Hülya Şellavcı Yeğin, geçen sene 22 Ekim’de, boşanma sürecine olduğu, 4 kez suç duyurusunda bulunduğu ve uzaklaştırma kararı olan Kaffar Yeğin tarafından tabancayla vurularak öldürülmüştü. 16’ıncı Aile Mahkemesi, olaydan 3 gün sonra Kaffar Yeğin hakkında 30 günlük zorlama hapis cezası çıkardı. 8 Kasım’da Konak’ta suç aletiyle yakalanan Yeğin, tutklandı.
Avukat Ensar Aktürk, kayınvalidesinin ölümünde ihmali olduğu gerekçesiyle, geçen yıl 24 Ekim'de Karabağlar Aile İçi Şiddetle Mücadele Büro Amirliği ve Bornova Aile İçi Şiddetle Mücadele Büro Amirliği'nde görevli memurlar için şikayetçi olmuştu. Aktürk’ün şikayetinin ardından, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Kamu Görevlisi ve Toplum Suçları Soruşturma Bürosu, soruşturma başlattı. İhmali bulunduğu gerekçesiyle 12 polis memuru hakkında 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezasıyla iddianame hazırlandı. İddianamede, Kaffar Yeğin'in verilen tedbir kararında birden çok ihlali olmasına rağmen şüpheli olan polis memurlarının görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme gösterdiğine yönelik ifadeler yer aldı. Şüphelilerin, kişilerin mağduriyetine ve kamunun zararına neden olarak görevlerini ihmal ederek, üzerlerine atılı suçu işlediklerinin anlaşıldığı belirtildi.
“ONLAR KORUMA TEDBİRİNİ UYGULAMADA YÜKÜMLÜ OLAN POLİS MEMURLARI”
Konuyla ilgili konuşan Hülya Şellavcı Yeğin'in damadı, Avukat Ensar Aktürk şunları söyledi:
"Her iki büro amirliğinde görevli polis memurların ihmalleri olduğunu düşündüğümüz için şikayette bulunmuştuk. Özellikle 2 polis memurunun ağır ihmali olduğunu düşünüyoruz. Şikayet dilekçelerimiz savcılıkta yanıt buldu. Her iki bürodan 12 polis memuru hakkında görevi ihmalden ceza davası açıldı. 10 polis memuru için istenen ceza hakkında görüşümüz olumlu. Ancak ağır ihtimali bulunduğunu düşündüğümüz 2 polis memuru için 'görevini yerine getirememe' suçundan ceza verilmesini talep ediyoruz çünkü olay gecesi Karabağlar Aile İçi Şiddetle Mücadele Büro Amirliği'ne başvurduğumuzda, kayınvalideme ulaşamadığımızı söylediğimizde faili aradılar ancak ona da ulaşamadılar. Faile de kayınvalideme de ulaşılamıyor. Ortada bir olay olduğu belli. Onlar koruma tedbirini uygulamada yükümlü olan polis memurları. Ancak bürodaki görevdeki polis memuru, bu normal bir olaymış gibi bizi kayıp kişiler bürosuna gönderdi. Bu da zaman kaybına neden oldu."
“BELKİ GÖREVLERİNİ YAPMIŞ OLSALARDI...”
Avukat Aktürk konuşmasını şöyle tamamladı:
"Belki görevlerini yapmış olsalardı bu olay yaralama ile sonuçlanacaktı. Bu nedenle bürodaki iki polis memurunun 'görevini yerine getirmeme' suçundan yargılamalarını istedik. İddianamede istenilen cezaya göre maksimum 1 yıl ceza alacaklar ancak biz bu iki polis memuru için 2 yıla kadar hapis istemi talep ediyoruz. Amacımız polis memurlarını cezalandırmak değil. Görevini layıkıyla yapmadıkları için insanların ölümüne sebep olabiliyorlar. Tedbir kararları uygulanırken hakkında tedbir bulunan kişinin kontrol edilmesi gerekiyor. Kimse tedbir alınan kişinin adresini sormamış, sistemde gözüken adresi kontrol etmişler. Zaten bu kişinin kayınvalidemin evine gelmesi yasak. Süreçte bunun gibi birçok ihlal var. Derdimiz polislerin cezalandırılması değil, yaptıkları işin farkına varmaları ki bundan sonra kimsenin başına böyle bir şey gelmesin. Bütün derdimiz bu."