Murat Dağı'nda açılması planlanan altın ve gümüş madenine ÇED olumlu raporu çıkmasına tepkiler büyürken çevre köylerdeki vatandaşlar da madene karşı tepkili. köylüler yaşam alanlarını bitirecek madeni istemediklerini belirtiyor.
Ege Bölgesi'nin en yüksek zirvesi ve en önemli su kaynağı olan Murat Dağı'ndaki Kütahya’nın Gediz İlçesi’ne bağlı Karaağaç Köyü’nde çıkarılması planlanan altın-gümüş madeni için 8 Mayıs tarihinde “ÇED olumlu” kararı verilmesine tepkiler büyüyor. Murat Dağı'nda işletilecek altın madeninin 15 milyon insanın hayatını olumsuz etkileyeceği ve Ege'nin önemli ovaları Gediz ve Menderes ovalarındaki tarım faaliyetlerini durma noktasına getireceği iddia ediliyor. Ayrıca maden çalışmalarının başta Uşak ve Gediz olmak üzere Kütahya'nın da su kaynaklarını içilemez hale sokulacağı öne sürülmekte.

Maden için verilen ÇED olumlu kararına karşı çok sayıda STK ve vatandaş dava açarken, Uşak ve Gediz belediyeleri de kararı yargıya taşıyanlar arasında. Madenden en çok etkilenecek murat dağı köylüleri ise yaşam alanlarının madene kurban gitmesini istemiyor. Maden sahasının yer aldığı Gediz'in Karaağaç Köyü Muhtarı İbrahim Özkan, Karağaç köylüleri olarak madene karşı olduklarını vurgulayarak yürütmenin durdurulması için dava açanlar arasında olduğunu belirtti.
TEK GEÇİM KAYNAĞIMIZ
Köyün en önemli geçim kaynağının Murat Dağı'nda yer alan ormanlar olduğunu aktaran Özkan, ''Madenciler yaklaşık 12-13 yıldır bölgede. Belli vaatler vererek köy olarak madene karşı çıkmamamızı istiyorlar. Ancak biz köyümüzü ve ormanlarımızı yok edecek maden çalışmasını istemiyoruz. Geçici bir süre işe girip ardından ömür boyu topraksız ve işsiz kalmak tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bunun bilinciyle de yürütmenin durdurulması için dava açanlar arasında yer aldık. Orman elimizden giderse köy olarak bizim de yaşama şansımız kalmaz. Bu yüzden Murat Dağı'nda yapılacak maden çalışmlarına karşıyız'' dedi.
BİZ NEREYE GİDECEĞİZ?
Bölge köylerinden Uşak Banaz Comburt'lu Hüseyin Yeşilova da Çed olumlu raporuna karşı dava açtığını ifade eden vatandaşlar arasında. Hayvancılık ve tarımcılıkla geçindiğini söyleyen Yeşilova, ''Köyümüzün geçmişi 800 yıla dayanıyor. 800 yıldır hep Murat Dağı'nda yaşamışız. Bu bölgede çiftçilik ve hayvancılık yapmışız. Hala da yaparak rızkımızı çıkarıyoruz. Yaşam alanlarımız, doğamız tahrip olduktan sonra biz nereye gideceğiz? Bize kimse bunun cevabını vermiyor. Tek söyledikleri madenin para kazanacağı. Peki onlar para kazanırken, biz ne yapacağız? Doğru dürüst bir açıklama yok. Biz burada maden açılmasını istemiyoruz. Geçim kaynaklarımızın ve yaşam alanlarımızın yok olmasını, doğal güzelliklerimizin kurban edilmesine razı olmayacağız'' diye konuştu.
UŞAK'TA İŞSİZ Mİ OLALIM?

Comburt Köylü Zafer Türkmen de madene karşı olduğunu vurgulayan isimler arasında. Kardeşi ile birlikte toplam 500 dekar arazileri bulunduğunu ve arazilerde çiftçiliğin yanısıra hayvancılıkla uğraştıklarını bildiren Türkmen, bugüne kadar birebir kendilerini ilgilendirmesine rağmen CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım dışında hiç bir yetkilinin madenle ilgili görüşlerini sormadığını ve kendilerini bilgilendirmediğini açıkladı. Toplam 50 adet büyükbaş hayvanlarının olduğunu aktaran Türkmen, ''Maden başladığı anda tüm riskleri göz ardı etsek bile, çok sayıda ağır iş makinesi bölgeye girecek. Yalnız bu bile geçim kaynaklarımızı olumsuz etkilemeye yeterli. Devlet daha yeni büyük yatırımlar yaparak Küçükler Barajını inşa etti. Sulama sistemini köyümüze getirdi. Biz de bu sulama sistemini kullanarak tarımcılıkta ilerleme kaydettik. Şimdi bu maden açıldığında devletin yaptığı milyonlarca liralık yatırımı heba olacak. Sular kullanılamaz duruma gelecek. Biz o zaman hangi suyu kullanacağız? Gidelim başka iş yapalım desek, ne yapabiliriz? Uşak'a gidip orada işsiz mi olalım? Ne devletin kalkınmamız için yaptığı onca yatırım heba olsun, ne de doğamız ve yaşam alanımız yok olsun'' ifadelerini kullandı.
Ege Bölgesi'nin en yüksek zirvesi ve en önemli su kaynağı olan Murat Dağı'ndaki Kütahya’nın Gediz İlçesi’ne bağlı Karaağaç Köyü’nde çıkarılması planlanan altın-gümüş madeni için 8 Mayıs tarihinde “ÇED olumlu” kararı verilmesine tepkiler büyüyor. Murat Dağı'nda işletilecek altın madeninin 15 milyon insanın hayatını olumsuz etkileyeceği ve Ege'nin önemli ovaları Gediz ve Menderes ovalarındaki tarım faaliyetlerini durma noktasına getireceği iddia ediliyor. Ayrıca maden çalışmalarının başta Uşak ve Gediz olmak üzere Kütahya'nın da su kaynaklarını içilemez hale sokulacağı öne sürülmekte.

Maden için verilen ÇED olumlu kararına karşı çok sayıda STK ve vatandaş dava açarken, Uşak ve Gediz belediyeleri de kararı yargıya taşıyanlar arasında. Madenden en çok etkilenecek murat dağı köylüleri ise yaşam alanlarının madene kurban gitmesini istemiyor. Maden sahasının yer aldığı Gediz'in Karaağaç Köyü Muhtarı İbrahim Özkan, Karağaç köylüleri olarak madene karşı olduklarını vurgulayarak yürütmenin durdurulması için dava açanlar arasında olduğunu belirtti.
TEK GEÇİM KAYNAĞIMIZ
Köyün en önemli geçim kaynağının Murat Dağı'nda yer alan ormanlar olduğunu aktaran Özkan, ''Madenciler yaklaşık 12-13 yıldır bölgede. Belli vaatler vererek köy olarak madene karşı çıkmamamızı istiyorlar. Ancak biz köyümüzü ve ormanlarımızı yok edecek maden çalışmasını istemiyoruz. Geçici bir süre işe girip ardından ömür boyu topraksız ve işsiz kalmak tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bunun bilinciyle de yürütmenin durdurulması için dava açanlar arasında yer aldık. Orman elimizden giderse köy olarak bizim de yaşama şansımız kalmaz. Bu yüzden Murat Dağı'nda yapılacak maden çalışmlarına karşıyız'' dedi.
BİZ NEREYE GİDECEĞİZ?

UŞAK'TA İŞSİZ Mİ OLALIM?

Comburt Köylü Zafer Türkmen de madene karşı olduğunu vurgulayan isimler arasında. Kardeşi ile birlikte toplam 500 dekar arazileri bulunduğunu ve arazilerde çiftçiliğin yanısıra hayvancılıkla uğraştıklarını bildiren Türkmen, bugüne kadar birebir kendilerini ilgilendirmesine rağmen CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım dışında hiç bir yetkilinin madenle ilgili görüşlerini sormadığını ve kendilerini bilgilendirmediğini açıkladı. Toplam 50 adet büyükbaş hayvanlarının olduğunu aktaran Türkmen, ''Maden başladığı anda tüm riskleri göz ardı etsek bile, çok sayıda ağır iş makinesi bölgeye girecek. Yalnız bu bile geçim kaynaklarımızı olumsuz etkilemeye yeterli. Devlet daha yeni büyük yatırımlar yaparak Küçükler Barajını inşa etti. Sulama sistemini köyümüze getirdi. Biz de bu sulama sistemini kullanarak tarımcılıkta ilerleme kaydettik. Şimdi bu maden açıldığında devletin yaptığı milyonlarca liralık yatırımı heba olacak. Sular kullanılamaz duruma gelecek. Biz o zaman hangi suyu kullanacağız? Gidelim başka iş yapalım desek, ne yapabiliriz? Uşak'a gidip orada işsiz mi olalım? Ne devletin kalkınmamız için yaptığı onca yatırım heba olsun, ne de doğamız ve yaşam alanımız yok olsun'' ifadelerini kullandı.