EGE'YE BAKIŞ-Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğu, bugün itibariyle İzmir’e gelerek, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği İkinci Yüzyılın İktisat Kongresine katıldı. Kongre toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, önemli açıklamalarda bulundu.
ÖYLE BİR DÜZEN KURALIM Kİ…
Kongrenin önemini vurgulayarak sözlerine başlayan Kılıçdaroğlu, "Toplantıyı gerçekleştiren Büyükşehir Belediye başkanımıza yürekten tebrik ediyorum. 2'nci Yüzyılı birlikte inşa edeceğiz. İşimiz kolay olduğunu kimse düşünmesin. Ancak 1'nci kongrede de o dönemin liderleri işlerinin kolay olmadığını biliyordu. Güzel, yaşanabilir, barış içinde, kalkınan ve büyüyen, bölgesinde saygınlığı olan bir Türkiye hepimizin hayalindeki bir Türkiye vardı. Zor zamanlardan geçtiğimiz farkındayım. Atatürk'ü iki temel ilke ile anarım. İzmir'de 100 yıl önce yapılan kongrede Atatürk 'Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun iktisat zaferleri ile taçlandırılmazsa kalıcılığı sağlanamaz' der. Bugüne kadar büyük sıkıntılar çektiğinizi biliyorum. Zaman zaman büyük krizler 100 yıl içinde çıktığını biliyoruz. Ancak öyle bir düzen kuralım ki kim iktidara gelirse gelsin bu tür sorunlarla karşı karşıya kalmasın.”
BİRİNCİ AYAK : GÜÇLÜ BİR DEMOKRASİ
Altılı liderin toplanmasındaki asıl amacın demokrasi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Güçlü bir demokrasi, güçlü bir parlamenter sistem. 6 lideri bir araya getiren temel felsefenin özü demokrasi. Demokrasinin gelişmediği hiçbir ülke gelişmemiştir. Dünyaya baktığınızda kişi başına düşen gelirin en yüksek olduğu ülkelerin tamamında güzel bir demokrasi vardır. Demokrasi denilen konuda her gücün denetlenebilmesi gerekir. Bunu mutlaka hayata geçirmek gerekiyor. Siyaset kurumunu mutlaka halkına hesap vermeli. Eğer hesap veremiyorsa orada demokrasi yoktur. Güçlendirilmiş parlamentoyu vaat ederken dedik ki ulusal vergi konseyi kuracağız. Toplanan vergilerin nereye harcandığını her yıl konsey toplayarak rapora bağlayacak ve resmi gazete yayımlanacak. Sağlıklı işleyen demokrasilerde siyaset kurumunun lekelenmemesi, temiz kalması lazım. Siyasi etik kanunun çıkaracağız diye 6 lider olarak imza attık. TBMM'de plan ve bütçe komisyonu dışında bir de kesin hesap komisyonu kuracağız. Kesin hesap komisyonu başkanı ana muhalefet partisinden olacak. Sayıştay'ın raporları Allah nasip ederse bizim iktidarımızda asla makaslanmayacak. Raporların tamamı TBMM'ye gelecek.”şeklinde konuştu.
İKİNCİ AYAK: HER ALANDA ÜRETEN BİR TÜRKİYE
Türkiye’de üretime dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “İkinci hedefimiz, üreten bir Türkiye olmak. Türkiye'nin üretmesi lazım. Her alanda üreten bir Türkiye. Sanayiden tarıma, kültürden başlayarak hayatın her alanında üreten bir Türkiye. Üreten Türkiye güçlü Türkiye'dir. Herkes üretecek, herkes üretim zincirinin halkası olacak. Herkesin ürettiği Türkiye güçlü bir ülkedir. 21'nci yüzyıldayız. Neyi nasıl üreteceğimizi çok iyi bilmek zorundayız. İnsanoğlu tekerleği 1 milyon yılda keşfetti ancak şimdi her saniyede bir keşif var. 21'nci yüz yüzyılın ekonomi arık bilgi ekonomisidir. Bilgiyi nerede üreteceğiz? Üniversitelerde… Bu nedenle bizim iktidarımız, üniversitelerde her türlü düşünce özgürce tartışılacak. Kimse farklı düşündü diye üniversitelerden atılmayacak. Benim en önemli teknoloji üniversitesine gidişim eleştirildi. Orada çalışan hocaları tekrar ülkemize getirmek zorundayız. Katma değeri yüksek bilgi üretmeyen ülke gelişemez. Millet İttifakı iktidarında göreceksiniz, biz başkalarını pazarı değil,üreten ve dünyaya mal ihraç eden bir ülke olacağız." Açıklamasında buldundu.
ÜÇÜNCÜ AYAK: SOSYAL DEVLET
Sosyal devletin önemine vurgu yapan CHP Lideri, "Üçüncü ayak, sosyal bir devlet. Güçlü bir sosyal devlet inşa edeceğiz. Güçlü bir sosyal devlet inşa edemezseniz, istediğiniz kadar üretin ancak hakça bölüşmezseniz orada huzur olmaz. Orada bereket de olmaz. Huzurun olması yaratılan kaynağın hakça paylaşılması ile olur. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği güzel bir memleketi birlikte inşa edeceğiz. Herkesin kendini devletin gölgesinde güvende hissettiği bir Türkiye inşa etmeliyiz. Son 5-6 yılda alt gelirden bir avuç insana gelir aktarıldı. Bunu düzeltmek bize nasip olacak. Her bir ailenin ve bireyin sosyal güvencesi olacak. Bunu yaparken asla ama asla bireyi ifşa etmeyeceğiz.”şeklinde vurguladı.
DÖRDÜNCÜ AYAK: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Sürdürebilirliğin altını çizerek değişime ayak uyduran bir Türkiye inşa etmek istediklerini belirten Kıılıçdaroğlu, "Dördüncü ayağımız sürdürülebilirlik. Dünya hızlı gelişiyor, bilim ve teknolojide hızla değişimler oluyor. Sürdürülebilirliğin kilit durumu devlette birikimli insanlardır. Değişme ayak mı uyduracağız yoksa öncülük mü yapacağız? Biz ayak uydurmak istemiyoruz. Biz yapalım onlar bize uysunlar. Değişime atılıma öncülük yapan bir Türkiye'yi inşa etmek istiyoruz. Sürdürülebilirliğin temel anahtarlarından biri eğitimdir. Eğitimin yeniliğe açık olması, merak duygusunu büyütmesi gerekir. Merak duygusunu büyütebiliyorsanız, çocuk yaşamı sorgulama yeteneğine konuşabiliyorsa Türkiye hızla büyümenin önünü açmış olur. Eğitim sisteminde de köklü değişiklikler yapacağız. Neyi merak ediyorlarsa araştırabilecekleri, neden soruyorsun demeden nitelikli eğitim vereceğiz.”dedi.