Cumhuriyet Gazetesi’nden Ali Can Polat’ın haberine göre, Türkiye siyasetinde yaşanan değişimler, yurtdışındaki siyasi ve ekonomik gelişmeler mali piyasalarda baş döndürücü hareketlerin oluşmasına neden oluyor.
Dolar/TL ABD seçimlerini Trump’ın kazanmasının yeniden fiyatlanmasıyla dün 34.40’a kadar yükseldi. Asıl hareketlilik ise özellikle Borsa İstanbul’da yaşandı. BİST100 endeksinde önceki gün yaşanan yüzde 2’lik yükseliş dün açılış sonrası devam ederken 8 bin 867 puan görüldü. Ancak önce ABD’deki Halkbank davasıyla ilgili karar ve kapanışa doğru TUSAŞ’ın Ankara’daki tesisine yapılan silahı saldırı sonrası yeniden düşüşe yöneldi ve 8 bin 664’e kadar geriledi. Günü ise yüzde 1.4 düşüşle tamamladı.
‘SERVET ENFLASYONU’
Enflasyonun yükseldiği ortamda devam eden faiz indirimiyle ilgili tartışmalara ise dün hem uluslararası kuruluşlar hem IMF katıldı. IMF Türkiye Misyonu Başkanı Jim Walsh, Merkez Bankası’nın yüzde 14’lük enflasyon tahminine ulaşmak için daha fazla faiz artışı yapması gerekebileceğini belirtti. Walsh ayrıca, yeni asgari ücretle ilgili olarak geçen yıl olduğu gibi enflasyonun ciddi şekilde yükselmesine yol açacak bir artış yapılmaması gerektiğini ifade etti. HSBC ekonomisti Melis Metiner ise Türkiye ile ilgili hazırladığı raporda güncel enflasyon oranlarının rahatlayabilmek için hâlâ yüksek olduğunu belirtti ve “Parasal gevşemenin 2025 yılında daha rahat başlayabileceğine inanıyoruz” diye konuştu.
Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan ve piyasaların siyasetin açıklamalarını sindirme aşamasında olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şenol Babuşcu şu yorumu yaptı: “Siyasi çıkışlara gelecek tepkileri de öngöremiyor piyasalar tabi. Ama genel seyre bakınca borsada, yılsonuna kadar olumsuz bir seyir sürecek. Yılı düşüşte kapatacaktır.” Borsanın ekonomik nedenlerle yeterince zorda olduğunu, siyasetin etki edebileceği bir alan kalmadığını söyleyen uluslararası piyasalar uzmanı İris Cibre ise şunları söyledi: “Faizler yüksek, sanayi daralıyor, bilançolar zayıf, konjonktürel riskler var. İMF hâlâ faiz artışından bahsediyor. Bu artık servet enflasyonu yaratacak seviyeye gelmek demektir. Tüm bunlar yaşanırken borsaya başka bir olayın etki edeceği alan bile kalmadı. Bireysel yatırımcılar için yılsonuna kadar borsa en riskli döneminde diyebiliriz.”