ANIL ARABACI / EGE’YE BAKIŞ - KESK İzmir Şubeler Platformu bugün İzmir’de “Emekten, halktan yana bir bütçe için ortak mücadele” diyerek basın açıklaması düzenledi. İzmir İl SGK Müdürlüğü önünde düzenlenen basın açıklamasını KESK Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Gönül Kural okudu.
Emekçinin her geçen gün daha da yoksullaştığına dikkat çeken Kural, insanca yaşanabilecek bir temel ücret istediklerini belirterek, “Maaşımızın önemli bir kısmı ek ödemeler, ek ders ücreti, yan ödemeler ve bir de 8 bin 77 TL seyyanen zam gibi emekliliğe yansımayan kayıt dışı rakamlardan oluşuyor, Bu haliyle 3600 Ek gösterge ile verilenler fazlasıyla geri alınmış olmuyor mu? Bizler bütçenin yüzde 75’ini vergileriyle oluşturan emekçiler olarak bütçeye tarafız, bütçe hakkımızı istiyoruz” dedi.
“TEMEL İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILAMAK İÇİN BORÇLANIYORUZ”
Kural, işsiz sayısının dokuz milyona ulaştığını ve Türkiye’de gıda enflasyonunun OECD ortalamasından yaklaşık sekiz kat daha fazla olduğunu belirterek, “Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı TÜİK enflasyonunu katlıyor. Dört kişilik bir aile üç öğün kişi başına bir çay bir simit tüketse bile aylık 7 bin 200 TL ediyor. Açlık sınırı 16 bin TL’ye, yoksulluk sınırı 49 bin TL’ye dayandı. 85 milyonluk nüfusun 51 milyonu açlık sınırı,32 milyonu ise yoksulluk sınırı altında bir yaşam savaşı veriyor. Çünkü ülkede emeklilerin yarısı en düşük aylık olan 7 bin 500 TL’ye, çalışanların yarısı ise 11 bin 402 TL’lik asgari ücrete mahkûm edilmiş durumda. Dört kişilik bir ailede tüm fertler asgari ücretle çalışsa bile yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Ortalama kamu emekçisi maaşı ise ‘ilave seyyanen ödenek’ oyununa rağmen ancak yoksulluk sınırının yarısına ulaşıyor. En düşük ev kirası bile asgari ücreti aşıyor. Dolayısıyla aldığımız ücretle-maaşla ayın sonunu getiremiyoruz. En temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için borçlanıyoruz. Bu yüzden halkın kredi kartı borçları geçen yıla göre iki buçuk kat arttı. Tüm bunlar ortadayken iktidar hala ‘İşçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik. Yeni bir ekonomik modele geçtik. 2023 için vaat ettiğimiz hedeflere 30 yıl sonra ulaşacağız’ diyerek hepimizle dalga geçiyorlar” ifadelerini kullandı.
KESK HALKTAN, EMEKTEN YANA BİR BÜTÇE İÇİN TALEPLERİNİ SIRALADI
Kural açıklamasının devamında, yaşanan ekonomik krizin faturasını emekçilere ve halka yıkan bir bütçeyi kabul etmediklerini vurgulayarak şunları söyledi:
“Halktan, emekten yana bir bütçe için; öncelikle bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını istiyoruz. Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine, özelleştirme soygununa son verilmesini istiyoruz. Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını istiyoruz. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini istiyoruz. Başta depremzedeler ve öğrenciler olmak üzere tüm dar gelirlilere kamusal, güvenli ve sağlıklı barınma olanaklarının sağlanmasını istiyoruz. 8 bin 77 TL seyyanen zam dahil tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtıldığı insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde bir temel ücret istiyoruz. Bütçeden engellilere yönelik kamu hizmetlerinin geliştirilmesi için ayrılan payın arttırılmasını, kamuda engelli istihdamının arttırılmasını istiyoruz. Yoksulluğu önleyici, dar gelirlileri koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesi için Temel Gelir Güvencesi istiyoruz.”