ANIL ARABACI / EGE’YE BAKIŞ - İzmir’in Çeşme Yarımadası’nda uygulamaya konulacak turizm projesi ile ilgili İl Toprak Koruma Kurulunun 4800 hektarlık alan için verdiği izne karşı Ziraat Mühendisleri Odası tarafından dava açıldı. Mahkeme, Toprak Koruma Kurulu kararında imara konu olan alanın “büyük ölçüde doğal özellikleri ile korunmuş" olduğuna dikkat çekerek imar planı ile bölgenin yapılaşmaya/gelişmeye açılmasına yönelik düzenlemenin kamu yararına olmayacağını bildirildi. Konuya ilişkin TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından bir basın açıklaması düzenlendi.
“KARARIN YAŞAMA GEÇMESİ GEREKİYOR”
TMMOB İzmir İKK Dönem Sözcüsü Aykut Akdemir hukuki bir kazanım elde ettiklerinin altını çizerek, “Ziraat Mühendisleri Odası’nın açtığı davada mahkeme alanın korunması gerektiğine karar verdi. Geldiğimiz noktada bizim ne kadar haklı olduğumuzu gördük Bu kararın yaşama geçmesi gerekiyor. Hukukun bilim ve tekniği önemseyerek aldığı kararları hükümet tarafından yürürlüğe alması gerekiyor. TMMOB’un bütün aldığı kararları ve hakeme kararlarını yaşama geçmesini istiyoruz. Umudumuzu İnciraltı ve kent için tüm demokratik alanlar için yapılmasını istiyoruz” dedi.
“MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEKTİR”
Basın açıklamasını okuyan Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şube Başkanı Elvin Sönmez Güler, kararın iptali için yürütülen hukuki mücadelenin olumlu sonuçlar verdiğini belirterek, “Son olarak TMMOB Ziraat Mühendisleri odamızın açtığı davada Karar veren İzmir 7. İdare Mahkemesi. ‘Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’ kapsamında, yer alan 4.826,30 hektarlık tarım arazisinin 698,0519 hektarlık kısmında imar planı yapılmak üzere tarım dışı amaçla kullanımının uygun görülmesine ilişkin 26/04/2022 tarih ve 5334965 sayılı Tarım ve Orman Bakanlığı işlemini iptal etmiştir. Mücadelemiz devam edecektir” dedi.
“KAMU YARARI İÇERMEMEKTEDİR”
Güler açıklamasının devamında, “Konu ile ilgili yayınladığımız Çeşme Projesi Raporu, dava sürecinde bilirkişi raporları, yaptığımız açıklamalar, bilim insanlarının görüşleri ortaktır: Proje kamu yararı içermemektedir. Yarımada; arkeolojik sit, doğal sit alanları, orman, tarım alanları, sulak alanlar, koruma alanları, endemik türler, su kaynakları gibi ekolojik ve biyolojik çeşitliliği ile son derece özel bir bölge. Yarımada Bölgesi kapsamında yapılan Doğal Sit derecelerinin değiştirilmesi süreçlerinde de koruma kaygısından çok alanın korunması gereken özel değerlerinin tahribatı ve yok olmasına yol açacak yapılaşma ve faaliyetlere izin verecek şekilde sit statülerinin düşürüldüğü gerçeği ile karşı karşıyayız. Bölgede gerçekleştirilen ve geçmişte de davacı olduğumuz doğal sit statülerinin değiştirilmesi kararlarının, yine TMMOB olarak da davacısı olduğumuz Turizm Alanı İlanı Kararı, Çeşme Projesi gibi süreçler ile ilişkisi ve bu ve benzeri projelere yönelik ardışık etki yaratacak izinler ilişkisi aynı zamanda kurumsal yürütülen bir tahribatın da parçasıdır. Bu noktada yapılan uygulama ile bölgede izin verilen ve önü açılan faaliyet ve yatırımlar mevcut doğal ve ekolojik yapıyı bozacağı gibi getireceği ilave çevresel yükler ve ihtiyaçlar ile de bölgenin son derece kısıtlı olan kaynaklarına yönelik de ilave baskılar yaratarak kirletici etkiler oluşturacaktır” ifadelerini kullandı.