MHP İzmir Milletvekili tamer osmanağaoğlu Büyükşehir’e muhtarlık ofisleri için yapacakları teklifi açıkladığı basın toplantısında İzmir Büyükşehir Başkanı Tunç Soyer’i eleştiri bombardımanına tuttu. Osmanağaoğlu Soyer'i, elektrik kesintileri, su zamları, gökdelen projesi ve Urla Belediye Başkanı Oğuz’un FETÖ üyeliği iddiasıyla tutuklanmasının ardından yaptığı ‘kayyum çıkışı’ üzerinden sert bir dille eleştirdi.
Hande Turan- Ege'ye Bakış/ Büyükşehir Belediyesi’nin gündemine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına taşıyacağı teklifi duyuran MHP MYK Üyesi İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Milliyetçi Hareket Partili Belediye Meclis Üyelerinin; muhtarlık ofislerinde kullanılan suların 7 metreküp’e kadar olan kısmının ücretsiz olmasını, kalan kısmının ise normal tarifeye göre düzenlenmesini teklif edeceklerini ifade etti. Yerel demokrasiye omuz vermek isteyen bütün üyelerden destek beklediğinin vurgusunu yaptı.
“Sosyal medya çıkışı”
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada büyük ilgi çeken Tunç Soper'in İZBAN'daki fotoğrafı hakkında konuşan Osmanağaoğlu, “Halkçı siyaset martavallarıyla işbaşı yapıp; halkçılığını metroda verdiği düzmece pozlara indirgeyenlerin bu teklifimize karşı ne yapacağı da bizim açımızdan merak konusudur. Milletin hâdimi olmak yerine sosyal medya fenomeni olmayı tercih eden Tunç Soyer’e; bu yeni kariyerinde başarılar dilemekle birlikte, işgal ettiği makamın hakkını vermek için de bir şeyler yapmasını tavsiye ediyoruz.” şeklinde konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'i İZBAN'daki fotoğrafı üzerine eleştiri yağmuruna tutan Osmanağaoğlu, ''Çiçeği burnunda twitter trolü ve boş metro vagonunun ayakta giden yolcusu Tunç Bey; internet üzerinden alacağı retweet ve beğeniler üzerine bir başarı hikâyesi inşa edebileceğini düşünmektedir. Fakat bir siyasetçi için esas ölçü birimi halkın beğenisini kazanmaktır. Kendisi ise bu beğenilere mazhar olmaktan hayli uzaktır.” diye konuştu.
“Yontma Taş Devri benzetmesi”
Geçtiğimiz ayın son günlerinde yaşanan elektrik ve su kesintileri üzerine Soyer'i eleştriri bombardımanına tutan Osmanağaoğlu, '' Kısacası İzmir’de “Tunç Devri” başlamış ama İzmirli adeta yontma taş devrine mahkûm edilmiştir. Fakat şehrimizin Tunç Devri sadece kesintileriyle değil; aynı zamanda zamlarıyla da meşhur bir çağ olmuştur. 2020 yılını, suya gelen yüzde 15 zamla karşılayan İzmirliler; neredeyse su kesintilerine şükredecek noktaya gelmiştir. İzmirli hemşerilerimiz suya kavuşamamakta ama biraz olsun tasarruf edebildikleri için kendilerini şanslı hissetmektedir. Tunç Soyer ve gözü dönmüş yönetiminin faturalar üzerinden şehrimizden topladığı haraç; artık bu şehrin belini bükmeye başlamıştır.'' diye konuştu.
“Terör destekçiliğine demokrasi kılıfı geçirmeye çalışıyor”
Urla Belediye Başkanı CHP’li Burak Oğuz’un FETÖ (Fettullahçı Terör Örgütü) üyesi olduğu iddiasıyla tutuklanmasına da değinen Osmanağaoğlu, “Tunç Soyer’in canla başla uğraştığı bir başka meşguliyet de FETÖ’nün yöneticisi olduğu yönünde kuvvetli ve somut deliller bulunan Urla eski Belediye Başkanı Burak Oğuz’a sahip çıkmaktır. İçişleri Bakanlığı’mızın kanuni olarak üzerine düşeni yapması ve ilçe kaymakamını kayyum olarak ataması sebebiyle; Tunç Soyer isyan bayrağı açmıştır. Belediye Meclisi’nden birinin Belediye Başkanı yetkilerini üstleneceğini ve kendilerinin de onu meşru başkan olarak kabul edeceklerini beyan etmiştir. Bu sözler; apaçık bir şekilde kanuna karşı çıkmaktır. Bu; aleni bir kalkışma provasıdır. Kendisi FETÖ imamlarıyla birçok görüşmesi olduğu basına yansıyan ve tutuklanarak cezaevine koyulan Burak Oğuz’u ziyaret ederek destek mesajları da vermiştir. PKK’ya destek veren belediye başkanlarının yerine kayyum atanınca da aynı tepkileri veren Tunç Soyer; terör destekçiliğine demokrasi kılıfı geçirmeye çalışmaktadır. Fakat mızrak çuvala sığmamaktadır.” ifadelerini kullandı.
MHP MYK Üyesi İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:
“Tunç Soyer er ya da geç bu milletin önünde hesap verecektir. Ancak Tunç Soyer; tam aksine benden hesap soracağına dair gazetecilere beyanat vermiştir. “Hukuki olarak hakkımızı arayacağız. Bu kadar ağır saldırıların, bu kadar hakaretin hesabını soracağız” diyerek; bana karşı takınacağı tutumu tarif etmiştir. Eğer hesap sormaktan muradı; mahkemelere başvurmak ise kendisine kötü bir haberim olacaktır. Artık işkenceci babasının savcılık yaptığı düzmece 12 Eylül mahkemeleri kalmamıştır. O adalet katilleri; tarihin çöplüğüne gömülmüştür. Bağımsız Türk yargısının vereceği bütün kararlar da daima başımızın tacıdır. En yakın zamanda Tunç Soyer’in gerekeni yapması konusunda ısrar ediyor ve kendisiyle mahkemede hesaplaşacağımız günü iple çekiyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyor; hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum”