Berivan Kaya/Ege'ye Bakış- İzmir Ticaret Odası Mayıs ayı olağan toplantısı gerçekleştirildi. İZQ İnovasyon Merkezi'nde gerçekleştirilen toplantıda İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, Gaziantep ziyareti ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Özgener, Gaziantep Ticaret Odası ile imzalanan kardeş oda anlaşması ile birlikte kardeş oda ve işbirliği anlaşması sayısının 109’a ulaştığını belirtti.
Ortak akıl vurgusu
Gaziantep Ticaret Odası le bir çok alanda işbirliği yapılabileceğini belirten Özgener, "Ziyarette en çok etkilendiğim konu, kentin tüm karar vericilerinin ortak akıl ve enerji ile kent projelerini yönetiyor olmaları oldu. Her zaman vurguladığımız, ortak aklın, ortak dilin ve işbirliğinin kentlerin gelişme süreçlerinde ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görme fırsatımız oldu" dedi.
Enflasyonun küresel ekonomide en önemli sorunlardan biri olduğuna dikkat çeken Başkan Özgener, "Global ekonomide karşımıza çıkan riskler yüksek enflasyon, düşük büyüme, artan gelir eşitsizliği ve finansal istikrarsızlık. Enflasyon, hane halklarını, reel sektörü, finansal sistemleri tahrip ediyor. Politika yapıcıların enflasyona verdiği tepkide geç kaldığına ilişkin eleştiriler de giderek yükseliyor" ifadelerini kullandı.
Yeterince tepki vermiyoruz!
Enflasyona ve artan eşitsizliğe yeterinde tepki verilmediğini belirten Özgener, "Genelde kaynakların yerini değiştirerek geçici çözümler bulmayı deniyoruz. Ülkemizin politika tepkisinin, enflasyonu hızlıca aşağıya düşürmek olması gerektiğini uzun süredir vurguluyoruz. Ekonomilerde ana meta para olduğu için eşitsizliğin ana kaynağı her zaman her yerde her dönemde Enflasyon olmuştur. Paranın meta olduğu bir yerde, paranın değerini sürekli düşürmenin temel bir refah problemi olduğunu görüyoruz. Politikadaki enstrümanların uzun vadeli çözümler üretecek şekilde kullanılması ve günlük müdahalelerin azaltılması, önünü görmekte zorlanan iş dünyamızın sağlıklı öngörülerde bulunmasına destek olacaktır" dedi.
"Merkez Bankası'nın politikasını değiştirmsi gerekiyor"
Enflasyon konusundaki yaklaşımın değiştirilmesi gerektiğini altını çizen Mahmut Özgener, Merkez Bankası olitikasının yanlış olduğunu öne süren açıklamasında, " Öncelikli çözüm yolumuz enflasyonla mücadele olmalı ve enflasyondaki yangın söndürülmelidir. Enflasyon konusundaki yaklaşımımızı değiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Geleneksel yöntemlerle ve küresel yabancı sermayeyi çekecek yönde hızlıca enflasyonun düşürülmesine gidilmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz. Enflasyonu düşürmek veya en azından daha da yükselmesini önlemek için Merkez Bankası'nın politikasını değiştirmesi gerekiyor. Çünkü enflasyonun yüksek seyri, mevcuttaki kırılmayı daha da arttırıyor" dedi.
Düşük faiz-yüksek büyüme politikası
Yüksek büyüme, yüksek enflasyon ve artan makroekonomik riskler ile global ekonomideki değişime ayak uyduralamayacağının altını çizen Özgener, "Biz aynı düşük faiz-yüksek büyüme politikasında devam ederken ve tüm kaynaklarımızı ve gücümüzü yüksek büyümeye ayırırken; global ekonomide riskler gelir adaleti, düşük enflasyon, sürdürülebilir gıda ve enerji tedariği, uzun vadeli bölgesel istikrar ve işbirliği etrafında yeniden şekilleniyor. Bu yeni denklemi görmezden gelmek ya da mevcut dinamiklerin geçici olduğunu düşünmek, bizi global ekonominin merkezinden uzaklaştırır. Yüksek büyüme, yüksek enflasyon ve artan makroekonomik riskler ile global ekonomideki değişime ayak uyduramayız" ifadelerine yer verdi.
İnşaat sektörüne can suyu
İnşaat sektörünün malzeme fiyat artışları nedeniyle zor günler geçirdiğine dikkat çeken Özgener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni finansman paketinden bahsetti. Çözüm paketini sektöre can suyu olmasını dileyen Özgener, "Paket ile küçük ölçekli müteahhitlere, şehir içindeki küçük parsellere konut yapabilmeleri için metrekaresini belli bir fiyatın üzerinde satmamaları şartıyla uygun maliyetli kredi kullandırılacak. Düşük gelir grubundaki vatandaşlarımızı ev sahibi yapmaya yönelik sosyal konut projeleri için TOKİ’ye 30 milyar liralık finans sağlanacak. Ayrıca ilk konutunu alacak vatandaşların uygun maliyetli kredi imkanıyla konuta erişimleri sağlanacak" dedi.
Avrupa Birliği’nin çelik sektörü ürünlerine yönelik uyguladığı ek vergiler ve kotalar sebebiyle çelik sektörünün olumszu etkilediğini belirterek, "Ülkemizin Dünya Ticaret Örgütü’nde başlattığı davada verdiği mücadele sonucu AB’nin uygulamakta olduğu önlemlerin uluslararası ticaret kurallarına aykırı olduğu kararı çıktı. Çelik sektörümüz açısından bu karar büyük önem taşıyor. Kararın uygulanmaya başlaması ile birlikte birçok çelik ihracatçısı firmamızın AB pazarındaki kayıplarını telafi edeceğini umut ediyoruz" ifadelerini kullandı.
İzmir Tulum Peyniri tescillendi
İzmir ile özdeşleşmiş ürünlere coğrafi işaret tescili alınması amacıyla çalışmaların hız kesmeden devam ettiğine dikkat çeken Özgener, "Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi bölümü ile birlikte yürüttüğümüz çalışma neticesinde, İzmir Tulum Peynirinin standardı tescillenmiş oldu. İzmir Tulum Peyniri coğrafi işaret tescilimiz ile birlikte Odamızın sahip olduğu coğrafi işaret sayısı 5 olurken, kentimizin coğrafi işaret sayısı da böylece 33’e yükseldi" dedi.
Ortak akıl vurgusu
Gaziantep Ticaret Odası le bir çok alanda işbirliği yapılabileceğini belirten Özgener, "Ziyarette en çok etkilendiğim konu, kentin tüm karar vericilerinin ortak akıl ve enerji ile kent projelerini yönetiyor olmaları oldu. Her zaman vurguladığımız, ortak aklın, ortak dilin ve işbirliğinin kentlerin gelişme süreçlerinde ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görme fırsatımız oldu" dedi.
Enflasyonun küresel ekonomide en önemli sorunlardan biri olduğuna dikkat çeken Başkan Özgener, "Global ekonomide karşımıza çıkan riskler yüksek enflasyon, düşük büyüme, artan gelir eşitsizliği ve finansal istikrarsızlık. Enflasyon, hane halklarını, reel sektörü, finansal sistemleri tahrip ediyor. Politika yapıcıların enflasyona verdiği tepkide geç kaldığına ilişkin eleştiriler de giderek yükseliyor" ifadelerini kullandı.
Yeterince tepki vermiyoruz!
Enflasyona ve artan eşitsizliğe yeterinde tepki verilmediğini belirten Özgener, "Genelde kaynakların yerini değiştirerek geçici çözümler bulmayı deniyoruz. Ülkemizin politika tepkisinin, enflasyonu hızlıca aşağıya düşürmek olması gerektiğini uzun süredir vurguluyoruz. Ekonomilerde ana meta para olduğu için eşitsizliğin ana kaynağı her zaman her yerde her dönemde Enflasyon olmuştur. Paranın meta olduğu bir yerde, paranın değerini sürekli düşürmenin temel bir refah problemi olduğunu görüyoruz. Politikadaki enstrümanların uzun vadeli çözümler üretecek şekilde kullanılması ve günlük müdahalelerin azaltılması, önünü görmekte zorlanan iş dünyamızın sağlıklı öngörülerde bulunmasına destek olacaktır" dedi.
"Merkez Bankası'nın politikasını değiştirmsi gerekiyor"
Enflasyon konusundaki yaklaşımın değiştirilmesi gerektiğini altını çizen Mahmut Özgener, Merkez Bankası olitikasının yanlış olduğunu öne süren açıklamasında, " Öncelikli çözüm yolumuz enflasyonla mücadele olmalı ve enflasyondaki yangın söndürülmelidir. Enflasyon konusundaki yaklaşımımızı değiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Geleneksel yöntemlerle ve küresel yabancı sermayeyi çekecek yönde hızlıca enflasyonun düşürülmesine gidilmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz. Enflasyonu düşürmek veya en azından daha da yükselmesini önlemek için Merkez Bankası'nın politikasını değiştirmesi gerekiyor. Çünkü enflasyonun yüksek seyri, mevcuttaki kırılmayı daha da arttırıyor" dedi.
Düşük faiz-yüksek büyüme politikası
Yüksek büyüme, yüksek enflasyon ve artan makroekonomik riskler ile global ekonomideki değişime ayak uyduralamayacağının altını çizen Özgener, "Biz aynı düşük faiz-yüksek büyüme politikasında devam ederken ve tüm kaynaklarımızı ve gücümüzü yüksek büyümeye ayırırken; global ekonomide riskler gelir adaleti, düşük enflasyon, sürdürülebilir gıda ve enerji tedariği, uzun vadeli bölgesel istikrar ve işbirliği etrafında yeniden şekilleniyor. Bu yeni denklemi görmezden gelmek ya da mevcut dinamiklerin geçici olduğunu düşünmek, bizi global ekonominin merkezinden uzaklaştırır. Yüksek büyüme, yüksek enflasyon ve artan makroekonomik riskler ile global ekonomideki değişime ayak uyduramayız" ifadelerine yer verdi.
İnşaat sektörüne can suyu
İnşaat sektörünün malzeme fiyat artışları nedeniyle zor günler geçirdiğine dikkat çeken Özgener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni finansman paketinden bahsetti. Çözüm paketini sektöre can suyu olmasını dileyen Özgener, "Paket ile küçük ölçekli müteahhitlere, şehir içindeki küçük parsellere konut yapabilmeleri için metrekaresini belli bir fiyatın üzerinde satmamaları şartıyla uygun maliyetli kredi kullandırılacak. Düşük gelir grubundaki vatandaşlarımızı ev sahibi yapmaya yönelik sosyal konut projeleri için TOKİ’ye 30 milyar liralık finans sağlanacak. Ayrıca ilk konutunu alacak vatandaşların uygun maliyetli kredi imkanıyla konuta erişimleri sağlanacak" dedi.
Avrupa Birliği’nin çelik sektörü ürünlerine yönelik uyguladığı ek vergiler ve kotalar sebebiyle çelik sektörünün olumszu etkilediğini belirterek, "Ülkemizin Dünya Ticaret Örgütü’nde başlattığı davada verdiği mücadele sonucu AB’nin uygulamakta olduğu önlemlerin uluslararası ticaret kurallarına aykırı olduğu kararı çıktı. Çelik sektörümüz açısından bu karar büyük önem taşıyor. Kararın uygulanmaya başlaması ile birlikte birçok çelik ihracatçısı firmamızın AB pazarındaki kayıplarını telafi edeceğini umut ediyoruz" ifadelerini kullandı.
İzmir Tulum Peyniri tescillendi
İzmir ile özdeşleşmiş ürünlere coğrafi işaret tescili alınması amacıyla çalışmaların hız kesmeden devam ettiğine dikkat çeken Özgener, "Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi bölümü ile birlikte yürüttüğümüz çalışma neticesinde, İzmir Tulum Peynirinin standardı tescillenmiş oldu. İzmir Tulum Peyniri coğrafi işaret tescilimiz ile birlikte Odamızın sahip olduğu coğrafi işaret sayısı 5 olurken, kentimizin coğrafi işaret sayısı da böylece 33’e yükseldi" dedi.