İçinde ki iyiliğe şiirle seyahat eden düşünür ve yazar, Şair Mina
Alabağ. Annem derdi ki diyerek başlıyor; ''Birçok insan çocuğuna “İyi
insan ol” der. Oysa benim annem hep “içindeki iyiliği ara ve onu
bul.” demişti gizemli diliyle bana..
İçinde ki iyiliğe şiirle seyahat eden Münevver Alabağ İzmir'de yaşayan
bir Cumhuriyet kadını. Toplumsal konularda duyarlı, duygu yüklü,
hümanist düşüncelerle dolup taşan bir yürek. İçinde ki iyiliği,
şiirlerle dışa vuran ,okurların da iyilikleri çoğaltmaya çabalayan bir
kalem. Şair Alabağ, kendisini '' Sanat İşçisi'' olarak tanımlıyor.
Düşünür, yazar şair Mina Alabağ'ın şu ana kadar iki kitabı
bulunmaktadır. Annesinin vefatından etkilenip '' Ölüm Sana Yakışmadı''
ve ikinci kitabı '' Sende mi'' ile okurlarıyla tanındı. Bir çok dergi
ve dinletilerde şiirleri yayınlandı ve okundu.
Birçok insan çocuğuna “iyi insan ol” der ..
Yaşamımızdaki bazı olguların bir değer olduğunu daha sonraki
dönemlerde fark ederiz. İlkokulda müzik öğretmenim bana çeşitli
kompozisyon görevleri verirdi. bazen,şarkı, türkü, bazen mani,şiir
bazen de hikaye okumak gibi görevlerdi.Bir keresinde Ahmet Muhip
Dıranas’ın şiirinden çok etkilenmiştim.On yaşlarımdayken bir
çırpıda ezberleyip okuduğumu hala anımsıyorum. Annemin bana sunduğu
şarkı, şiir, hikaye dolu görevleri büyük bir keyifle üstlenir, sanki
okulda öğretmenimin bana bir ödev verdiğini düşünerek çok
sevinirdim.Olgunlaştıkça, büyüdükçe annemin de çocuklarına deha bir
ev öğretmeni olduğunu anlamıştım.Elbette zamanla değere dönüşen
olgulardan kastım bununla sınırlı değildi. Örneğin annemin sıkça
tekrarladığı sözler ilk kez duyulan atasözleri gibi anlamlarıyla
canlanmaya başlamıştı aklımda. Birçok insan çocuğuna “iyi insan ol”
der oysa benim annem “içindeki iyiliği ara, onu bul” demişti gizemli
dili, her yaşımda, her adımım da kulaklarımda bugün gibi kaldı ve
kalıyor da. Hem bu sözünün hem de buna benzer diğer sözlerinin
derinliğini bugün daha iyi kavrıyorum.Kendi anlamlı hikayelerinden
doğmuş bu sözlerin paylaşılmasının gerektiğini düşünüyorum. Olguların
kavramlara dönüştüğü yolda ilerlerken baktım ki ömrüm, sözlerle,
kelimelerle şiire dökerek ruhumda ve benliğimde bir anlam bir mana
yaşama amacı oluşturdu. Bizler Cumhuriyetin yetiştirdiği çocuklarız.
Bize göre hayat nasıl bir gerçeklik ise sanatın da yaşamımızda bir
gereklilik olduğuna inanıyorum.. Hayatın gerçeklerle var olması ,
bizlerin ise sanatla yürüyüşümüz kaçınılmazdır..
Bir çok sosyal çevremden b,yakın çevremden bana çoğu kez şu soru
sorulmuştur .Şiir, sanat sizin için ne ifade
ediyor? Şiir, sanat bana yaşamın kendi doğasını ifade ediyor. Sanat
insanın varoluşundaki nedenle madde arasındaki ilişkiyi anlamlandırma
çabasıdır.Bu anlamda şiirler iyilerin yolunda bir huzur adresidir.Bir
yaşam değeridir.İnsanı alıp götüren, düşlerdir, gerçeklerdir. Toplumu
tanıma, insanı sevme,doğayı toprağı sevme koruma Vb. Daha doğrusu
insanca yaşamı kucaklama, insana değer verme, dahası toplumun bir
parçası olmak. diyorum! İnsan olmaya gayret çaba
göstermektir sanata emek.
Bazı zamanlar metropol yaşam içinde olmak,çalışma
hayatının içinde emekçi olmak sanat yaşamımızı yazmamızı da
düşünmemizi de etkiliyor.Zaman ve süreyi günü kullanma anlamında.
Başta zaman açısından etkileniyorum . Sonrasın da tabi ki çalışan biri olarak
fiziki yorgunluk. Bazı zamanlar bırakın yazmayı, düşünmeye bile
ayıramadığım anlar oluyor.. Dolayısıyla sanatsal faaliyetler içinde
bir yandan da geçiminizi idame etmek adına işte
üretiyorsunuz.Hayatın yani sanatın içindesiniz ama ona bazen da
yabancılaşıyorsunuz.Fakat şiir yazmak için , okumak için, araştırmak
için insan zaman yaratmalı, ve fırsatını hep kollamalıdır diye
düşünerek , uyku saatimi azaltıp, veya erken kalkıp ilhamı
yakaladığımız anlarda oldu oluyor..
**Sanatın entelektüel bir alanda sıkışmasına karşı “işçi - kadın”
sanatının yeni bir olgu geliştire bileceğini de düşünüyorum.
Gerçekleşirse elbette. Bu ülkede hem bir kadın ,hem bir işçi, hem de
bir sanatçı olabilmeniz imkansız gibidir ancak gerçekleşe bilirse
kalıcı izler bırakan bir sanat girişimi eminim olacaktır.
** Beni sanata yönelmeme yazmaya iten nedenler nelerdir diye
sorduklarında ise;Beni yazmaya iten nedenlerden bir tanesini bile
belki net olarak
söyleyemeyebilir. Ama beni daha çok düşündüren ise insanı yazmaktan
alıkoyan şey gerçekte nedir? İnsan niye okuma yazma öğrenir ki?
Yalnızca gazete, dergi, adres okuyabilsin, imza atıp hesap yapsın, not
bırakabilsin diye mi? Sizce bir insan neden üniversiteye gider. Sırf
bunları yapabilmek için mi? Bence düşünen her insan aynı zamanda bir
şeyler yazmalı. Sizin sorunuza gelecek olursak; sanırım beni şiir
yazmaya iten nedeni buldum. O da annemin şefkatli sevgisi, eğiticiliği
sonucunda düşünen biri olarak, yazmayı öğrenmiş oluşum. Bunu
söyleyebilirim.
Yeni bir şiir kitabı hazırlığımız var . Üzerinde özenle çalıştığım
yeni bir kitap çalışmam var. Daha önce de belirttiğim gibi annemin
özdeyişleri ve hikayeleri yer alacak ve tabi ki benim şiirlerim de.
Keza şartlar el verdikçe sanatla iç içe olmak, kopmamak gerekiyor.
Bugün içinde bulunduğumuz kültürel erozyon, sosyal-ekonomık sorunlar,
insani yabancılaşmalar, pandemili yaşam, bir çok toplumsal sorunlar,
çıkmazlar..Bizleri itiyor yazmaya anlatmaya.İki satırla, bir dörtlükle
bir romana konu edebilen üstatlarımız misali..
Sanat'dan geri kalan bir toplum kesinlikle ne mutludur. Ne de
barışıktır. Ne de huzurludur.
Bakın artık yaşayan bir ozanımız bile yok. Ne kadar acı değil mi?
Merhum Neşat Ertaş'tan sonra şu ozanımız kaldı şu halk sanatçımız
kaldı tamamıyla diyemiyoruz. Bir anlamda hayatın işlevinin bir çıkmaza
girdiğinin de belirgin bir işaretidir bu. Son olarak; Levhalardan,
tabelalardan, reklamlardan önce şiiri ,türküyü sanatsal değerleri
seviniz.Hayatın anlamı da gerçeği de göreceksiniz
ki sanattadır. Ürertmek te, toplumsal huzur da sevgi de hoşgörü de
saygı da sanatın içindedir.Sanattan korkmayalım, sanattan kopmayalım
dileklerimle..
Düşünür, Şair Mina Alabağ'ın yakın zamanda okurlarıyla buluşacak olan çıkacak
şiir kitabından;
NEYE GÖRE ZAMAN
Neye göre güzel çirkin Zaman
bir dereden akıyor
Neye göre iyi kötü Taş toprak su
Neye göre şimdi varsıl Ya
suyun içindeyiz hepimiz
Neye göre var ki yok Ya taşın
Sen kaderi tanıyorsun Ya toprağın
Kader seni biliyor mu? Bir şeyin içinde
Bir ney çalıyor
Olana dek akacağız
Sen neyi dinliyorsun
Ney seni biliyor mu
Annem derdi ki,
İnsanın huyu gitti mi, ruhu ışığa kavuşur.
KALIR GERÇEK ANLAM
Gerçek olan ne varsa Hayatta bir tek şey için
Yalan olan her şey Gökyüzüne bakın
üstünden geçer gider Ama uçmak için değil
Kalır gerçek
Anlamak için..
için yeryüzü.
Kalır toz
Kalır toprak
Akan dere kalır
.
Ne varsa gerçek kalır
Ne varsa..
Alabağ. Annem derdi ki diyerek başlıyor; ''Birçok insan çocuğuna “İyi
insan ol” der. Oysa benim annem hep “içindeki iyiliği ara ve onu
bul.” demişti gizemli diliyle bana..
İçinde ki iyiliğe şiirle seyahat eden Münevver Alabağ İzmir'de yaşayan
bir Cumhuriyet kadını. Toplumsal konularda duyarlı, duygu yüklü,
hümanist düşüncelerle dolup taşan bir yürek. İçinde ki iyiliği,
şiirlerle dışa vuran ,okurların da iyilikleri çoğaltmaya çabalayan bir
kalem. Şair Alabağ, kendisini '' Sanat İşçisi'' olarak tanımlıyor.
Düşünür, yazar şair Mina Alabağ'ın şu ana kadar iki kitabı
bulunmaktadır. Annesinin vefatından etkilenip '' Ölüm Sana Yakışmadı''
ve ikinci kitabı '' Sende mi'' ile okurlarıyla tanındı. Bir çok dergi
ve dinletilerde şiirleri yayınlandı ve okundu.
Birçok insan çocuğuna “iyi insan ol” der ..
Yaşamımızdaki bazı olguların bir değer olduğunu daha sonraki
dönemlerde fark ederiz. İlkokulda müzik öğretmenim bana çeşitli
kompozisyon görevleri verirdi. bazen,şarkı, türkü, bazen mani,şiir
bazen de hikaye okumak gibi görevlerdi.Bir keresinde Ahmet Muhip
Dıranas’ın şiirinden çok etkilenmiştim.On yaşlarımdayken bir
çırpıda ezberleyip okuduğumu hala anımsıyorum. Annemin bana sunduğu
şarkı, şiir, hikaye dolu görevleri büyük bir keyifle üstlenir, sanki
okulda öğretmenimin bana bir ödev verdiğini düşünerek çok
sevinirdim.Olgunlaştıkça, büyüdükçe annemin de çocuklarına deha bir
ev öğretmeni olduğunu anlamıştım.Elbette zamanla değere dönüşen
olgulardan kastım bununla sınırlı değildi. Örneğin annemin sıkça
tekrarladığı sözler ilk kez duyulan atasözleri gibi anlamlarıyla
canlanmaya başlamıştı aklımda. Birçok insan çocuğuna “iyi insan ol”
der oysa benim annem “içindeki iyiliği ara, onu bul” demişti gizemli
dili, her yaşımda, her adımım da kulaklarımda bugün gibi kaldı ve
kalıyor da. Hem bu sözünün hem de buna benzer diğer sözlerinin
derinliğini bugün daha iyi kavrıyorum.Kendi anlamlı hikayelerinden
doğmuş bu sözlerin paylaşılmasının gerektiğini düşünüyorum. Olguların
kavramlara dönüştüğü yolda ilerlerken baktım ki ömrüm, sözlerle,
kelimelerle şiire dökerek ruhumda ve benliğimde bir anlam bir mana
yaşama amacı oluşturdu. Bizler Cumhuriyetin yetiştirdiği çocuklarız.
Bize göre hayat nasıl bir gerçeklik ise sanatın da yaşamımızda bir
gereklilik olduğuna inanıyorum.. Hayatın gerçeklerle var olması ,
bizlerin ise sanatla yürüyüşümüz kaçınılmazdır..
Bir çok sosyal çevremden b,yakın çevremden bana çoğu kez şu soru
sorulmuştur .Şiir, sanat sizin için ne ifade
ediyor? Şiir, sanat bana yaşamın kendi doğasını ifade ediyor. Sanat
insanın varoluşundaki nedenle madde arasındaki ilişkiyi anlamlandırma
çabasıdır.Bu anlamda şiirler iyilerin yolunda bir huzur adresidir.Bir
yaşam değeridir.İnsanı alıp götüren, düşlerdir, gerçeklerdir. Toplumu
tanıma, insanı sevme,doğayı toprağı sevme koruma Vb. Daha doğrusu
insanca yaşamı kucaklama, insana değer verme, dahası toplumun bir
parçası olmak. diyorum! İnsan olmaya gayret çaba
göstermektir sanata emek.
Bazı zamanlar metropol yaşam içinde olmak,çalışma
hayatının içinde emekçi olmak sanat yaşamımızı yazmamızı da
düşünmemizi de etkiliyor.Zaman ve süreyi günü kullanma anlamında.
Başta zaman açısından etkileniyorum . Sonrasın da tabi ki çalışan biri olarak
fiziki yorgunluk. Bazı zamanlar bırakın yazmayı, düşünmeye bile
ayıramadığım anlar oluyor.. Dolayısıyla sanatsal faaliyetler içinde
bir yandan da geçiminizi idame etmek adına işte
üretiyorsunuz.Hayatın yani sanatın içindesiniz ama ona bazen da
yabancılaşıyorsunuz.Fakat şiir yazmak için , okumak için, araştırmak
için insan zaman yaratmalı, ve fırsatını hep kollamalıdır diye
düşünerek , uyku saatimi azaltıp, veya erken kalkıp ilhamı
yakaladığımız anlarda oldu oluyor..
**Sanatın entelektüel bir alanda sıkışmasına karşı “işçi - kadın”
sanatının yeni bir olgu geliştire bileceğini de düşünüyorum.
Gerçekleşirse elbette. Bu ülkede hem bir kadın ,hem bir işçi, hem de
bir sanatçı olabilmeniz imkansız gibidir ancak gerçekleşe bilirse
kalıcı izler bırakan bir sanat girişimi eminim olacaktır.
** Beni sanata yönelmeme yazmaya iten nedenler nelerdir diye
sorduklarında ise;Beni yazmaya iten nedenlerden bir tanesini bile
belki net olarak
söyleyemeyebilir. Ama beni daha çok düşündüren ise insanı yazmaktan
alıkoyan şey gerçekte nedir? İnsan niye okuma yazma öğrenir ki?
Yalnızca gazete, dergi, adres okuyabilsin, imza atıp hesap yapsın, not
bırakabilsin diye mi? Sizce bir insan neden üniversiteye gider. Sırf
bunları yapabilmek için mi? Bence düşünen her insan aynı zamanda bir
şeyler yazmalı. Sizin sorunuza gelecek olursak; sanırım beni şiir
yazmaya iten nedeni buldum. O da annemin şefkatli sevgisi, eğiticiliği
sonucunda düşünen biri olarak, yazmayı öğrenmiş oluşum. Bunu
söyleyebilirim.
Yeni bir şiir kitabı hazırlığımız var . Üzerinde özenle çalıştığım
yeni bir kitap çalışmam var. Daha önce de belirttiğim gibi annemin
özdeyişleri ve hikayeleri yer alacak ve tabi ki benim şiirlerim de.
Keza şartlar el verdikçe sanatla iç içe olmak, kopmamak gerekiyor.
Bugün içinde bulunduğumuz kültürel erozyon, sosyal-ekonomık sorunlar,
insani yabancılaşmalar, pandemili yaşam, bir çok toplumsal sorunlar,
çıkmazlar..Bizleri itiyor yazmaya anlatmaya.İki satırla, bir dörtlükle
bir romana konu edebilen üstatlarımız misali..
Sanat'dan geri kalan bir toplum kesinlikle ne mutludur. Ne de
barışıktır. Ne de huzurludur.
Bakın artık yaşayan bir ozanımız bile yok. Ne kadar acı değil mi?
Merhum Neşat Ertaş'tan sonra şu ozanımız kaldı şu halk sanatçımız
kaldı tamamıyla diyemiyoruz. Bir anlamda hayatın işlevinin bir çıkmaza
girdiğinin de belirgin bir işaretidir bu. Son olarak; Levhalardan,
tabelalardan, reklamlardan önce şiiri ,türküyü sanatsal değerleri
seviniz.Hayatın anlamı da gerçeği de göreceksiniz
ki sanattadır. Ürertmek te, toplumsal huzur da sevgi de hoşgörü de
saygı da sanatın içindedir.Sanattan korkmayalım, sanattan kopmayalım
dileklerimle..
Düşünür, Şair Mina Alabağ'ın yakın zamanda okurlarıyla buluşacak olan çıkacak
şiir kitabından;
NEYE GÖRE ZAMAN
Neye göre güzel çirkin Zaman
bir dereden akıyor
Neye göre iyi kötü Taş toprak su
Neye göre şimdi varsıl Ya
suyun içindeyiz hepimiz
Neye göre var ki yok Ya taşın
Sen kaderi tanıyorsun Ya toprağın
Kader seni biliyor mu? Bir şeyin içinde
Bir ney çalıyor
Olana dek akacağız
Sen neyi dinliyorsun
Ney seni biliyor mu
Annem derdi ki,
İnsanın huyu gitti mi, ruhu ışığa kavuşur.
KALIR GERÇEK ANLAM
Gerçek olan ne varsa Hayatta bir tek şey için
Yalan olan her şey Gökyüzüne bakın
üstünden geçer gider Ama uçmak için değil
Kalır gerçek
Anlamak için..
için yeryüzü.
Kalır toz
Kalır toprak
Akan dere kalır
.
Ne varsa gerçek kalır
Ne varsa..