Mert DELEN/Ege'ye Bakış- İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İzmir’de esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nde (İESOB), esnaf ve iş dünyasından isimlerle bir araya geldi. Çok sayıda katılımın gerçekleştiği toplantıda İYİ Parti lideri, esnafın yaşadığı sıkıntılara dair açıklamalarda bulundu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İESOB Başkanı Zekeriya Mutlu, esnafın ortak sorunlarına, döviz, kur ve enflasyondaki dalgalanmaya ve zamlara vurgu yaptı. Mutlu, Akşener’e hitaben “Biz esnaflar alın terini bilim ve teknoloji ile yoğurarak hizmete sunan insanlarız. 128 meslek odası, 300 bin üyesi ile Bergama, Ödemiş, Tire gibi ilçelerimizde en az 10’ar diğer ilçelerde en az iki odamızla hizmet ediyoruz. Sayın genel başkanım, her İzmir ziyaretinizde esnafı ziyaret edip onların sorunlarıyla ilgilenmeniz bizim için çok kıymetli. İnanın bir beldede, ilçede durumu öğrenmek için bir bölgedeki dükkana girerseniz o bölgedeki idareyi, kamuyu öğrenirsiniz. Bugüne kadar hep esnaf ziyaretinde bulundunuz; bunu niçin yaptığınızı anlıyoruz. Esnaf hayatın özeti gibidir. Bir berber bir taksi özet gibidir. Size her şeyi özetler. Esnaf ekonominin çimentosudur, taşıdır. Bir insanın hayatının her kesiminde esnaf vardır.” dedi.
Mutlu ayrıca pandemi döneminde esnafın yaşadığı sıkıntılara da değindi. “Esnaf ve sanatkarlar çok mağdur olduk, üzüldük, zorlu günler geçirdik. Hiç hesapta olmayan bir şey ailelerin, ülkelerin başına gelebilir ama en çok sıkıntıyı biz çektik. İki şey bizi çok üzdü; ilki pandemiye sebep gösterilmemiz. Virüsün kafe, lokanta gibi yerlerden bulaşılıyormuş gibi gösterilmesi. Biz tedbirlerimizi almaya çalıştık ama kongrelerde, toplantılarda bizden kat be kat insana hizmet sunuldu. İkincisi, pandemide alınan tedbir ve kısıtlamalar adil olmadı. Biz kapalıydık, AVM’ler açık kaldı. Minibüsçülere kapasiteden 10 kişi, yüzde 50 kişi git gel denildi. Türk Havayolları’nda 1,5 metreye üç kişi oturtuldu. Daha henüz sorunları atlatamamışken bir de deprem ve tsunami felaketi ile karşı karşıya geldik. Her şeyin daha iyi olacağını ümit ederken faiz, enflasyon ve kur karşımıza çıktı. Yazı yazacak kağıt bile bulamadık, el vicdan… Yarın ne olacağını bilmiyoruz…” ifadelerini kullandı.
“Biz Bu Sistemi Yıkmak İçin Yola Çıktık”
Zekeriya Mutlu’dan sonra kürsüye çıkan İYİ Parti lideri Meral Akşener, “Çok uzun zamandır kutuplaşma siyaseti üzerinden bir dil gelişti. ‘Şapkamı assam kazanırım’ siyasetini de Türkiye’ye bu dil getirdi. Bir rahatlık oluştu Türkiye’de… Ben bu rahatı bozmak için yola çıktım arkadaşlar. Birilerinin bunlara ‘Dur!’ demesi gerekiyordu. Allah şahit, yola çıkış nedenim budur. Bir şey söyleseniz envai çeşit terör örgütüne mensup gösteriliyorsunuz. Biz bunu bozmak için yola çıktık. Her seferinde ‘seçmenin çırak çıktığı, siyasetçinin de gayretsiz oy aldığı’ bu sistemi yıkmamız lazım dedim.” ifadelerini kullandı.
Esnaf Gezileri
Türkiye’deki muhalif ya da iktidar yanlısı olduğunu gözetmeksizin esnafın derdini dinlediğini belirten Akşener, “İster muhalif kafada olsun ister Ak partiyi destekleyen esnaf olsun, hayırlı işler diye girdim içeri. İşler nasıl? diye sordum, ‘Derdiniz var mı?’ diye sordum. Çünkü siyaset şudur: Bir seçim oluyor, seçmen karar veriyor. Bir ya da birden fazla partiye iktidar, diğerine muhalefet görevi veriyor. Muhalefet sizin eleştirilerinizi alacak iktidara götürecek ki hizmet edebilsin. Bunun adı hizmette rekabettir. Siyasetin anlamı sizin sesiniz olmaktır. Sizin sesiniz olduğunda iktidar bu sesi duyduğu için hizmet yerine getirir.” şeklinde konuştu.
Pandemi Dönemi Çıkmazı
Pandemi döneminde esnafın çıkmaza girdiğini, alım gücünün kalmadığını söyleyen Akşener, “Pandemide gezmeye başladık. Hakikaten ciğerimiz delindi. Kahveci esnafının, lokantanın, kafenin derdini anlatmak mümkün değil… İnanılmaz bir dönem geçirdik. Çok rasyonel, çok akılcı ve vicdanlı talepleriniz oldu. O taleplerin tamamını ilettik. Biz her geziden sonra sizlerin taleplerinizi ilettik. İnsan çalıştırmayı, istihdam yaratmayı seviyorsunuz. Ancak pandemi döneminde, ‘Abla çok zor, işten adam çıkarmak zorundayız. Söyle, sigortasını almasınlar’ dediniz, çok haklı bir talep. ‘Bu ağaların dikkatini çekebilir miyiz?’ dediniz, her birinizi Meclis’in kürsüsünde konuşturdum.” dedi.
“Bizi Yönetenlerin Çok Acımasız Bir Yüzünü Gördüm”
Akşener, iktidarın vatandaşların hayatlarıyla oynadığını belirterek, “Ama sonra çok acı çektiğimiz günler oldu… İşsiz bir genç çıktı, yurt dışına gitmiş. Bizi yönetenlerin çok acımasız bir yüzünü gördüm o an… Gencecik bir çocuk… Aramışlar, bulmuşlar, iş beğenmediğini ifade edebilmek için o çocuğun sosyal medyasını ortaya koyup, o gencin her şeyiyle oynadılar. O gün bir yemin ettim, bu acımasız tavra karşı sesi çıkmayanların sesi olmak, o güçlünün, bugün güç sahibi olmuşların elindeki sopanın başına indiği fakir fukaranın sesi olmak için yemin ettim. Çalışmalarımızın merkezinde ‘esnaf’ diye başladık, devam ediyoruz. Ancak asıl olan sizin müşterilerinize gösterdiğiniz o nezaketi seçmene gösterebilme kararlılığı…” diye konuştu.
“Allah Rızası İçin Sizden Rica Ediyorum”
Seçim zamanı geldiğinde siyasi partiler gibi bizimkiler de gelecek, o başka bir şey. Allah rızası için sizden rica ediyorum: O siyasetçinin sizden oy alabilmesi için seçmenin velinimet olduğunu sağlayın. Üst perdeden, korkutarak davrananların cezasını da bizzat sandıkta oylarınızla vereceksiniz. O oyu hak ediyorsak bize gelsin, hak etmiyorsak vermeyin. Ancak sizin velinimet olduğunuzu bütün siyasetçilere gösterme mecburiyetiniz var. Aksi takdirde çırak çıkmaya devam ediyorsunuz.
“Yazıktır, Günahtır”
İYİ Parti lideri Akşener gezileri sırasında kendisini derinden etkilediğini söylediği bir olayı aktardı: Gezilerim sırasında bir hanımefendi ile tanıştım. Benim yaşlarımda… Ev kendinin, yanında üç torunu var… Bin 900 lira emekli maaşı alıyor. Üç çocuk, ‘Babaanne köfte koktu’ demişler. O kadın benden kendine değil, torunlarına köfte istedi… 75 yaşlarında bir hanımefendi eğildi kulağıma, 15 gündür yemek pişiremediğini söyledi. Çoğu anneanne, babaannenin yanında torunlar var. Çoğu insan işsiz, o evlerin içinde aç… Aramış o hanım, 75 yaşındaki ablamız, ‘Kıyma kavurdum, yemek ettim. Kalan yağını çorba ettim. Etin tadını, kokusunu unutmuşuz’ dedi… Türkiye’nin hali bu… Siz dolarla top oynarken, etin tadını unutan bir milletten bahsediyorum. Köfte yemesin de bilmem ne yesin diyemezsiniz. Bu milletin anlayışı açı yedirmek, çıplağı giydirmek üzeredir. Siz 500 milyon dolarlık uçaklarla gezeceksiniz, çocuk çıkıp ‘Ben 92 puanla atanamadım’ diyecek. Yazıktır, günahtır.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, sözlerine şu şekilde son verdi: Sizin sesiniz olmak, derdinizle dertlenmek gibi bir misyon üzerimize aldık. İnşallah bundan sonraki süreçte de bu turu bitirmeyeceğim, sizin sesiniz olmaya devam edeceğim.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İESOB Başkanı Zekeriya Mutlu, esnafın ortak sorunlarına, döviz, kur ve enflasyondaki dalgalanmaya ve zamlara vurgu yaptı. Mutlu, Akşener’e hitaben “Biz esnaflar alın terini bilim ve teknoloji ile yoğurarak hizmete sunan insanlarız. 128 meslek odası, 300 bin üyesi ile Bergama, Ödemiş, Tire gibi ilçelerimizde en az 10’ar diğer ilçelerde en az iki odamızla hizmet ediyoruz. Sayın genel başkanım, her İzmir ziyaretinizde esnafı ziyaret edip onların sorunlarıyla ilgilenmeniz bizim için çok kıymetli. İnanın bir beldede, ilçede durumu öğrenmek için bir bölgedeki dükkana girerseniz o bölgedeki idareyi, kamuyu öğrenirsiniz. Bugüne kadar hep esnaf ziyaretinde bulundunuz; bunu niçin yaptığınızı anlıyoruz. Esnaf hayatın özeti gibidir. Bir berber bir taksi özet gibidir. Size her şeyi özetler. Esnaf ekonominin çimentosudur, taşıdır. Bir insanın hayatının her kesiminde esnaf vardır.” dedi.
Mutlu ayrıca pandemi döneminde esnafın yaşadığı sıkıntılara da değindi. “Esnaf ve sanatkarlar çok mağdur olduk, üzüldük, zorlu günler geçirdik. Hiç hesapta olmayan bir şey ailelerin, ülkelerin başına gelebilir ama en çok sıkıntıyı biz çektik. İki şey bizi çok üzdü; ilki pandemiye sebep gösterilmemiz. Virüsün kafe, lokanta gibi yerlerden bulaşılıyormuş gibi gösterilmesi. Biz tedbirlerimizi almaya çalıştık ama kongrelerde, toplantılarda bizden kat be kat insana hizmet sunuldu. İkincisi, pandemide alınan tedbir ve kısıtlamalar adil olmadı. Biz kapalıydık, AVM’ler açık kaldı. Minibüsçülere kapasiteden 10 kişi, yüzde 50 kişi git gel denildi. Türk Havayolları’nda 1,5 metreye üç kişi oturtuldu. Daha henüz sorunları atlatamamışken bir de deprem ve tsunami felaketi ile karşı karşıya geldik. Her şeyin daha iyi olacağını ümit ederken faiz, enflasyon ve kur karşımıza çıktı. Yazı yazacak kağıt bile bulamadık, el vicdan… Yarın ne olacağını bilmiyoruz…” ifadelerini kullandı.
“Biz Bu Sistemi Yıkmak İçin Yola Çıktık”
Zekeriya Mutlu’dan sonra kürsüye çıkan İYİ Parti lideri Meral Akşener, “Çok uzun zamandır kutuplaşma siyaseti üzerinden bir dil gelişti. ‘Şapkamı assam kazanırım’ siyasetini de Türkiye’ye bu dil getirdi. Bir rahatlık oluştu Türkiye’de… Ben bu rahatı bozmak için yola çıktım arkadaşlar. Birilerinin bunlara ‘Dur!’ demesi gerekiyordu. Allah şahit, yola çıkış nedenim budur. Bir şey söyleseniz envai çeşit terör örgütüne mensup gösteriliyorsunuz. Biz bunu bozmak için yola çıktık. Her seferinde ‘seçmenin çırak çıktığı, siyasetçinin de gayretsiz oy aldığı’ bu sistemi yıkmamız lazım dedim.” ifadelerini kullandı.
Esnaf Gezileri
Türkiye’deki muhalif ya da iktidar yanlısı olduğunu gözetmeksizin esnafın derdini dinlediğini belirten Akşener, “İster muhalif kafada olsun ister Ak partiyi destekleyen esnaf olsun, hayırlı işler diye girdim içeri. İşler nasıl? diye sordum, ‘Derdiniz var mı?’ diye sordum. Çünkü siyaset şudur: Bir seçim oluyor, seçmen karar veriyor. Bir ya da birden fazla partiye iktidar, diğerine muhalefet görevi veriyor. Muhalefet sizin eleştirilerinizi alacak iktidara götürecek ki hizmet edebilsin. Bunun adı hizmette rekabettir. Siyasetin anlamı sizin sesiniz olmaktır. Sizin sesiniz olduğunda iktidar bu sesi duyduğu için hizmet yerine getirir.” şeklinde konuştu.
Pandemi Dönemi Çıkmazı
Pandemi döneminde esnafın çıkmaza girdiğini, alım gücünün kalmadığını söyleyen Akşener, “Pandemide gezmeye başladık. Hakikaten ciğerimiz delindi. Kahveci esnafının, lokantanın, kafenin derdini anlatmak mümkün değil… İnanılmaz bir dönem geçirdik. Çok rasyonel, çok akılcı ve vicdanlı talepleriniz oldu. O taleplerin tamamını ilettik. Biz her geziden sonra sizlerin taleplerinizi ilettik. İnsan çalıştırmayı, istihdam yaratmayı seviyorsunuz. Ancak pandemi döneminde, ‘Abla çok zor, işten adam çıkarmak zorundayız. Söyle, sigortasını almasınlar’ dediniz, çok haklı bir talep. ‘Bu ağaların dikkatini çekebilir miyiz?’ dediniz, her birinizi Meclis’in kürsüsünde konuşturdum.” dedi.
“Bizi Yönetenlerin Çok Acımasız Bir Yüzünü Gördüm”
Akşener, iktidarın vatandaşların hayatlarıyla oynadığını belirterek, “Ama sonra çok acı çektiğimiz günler oldu… İşsiz bir genç çıktı, yurt dışına gitmiş. Bizi yönetenlerin çok acımasız bir yüzünü gördüm o an… Gencecik bir çocuk… Aramışlar, bulmuşlar, iş beğenmediğini ifade edebilmek için o çocuğun sosyal medyasını ortaya koyup, o gencin her şeyiyle oynadılar. O gün bir yemin ettim, bu acımasız tavra karşı sesi çıkmayanların sesi olmak, o güçlünün, bugün güç sahibi olmuşların elindeki sopanın başına indiği fakir fukaranın sesi olmak için yemin ettim. Çalışmalarımızın merkezinde ‘esnaf’ diye başladık, devam ediyoruz. Ancak asıl olan sizin müşterilerinize gösterdiğiniz o nezaketi seçmene gösterebilme kararlılığı…” diye konuştu.
“Allah Rızası İçin Sizden Rica Ediyorum”
Seçim zamanı geldiğinde siyasi partiler gibi bizimkiler de gelecek, o başka bir şey. Allah rızası için sizden rica ediyorum: O siyasetçinin sizden oy alabilmesi için seçmenin velinimet olduğunu sağlayın. Üst perdeden, korkutarak davrananların cezasını da bizzat sandıkta oylarınızla vereceksiniz. O oyu hak ediyorsak bize gelsin, hak etmiyorsak vermeyin. Ancak sizin velinimet olduğunuzu bütün siyasetçilere gösterme mecburiyetiniz var. Aksi takdirde çırak çıkmaya devam ediyorsunuz.
“Yazıktır, Günahtır”
İYİ Parti lideri Akşener gezileri sırasında kendisini derinden etkilediğini söylediği bir olayı aktardı: Gezilerim sırasında bir hanımefendi ile tanıştım. Benim yaşlarımda… Ev kendinin, yanında üç torunu var… Bin 900 lira emekli maaşı alıyor. Üç çocuk, ‘Babaanne köfte koktu’ demişler. O kadın benden kendine değil, torunlarına köfte istedi… 75 yaşlarında bir hanımefendi eğildi kulağıma, 15 gündür yemek pişiremediğini söyledi. Çoğu anneanne, babaannenin yanında torunlar var. Çoğu insan işsiz, o evlerin içinde aç… Aramış o hanım, 75 yaşındaki ablamız, ‘Kıyma kavurdum, yemek ettim. Kalan yağını çorba ettim. Etin tadını, kokusunu unutmuşuz’ dedi… Türkiye’nin hali bu… Siz dolarla top oynarken, etin tadını unutan bir milletten bahsediyorum. Köfte yemesin de bilmem ne yesin diyemezsiniz. Bu milletin anlayışı açı yedirmek, çıplağı giydirmek üzeredir. Siz 500 milyon dolarlık uçaklarla gezeceksiniz, çocuk çıkıp ‘Ben 92 puanla atanamadım’ diyecek. Yazıktır, günahtır.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, sözlerine şu şekilde son verdi: Sizin sesiniz olmak, derdinizle dertlenmek gibi bir misyon üzerimize aldık. İnşallah bundan sonraki süreçte de bu turu bitirmeyeceğim, sizin sesiniz olmaya devam edeceğim.