CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.Sözlerinin başında devleti yönetenlerin eleştirilere tahammül etmek zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Eleştirilen bir yönetim, bir iktidar en azından eksiğinin ne olduğunun, hatasının ne olduğunu öğrenmiş olur. Eleştiren bir insanı hapse atmak çağdaş yönetimlerde söz konusu değildir. Devleti yönetenler, özel kaynakları kendi çıkarları, ailesinin çıkarları, yandaşlarının çıkarları için kullanmazlar. Çünkü bilirler ki para halk için kullanılır. Devleti yönetenler, harcadıkları her kuruşun hesabını millete vermek zorundadırlar" ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, ardından şunları söyledi:
- "Her kuruşun hesabını vermek demek, demokrasiye inanmak demektir. Her kuruşun hesabını vermek demek, insana saygı duymak gerektir. Değerli arkadaşlarım, yine çağdaş devletlerde iktidar, israftan kaçınır. Madem ki haramdır, o zaman görkemli, şatafatlı işlerden devleti yönetenler kaçınırlar. Devleti yönetenler israf batağında yüzerlerse bütün dünyada alay konusu olurlar. 13 uçağı olmaz, 13 uçak demek, milyonlarca kişinin hakkını gasp etmek demek. Devleti yönetenler kendileri, aileleri ve yakınlarıyla beraber topluma örnek olurlar. Mütevazı bir hayatları olur. Bizim temel felsefemiz budur.
- İntikam duygusuyla devlet yönetilmez. Cumartesi Anneleri, Diyarbakır'daki anneler... Nedir bu annelerin derdi? Devletin görevi bu annelerin taleplerini karşılamak. Siz Cumartesi Anneleri'ni topluyorsunuz, yargılıyorsunuz. Hangi devlet anlayışında bu vardır? Hakkı teslim etmesi gereken devlet, kişinin hakkının elinden alıyor. Hangi vicdan, hangi ahlak, hangi insanlık bunu kabul eder? Geçmişte AK Parti'ye oy veren bütün kardeşlerime, MHP'ye oy veren bütün kardeşlerime anlatıyorum. Böyle bir devlet yönetimi olmaz. Biz şiddetten kaostan uzak, huzurlu bir toplum istiyoruz.
- Yargıya müdahale ettiğiniz an devlette çürüme başlar. Vatandaş adalete güvenmemeye başlar. 'Bu mahkemenin başkanı falan partilidir' der. O nedenle yargı bağımsızlığına devleti yönetenlerin dikkat etmesi gerekir. Bir siyasi partinin genel başkanı mahkemelere hakim tayin edemez. Aksi takdirde devlette çürüme başlar. Devleti yönetenler, adalete gerekli önemi verdikleri zaman huzurlu bir toplum inşa etmiş olurlar.
- Devleti yönetenler işsizliğin nasıl bir felaket olduğunu bilmek zorundadır. Bütün kötülüklerin anasını işsizliktir. İşsiz insan toplumdan koparılmış insan demektir. İç dünyasında alevlerin yandığı bir kişidir. Hele hele aylardır iş bulamayan bir kişinin derdini kim bilebilir? Devleti yönetenler ne yapmak zorunda? İşsizlere iş bulmak zorunda. Bu olmadığı takdirde ciddi sorunlar çıkar ortaya.
- AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, sizin içinizden bazılarının çocuklarının önemli görevlerde yer aldığını da biliyorum. AK Parti'ye oy vermiş kardeşlerime sesleniyorum, 10 milyon işsiz 10 milyon hanede huzursuzluk var demektir. Saray'da oturanlar farkında mı? Benim içim yanıyor ama onların yanmıyor. Sözüm sözdür. Allah'ın izniyle iktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş Borçlar Genel Müdürlüğü'nü kapatmak. Yeter artık.
- Devleti yönetenler işi ehline verirler. Adamın dünyadan haberi yok, işi bilmiyor ama iş ona veriliyor. Adam yandaş. Bu zengin ülke böyle bir avuç insan tarafından soyuluyor. Türkiye Cumhuriyeti, bir avuç insan tarafından soyuluyor.
- Bir gece yarısı, bir kararla TBMM'nin iradesine ipotek kondu. Ya 'TBMM'nin iradesini ipotek altına alamazsın' diyemiyor. Koltuğunu ona borçlu da ondan. O zorba gidecek, İstanbul Sözleşmesi geri gelecek. Hiç kimse endişe etmesin.
- Tarihi bilmeyenler benimle oynamaya kalkıyorlar. Tarih cahilleri bana ders vermeye kalkıyor. Sen ne Milli Kurtuluş tarihini bilirsin, ne Osmanlı tarihini bilirsin. 5 tane Osmanlı tarihini yazan insanı say desem sayamazlar.
- 50 bin euro'luk çantayla gezemezsiniz. Bu kadar açlık, fukaralık varken kimse 50 bin euro'luk çantayla gezemez. Asgari ücretli 2825 net para alıyor. Brütü 3577. Her ay devlete 752 lira gelir vergisi veriyor. Zam yapın dedik, 2825 yaptılar. Biz bütün belediyelerde 3100 yaptık. Bizim yaptığımızı onlar yapamadılar. En küçük belediyemizden en büyük belediyemize kadar işçinin haklarını ödemeye çalışıyoruz.
- Bir Borsa İstanbul var, bir de yönetimi var. Maaşlarına zam yaptılar. Yüzde 33. Haydi zam yaptılar, kaç lira alıyorlar? 24 bin lira alıyorlar. Asgari ücretli 2825 alıyor. Ama bir şey var, asgari ücretli 752 lira vergi öderken BIST yönetim kurulu üyeleri 5 kuruş para ödemiyorlar.