İzmir Büyükşehir Belediyesi, ESHOT ve İZSU genel müdürlüklerinde görevli kamu emekçileri ve bu işyerlerinde örgütlü Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) İzmir Şubesi ile İzBB arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması sonrasında başlatılan eylemler hız kesmeden devam ediyor.
Tugay’ın sosyal denge tazminatı ile ilgili yasal sınırı önermesi üzerine İzmir Büyükşehir’de örgütlü kamu sendikaları bugün ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.
Büyükşehir Belediyesi birimlerinin bulunduğu Kültürpark önünde bir araya gelen kamu emekçileri, iş bırakarak Başkan Tugay’ın çalışma ofisinin de olduğu İzmir Sanat’a yürüdü. Yürüyüş sırasında da ellerinde bordroları sallayan kamu emekçileri, attıkları sloganlarla Başkan Tugay’a sosyal denge tazminatı ile ilgili kararından vazgeçme çağrısında bulundu.
‘Bize ekmek yoksa size huzur yok’ sloganı atan işçiler ellerindeki maaş bordrolarını Başkan Tugay’ın çalışma ofisinin önünde yaktı.
Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“İzmir Büyükşehir Belediye yönetimi Kurban Bayramından önce belediye emekçilerinin yıllardır bedeller ödeyerek, mücadele ederek elde ettiği toplu sözleşme kazanımlarını hukuksuz bir şekilde gasp ederek iş barışını tek taraflı olarak bozmuştur. Seçimlerden önce memurlara, ‘mevcut durumdan daha ileri sözleşmeler imzalayacağız’ sözünü unutan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, memurunun sosyal denge tazminatının yarısına el koyarak, Ramazan Bayramı, 1 Mayıs ve Kurban Bayramı ikramiyelerini ödemeyerek, bayramı belediye emekçilerine zehretmiştir.Son yapılan yerel seçimlerde haktan, hukuktan, adaletten, demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden bahsederek ve insanca yaşanacak bir ülke için politikalar geliştireceğini söyleyerek halktan oy isteyen CHP’li belediye başkanları belediyelerin yüzde 65 ini kazanmış ve partilerinin ilk seçimlerde iktidar olacağını beyan etmişlerdir.İzmir Büyükşehir ve 28 ilçe belediyesini kazanan CHP’li belediye başkanlarının ilk icraatları emekçilerin kazanılmış haklarına el koymak olmuştur. Seçim süresince dillerinden düşürmedikleri demokrasi ve özgürlük kavramlarını yeni bir seçime kadar bir kenara attıkları görülmektedir. Sendikal hakkını, anayasa hakkını ve demokratik haklarını kullanarak bu hukuksuzluğa tepki gösteren belediye emekçilerine soruşturma baskısı yapılarak en temel haklarımızın kullanılması engellenmek isteniyor. Hukuki bir belge olan toplu sözleşme metninin 6. ve 8. maddelerinde yeni toplu sözleşme imzalanana kadar mevcut ödemelerin devam edeceği belirtilmesine ve Büyükşehir Belediyesinde örgütlü tüm sendikaların itirazına rağmen sosyal denge tazminatının yarısına hukuksuzca el konulmuştur. Tepkilerini dile getiren belediye emekçilerinin karşısına güvenlik güçleri çağrılarak biber gazı sıktırılmıştır.CHP İzmir İl Başkanlığı ile sendikalar arasında yapılan görüşmede, konuyla İlgili CHP Genel Merkezi tarafından çalışma yapıldığı bildirilmiştir. İzmir'de anan hukuksuzluk CHP Genel Merkezinin bilgisi ve onayı ile yapıldığı yaşanan anlaşılmaktadır. Bu durumumun siyasal sorumluluğu ve doğuracağı sonuçlar CHP'nin hanesine emekçiler tarafından not edilecektir.Belediye başkanlarına, CHP İzmir İl yöneticilerine, Meclis Başkan Vekiline, Başkan Vekiline, Başkan Danışmanlarına ve belediye bürokratlarına konuyu tüm boyutları ile anlattık. Yapılan Toplu Sözleşmelerin hukuki temelini, Uluslararası ILO 87, 98 ve 151 sayılı sözleşmeleri, Avrupa Konseyinin Avrupa Sosyal Şart ve Avrupa Birliğinin Temel Haklar Şartı ile İLO Uzmanlar Komisyonu ve Sosyal Haklar Avrupa Komitesinin Kararları oluşturduğunu ve bu sözleşmeler ile ilgili geniş bir dosya sunduk.Anayasanın 90/5. maddesine göre; "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık İddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler İçermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır denilmiştir.Yukarıda belirtilen ve onaylanan 98 sayılı ILO sözleşmesi iç hukukumuzla bütünleşerek bağlayıcılık kazanmıştır, dolayısıyla kamu emekçilerinin toplu sözleşme yapma hakları vardır ve bunda da ücret konusunda herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Anayasa'nın 90. maddesi mevcut iken kanunla getirilmiş bir sınırın, uluslararası sözleşme hükümlerine aykırı şekilde yorumlanamayacağı, kanun hükmünün uluslararası sözleşme hükmüne üstün tutulamayacağı açıktır. AİHM, sosyal denge tazminatı sözleşmelerini, Toplu Sözleşme olarak değerlendirmektedir. Şu durumda buna aykırı kanun hükümlerinin, uluslararası sözleşme hükümlerine uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Mevzuatın buna uygun hale getirilmemiş olmasının sorumluluğu da kamu idarecilerinde ve yasa koyuculardadır. Bunun sağlanmamış olması, uluslararası sözleşmeleri geçersiz hale getirmeyecektir. İç hukuk düzenlemesi ile uluslararası sözleşmenin çeliştiği her durumda uluslararası sözleşme hükümlerinin uygulanması, anayasa md. 90/5 gereğince tüm kurumlar için bir zorunluluktur. Tüm kişi ve kurumlar, anayasal düzenlemelere uymakla yükümlüdür. AİHM kararları, yine Anayasa'nın 90. maddesi hükmüne göre uygulanması zorunlu olan kararlardandır.Kamu çalışanları ve onların sendikaları yasaları, yasakları, hak gasplarını örgütlü mücadelesi ile aşmayı başarmıştır. Emekçilerin sendikal mücadelesinde elini taşın altına koyarak haklar ve özgürlüklerden yana tavır gösteren CHP’li belediye başkanları ve siyasetçilerin katkıları ile kazanılan haklar, maalesef AKP’nin toplu sözleşme hakkına müdahale ederek koyduğu sınırlar, kısıtlamalar ve yasakların arkasına saklanan yine CHP'li belediye başkanları tarafından, kazanılmış hakların gasp edilmesi yaman bir çelişkidir.Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, emekçilerin ekmeğinden alinizi çekin, gasp ettiğiniz sosyal denge hakkımızı ve ödemediğiniz ikramiyelerimizi derhal ödeyin ve toplu sözleşme masasını hemen kurun. Belediyelerde örgütlü tüm sendikalar gasp ettiğiniz haklarımız ödenene ve toplu sözleşme masası kurulana kadar mücadeleyi sürdürmekte kararlıdır.”