Mert DELEN / EGE’YE BAKIŞ- Ege Barış ve İletişim Derneği’nin düzenlediği etkinlik, İzmir’in Foça ilçesinde bulunan Reha Midilli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Dernek Başkanı Bülent Tanık, Türkiye ve Yunanistan arasındaki bağı vurguladı. Tanık, “Biz savaşın ayırdığı ama birbirini özleyen iki ayrı halktık. Hatta aynı halkın parçalarıydık” dedi.
TANIK: NİHAT DİRİM’IN FOÇA’NIN KALBİNDE SAĞLAM BİR YERİ VARDIR
Dernek Başkanı Tanık, “Nihan Dirim döneminin uygulamaları toplumcu, demokratik, devrimci, barışçı, dayanışmacıdır. İçtenlikli ve saygındır. Dirimi’in Foça Belediyesi başarılıdır. barış için belediye buluşmalarımızın ilki olarak seçmemiz tüm bu özellikleri nedeniyle ve hak ettiği yeri hatırlatmak içindir. Bu buluşmayı bir dizi toplantıyla sürdüreceğiz, bilinir kılmaya çalışacağız. Nihat Dirim, genç-kendinden emin-arkasına bakmayan, halkın içinde, samimi, içten, kol kola yürümeyi bilen, karar alan ve uygulayan bir belediye başkanıydı. Belediyeciliğin politik muhtevasını kavramış, toplumla beraber yapılabilirliğini özümsemiş biriydi. Direngen ve kalender duruşu Foça’nın kalbinde yıpratılmaz ve sağlam bir yer tutmuştur” dedi.
TANIK: SAVAŞ OLASILIĞI DAHİ HALKLAR İÇİN ACI, YIKIM VE KAYIP DEMEKTİR
Ege Barış ve İletişim Derneği Başkanı Bülent Tanık, Rusya-Ukrayna arasındaki savaş olasılığına değindiği konuşmasında, barışın önemine dikkat çekti.
Dernek Başkanı Tanık, “Biz savaşın ayırdığı aynı halkın parçalarıyız. Barışı korumak uzun bir mücadeleyi gerektirecek gibi görünüyor. İyi ki seçilmiş ve polyitik belediye başkanlarımız var. Tüm baskı ve ambargolara rağmen İBB de üst üste gelen afetlerin zararlarının giderilmesinde çok önemli işler yaptı. Tunç Başkanı ve belediye çalışanlarını üstün çabaları nedeniyle kutluyorum. Yokluk ve yoksullukla mücadele, dayanışma ve örgütlenmeyle önemli işler başarıldı. 11 büyükşehir belediyesi yarattığı etkiyle taşıdıkları görevin öneminin farkında olmalılar. Büyükşehir belediyelerimiz başarıları nedeniyle arka alandaki belediyesiz demokratik belediyesiz yönetim anlayışını, (kayyum atamalarını, hatta bazı başkanları teker teker seçip yargılamayı gündeme alsalar da, yaratılmış olan başarılı işler nedeniyle gündeme getirilememektedir. Merkezi iktidar belki de gizli gizli büyükşehir belediyelerine şükretmektedir. Savaş olasılığı, şaiası halklar için acı-yıkım ve kayıp demektir. Savaş sadece tarafları değil savaşa girmemiş komşu toplumları da etkiler. Hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, hukukun kalan kırıntılarının askıya alındığı bir hukuki istisna halidir savaş. Olağan dışı ve üstü uygulamaların yaşanması demektir. Korku yaratır, tedirgin eder ve göçe zorlar. Belediyelerin barışın hazırlayıcısı olması çok değerlidir. Belediyeler çok önemli şeyler yaparlar ve onlarsız hayat çekilmez olur. Yaşasın belediyeler, yaşasın her yerde barış” şeklinde bir konuşma yaptı.
Kürsüye çıkan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer; barış, demokrasi, birlik ve beraberliği vurgulayarak, “İzmir’in cennet köşelerinden Foça’da “Barış Belediyeciliği” panelinde sizlerle olduğum için çok mutluyum. Bu etkinlik dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği çok boyutlu, çok katmanlı krizleri düşündüğümüzde büyük önem kazanıyor” diye başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, toplumda son dönemde artan kutuplaştırmanın tehlikelerine dikkat çekti.
TUNÇ SOYER: DAYANIŞMAYI BÜYÜTMEK VE BARIŞIN UMUDUNU GÜÇLENDİRMELİYİZ
Barış belediyeciliği kavramının önemli olduğunu belirten Başkan Soyer, “Barış belediyeciliği sözü çok anlamlı. Hak hukuk adalet, sosyal demokrasi, soldan bakabilmek, sol perspektif gibi birçok şeyi bulabilirsiniz. Barış sözcüğü tüm bunları kavrayan ve kucaklayan bir sözcük. Mehmet Gönenç genç belediyeciler için örnek oldu. Yine Didim’de Mehmet Soysal. PM üyemiz barış savcısı, kıymetli dostumuz Zeynep Oral var. Hepimizin yüreğine su serpen bir buluşma. Bu etkinlik dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği çok katmanlı krizlerin içinde bulunduğu bu dönemde büyük önem taşıyor. Dayanışmayı büyütmek ve barışın umudunu güçlendirmeliyiz.” dedi.
ARTIK BU ZİHNİYETİN DEVRİ BİTİYOR
İktidar tarafından yaratılan siyasi iklimin toplumsal barışa zarar verdiğini kaydeden Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Toplumumuz son yıllarda kutuplaştırma politikalarıyla, farklı mahallelere bölünmüş durumda. Yanlışa yanlış diyenin, sıkıntıları dile getirenin, hakkını almak için ses yükseltenlerin sesi bastırılıyor. Ses yükseltenler düşmanlaştırılıyor. Böyle bir toplumsal zemin inşa edildi. Yaratılan bu siyasi iklim, toplumsal barışımızı çok zedeledi. Oysa barış ne zalim iktidarların ne de köhneleşmiş ideolojilerin tasarrufuna bırakılmayacak kadar değerlidir. Çünkü söz konusu olan yaşamdır. Toplumsal huzurdur. Dünyada ve ülkemizdeki bu ortam, son yıllarda artan popülist ve otoriter zihniyetlerin eseri. Bu zihniyet insanları ortak değerleri üzerinden birleştirmeyi değil; yarattığı korkular üzerinden ayrıştırmayı hedefliyor. Gücünü buradan alıyor. Ancak biz de çok iyi biliyoruz ki; artık bu zihniyetin devri bitiyor” dedi.
BAŞKAN SOYER’DEN BARIŞ VE DEMOKRASİ VURGUSU
Toplumsal barışın sağlanmasında yerel yönetim ve yöneticilere büyük görev düştüğünün altını çizen Başkan Soyer, Ege’nin iki yakasındaki halkların kardeş olduğunu söyledi.
SOYER: BİZLER EGE’NİN İKİ YAKASINDAKİ KARDEŞ HALKIZ
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ege’nin iki yakasındaki barışı kalıcılaştırmanın yolunun dayanışmayı büyütmekten geçtiğini vurgulayarak, “Dünyada ve ülkemizde insanlar, bu çoklu krizlerden çıkış yolunun; dayanışmayı büyütmek, demokrasiyi güçlendirmek ve barış umudunu çoğaltmak olduğunu görüyor. Elbette bu noktada yerel yönetimlere de önemli görevler düşüyor. Çünkü kentler toplumları birbirine sımsıkı bağlayan bir misyona sahip. Kentler sayesinde toplumlar arasındaki ilişkiler yerelden ve çok daha güçlü bir şekilde inşa edilebiliyor. Çünkü bu bağların özünde biz varız, doğamız var. Yaşamın özünde; geçmişiyle, birbiriyle, doğasıyla ve değişimin bizatihi kendisiyle uyum içinde olan döngüsel bir kültür var. Bizler Ege’nin iki yakasındaki kardeş halkız. Coğrafi yakınlığın çok ötesinde köklü bağlara sahibiz. Biz, Akdeniz ve Anadolu’nun çok sesli, çok renkli toplumsal yapısının vücut bulmuş haliyiz. Aramızdaki barışı kalıcılaştırmanın yolu ortak değerlere tutunmaktan ve dayanışmamızı büyütmekten geçiyor. Tıpkı İzmir’in yüzlerce yıldır yaptığı gibi. Gün barışı büyütme günü. Barışa, demokrasiye, adalete tutunacağımız zaman tam da şimdi. Çünkü yaşadığımız toplumsal ve ekonomik sorunları ancak barış zemininde çözebiliriz” ifadelerini kullandı.
NİHAT DİRİM: FOÇA’NIN GÜZELLİKLERİNE SAHİP ÇIKMAK, ONLARI KORUMAK GÖREVİMİZDİ
Foça Belediye eski Başkanı Nihat Dirim de etkinlikte bir konuşma yaptı. Alkışlarla kürsüye gelen eski Başkan Dirim, “30 yaşında seçildim. Deneyimsizdim. Belediye başkanlığına girince iki tane temel alan gördüm, birincisi resmi bir kurum olarak yapımsaı gereken bürokratik işler. İkincisi ise daha önemli bence, hareket edebileceğim, önünü açabileceğim kocaman bir sivil alan. Bunlara bağlı olarak da iki türlü belediye başkanı olabilirsin. Birincisi sana verilen görevleri yaparsın. Görev alanını yasalarla sınırlarsın. Ya da yarattığın sivil alanda ürettiğin politikalarla yaşamın her alanına müdahale edersin. Şehremini veya şehir emini olursun. Ben ikincisi olmaya çalıştım. 89 yılında Foça’da pek çok kesimin beklemediği bir oy oranıyla açık ara başkan seçildim. Seçildikten sonra iki temel ilkeyi uygulamaya çalıştık. Katılım ve şeffaflık. Meclis üyeleri katılımın temel taşı haline geldi. Sadece karar süreçlerinde değil kararların uygulanmasında da meclis üyeleri aktif rol oynadı. İkinci halka proje bazında halk katılımı. Son halka da kentin tümünü ilgilendiren konu ve projeleri geniş katılımlı toplantılar yapılarak çözüme kavuşturuldu. Bir kasabanın klasik belediyeciliğini kat be kat aşan bir süreç ile yaşadık. İnsanıyla doğasıyla foklarıyla ve balıklarıyla kentimizi korumak istedik. Bu çok daha zor bir süreçti. Foça’nın güzelliklerine sahip çıkmak onları korumak da bizim görevimizdi” diyerek görev sürecinde yaptıklarını anlattı. DİRİM: TANSU ÇİLLER ASKER ÜNİFORMASI GİYERKEN BİZ FESTİVAL DÜZENLEDİKEski Başkan Dirim, “Türk Yunan kalıcı barışı için çok uğraştık. Kardak kayaları krizi varken, Tansu Çiller asker üniformaları giyerken biz festival düzenledik. Yüzlerce insan katıldı, tek bir olay çıkmadı. Yaptığımız her işte Foça halkının katılımını temel ilkemiz haline getirdik. Foça binlerce yıldır insanlığın terk edemediği, etmediği ve kentleşmenin sürdüğü, doğal güzelliklerle bezenmiş kadim bir kent. İnsanların Foça sevgisini buraya dönmelerinden anlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Başkan Soyer programın bitiminde Dikili eski belediye başkanı Osman Özgüven'e barış ve demokrasiye yaptığı katkı nedeniyle teşekkür plaketi sundu.
TANIK: NİHAT DİRİM’IN FOÇA’NIN KALBİNDE SAĞLAM BİR YERİ VARDIR
Dernek Başkanı Tanık, “Nihan Dirim döneminin uygulamaları toplumcu, demokratik, devrimci, barışçı, dayanışmacıdır. İçtenlikli ve saygındır. Dirimi’in Foça Belediyesi başarılıdır. barış için belediye buluşmalarımızın ilki olarak seçmemiz tüm bu özellikleri nedeniyle ve hak ettiği yeri hatırlatmak içindir. Bu buluşmayı bir dizi toplantıyla sürdüreceğiz, bilinir kılmaya çalışacağız. Nihat Dirim, genç-kendinden emin-arkasına bakmayan, halkın içinde, samimi, içten, kol kola yürümeyi bilen, karar alan ve uygulayan bir belediye başkanıydı. Belediyeciliğin politik muhtevasını kavramış, toplumla beraber yapılabilirliğini özümsemiş biriydi. Direngen ve kalender duruşu Foça’nın kalbinde yıpratılmaz ve sağlam bir yer tutmuştur” dedi.
TANIK: SAVAŞ OLASILIĞI DAHİ HALKLAR İÇİN ACI, YIKIM VE KAYIP DEMEKTİR
Ege Barış ve İletişim Derneği Başkanı Bülent Tanık, Rusya-Ukrayna arasındaki savaş olasılığına değindiği konuşmasında, barışın önemine dikkat çekti.
Dernek Başkanı Tanık, “Biz savaşın ayırdığı aynı halkın parçalarıyız. Barışı korumak uzun bir mücadeleyi gerektirecek gibi görünüyor. İyi ki seçilmiş ve polyitik belediye başkanlarımız var. Tüm baskı ve ambargolara rağmen İBB de üst üste gelen afetlerin zararlarının giderilmesinde çok önemli işler yaptı. Tunç Başkanı ve belediye çalışanlarını üstün çabaları nedeniyle kutluyorum. Yokluk ve yoksullukla mücadele, dayanışma ve örgütlenmeyle önemli işler başarıldı. 11 büyükşehir belediyesi yarattığı etkiyle taşıdıkları görevin öneminin farkında olmalılar. Büyükşehir belediyelerimiz başarıları nedeniyle arka alandaki belediyesiz demokratik belediyesiz yönetim anlayışını, (kayyum atamalarını, hatta bazı başkanları teker teker seçip yargılamayı gündeme alsalar da, yaratılmış olan başarılı işler nedeniyle gündeme getirilememektedir. Merkezi iktidar belki de gizli gizli büyükşehir belediyelerine şükretmektedir. Savaş olasılığı, şaiası halklar için acı-yıkım ve kayıp demektir. Savaş sadece tarafları değil savaşa girmemiş komşu toplumları da etkiler. Hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, hukukun kalan kırıntılarının askıya alındığı bir hukuki istisna halidir savaş. Olağan dışı ve üstü uygulamaların yaşanması demektir. Korku yaratır, tedirgin eder ve göçe zorlar. Belediyelerin barışın hazırlayıcısı olması çok değerlidir. Belediyeler çok önemli şeyler yaparlar ve onlarsız hayat çekilmez olur. Yaşasın belediyeler, yaşasın her yerde barış” şeklinde bir konuşma yaptı.
Kürsüye çıkan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer; barış, demokrasi, birlik ve beraberliği vurgulayarak, “İzmir’in cennet köşelerinden Foça’da “Barış Belediyeciliği” panelinde sizlerle olduğum için çok mutluyum. Bu etkinlik dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği çok boyutlu, çok katmanlı krizleri düşündüğümüzde büyük önem kazanıyor” diye başlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, toplumda son dönemde artan kutuplaştırmanın tehlikelerine dikkat çekti.
TUNÇ SOYER: DAYANIŞMAYI BÜYÜTMEK VE BARIŞIN UMUDUNU GÜÇLENDİRMELİYİZ
Barış belediyeciliği kavramının önemli olduğunu belirten Başkan Soyer, “Barış belediyeciliği sözü çok anlamlı. Hak hukuk adalet, sosyal demokrasi, soldan bakabilmek, sol perspektif gibi birçok şeyi bulabilirsiniz. Barış sözcüğü tüm bunları kavrayan ve kucaklayan bir sözcük. Mehmet Gönenç genç belediyeciler için örnek oldu. Yine Didim’de Mehmet Soysal. PM üyemiz barış savcısı, kıymetli dostumuz Zeynep Oral var. Hepimizin yüreğine su serpen bir buluşma. Bu etkinlik dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği çok katmanlı krizlerin içinde bulunduğu bu dönemde büyük önem taşıyor. Dayanışmayı büyütmek ve barışın umudunu güçlendirmeliyiz.” dedi.
ARTIK BU ZİHNİYETİN DEVRİ BİTİYOR
İktidar tarafından yaratılan siyasi iklimin toplumsal barışa zarar verdiğini kaydeden Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Toplumumuz son yıllarda kutuplaştırma politikalarıyla, farklı mahallelere bölünmüş durumda. Yanlışa yanlış diyenin, sıkıntıları dile getirenin, hakkını almak için ses yükseltenlerin sesi bastırılıyor. Ses yükseltenler düşmanlaştırılıyor. Böyle bir toplumsal zemin inşa edildi. Yaratılan bu siyasi iklim, toplumsal barışımızı çok zedeledi. Oysa barış ne zalim iktidarların ne de köhneleşmiş ideolojilerin tasarrufuna bırakılmayacak kadar değerlidir. Çünkü söz konusu olan yaşamdır. Toplumsal huzurdur. Dünyada ve ülkemizdeki bu ortam, son yıllarda artan popülist ve otoriter zihniyetlerin eseri. Bu zihniyet insanları ortak değerleri üzerinden birleştirmeyi değil; yarattığı korkular üzerinden ayrıştırmayı hedefliyor. Gücünü buradan alıyor. Ancak biz de çok iyi biliyoruz ki; artık bu zihniyetin devri bitiyor” dedi.
BAŞKAN SOYER’DEN BARIŞ VE DEMOKRASİ VURGUSU
Toplumsal barışın sağlanmasında yerel yönetim ve yöneticilere büyük görev düştüğünün altını çizen Başkan Soyer, Ege’nin iki yakasındaki halkların kardeş olduğunu söyledi.
SOYER: BİZLER EGE’NİN İKİ YAKASINDAKİ KARDEŞ HALKIZ
Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ege’nin iki yakasındaki barışı kalıcılaştırmanın yolunun dayanışmayı büyütmekten geçtiğini vurgulayarak, “Dünyada ve ülkemizde insanlar, bu çoklu krizlerden çıkış yolunun; dayanışmayı büyütmek, demokrasiyi güçlendirmek ve barış umudunu çoğaltmak olduğunu görüyor. Elbette bu noktada yerel yönetimlere de önemli görevler düşüyor. Çünkü kentler toplumları birbirine sımsıkı bağlayan bir misyona sahip. Kentler sayesinde toplumlar arasındaki ilişkiler yerelden ve çok daha güçlü bir şekilde inşa edilebiliyor. Çünkü bu bağların özünde biz varız, doğamız var. Yaşamın özünde; geçmişiyle, birbiriyle, doğasıyla ve değişimin bizatihi kendisiyle uyum içinde olan döngüsel bir kültür var. Bizler Ege’nin iki yakasındaki kardeş halkız. Coğrafi yakınlığın çok ötesinde köklü bağlara sahibiz. Biz, Akdeniz ve Anadolu’nun çok sesli, çok renkli toplumsal yapısının vücut bulmuş haliyiz. Aramızdaki barışı kalıcılaştırmanın yolu ortak değerlere tutunmaktan ve dayanışmamızı büyütmekten geçiyor. Tıpkı İzmir’in yüzlerce yıldır yaptığı gibi. Gün barışı büyütme günü. Barışa, demokrasiye, adalete tutunacağımız zaman tam da şimdi. Çünkü yaşadığımız toplumsal ve ekonomik sorunları ancak barış zemininde çözebiliriz” ifadelerini kullandı.
NİHAT DİRİM: FOÇA’NIN GÜZELLİKLERİNE SAHİP ÇIKMAK, ONLARI KORUMAK GÖREVİMİZDİ
Foça Belediye eski Başkanı Nihat Dirim de etkinlikte bir konuşma yaptı. Alkışlarla kürsüye gelen eski Başkan Dirim, “30 yaşında seçildim. Deneyimsizdim. Belediye başkanlığına girince iki tane temel alan gördüm, birincisi resmi bir kurum olarak yapımsaı gereken bürokratik işler. İkincisi ise daha önemli bence, hareket edebileceğim, önünü açabileceğim kocaman bir sivil alan. Bunlara bağlı olarak da iki türlü belediye başkanı olabilirsin. Birincisi sana verilen görevleri yaparsın. Görev alanını yasalarla sınırlarsın. Ya da yarattığın sivil alanda ürettiğin politikalarla yaşamın her alanına müdahale edersin. Şehremini veya şehir emini olursun. Ben ikincisi olmaya çalıştım. 89 yılında Foça’da pek çok kesimin beklemediği bir oy oranıyla açık ara başkan seçildim. Seçildikten sonra iki temel ilkeyi uygulamaya çalıştık. Katılım ve şeffaflık. Meclis üyeleri katılımın temel taşı haline geldi. Sadece karar süreçlerinde değil kararların uygulanmasında da meclis üyeleri aktif rol oynadı. İkinci halka proje bazında halk katılımı. Son halka da kentin tümünü ilgilendiren konu ve projeleri geniş katılımlı toplantılar yapılarak çözüme kavuşturuldu. Bir kasabanın klasik belediyeciliğini kat be kat aşan bir süreç ile yaşadık. İnsanıyla doğasıyla foklarıyla ve balıklarıyla kentimizi korumak istedik. Bu çok daha zor bir süreçti. Foça’nın güzelliklerine sahip çıkmak onları korumak da bizim görevimizdi” diyerek görev sürecinde yaptıklarını anlattı. DİRİM: TANSU ÇİLLER ASKER ÜNİFORMASI GİYERKEN BİZ FESTİVAL DÜZENLEDİKEski Başkan Dirim, “Türk Yunan kalıcı barışı için çok uğraştık. Kardak kayaları krizi varken, Tansu Çiller asker üniformaları giyerken biz festival düzenledik. Yüzlerce insan katıldı, tek bir olay çıkmadı. Yaptığımız her işte Foça halkının katılımını temel ilkemiz haline getirdik. Foça binlerce yıldır insanlığın terk edemediği, etmediği ve kentleşmenin sürdüğü, doğal güzelliklerle bezenmiş kadim bir kent. İnsanların Foça sevgisini buraya dönmelerinden anlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Başkan Soyer programın bitiminde Dikili eski belediye başkanı Osman Özgüven'e barış ve demokrasiye yaptığı katkı nedeniyle teşekkür plaketi sundu.