PELİN ENGİN/EGE'YE BAKIŞ-Ege Denizi depremleri, tsunami riski ve deniz çekilmeleriyle ilgili konuşan Görür yaşanan depremlerin doğal doğa olayları olduğuna değindi.
‘Magmatik faaliyetler ve tektonik hareketler ile yaşadığımız depremler oluşur’
Ege Denizi’nde yaşanan deprem fırtınasının sebeplerini anlatan Görür, “Ege Bölgesi ve Ege Denizi’nin bulunduğu alan Yunanistan’ın karaları gibi fakat deniz altında kalmış faylanmalarla değişik bir jeomorfolojisi olmuş bir bölgedir. Burası Anadolu levhasının bir kesimidir. Batı Anadolu’da gördüğümüz bütün yapıların Ege denizinde devamı söz konusudur. Ve önemli bir kısmı tıpkı batı Anadolu da olduğu gibi faylarla kesilmiştir. Bu fayların çoğu da kuzey güney gerilmenin bir sonucu olmuştur. Bugün depremlerin olduğu bölge magmatik bir yayın geliştiği bir bölgedir. Aynı zamanda da fay gelişir, bunun sebebi de üstte kalan Anadolu levhası kuzey güney yönünde gerilir. Gerilmeye bağlı olarak faylar oluşur. Kuzey güney gerilmeye bağlı olarak tektonik oluşumlar oluşur. Magmatik faaliyetler ve tektonik hareketlerin birleşmesiyle de yaşadığımız depremler oluşur.” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye’yi etkileyeceğini düşünmüyorum ama dünyada olmaz olmaz diye bir şey de vardır’
Görür, yapılan çalışmalarda büyük bir volkanik patlamaya yol açacak belirtilerin olmadığını vurgulayarak, “Karada da denizde de magmatik yay olan yerler var. Magmatik yay, volkan zincirini ortaya çıkarır. Eğer deniz yoksa o magmatik yay karada meydana gelir. Bu magmatik yayın krateri belli yerlerde püskürtebilir ve volkan olabilir. 1950’lerde bir patlama yaşanmış ve çevreyi kötü etkilemiş ama bir volkanik yayın büyüyüp çok büyük bir şekilde püskürtmesi belirli belirtilerin olmasıyla mümkün olur. Bugün ölçüler ve yapılan çalışmalar böyle bir patlamaya yol açacak bir belirtinin olmadığını söylüyor ama bu durum gene de bizim yaşadığımız bu küçük çaplı depremleri oluşturur ve bu durum son derece doğaldır.” şeklinde konuştu.
Yaşanması beklenen volkanik patlamayla ilgili Görür, “Ben büyük bir volkanik patlama olup da Türkiye’yi çok ciddi etkileyeceğini düşünmüyorum ama dünyada olmaz olmaz diye bir şey de vardır.” sözlerini kullandı.
‘Deniz çekilmelerinin depremle alakası yok’
Ege kıyılarında meydana gelen deniz çekilmelerinin yaşanan depremlerle alakası olmadığını söyleyen Görür, “Denizin çekilmesi genellikle bir depremden ve meteorolojik olaylardan olur. Deniz içindeki sıcaklık farkı, fırtına veya kuvvetli rüzgar oluşumu denizi ve bölgeyi etkiliyorsa belirli yerlerden suları sürükler ve bu sebeple suyun çekilmesine ya da suyun yükselmesine sebep olabilir. Bu durum meteorolojik bir olaydır. Depremle ilgisi olsaydı, önce deprem olurdu, depremin olduğu sırada deniz çekilir, üstünden en fazla yarım saat geçmeden deniz kabarır ve tsunami meydana gelirdi. Deniz çekilmesinin depreme bağlanabilmesi ve tsunami olabilmesi için depremin en az 6 şiddetinde olması gerekir. Ege kıyılarında yaşanan deniz çekilmelerinin yaşanan depremlerle bir alakası yok.” dedi.
‘Yapılması gerekenler yapılmış’
Görür, alınması gereken önlemlerin alındığını ifade ederek, “Aydın-Muğla arasındaki sahil kesimlerindeki bütün yerlerdeki tüm belediye başkanları etrafa levhalar asılması ve çok daha dikkatli olunması konusunda uyarılmış. Boğaziçi Üniversitesi yaşanan bir depremde tsunami riski olursa 20 dakika içinde haber veriyor. Kandilli Rasathanesi bir anlamda alarma geçmiş, ne yapacağını biliyor. Valilikler uyarıyor ve alınması gereken önlemler de alınmış durumda. Yunanistan büyük önlemler aldı, onların yaptığı da kendileri için doğru. Yapılması gerekenler yapılmış.” diye konuştu.