ÖMER FARUK ALTIN/EGE’YE BAKIŞ-Geçtiğimiz günlerde Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan, Avrupa Birliği ile imzaladığı anlaşmanın ardından Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde elçilik açma kararı aldı. Tepki çeken kararın ardından, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Türk Devletlerini Rum tarafı ile ilişkilerinde dikkatli olmaya çağırdı ve Türk Devletleri Teşkilatı'ndan (TDT), bazı üye ülkelerin Avrupa Birliği ile tepki çeken anlaşması sonrası önemli bir adım geldi. Aksakallar Konseyi'nin 17'nci toplantısının KKTC'de düzenlenmesine karar verildi.
Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde elçilik açma kararına ilişkin bir tepki de Yenilik Partisi Genel Başkanı Öztürk Yılmaz’dan geldi. Öztürk Yılmaz, konuyu diplomatik fiyasko olarak tanımladı.
“İLİŞKİLERİN CİDDİ BİR TAHRİBATA UĞRADIĞINI GÖSTERİYOR”
AKP’nin Arap coğrafyasında hezimete uğradığını ve bu yüzden KKTC’nin ihmal edildiğini dile getiren Yılmaz, “Bu tam manada diplomatik bir fiyasko Türkiye için ve Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerin kökten sarsıldığının açıkça göstergesi. Normal ilişkiler eğer iyi olsaydı böyle bir şey olmazdı. Ama ilişkilerin belli ki ciddi bir tahribata uğradığını gösteriyor. Biz Türk Cumhuriyetlerini kardeş devletler olarak tanıyan ülkeyiz. Onları ilk tanıyan ve diplomatik temsilcilikler açan ilk ülkeyiz. Zaman içerisinde bu ülkelerin kalkınmasına yardımcı olduk. Benim daire başkanlığım görevimde Stratejik iş birliği anlaşmaları imzalandı. İşler belli bir noktaya geldi ama şu anki AKP yönetimi Arap coğrafyasına dalınca orada hezimetler yaşayınca bu coğrafya ihmal edildi. Bu coğrafya ihmal edilince onlarda da devletleri yönetenlerde milli bir şuurun oluşmadığı ortada olduğu için onlar da Avrupa birliğinin parasına kendilerini teslim ettiler. 12 Milyar Euro karşılığında kardeş devleti sırtından bıçakladılar. Tabii burada AKP’nin sorumluluğu var. Çünkü kendileri de üç milyar euro karşılığında 10 milyon mülteciyi soktu. Türkiye bunu yaparsa biz de yapalım dediler ve yaptılar” ifadelerini kullandı.
“PARA YÜZÜNDEN KKTC’Yİ SATTILAR”
Diplomasinin parayla işlediğini dile getiren Yılmaz, “Bence Kıbrıs meselesi yoktur. Bunu Kıbrıs sorunu, diye kullananlar KKTC’yi Rumlara teslim etmek isteyenlerdir. KKTC’yi ortadan kaldırmak isteyenlerdir. Bunlar Annan Plancıdır. 50 yıl geçmiş siz 50 yıl önce kimsenin hatırlamadığı şeye hala Kıbrıs sorunu derseniz birileri de madem sorun diyorsun o zaman bunu çözelim derler. Çözüm de toprak verme karşılığında olur. Bu da KKTC’nin ortadan kaldırılması anlamına gelir. Kıbrıs’ta sorun kelimesini kullanmamak lazım. Kıbrıs’ta KKTC’nin tanıtımıdır esas olan. Bu konuda da AKP hükümeti 23 yıldır hiçbir şey yapmadı. Ortalığı boş bulan kardeşler bile Türkiye burayla ilgilenmiyor diye düşündüler ve onlar da başka bir yolu tercih ettiler. Bu Kıbrıs’ta şu anlama geliyor bence, artık Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs sorunu, çözüm veya müzakereler gibi saçma sapan şeyleri ağzına almaması lazım. Bunu aldığı her dakika KKTC’yi bir adım daha imhaya götüren süreci tetiklemektir. Yapılması gereken sadece KKTC’nin diplomatik tanıtımı. Benim bir çözüm önerim var. Ben cumhurbaşkanı olsam, bir milyar dolar karşılığında 50 tane ülkeye KKTC’yi tanıtırım. Çünkü artık para diploması var. Parayı gidip saçma sapan Afrika’da bilmem ne kuyusuna, orada bilmem kimin borcunu affedene kadar şart koşacaksın. Ben sana para veriyorum KKTC’yi tanıyacaksın diyeceksin. Bir milyar dolar yani Türkiye’nin üç günlük faiz giderini verdiğiniz an KKTC’yi de 50 tane ülkeye tanıtmış olursunuz. Kimseye de eyvallahınız olmaz. Böylelikle KKTC, Birleşmiş Milletlerin ve 50 tane ülkenin tanıdığı bir ülke olur. Bu da bir para diplomasisidir. Bunu yapmak da zor değildir. Bugünkü diplomasi böyle oluyor zaten. Para yüzünden KKTC’yi sattılar. AKP de para yüzünden 10 milyon sığıntıyı getirip resmen yıkmış oldu. Biz de parayı bastığımız anda KKTC’yi tanıtmış oluruz” diye konuştu.
“BASKI DEĞİL TAMAMEN PARAGÖZ OLMALARINDAN KAYNAKLANIYOR”
Avrupa Birliği’nin Türk Cumhuriyetlerine yönelik bir ‘ekonomik tehditte’ bulunduğu yönündeki açıklamalara ilişkin konuşan Yılmaz, “Avrupa Birliği’nin Orta Asya Cumhuriyetlerine bir baskı olduğunu söylemek gerçekçi değil. Çünkü Rumlar, Avrupa Birliği’ni kullanarak buraları satın almak istiyor. Yani diplomatik olarak bunların iradelerini satın almak istiyor. Bu baskı değil, tamamen paragöz olmalarından kaynaklanıyor. Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetleri’nin paragöz olmalarından kaynaklanıyor. Ben bir baskı olduğunu düşünmüyorum. Bunu tamamen baskı var falan diyerek birileri uydurmuş. Böyle bir baskı olduğunu düşünmüyorum ben” dedi.
“AKP’DEN BİR ŞEY BEKLEMİYORUM AÇIKÇASI”
KKTC’nin tanıtılması için çalışılması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Bence kökten sarsıldı. Bir kere şunu yapması lazım. Bu Rum’u tanıyanların dönüp KKTC’yi de tanıması lazım. Yoksa bunlarla masada oturup kardeşiz dostuz ama Türkiye’yi işgalci KKTC’yi de yasadışı ilan etmişsiniz biz bunu görmüyoruz önemli değil diyemez Türkiye. Onun için bunların oturup tanıtılması gerekiyor KKTC’nin. Bu da Yenilik Partisi ve Öztürk Yılmaz gibi düşünen birisine nasip olur yoksa AKP’den bir şey beklemiyorum ben açıkçası” diye konuştu
“ERDOĞAN’I TAŞERON OLARAK KULLANDILAR”
AKP'ye yönelik eleştirilerini dile getiren Yılmaz, “Ben AKP’nin beceriksiz olduğunu zaten biliyorum ama burada bir kasıt arıyorum. Çünkü İsrail’in önünü açacak hareketler yaptılar. İsrail’in düşmanı Saddam’dı ortadan kalkması için ABD ile çalıştılar. İsrail’in düşmanı Esad’dı ortadan kalkması için ABD ile çalıştılar. İsrail’in düşmanı Kaddafi’ydi Erdoğan onu da sırtından hançerledi. Dolayısıyla İsrail ABD üzerinden düşmanlarını alt taşeronlara düşmanlarını temizletiyor. Şu anki dünyada da Erdoğan’ı taşeron olarak kullandılar” ifadelerini kullandı.