Murat Dağı Karaağaç köyüne açılması planlanan altın ve gümüş madeniyle ilgili tartışmalar giderek artıyor. ÇED raporunun olumlu sonuç çıkmasının ardından köylüler duruma tepki göstermişti. Konuyla ilgili bir açıklama da TMMOB Uşak Temsilcisi Ahmet Caner'den geldi.

Türkiye Maden Mühendisleri Odası Uşak Temsilcisi Ahmet Caner, murat dağı Karaağaç köyüne açılması planlanan altın ve gümüş madenine ÇED raporunun olumlu karar vermesinin ardından konu ile ilgili görüşlerini aktardı.
Altın işletmeciliğinin çok önemli olduğunu, yeterli önlemler alınmadığı için ülkemizde sıkıntı yaşandığını söyleyen Ercan “Madencilikte yeraltı ve açık işletmecilik olarak 2'ye ayrılıyor. Eğer yer altı işletmesi olursa yer üstündeki ekolojik dengeye fazla zararı olmaz. ÇED raporuyla Türkiye'de yaşanan sıkıntıların sebebi sonrasında yeterli önlem ve denetimlerin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Altın işletmeciliği çok önemli bir işletmeciliktir. Bununla ilgili önlemlerde çok özeldir. Bizim çevre müdürlüklerimizde bunları denetleyebilecek yeterli kapasitede teknik eleman var mı yok mu en önemli mesele. ÇED raporunu düzenleyen kişiler KPSS ile girmiş alanında yeterli deneyimi olmayan insanlar alınıyor. Bunların yaptığı denetimler ne kadar doğrudur tartışılır. Bizde teknik elemanlar konuşacağına hiçbir bilgisi olmayan muhtarlar, belediye başkanları, siyasetçi konuşur. Teknik elemanların yaptığı konuşmalar kamuoyunda dikkat çekmez asıl hata burada başlıyor zaten.” dedi.
“DENETİMLER SIKLAŞMALI”
Türkiye'de denetimlerin çok eksik kaldığını söyleyen ve bunun gibi doğan sıktınlardan çevresel sorunlar yaşandığını dile getiren Ercan “Bir işletme açılmasının ardından yaşanan ormanlık alanların tahribatı. Ama daha sonrasında ağaçlandırılabilir. Sunulan projelerde rehabilitasyon projesi de sunulur.Dosya ücreti ödenir. İşletme sona erdiğinde o bölgenin aynı eski durumuna getirilip ağaçlandırılması gerekir. Ama orman izni alınan yerlerin yüzde doksanın da bu proje yapılmaz. Bunun karşılığı o dosya parasını devlet el koyar. Yaptırımı fazla olmayan laf olsun diye konulmuş bir şey. İşletmeler 500 bin lira rehabilitasyon parasına harcayacağına 10 bin lira dosya parasını ödeyerek bu işi çözerler.” diye konuştu.
SİYANÜR'ÜN İNSAN SAĞLIĞINA ETKİSİNİN GERİ DÖNÜŞÜ YOK
Altın işletmeciliğinde ayrıştırma için kullanılan siyanürün çevreye verdiği zararın geri dönüşü olmayacağını söyleyen Ercan “Siyanür denetiminin üstünden durulması gerekiyor. Esas konu bu maden işletmesi alındığında izabet tesisleri kurulup taştan çıkartılacak. İzabet tesisleri sırasında ham'dan altının ayrılması için işlem yapılacak ve o işlem de siyanürle yapılacak. Bu siyanürün insan sağlığına çok büyük zararı var. Sağlık yönünden geriye dönüşü olmayacak tahribatları var. Murat Dağı çayının başlangıcı olan bölgede ve o köylerde bir çok sular var. Yer altı sularına karışır. Yağmur suyuna karışır. Havuzlar yapılacak mutlaka siyanürlü suların toplandığı. Bir takım önlemler alınmaya çalışacak. Fakat bu havuzlarda olan sular buharlaşıp atmosfere karışacak. Yağmurla yine toprağa inecek. Toprağı zehirleycek Topraktaki siyanürlü ot hayvanlara geçicek etine sütüne geçecek. İçme sularına karışacak. Bunlara karıştıktan sonra toprağa kalıcı zararlar bırakacak. Bunları kim nasıl denetleyecek.” dedi.
YETERLİ ÖNLEMLER ALINMALI
Denetlemelerin düzenli yapılması halinde işletmelerin hiçbir zararı olmadığını söyleyen Ercan “Türkiye'de doğal yeraltından sunulmuş madenlerin işletilmesi gerekir. Çünkü milli servettir. İşletilmesine karşı değilim bütün mesele ekolojik yönden, çevresel yönden yeterli önlemler alınabiliyor mu asıl soru budur. Yeterliliği denetleyecek bilgi birikimi yüksek çevre mühendisliklerinde ve bakanlıklarda deneyimli personel var mı yok mu?
Bir çevresel ve ekolojik yönden yeterli önlemlerin aldırılması bu konuda yeterli denetlemeleri yapılması, denetlemeyi yapacak kişinin yeterli teknik bilgiye sahip olması önemli. Ben daha böyle bir şey görmedim tecrübeli arkadaşlar denetlemeyi sağlıklı bir şekilde yaparlara ama maalesef bakanlıklarda deneyimli insanlar çevre müdürlüklerinde deneyimli insan yok.” ifadesini kullandı.
KARŞI ÇIKAN KÖYLÜLER İŞ İÇİN SIRAYA GİRERLER
Vatandaşlar tarafından başlangıçta karşı çıkılan projelerin işletmeler açıldıktan sonra tam tersine döndüğünü sözlerine ekleyen Ercan “Bugün karşı çıkan köylüler yarın işletme açıldığında iş için sıraya girecekler bu iş böyledir. Yabancı ortaklı bir şirket olduğu için bizim şirketlerden daha iyid. Maaşları, sosyal hakları, çalışma saatleri, iş güvenliğine yabancı şirketler önem vermektedir.” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Türkiye Maden Mühendisleri Odası Uşak Temsilcisi Ahmet Caner, murat dağı Karaağaç köyüne açılması planlanan altın ve gümüş madenine ÇED raporunun olumlu karar vermesinin ardından konu ile ilgili görüşlerini aktardı.
Altın işletmeciliğinin çok önemli olduğunu, yeterli önlemler alınmadığı için ülkemizde sıkıntı yaşandığını söyleyen Ercan “Madencilikte yeraltı ve açık işletmecilik olarak 2'ye ayrılıyor. Eğer yer altı işletmesi olursa yer üstündeki ekolojik dengeye fazla zararı olmaz. ÇED raporuyla Türkiye'de yaşanan sıkıntıların sebebi sonrasında yeterli önlem ve denetimlerin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Altın işletmeciliği çok önemli bir işletmeciliktir. Bununla ilgili önlemlerde çok özeldir. Bizim çevre müdürlüklerimizde bunları denetleyebilecek yeterli kapasitede teknik eleman var mı yok mu en önemli mesele. ÇED raporunu düzenleyen kişiler KPSS ile girmiş alanında yeterli deneyimi olmayan insanlar alınıyor. Bunların yaptığı denetimler ne kadar doğrudur tartışılır. Bizde teknik elemanlar konuşacağına hiçbir bilgisi olmayan muhtarlar, belediye başkanları, siyasetçi konuşur. Teknik elemanların yaptığı konuşmalar kamuoyunda dikkat çekmez asıl hata burada başlıyor zaten.” dedi.
“DENETİMLER SIKLAŞMALI”
Türkiye'de denetimlerin çok eksik kaldığını söyleyen ve bunun gibi doğan sıktınlardan çevresel sorunlar yaşandığını dile getiren Ercan “Bir işletme açılmasının ardından yaşanan ormanlık alanların tahribatı. Ama daha sonrasında ağaçlandırılabilir. Sunulan projelerde rehabilitasyon projesi de sunulur.Dosya ücreti ödenir. İşletme sona erdiğinde o bölgenin aynı eski durumuna getirilip ağaçlandırılması gerekir. Ama orman izni alınan yerlerin yüzde doksanın da bu proje yapılmaz. Bunun karşılığı o dosya parasını devlet el koyar. Yaptırımı fazla olmayan laf olsun diye konulmuş bir şey. İşletmeler 500 bin lira rehabilitasyon parasına harcayacağına 10 bin lira dosya parasını ödeyerek bu işi çözerler.” diye konuştu.
SİYANÜR'ÜN İNSAN SAĞLIĞINA ETKİSİNİN GERİ DÖNÜŞÜ YOK
Altın işletmeciliğinde ayrıştırma için kullanılan siyanürün çevreye verdiği zararın geri dönüşü olmayacağını söyleyen Ercan “Siyanür denetiminin üstünden durulması gerekiyor. Esas konu bu maden işletmesi alındığında izabet tesisleri kurulup taştan çıkartılacak. İzabet tesisleri sırasında ham'dan altının ayrılması için işlem yapılacak ve o işlem de siyanürle yapılacak. Bu siyanürün insan sağlığına çok büyük zararı var. Sağlık yönünden geriye dönüşü olmayacak tahribatları var. Murat Dağı çayının başlangıcı olan bölgede ve o köylerde bir çok sular var. Yer altı sularına karışır. Yağmur suyuna karışır. Havuzlar yapılacak mutlaka siyanürlü suların toplandığı. Bir takım önlemler alınmaya çalışacak. Fakat bu havuzlarda olan sular buharlaşıp atmosfere karışacak. Yağmurla yine toprağa inecek. Toprağı zehirleycek Topraktaki siyanürlü ot hayvanlara geçicek etine sütüne geçecek. İçme sularına karışacak. Bunlara karıştıktan sonra toprağa kalıcı zararlar bırakacak. Bunları kim nasıl denetleyecek.” dedi.
YETERLİ ÖNLEMLER ALINMALI
Denetlemelerin düzenli yapılması halinde işletmelerin hiçbir zararı olmadığını söyleyen Ercan “Türkiye'de doğal yeraltından sunulmuş madenlerin işletilmesi gerekir. Çünkü milli servettir. İşletilmesine karşı değilim bütün mesele ekolojik yönden, çevresel yönden yeterli önlemler alınabiliyor mu asıl soru budur. Yeterliliği denetleyecek bilgi birikimi yüksek çevre mühendisliklerinde ve bakanlıklarda deneyimli personel var mı yok mu?
Bir çevresel ve ekolojik yönden yeterli önlemlerin aldırılması bu konuda yeterli denetlemeleri yapılması, denetlemeyi yapacak kişinin yeterli teknik bilgiye sahip olması önemli. Ben daha böyle bir şey görmedim tecrübeli arkadaşlar denetlemeyi sağlıklı bir şekilde yaparlara ama maalesef bakanlıklarda deneyimli insanlar çevre müdürlüklerinde deneyimli insan yok.” ifadesini kullandı.
KARŞI ÇIKAN KÖYLÜLER İŞ İÇİN SIRAYA GİRERLER
Vatandaşlar tarafından başlangıçta karşı çıkılan projelerin işletmeler açıldıktan sonra tam tersine döndüğünü sözlerine ekleyen Ercan “Bugün karşı çıkan köylüler yarın işletme açıldığında iş için sıraya girecekler bu iş böyledir. Yabancı ortaklı bir şirket olduğu için bizim şirketlerden daha iyid. Maaşları, sosyal hakları, çalışma saatleri, iş güvenliğine yabancı şirketler önem vermektedir.” diyerek sözlerini sonlandırdı.