ÖMER FARUK ALTIN/EGE’YE BAKIŞ-Hamas güçlerinin 7 Ekim 2023’te İsrail’in güney sınırına saldırması sonucunda 200 kişi hayatını kaybederken, 250’den fazla kişinin de rehin alınmasıyla çatışmalar başlamıştı. İsrail’in hava bombardımanı ve ardından 27 Ekim’de başlatılan tam ölçekli bir kara işgaliyle Hamas’a askeri bir harekatla karşılık vermişti. 27 Ekim itibariyle İsrail güçlerinin Gazze’deki hedeflere yönelik süren kara, deniz ve hava yoluyla gerçekleştirdiği saldırılar, 19 Ocak Pazar günü 11.15’te yürürlüğe giren ateşkes ile son buldu.
Gazze’de Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, İsrail’in saldırılarında çoğunluğun sivil vatandaşlar olduğu 46 bin 700’den fazla kişi yaşamını yitirdi.
“İSRAİL SİYASETİ BU KONUDA DAHA DİNDAR VE MİLLİYETÇİ DAVRANIYOR”
İsrail’in iç siyasi dinamikleri ve Netanyahu hükümetinin tutumundan dolayı ateşkes sürecinin çok uzun sürmeyeceğini ifade eden Orta Doğu Uzmanı Mehmet Akif Koç, “İsrail’de iç siyasi konfigürasyondan kaynaklanan böyle dindar ve milliyetçilerin ön planda olduğu bir iktidar var. İsrail’deki Knesset'e, parlamentoya giriş barajı yüzde 3,25 civarında; dolayısıyla çok küçük partiler de bir şekilde o barajı geçip kendini temsil edebiliyor ve hükümeti kurmak için de 8-10 tane partinin yan yana gelmesi gerekebiliyor. Bu yüzden de hassas bir denge var. İsrail siyasetine Netanyahu'nun dahi daha sağında, daha milliyetçi, ondan daha dindar partiler var. Dolayısıyla iç siyaset böyle bir yere doğru evrildiği için 77 seçimlerinden beri ister istemez İsrail siyaseti bu konuda daha dindar ve milliyetçi davranıyor ve bu da ateşkes sürecinin çok uzun sürmeyeceğini düşündürüyor” dedi.
"EKONOMİK VE SOSYOLOJİK SIKINTILAR GİDERİLMEDEN..."
Geçmişteki ateşkes süreçlerinin yürümemesinin sebebinin Filistin’deki ekonomik ve sosyolojik sıkıntılar olduğunu vurgulayan Koç, “Geçmişteki ateşkes süreçleri göz önüne alındığında, tarafların bu ateşkese ne derece bağlı kalacakları şu an için belirsiz. Şimdi gazze abluka altında bir yer; yani şu tarafta karadan, denizden de yine İsrail ablukası altında bir yer. Dolayısıyla böyle bir yerde işsizlik çok yüksek oranlarda, hayat pahalılığı ve enflasyon çok yüksek oranlarda ve kendi kendini çevirmekte zorlanan bir yer. Tamamen dış yardımla ayakta durabiliyor. Böyle bir yerde sürekli bir istikrarsızlık üretme potansiyeli var ve bu istikrarsızlıklar da zaman zaman 7 Ekim gibi patlamalara yol açabiliyor. Daha önce de benzer patlamalar vardı. O yüzden oradaki ekonomik sıkıntılar giderilmeden, ekonomik ve sosyolojik sıkıntılar giderilmeden böyle bir ateşkesin uzun süreli olacağını beklemek biraz ham hayal. Yani hem ekonomik ve sosyolojik sebeplerden, Filistinlilerin kendi içindeki sorunlardan, hem de İsrail iç siyasetinde yerleşimlerin ve yerleşimcilerin artırılmasını ve Gazze'deki Filistinlilerin daha da cezalandırılmasını savunan dindar milliyetçi kesimlerden dolayı ben çok ümitli değilim” diye konuştu.
“AMERİKA, İSRAİL İLE İLİŞKİLERİNİ DAHA SICAK TUTACAK”
Gazze’deki ateşkesin Ortadoğu’daki uluslararası ilişkileri nasıl etkileyeceğine değinen Koç, “Rusya’nın ne dediğinin Filistin meselesinde çok büyük bir karşılığı yok. Avrupa Birliği’nin ne dediğinin de hiçbir karşılığı yok. Amerika Birleşik Devletleri burada temel aktör. Trump’ın zorlamasıyla, biraz da bu ateşkese mecbur kaldı Netanyahu hükümeti. Normalde Netanyahu'nun kendisine kalsa, o da bunu yapmayacaktı. Tam da yemin gününden bir gün önce onayladılar ateşkesi. Dolayısıyla burada Trump faktörü çok çok önemli. Bundan dolayı da Amerika’nın pozisyonu önemli. Şimdi Amerika, çok fazla uluslararası toplumun gözüne sokmadan bu meseleyi çözün, öldüreceksiniz ama çok göz önünde yapmayın gibi bir tavır içinde. İsrail’e karşı böyle ikircikli, biraz da ikiyüzlü ve problemli bir tavır söz konusu. Amerika’nın bu tavrının da örtülü bir onay anlamına geldiği aşikâr. Yani, Trump “Bir buçuk yılda niye halledemediğiniz?” şeklinde kızıyor, yoksa “Niye 50 bin tane insan öldürdünüz?” diye kızmıyor. Trump ve Amerika, neden bir buçuk senedir bu meseleyi çözemediniz hâlâ, buna kızıyor. Çünkü İsrail bu durumu durduramayınca, Trump’ın uluslararası politik aktörlüğü sorgulanır hale geliyor. Yani Trump yönetimi için mesele insani değil, tamamen kendi kişisel konumlarıyla alakalı. Dolayısıyla Amerika, İsrail ile ilişkilerini daha sıcak tutacak. İsrail’e de “İşgal ediyorsanız edin, yerleşimleri artırıyorsanız artırın, ama böyle canlı yayında sağa sola bombalamayın.” gibi bir mesaj veriyor. Dolayısıyla bu ateşkesin olması, Amerika’nın İsrail’i frenlediği anlamına gelmiyor; bilakis daha sıkıntılı bir süreç öngörüyorum. Filistin’in devletsizleştirilmesi, ülkesizleştirilmesi ve yerleşimlerin artırılması; işgalin daha da genişletilmesi tarzında bir gidişat söz konusu. Böyle olmamasını çok ümit ediyorum ama mesele buraya doğru gidiyor gibi görünüyor. Amerika’nın aktörlüğü de bu bağlamda şekilleniyor” ifadelerini kullandı.