanmalı, hayata geçirilmeli, tercih edilmeyen okul türleri akademik eğitim veren okullara dönüştürülmelidir” denildi.
"EĞİTİM KAMUSAL BİR HAK OLMAKTAN ÇIKARILDI"
Açıklamada, “Tasarruf gerekçesi ile okullarda temizlik, güvenlik gibi kamu hizmetlerine gerekli kadrolu, güvenceli atama yapılmadı, bu hizmetler İşgücü Uyum Programı kapsamına alınarak güvencesiz, asgari ücretin altında çalıştırma olağan hale getirildi. Okullarımızda başta temizlik olmak üzere temel ihtiyaçlar karşılanmıyor. Eğitim kamusal bir hak olmaktan çıkarıldı. Kamu kurumlarındaki tasarrufun eğitime ayrılan kaynaklar üzerinden yapılmaması temel ilke iken bu ilke, en temel kamusal haklar yok sayıldı” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, 2024 yılında okul öncesi eğitime ulaşan öğrencilerin oranının azaldığının vurgusu yapılarak, “Okul öncesi eğitime ulaşan öğrencilerin oranı yüzde 12 azaldı. Okul öncesi eğitim tüm çocukların hakkıdır. Ücretsiz ve zorunlu olmalıdır. 2023-2024’te çocuklarımızın eğitim hakkında yaşatılan temel sorunlardan biri Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği’nde değişiklik yapılması oldu. Tasarruf gerekçesiyle taşıma kapsamındaki öğrencilerin yaşadığı yerle taşıma merkezi arasındaki azami uzaklık 50 kilometreden 30 kilometreye düşürüldü. Çözüm olarak çocuklara pansiyonlar dayatıldı. Bu veri aynı zamanda bu kararla temel eğitim ve özel eğitimde çocukların örgün eğitim dışına çıktığını da bize gösteriyor” denildi.
Açıklamada, şunlar dile getirildi:
“MEB uzun yıllardır kamu hizmeti olan eğitimi protokoller, iş birlikleri eliyle vakıf, dernek adı altında tarikatlara, ülkü ocakları gibi yapılara ve sermayeye devretmektedir. Bu protokoller sonucunda bu yapılar okullarda kurs, yarışma, seminer, kamp, sosyal sorumluluk programları adıyla siyasal, ideolojik çalışmaları veya çocuğun ihtiyacını esas alan değil sermayenin ihtiyacının esas olduğu her tür çalışmayı sürdürmektedir. Eğitimin bu yapılara devri ile okullar çocukların eğitim hakkı gaspı ile birlikte çocuk istismarının her geçen gün daha da yaygınlaştığı yerler haline gelmektedir. MEB kamusal sorumluluğunu hiçbir isim adı altında hiçbir yapıya devredemez. İmzalanan tüm protokol ve iş birlikleri iptal edilmelidir”
ÇEDES projesine de değinilen açıklamada, “ÇEDES ve benzer uygulamalar biz velilerin, öğretmenlerin eylemlerine, itirazlarına rağmen tüm eğitim kurumlarında çocuklarımızın laik, bilimsel eğitim hakkı hedef alınarak sürdürülmektedir. Çocuklarımızın laik, kamusal eğitim hakkını kaybettiğimiz her gün çocuklarımızın umutlarını, memleketimizin geleceğini kaybediyoruz. Tüm velileri, laik, kamusal eğitim hakkına sahip çıkan herkesi çocuklarımız için sürdürdüğümüz eğitim hakkı mücadelemizi güçlendirmeye çağırıyoruz. Laik, kamusal eğitimi kazanmak; çocuklarımızın gelecek yaşantılarını değiştirme umuduna umut olma ve memleketimizin geleceğine sahip çıkma mücadelesini güçlendirmek ülkenin her yerinde bir araya gelmemiz ile mümkün olacak” denildi.