Ayşenur Mersin/Ege'ye Bakış- İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Bornova'da sokak hayvanlarının bakım, tedavi ve sahiplendirilmesinin amaçlandığı projenin açılış töreni gerçekleştirildi.
2020 yılında vefat eden gazeteci Bekir Coşkun'un köpeği Pako'nun isminden esinlenerek adı verilen Pako Sokak Hayvanları Yaşam Kampüsü'nün açılışına ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekili ve PM Üyesi Ednan Arslan, CHP İzmir Milletvekilleri Mahir Polat, Murat Bakan, Kani Beko, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin ve Gazeteci Bekir Coşkun’un Eşi Andree Coşkun ve çok sayıda vatandaş katıldı.
‘’Geliyor gelmekte olan ve hiçbir şekilde engel olamazsınız’’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP’li belediyelerin yatırımlarının hükümet eliyle engellendiğine dikkat çekerek, "Bugün iki büyük mutluluk yaşıyorum. Birincisi ben CHP'nin Çevre ve Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıyım aynı zamanda hayvan haklarından da sorumluyum. İste CHP'li belediyenin yapacağı tesisi böyle olur. Gelsinler burayı örnek alsınlar. Türkiye'nin 4 bir yanında şikayetler geliyor hayvan barınaklarından. Böyle tesisler AB standartlarında olur. Bu tesis AB standartlarında olmuş. Bu nedenle bir hayvan sever ve CHP Genele Başkan Yardımcısı olarak gurur duyuyor ve teşekkür ediyorum. Bekir ağabey ile ben birlikte çalıştım. Böyle bir önemli ismini köpeğinin isminin tesise verilmesi çok önemliydi. Hayvanı sevmeyen insanı sevmez diye bir laf vardır. Eğer biri hayvanı sevmiyorsa insanı da sevmiyordur. Bu dünyada sadece insanlar yaşamıyor, hayvanlar ve bitkililer de yaşıyor. Sadece insana değil yatırımı tüm canlılara yapmamız lazım. CHP'li belediyeler bunu ellerinden geldiği kadarıyla gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Önlerinde engel var mı? Zaman zaman iktidar tarafından engel konulmaya çalışıyor ancak bizim belediye başkanlarımız bu engelleri aşıyorlar ve biz de bu yüzden diyoruz ki engelleri aşa aşa geliyoruz. Geliyor gelmekte olan ve hiçbir şekilde engel olamazsınız diyoruz. Birileri vatandaştan toplanan vergi böylesine fay dalı tesislere yatırı, bileri de başka işlere yatırı. Birileri dik dik konuşur, 3-5 kuruş için diklikleri gider. Daha düne kadar katil dediklerinin ayağına gidiyorlar 3-5 dolar için. İki gündür Suudi Arabistan'da Sayın Cumhurbaşkanı. Hani katildi bunlar? Sayın Cumhurbaşkanına İzmir'den çağrıda bulunmak istiyorum. Sayın Erdoğan dün Suudi Arabistan'da bakanlarınız ve aileniz ile umre yapmışsınız. Allah kabul etsin ancak bunu devletin parası ile mi yoksa kendi paranızla mı yaptınız? eğer devletin parası ile yaptıysanız orada bir sorun var. Herkesten helallik almak zorundasınız. 1 kişi bir helal etmiyorum derse orada bir sıkıntı var demektir. Ancak devletin uçağına binip, devletin parası ile konaklayıp devletin parası ile umre olmaz. Biriler devletin imkanları ile bunları yaşıyor, diğeri de vatandaşın vergisini böyle güzel tesislere harcıyor. Bunu dile getirmek bizim boynumuzun borcu. Lütfen inanın İzmirliler. Her şey ok güzel olacak" ifadelerini kullandı.
‘’Biz, sokaklarında hayvanlarla birlikte yaşayan bir halkız’’
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer' ise Avrupa'dan alınan ödüllere değinerek konuşmasına başlarken, "Bugün sadece bu açılış için buraya gelen Genel Başkan Yardımcımız Ali Öztün'a ve tüm katılımcılara çok teşekkür ediyoruz. Bugün can dostlarımız için bir araya geldik. Geçtiğimiz günlerde Strazburg’dan gurur duyduğumuz bir haber aldık. 1955 yılından beri, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin verdiği bir ödül var. 46 ülke arasında, onlarca kentin aday olduğu bir yarışmada, İzmir tümünü geride bırakarak Avrupa değerlerini en iyi temsil eden şehir ilan edildi ve büyük ödülü aldı. Avrupa Ödülü’nü kazanmaktan ötürü hepimizin göğsü kabardı, mutlu olduk. Fakat şimdi ben sizlere, İzmir ve Türkiye’nin Avrupa değerlerinden daha üstün olduğunu düşündüğüm bir özelliğinden bahsetmek istiyorum. Biz, sokaklarında hayvanlarla birlikte yaşayan bir halkız. Onlara can dostumuz diye sesleniyoruz. Yazık ki bu uygar duruşumuzu Avrupa’nın birçok şehrinde göremezsiniz. Daha medeni olduğunu düşündüğümüz birçok batı ülkesi yıllar önce itlaf kanunlarıyla sokak hayvanlarını tümüyle ortadan kaldırdı. Oysa uygarlık ve cinayet birbiriyle uzlaşamaz. Resmi hukumuzdaki tüm eksiklere rağmen, ülkemizde sokak hayvanlarına dair vicdan hukukunun çok daha gelişmiş olduğunu mutlulukla ifade etmek isterim" dedi.
‘’Demokrasi Ege kıyılarında doğdu’’
Demokrasinin, İzmir’in merkezinde bulunduğu Ege kıyılarında doğmuş, insanlığın en önemli inovasyonlarından biri olduğuna değinen Soyer, "Demokrasi, İzmir’in merkezinde bulunduğu Ege kıyılarında doğmuş, insanlığın en önemli inovasyonlarından biri. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel insan hakları üzerinde yükselen bir değerler manzumesi. Fakat dünya öyle bir noktaya geldi ki, demokrasinin hayata bakışı yeni bir perspektif kazanmak zorunda. İşte bu nedenle 2021 Eylül’ünde İzmir’deki Dünya Kültür Zirvesi’nde döngüsel kültür adında yeni bir kavram ortaya koyduk. Döngüsel kültürün özünde, nüvesinde, uyum var. Bu uyum, dört bileşenden oluşuyor. Birbirimizle uyum, doğamızla uyum, geçmişimizle uyum ve değişimle uyum. Bu dört başlık, aynı zamanda İzmir’den dünyaya yaymaya çalıştığımız yeni demokrasinin tarifidir. Çünkü demokrasi beş yılda bir sandığa gitmek değildir. Yaşamın her hali ve anıyla uyum içinde yaşama sanatıdır. İnsanlık, diğer türler üzerinde üstünlük taşıyan bir grup değil. Türler üzerinde bir hakimiyetimiz söz konusu değil. İnsan, doğadaki tüm canlı türleriyle beraber vardır. Bunun tersini düşündüğü ve uyguladığı an, iklim krizi dediğimiz büyük felaketler ile karşılaşmaya başlar. Bu nedenle döngüsel kültür üzerine inşa ettiğimiz yeni demokrasi anlayışımızın olmaz olmazı, doğamızla uyum. Göreve geldiğimiz günden bu yana İzmir’de doğamızla uyumu çoğaltmak adına çok sayıda proje başlattık. Bu çalışmalar sonucunda dün Avrupa Birliği’nden ikinci bir ödül daha alarak, Avrupa’nın doğayla uyum konusunda 100 öncü şehrinden biri seçildik" dedi.
Sözlerine süreç içinde STK'lar ile birlikte çalışacaklarını belirterek devam eden Soyer, ‘’Bugün açılışını gerçekleştirmekten gurur duyduğum Pako Sokak Hayvanları Yaşam Kampüsü işte bu projelerimizden biriydi. Bu kampüste, can dostlarımız için çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla her zaman olduğu gibi birlikte yol alacağız. Tüm zorluklara rağmen Türkiye’de hayvan haklarının güçlenmesi için çalışan aktivistlerin her birine şükran borçluyuz. Onlar olmasa, vicdanımızın körelmeye mahkûm bırakılan bir yanını, doğa vicdanını yaşatmamız asla mümkün olmazdı. O yüzden her birine bir kere daha teşekkür ediyorum’’ dedi.
Türkiye’de bir ilk!
"Geçtiğimiz ay, İzmir Veteriner Hekimleri Odası ile “Sahipsiz Sokak Köpekleri Rehabilitasyon Projesi”ni başlatmış, şehrimizi paylaştığımız can dostlarımız için tarihi bir adım atmıştık. Bu ortaklık ile can dostlarımız kulak küpesi ve mikroçip ile işaretlenerek anlık takip altına alınıyor. Ayda 500 köpeğin kısırlaştırılması sağlanıyor. 2019'da 5 bin 2020'da 11 bin, 2021'de ise 16 bin kısırlaştırma operasyonu gerçekleştirdik. Bu çalışmalarımızın tamamı aslında Türkiye’de bir ilk. Bu umut verici tablonun bir an önce tüm Türkiye geneline yayılmasını tüm kalbimle diliyorum."
Can dostlarımız için bu vahşi düzenle son nefesimize kadar kavga edeceğiz
"Bir toplumdaki adalet duygusu, en güçlü olanı değil, en zayıf olanı nasıl koruduğuyla ölçülür. Biz can dostlarımıza karşı adilsek, birbirimize karşı da öyleyiz. Değilsek, birbirimizin haklarını da çiğneyebiliriz. Bu nedenle doğayı da içine alan bir demokrasi anlayışı, aynı zamanda tüm insanların güvence altında olduğu bir toplumun teminatıdır. Çünkü doğanın avukatı, sendikası, parlamentosu, meslek örgütü yoktur. Onun yegâne teminatı hem kendimiz hem de diğer tüm canlılar için korumak zorunda olduğumuz vicdanımızdır. Bir çoğunuzun bildiği gibi Pako, usta gazeteci Bekir Coşkun’un köpeğinin adı. Bekir Coşkun, can dostlarımızın ağzı, dili, kalemi olan büyük bir yazardı. Onun bu mücadelesine duyduğumuz vefanın gereği, Türkiye’de eşi olmayan bu kampüse onun adını verdik. Bekir Coşkun, “Kurt” isimli yazısını şu sözlerle bitirmiştir: “Ne yapacaksınız… Son orman yanana, son doğa parçası bozulana, son kuş gidene, son kurt vurulana kadar… Bu dünya bizim!” İşte biz İzmir’de tam da onun dediği gibi yapıyoruz ve yapamaya da devam edeceğiz. Can dostlarımız için bu vahşi düzenle son nefesimize kadar kavga edeceğiz. Erkek şiddeti gören kadınlar için kavga edeceğiz. Adalet için, refah için kavga edeceğiz. Kavgamızı kin ve öfkeyle değil, dostluk ve kardeşlikle büyüteceğiz. Daima güçlünün yanında olan bu düzeni topla tüfekle değil, aklımız, vicdanımız ve demokrasiyle değiştireceğiz. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Pako Kampüsü, çoktan başlamış olan bu değişimin önemli parçalarından biridir. Bu değerli projeye emeği geçen tüm arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ederim. Kampüsümüz can dostlarımıza ve şehrimize hayırlı, uğurlu olsun" ifadelerini kullandı.
70 bin metrekare can dostlarımıza ayrıldı!
Kürsüye gelerek açıklamalarda bulunan Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, "Tunç Başkanımız bu dünyada ortak alanda en çok yer kaplayan insanlığın kapladığı alandan 70 bin metrekare can dostlarımıza yer ayırdığı için çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
"Tunç Başkanımız ve ekibine çok teşekkür ederiz’’
İzmir Veterinerler Odası Başkanı Selim Özkan, "Tunç Başkanımız ve ekibine çok teşekkür ederiz. Sokak hayvanlarına çok ciddi yatırımlar yapı çok ciddi işleyişler kazandırarak bizleri çok mutlu etmektedir. Bizler veteriner hekimiz. Bu sene dünya hekimler günümüzde Yozgat'ta bir meslektaşımız katledilmiştir. Veteriner hekimler insan, hayvan ve gıda sağlığı için çalışılmaktadır. Hastalıklı hayvanların etlerinin insanlara yedirilmemesi için müdahale etmek isterken bıçaklanarak öldürülmüştür. Bu nedenle bu yıl günümüzü buruk kutluyoruz" dedi.
‘’Dışarıdan hayvan almayın gelin buradan sahiplenin’’
Açıl töreninde konuşan Andree Coşkun böyle bir barınağın açılmasından dolay çok duygulandığını belirtirken, "Bekir aramızda yok ama bizi gördüğüne inanıyorum. Sayın Başkanım burası gerçekten örnek olacak yer oldu. Sizlere candan teşekkür ediyorum. Buraya katılan bütün hayvan severleri teşekkür ediyorum. Bana İzmir Belediyesi'nden telefon edip başkanın isteğini ilklettiklerinde çok gururlandım hem de çok mutlu olum. İzmir olduğu için kabul etim. İzmir hakikatten farklı. Burada veteriner hekim arkadaşlarımız da var. Burada görev ancak daha önceden tanıştığım arkadaşlarım da var. Pako bizim köpeğimizdi. Biz Bekir ile birbirimize İzmir'de aşık olduk, o nedenle bizim için çok farklı bir yer. Bekir'de benim gibi çok hayvan severdi. Biz devamlı sokaktan hayvan severleri kurtarmaya çalıştık. Dışarıdan hayvan almanın gelin buradan sahiplenin. Hayvan sevgisini çocuklarınıza aşılayabilmek için buraya getirin. Gezsinler tanısınlar okşasınlar. Hayvan severlik sadece belediyenin işi değil. Hayvan seveler mutlaka belediyelere yardımcı olmalı" dedi.
2020 yılında vefat eden gazeteci Bekir Coşkun'un köpeği Pako'nun isminden esinlenerek adı verilen Pako Sokak Hayvanları Yaşam Kampüsü'nün açılışına ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekili ve PM Üyesi Ednan Arslan, CHP İzmir Milletvekilleri Mahir Polat, Murat Bakan, Kani Beko, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin ve Gazeteci Bekir Coşkun’un Eşi Andree Coşkun ve çok sayıda vatandaş katıldı.
‘’Geliyor gelmekte olan ve hiçbir şekilde engel olamazsınız’’
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ali Öztunç, CHP’li belediyelerin yatırımlarının hükümet eliyle engellendiğine dikkat çekerek, "Bugün iki büyük mutluluk yaşıyorum. Birincisi ben CHP'nin Çevre ve Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıyım aynı zamanda hayvan haklarından da sorumluyum. İste CHP'li belediyenin yapacağı tesisi böyle olur. Gelsinler burayı örnek alsınlar. Türkiye'nin 4 bir yanında şikayetler geliyor hayvan barınaklarından. Böyle tesisler AB standartlarında olur. Bu tesis AB standartlarında olmuş. Bu nedenle bir hayvan sever ve CHP Genele Başkan Yardımcısı olarak gurur duyuyor ve teşekkür ediyorum. Bekir ağabey ile ben birlikte çalıştım. Böyle bir önemli ismini köpeğinin isminin tesise verilmesi çok önemliydi. Hayvanı sevmeyen insanı sevmez diye bir laf vardır. Eğer biri hayvanı sevmiyorsa insanı da sevmiyordur. Bu dünyada sadece insanlar yaşamıyor, hayvanlar ve bitkililer de yaşıyor. Sadece insana değil yatırımı tüm canlılara yapmamız lazım. CHP'li belediyeler bunu ellerinden geldiği kadarıyla gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Önlerinde engel var mı? Zaman zaman iktidar tarafından engel konulmaya çalışıyor ancak bizim belediye başkanlarımız bu engelleri aşıyorlar ve biz de bu yüzden diyoruz ki engelleri aşa aşa geliyoruz. Geliyor gelmekte olan ve hiçbir şekilde engel olamazsınız diyoruz. Birileri vatandaştan toplanan vergi böylesine fay dalı tesislere yatırı, bileri de başka işlere yatırı. Birileri dik dik konuşur, 3-5 kuruş için diklikleri gider. Daha düne kadar katil dediklerinin ayağına gidiyorlar 3-5 dolar için. İki gündür Suudi Arabistan'da Sayın Cumhurbaşkanı. Hani katildi bunlar? Sayın Cumhurbaşkanına İzmir'den çağrıda bulunmak istiyorum. Sayın Erdoğan dün Suudi Arabistan'da bakanlarınız ve aileniz ile umre yapmışsınız. Allah kabul etsin ancak bunu devletin parası ile mi yoksa kendi paranızla mı yaptınız? eğer devletin parası ile yaptıysanız orada bir sorun var. Herkesten helallik almak zorundasınız. 1 kişi bir helal etmiyorum derse orada bir sıkıntı var demektir. Ancak devletin uçağına binip, devletin parası ile konaklayıp devletin parası ile umre olmaz. Biriler devletin imkanları ile bunları yaşıyor, diğeri de vatandaşın vergisini böyle güzel tesislere harcıyor. Bunu dile getirmek bizim boynumuzun borcu. Lütfen inanın İzmirliler. Her şey ok güzel olacak" ifadelerini kullandı.
‘’Biz, sokaklarında hayvanlarla birlikte yaşayan bir halkız’’
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer' ise Avrupa'dan alınan ödüllere değinerek konuşmasına başlarken, "Bugün sadece bu açılış için buraya gelen Genel Başkan Yardımcımız Ali Öztün'a ve tüm katılımcılara çok teşekkür ediyoruz. Bugün can dostlarımız için bir araya geldik. Geçtiğimiz günlerde Strazburg’dan gurur duyduğumuz bir haber aldık. 1955 yılından beri, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin verdiği bir ödül var. 46 ülke arasında, onlarca kentin aday olduğu bir yarışmada, İzmir tümünü geride bırakarak Avrupa değerlerini en iyi temsil eden şehir ilan edildi ve büyük ödülü aldı. Avrupa Ödülü’nü kazanmaktan ötürü hepimizin göğsü kabardı, mutlu olduk. Fakat şimdi ben sizlere, İzmir ve Türkiye’nin Avrupa değerlerinden daha üstün olduğunu düşündüğüm bir özelliğinden bahsetmek istiyorum. Biz, sokaklarında hayvanlarla birlikte yaşayan bir halkız. Onlara can dostumuz diye sesleniyoruz. Yazık ki bu uygar duruşumuzu Avrupa’nın birçok şehrinde göremezsiniz. Daha medeni olduğunu düşündüğümüz birçok batı ülkesi yıllar önce itlaf kanunlarıyla sokak hayvanlarını tümüyle ortadan kaldırdı. Oysa uygarlık ve cinayet birbiriyle uzlaşamaz. Resmi hukumuzdaki tüm eksiklere rağmen, ülkemizde sokak hayvanlarına dair vicdan hukukunun çok daha gelişmiş olduğunu mutlulukla ifade etmek isterim" dedi.
‘’Demokrasi Ege kıyılarında doğdu’’
Demokrasinin, İzmir’in merkezinde bulunduğu Ege kıyılarında doğmuş, insanlığın en önemli inovasyonlarından biri olduğuna değinen Soyer, "Demokrasi, İzmir’in merkezinde bulunduğu Ege kıyılarında doğmuş, insanlığın en önemli inovasyonlarından biri. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve temel insan hakları üzerinde yükselen bir değerler manzumesi. Fakat dünya öyle bir noktaya geldi ki, demokrasinin hayata bakışı yeni bir perspektif kazanmak zorunda. İşte bu nedenle 2021 Eylül’ünde İzmir’deki Dünya Kültür Zirvesi’nde döngüsel kültür adında yeni bir kavram ortaya koyduk. Döngüsel kültürün özünde, nüvesinde, uyum var. Bu uyum, dört bileşenden oluşuyor. Birbirimizle uyum, doğamızla uyum, geçmişimizle uyum ve değişimle uyum. Bu dört başlık, aynı zamanda İzmir’den dünyaya yaymaya çalıştığımız yeni demokrasinin tarifidir. Çünkü demokrasi beş yılda bir sandığa gitmek değildir. Yaşamın her hali ve anıyla uyum içinde yaşama sanatıdır. İnsanlık, diğer türler üzerinde üstünlük taşıyan bir grup değil. Türler üzerinde bir hakimiyetimiz söz konusu değil. İnsan, doğadaki tüm canlı türleriyle beraber vardır. Bunun tersini düşündüğü ve uyguladığı an, iklim krizi dediğimiz büyük felaketler ile karşılaşmaya başlar. Bu nedenle döngüsel kültür üzerine inşa ettiğimiz yeni demokrasi anlayışımızın olmaz olmazı, doğamızla uyum. Göreve geldiğimiz günden bu yana İzmir’de doğamızla uyumu çoğaltmak adına çok sayıda proje başlattık. Bu çalışmalar sonucunda dün Avrupa Birliği’nden ikinci bir ödül daha alarak, Avrupa’nın doğayla uyum konusunda 100 öncü şehrinden biri seçildik" dedi.
Sözlerine süreç içinde STK'lar ile birlikte çalışacaklarını belirterek devam eden Soyer, ‘’Bugün açılışını gerçekleştirmekten gurur duyduğum Pako Sokak Hayvanları Yaşam Kampüsü işte bu projelerimizden biriydi. Bu kampüste, can dostlarımız için çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla her zaman olduğu gibi birlikte yol alacağız. Tüm zorluklara rağmen Türkiye’de hayvan haklarının güçlenmesi için çalışan aktivistlerin her birine şükran borçluyuz. Onlar olmasa, vicdanımızın körelmeye mahkûm bırakılan bir yanını, doğa vicdanını yaşatmamız asla mümkün olmazdı. O yüzden her birine bir kere daha teşekkür ediyorum’’ dedi.
Türkiye’de bir ilk!
"Geçtiğimiz ay, İzmir Veteriner Hekimleri Odası ile “Sahipsiz Sokak Köpekleri Rehabilitasyon Projesi”ni başlatmış, şehrimizi paylaştığımız can dostlarımız için tarihi bir adım atmıştık. Bu ortaklık ile can dostlarımız kulak küpesi ve mikroçip ile işaretlenerek anlık takip altına alınıyor. Ayda 500 köpeğin kısırlaştırılması sağlanıyor. 2019'da 5 bin 2020'da 11 bin, 2021'de ise 16 bin kısırlaştırma operasyonu gerçekleştirdik. Bu çalışmalarımızın tamamı aslında Türkiye’de bir ilk. Bu umut verici tablonun bir an önce tüm Türkiye geneline yayılmasını tüm kalbimle diliyorum."
Can dostlarımız için bu vahşi düzenle son nefesimize kadar kavga edeceğiz
"Bir toplumdaki adalet duygusu, en güçlü olanı değil, en zayıf olanı nasıl koruduğuyla ölçülür. Biz can dostlarımıza karşı adilsek, birbirimize karşı da öyleyiz. Değilsek, birbirimizin haklarını da çiğneyebiliriz. Bu nedenle doğayı da içine alan bir demokrasi anlayışı, aynı zamanda tüm insanların güvence altında olduğu bir toplumun teminatıdır. Çünkü doğanın avukatı, sendikası, parlamentosu, meslek örgütü yoktur. Onun yegâne teminatı hem kendimiz hem de diğer tüm canlılar için korumak zorunda olduğumuz vicdanımızdır. Bir çoğunuzun bildiği gibi Pako, usta gazeteci Bekir Coşkun’un köpeğinin adı. Bekir Coşkun, can dostlarımızın ağzı, dili, kalemi olan büyük bir yazardı. Onun bu mücadelesine duyduğumuz vefanın gereği, Türkiye’de eşi olmayan bu kampüse onun adını verdik. Bekir Coşkun, “Kurt” isimli yazısını şu sözlerle bitirmiştir: “Ne yapacaksınız… Son orman yanana, son doğa parçası bozulana, son kuş gidene, son kurt vurulana kadar… Bu dünya bizim!” İşte biz İzmir’de tam da onun dediği gibi yapıyoruz ve yapamaya da devam edeceğiz. Can dostlarımız için bu vahşi düzenle son nefesimize kadar kavga edeceğiz. Erkek şiddeti gören kadınlar için kavga edeceğiz. Adalet için, refah için kavga edeceğiz. Kavgamızı kin ve öfkeyle değil, dostluk ve kardeşlikle büyüteceğiz. Daima güçlünün yanında olan bu düzeni topla tüfekle değil, aklımız, vicdanımız ve demokrasiyle değiştireceğiz. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Pako Kampüsü, çoktan başlamış olan bu değişimin önemli parçalarından biridir. Bu değerli projeye emeği geçen tüm arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ederim. Kampüsümüz can dostlarımıza ve şehrimize hayırlı, uğurlu olsun" ifadelerini kullandı.
70 bin metrekare can dostlarımıza ayrıldı!
Kürsüye gelerek açıklamalarda bulunan Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, "Tunç Başkanımız bu dünyada ortak alanda en çok yer kaplayan insanlığın kapladığı alandan 70 bin metrekare can dostlarımıza yer ayırdığı için çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
"Tunç Başkanımız ve ekibine çok teşekkür ederiz’’
İzmir Veterinerler Odası Başkanı Selim Özkan, "Tunç Başkanımız ve ekibine çok teşekkür ederiz. Sokak hayvanlarına çok ciddi yatırımlar yapı çok ciddi işleyişler kazandırarak bizleri çok mutlu etmektedir. Bizler veteriner hekimiz. Bu sene dünya hekimler günümüzde Yozgat'ta bir meslektaşımız katledilmiştir. Veteriner hekimler insan, hayvan ve gıda sağlığı için çalışılmaktadır. Hastalıklı hayvanların etlerinin insanlara yedirilmemesi için müdahale etmek isterken bıçaklanarak öldürülmüştür. Bu nedenle bu yıl günümüzü buruk kutluyoruz" dedi.
‘’Dışarıdan hayvan almayın gelin buradan sahiplenin’’
Açıl töreninde konuşan Andree Coşkun böyle bir barınağın açılmasından dolay çok duygulandığını belirtirken, "Bekir aramızda yok ama bizi gördüğüne inanıyorum. Sayın Başkanım burası gerçekten örnek olacak yer oldu. Sizlere candan teşekkür ediyorum. Buraya katılan bütün hayvan severleri teşekkür ediyorum. Bana İzmir Belediyesi'nden telefon edip başkanın isteğini ilklettiklerinde çok gururlandım hem de çok mutlu olum. İzmir olduğu için kabul etim. İzmir hakikatten farklı. Burada veteriner hekim arkadaşlarımız da var. Burada görev ancak daha önceden tanıştığım arkadaşlarım da var. Pako bizim köpeğimizdi. Biz Bekir ile birbirimize İzmir'de aşık olduk, o nedenle bizim için çok farklı bir yer. Bekir'de benim gibi çok hayvan severdi. Biz devamlı sokaktan hayvan severleri kurtarmaya çalıştık. Dışarıdan hayvan almanın gelin buradan sahiplenin. Hayvan sevgisini çocuklarınıza aşılayabilmek için buraya getirin. Gezsinler tanısınlar okşasınlar. Hayvan severlik sadece belediyenin işi değil. Hayvan seveler mutlaka belediyelere yardımcı olmalı" dedi.