Berivan Kaya/ Ege'ye Bakış- Kemalpaşa Sanayici ve İş İnsanları Derneği Başkanı Mutlu Can Günel bugün düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dernek çalışmalarını aktaran Günel, sanayicilerin ve üreticilerin sorunlarından bahsetti.
Sanayici ve üreticinin dönemsel, geçici, aspirin tedavilerinden ziyade kalıcı ve yapısal olarak üretime destek olabilecek çözümler beklediğine dikkat çeken Mutlu Can Günel, ‘’Türk sanayicisi ve üreticisi gözü kara ve bu inanlar çok becerikli. Fırsat yaratıldığı ortamlarda tüm dünyada yaptığımız rekabetçi üretim ve hizmet kaliteleri ortada. Özellikle 2001 dünya krizinden sonra tüm dünyaya banka ve finans sektöründen çok değerli yöneticilerimizi ihraç ettiğimizi mi ele alırsınız yoksa hala dünyanın birçok farklı sektöründe üretim konusunda vazgeçilmez otomotiv devlerinin Türkiye’de İstanbul, İzmir, Bursa’da mı gitmesini ele alırsınız. Konjektör her zaman çok zor. Ekonomistlerin söylediği gibi ülkenin rekabet içinde olan diğer unsurlarla birlikte sıkıntıları olacak. Döviz, enerji, insan kaynakları problemi olacak. Bunlar batı ülkelerinde de var. Ancak değerli beyinlerimizi ülkeden kaçırmamak için ülkeye yabancı yatırımların devamlılığını sağlayabilmek için olmazsa olmaz sosyal hukuk devleti, adalet düzenin sağlanmadığı hiçbir ortamda yönetim üretim ya da hizmet sektöründen bahsedilmez’’ dedi.
‘’Sanayici ve üretici üzerine düşeni yapacaktır’’
Uluslararası endekslerle açıklanan ve takip edilen unsurlarda sosyal adaletin tam manasıyla temsil edilmesinin önemli olduğuna vurgu yapan Başkan Günel, ‘’Bundan sonra hukuk düzenin sağlam temeller üzerinde yönetildiği ortamlarda para politikaları koyucularının geçici çözümlerle değil kalıcı çözümlerle yapılması gerekmektedir. Yakın dönemde Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği konut sektörüne dair yapılan yatırımlar çok önemli ancak ülkenin her ne kadar lokomotif sektörü inşaatta olsa bunu geçici dönemlerle irdelememek lazım. Bunlar çok değerli girişimler ama üreticiyi destekleyen kalıcı yapısal bazı paketler açıklandığı takdirde zaten üretici ve sanayici üzerine düşeni yapacaktır’’ ifadelerini kullandı.
Sanayiciye ve üreticiye verilecek olan desteklerin üretim büyüdükçe istihdama ve ülke ekonomisine katkı olarak geri döneceğine işaret eden Mutlu Can Günel, ‘’Türkiye’nin yadsınamaz bir gerçeği inşaat sektörü. İnşaat doğrudan 40’a yakın ama dolaylı olarak yüzde 70 civarında sektörü besleyen bir lokomotif bir sektör ama üreticinin de göz ardı edilmemesi lazım. İnşaat sürdürülebilir gelirler değil. İnşaat imalatı yapılan ve proje bittikten sonra ekonomik olarak devam eden değer yaratan unsurlar değildir. Sanayiciye ve üreticiye verilecek olan destekler üretim büyüdükçe hem istihdama katkısı olacaktır hem toplanan vergiye katkısı olacaktır hem de günün sonunda ülke ekonomisinin büyümesi için faydalı olacaktır. Teşviklerin hiçbiri küçümsenecek teşvikler değil. Mutlaka hazine bütçesinin üstünde çok kıymetli yükleri var ama yeteli mi değil’’ dedi.
‘’Fazlasını bekliyoruz’’
Gelişmiş dünya ekonomilerinde yapılan reformların tamamının gerçekleştirilmesi gerektiğini söyleyen Günel, ‘’ Üreticinin üretim maliyetlerinin, içerideki enerji maliyetlerinin ayrıca vergisel anlamda yaratılacak her hangi bir avantajlarını zaten çok hızlı sürede tüm bu zorluklar rağmen ayakta durmaya devam eden ve gücünü sürdüren sanayici bir ufak destek aldığında bunun çarpanı çok daha fazla şekilde piyasaya çıkacaktır. Bu nesnel bir konudur, gelişmiş dünya ekonomilerinde yapılan reformların tamamını gerçekleştirmeliyiz. Mutlaka çok kıymetli adımlar atılıyor ama yeterli değil, fazlasını beklemekteyiz’’ dedi.
Katma değerli üretim yapan üreticilerin üstünde bazı teşviklerin özel olarak uygulanması gerektiğine değinen Günel, ‘’Tüm dünyada ticari düzen görünmez el tarafından dengede tutulması mevcut. Ülkede karar alıcıların yasama ve yürütme organlarının yapabilecekleri sınırlı. Tüm dünyada belirlenmiş olan bir ham petrol fiyatı varken bununla ilgili yapılacaklar sınırlı. İş gücü çok ağır bir maliyet ama alım gücünün düştüğü dönemlerdeki sıkıntılar. Mümkün mertebe vergisel olarak sanayilerin üzerindeki yüklerin teşvike çevirmesi sanayicinin orta uzun vadede daha güçlü ve devletine daha yüksek vergi öder pozisyona geçmesidir. Özellikle katma değerli üretim yapan üreticilerin üstünde bazı teşvikler özel olarak uygulandığı takdirde bu vergisel avantajlar orta uzun vadede ayakta kalan sanayicinin hem devletine hem de ekonomisine katkı sağlamasını getirecektir’’ dedi.
‘’Misafirlerimizi uğurlamanın vakti geldi’’
Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi gerektiğinin altını çizen Güzel, ‘’Ülkenin kendi iç dinamiklerindeki problemler yetersiz gibi maalesef çok ciddi bir sığınmacı problemi yaşıyoruz. Bu sığınmacı problemin resmi olarak açıklanan ülke ekonomisi üzerinden yükleri yadsınmaz bir gerçek. Bir an evvel bununla ilgisi kalıcı çözümler olmalı. Ülke içinde ucuz iş gücü olarak çok fazla yabancılar çalıştırılıyor. Buna çok ciddi şekilde kalıcı çözümler bulunmalı. Misafir ettiğimiz sığınmacıların artık savaşın belli unsurlarda bittiği ve bunun dünyanın raportör kuruluşları tarafından belgelendiği koşullarda misafirlerimizi uğurlama vakti gelmiştir. Herkesin değeri en kıymetli kendi yerindedir. Bizim tekrardan Aziz Türk Milletinin kendi iç potansiyelleri ve dinamikleriyle kendi işgücünde yükselmenin vakti gelmiştir’’ ifadelerini kullandı.
‘’Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemek polyanacılık’’
Asgari ücret zammının yılın yarısına gelmeden eridiğine dikkat çeken Günel, ‘’Ülkenin alım gücünün düştüğü zaman ziyadesiyle fazla yapılan asgari ücret zammına rağmen bunun bile yeteri kadar ihtiyacı karşılamadığı bir ortamda her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemek polyanacılık olur. Yanlışa yanlış demeyi şiar haline getirip, yapılan hataları kabullendiğimiz ölçüde bir şeyleri daha iyiye götürebiliriz. Geçici çözümlerden kastım buydu. Gelişmekte olan ülkemizin lig atlamasının önünde yatan birinci unsur burada borçla büyüme ekonomisinden ziyade üretimle ve katma değerle büyüme ekonomisidir. Yapılacak olan hiçbir zam tam anlamıyla reel enflasyonu birebir karşılamayacaktır. Bu çok ciddi bir sosyal denge. Para politikası koyucuların gözetmek zorunda olduğu bir denge. İnanıyoruz ki devlet büyüklerimiz burada hem işçi kardeşlerimizin mümkün olan en az zararla bunun atlatılması için yapılması gerekeni yapacaktır. Bunu da işverene getireceği yük maliyetiyle yapacaktır. Katma değere yapmak istediğim vurgunun sebebi bu. Bugün ürettiğimiz ürünün işçilik payı belki de sizi en az etkileyecek oran olarak kalacaktır. Refah seviyesi bununla birlikte yükselir’’ dedi.
Bedeli hem patron hem işçi ödüyor!
Sanayicilerin gençlere ve çocuklara örnek teşkil ettiğine vurgu yapan Başkan Günel, ‘’Kıymetli katma değerli üretim yapabileceğimiz müddetçe, yurtdışından ülkemize döviz getirebildiğimiz zaman ülke zenginleşir. Bu gerçeklerin görülmesi gerekiyor. Orta gelir grubunun yok olduğu bu süreçte ülkenin ekonomik dinamitleri sarsıldı. Yerli milli ekonominin Atatürk’ün çizmiş olduğu doğrultuda bizim dünya savaşından çıkarak küllerinden doğan devlet millet yapısında zamanında otomotiv, uçak fabrikası kurmuş olan bir milletin evlatlarının bugünkü olanaklar dahilinde yapabileceklerini ucu bucağı yoktur. Biz sanayiciler olarak iflah olmaz iyimserleriz böyle olmak mecburiyetindeyiz. Ülkedeki gençlere, çocuklara örnek teşkil etmek durumundayız. Hepimizin eli taşın altında. Bunun bedelini hepimiz ödüyoruz. Ekonomik zorlukların bedelini işçi sınıfı da patron sınıfı da ziyadesiyle ödüyor. Hepimizin birincil önceliği önce bölgemizin sonra ülkemizin ardından tüm dünyanın güzelleşmesi daha refah seviyede düzgün ticaret düzgün üretim yapabileceğimizin en iyisi yapma gayretindeyiz’’ dedi.
İşverenlerin ara eleman sıkıntısı yaşadığına dikkat çeken Günel usta- çırak ilişkisinin kırıldığını belirttiği açıklamasında, ‘’Üreticilerin ciddi açıklarından bir tanesi ara eleman sıkıntısıdır. Usta çırak ilişkisi ekonomik gelir dağılımının bu denli düzensiz olduğu ortamlarda kırılıyor. Yapılan işte usta çırak bağı koparıldığında ara elemanlarda yetişen gençlerin farklı mesleklerde ve farklı illerde ve hatta beki bunu yurtdışında yapma arzusuyla ülkeyi terk ettiğinde elbette üretici burada nitelikli eleman sıkıntısı yaşıyor. Değiştirilmesi ve yapısal olarak ifade ettiğimiz düzeltmesi gereken konuların başında belki de bu ara eleman konuları geliyor’’ dedi.
Zam silsilesi!
Pandemi ve ardından meydana gelen Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte hammadde sorunları yaşandığına dikkat çeken Günel , ‘’Metal sektöründe çok ciddi problemeler yaşanıyor. Pandemi ile birlikte lojistik ve tedarik ağlarında kırılmalar tam anlamıyla yerine getirilmiş değil. Bu sadece sanayiye değil buğday, ayçiçek yağı vs. gibi ithalatını yaptığı Ukrayna’dan da bu ürünlerin getirilmesi sekteye uğradı. Peşi sıra bir gıda krizi öngörülüyor. Süt ve süt ürünlerindeki zamların peşinden devam eden bir zam silsilesi bekleniyor. Böyle bir gerçeğin olmadığını söylemek doğru olmaz ama üreticinin ve sanayicinin görevi bahanenin arkasında sığınmadan elimizdeki imkanlar doğrultusunda yapabileceğimizin en iyisinin yapmaya devam edeceğiz’’ dedi.
Sanayici ve üreticinin dönemsel, geçici, aspirin tedavilerinden ziyade kalıcı ve yapısal olarak üretime destek olabilecek çözümler beklediğine dikkat çeken Mutlu Can Günel, ‘’Türk sanayicisi ve üreticisi gözü kara ve bu inanlar çok becerikli. Fırsat yaratıldığı ortamlarda tüm dünyada yaptığımız rekabetçi üretim ve hizmet kaliteleri ortada. Özellikle 2001 dünya krizinden sonra tüm dünyaya banka ve finans sektöründen çok değerli yöneticilerimizi ihraç ettiğimizi mi ele alırsınız yoksa hala dünyanın birçok farklı sektöründe üretim konusunda vazgeçilmez otomotiv devlerinin Türkiye’de İstanbul, İzmir, Bursa’da mı gitmesini ele alırsınız. Konjektör her zaman çok zor. Ekonomistlerin söylediği gibi ülkenin rekabet içinde olan diğer unsurlarla birlikte sıkıntıları olacak. Döviz, enerji, insan kaynakları problemi olacak. Bunlar batı ülkelerinde de var. Ancak değerli beyinlerimizi ülkeden kaçırmamak için ülkeye yabancı yatırımların devamlılığını sağlayabilmek için olmazsa olmaz sosyal hukuk devleti, adalet düzenin sağlanmadığı hiçbir ortamda yönetim üretim ya da hizmet sektöründen bahsedilmez’’ dedi.
‘’Sanayici ve üretici üzerine düşeni yapacaktır’’
Uluslararası endekslerle açıklanan ve takip edilen unsurlarda sosyal adaletin tam manasıyla temsil edilmesinin önemli olduğuna vurgu yapan Başkan Günel, ‘’Bundan sonra hukuk düzenin sağlam temeller üzerinde yönetildiği ortamlarda para politikaları koyucularının geçici çözümlerle değil kalıcı çözümlerle yapılması gerekmektedir. Yakın dönemde Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği konut sektörüne dair yapılan yatırımlar çok önemli ancak ülkenin her ne kadar lokomotif sektörü inşaatta olsa bunu geçici dönemlerle irdelememek lazım. Bunlar çok değerli girişimler ama üreticiyi destekleyen kalıcı yapısal bazı paketler açıklandığı takdirde zaten üretici ve sanayici üzerine düşeni yapacaktır’’ ifadelerini kullandı.
Sanayiciye ve üreticiye verilecek olan desteklerin üretim büyüdükçe istihdama ve ülke ekonomisine katkı olarak geri döneceğine işaret eden Mutlu Can Günel, ‘’Türkiye’nin yadsınamaz bir gerçeği inşaat sektörü. İnşaat doğrudan 40’a yakın ama dolaylı olarak yüzde 70 civarında sektörü besleyen bir lokomotif bir sektör ama üreticinin de göz ardı edilmemesi lazım. İnşaat sürdürülebilir gelirler değil. İnşaat imalatı yapılan ve proje bittikten sonra ekonomik olarak devam eden değer yaratan unsurlar değildir. Sanayiciye ve üreticiye verilecek olan destekler üretim büyüdükçe hem istihdama katkısı olacaktır hem toplanan vergiye katkısı olacaktır hem de günün sonunda ülke ekonomisinin büyümesi için faydalı olacaktır. Teşviklerin hiçbiri küçümsenecek teşvikler değil. Mutlaka hazine bütçesinin üstünde çok kıymetli yükleri var ama yeteli mi değil’’ dedi.
‘’Fazlasını bekliyoruz’’
Gelişmiş dünya ekonomilerinde yapılan reformların tamamının gerçekleştirilmesi gerektiğini söyleyen Günel, ‘’ Üreticinin üretim maliyetlerinin, içerideki enerji maliyetlerinin ayrıca vergisel anlamda yaratılacak her hangi bir avantajlarını zaten çok hızlı sürede tüm bu zorluklar rağmen ayakta durmaya devam eden ve gücünü sürdüren sanayici bir ufak destek aldığında bunun çarpanı çok daha fazla şekilde piyasaya çıkacaktır. Bu nesnel bir konudur, gelişmiş dünya ekonomilerinde yapılan reformların tamamını gerçekleştirmeliyiz. Mutlaka çok kıymetli adımlar atılıyor ama yeterli değil, fazlasını beklemekteyiz’’ dedi.
Katma değerli üretim yapan üreticilerin üstünde bazı teşviklerin özel olarak uygulanması gerektiğine değinen Günel, ‘’Tüm dünyada ticari düzen görünmez el tarafından dengede tutulması mevcut. Ülkede karar alıcıların yasama ve yürütme organlarının yapabilecekleri sınırlı. Tüm dünyada belirlenmiş olan bir ham petrol fiyatı varken bununla ilgili yapılacaklar sınırlı. İş gücü çok ağır bir maliyet ama alım gücünün düştüğü dönemlerdeki sıkıntılar. Mümkün mertebe vergisel olarak sanayilerin üzerindeki yüklerin teşvike çevirmesi sanayicinin orta uzun vadede daha güçlü ve devletine daha yüksek vergi öder pozisyona geçmesidir. Özellikle katma değerli üretim yapan üreticilerin üstünde bazı teşvikler özel olarak uygulandığı takdirde bu vergisel avantajlar orta uzun vadede ayakta kalan sanayicinin hem devletine hem de ekonomisine katkı sağlamasını getirecektir’’ dedi.
‘’Misafirlerimizi uğurlamanın vakti geldi’’
Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi gerektiğinin altını çizen Güzel, ‘’Ülkenin kendi iç dinamiklerindeki problemler yetersiz gibi maalesef çok ciddi bir sığınmacı problemi yaşıyoruz. Bu sığınmacı problemin resmi olarak açıklanan ülke ekonomisi üzerinden yükleri yadsınmaz bir gerçek. Bir an evvel bununla ilgisi kalıcı çözümler olmalı. Ülke içinde ucuz iş gücü olarak çok fazla yabancılar çalıştırılıyor. Buna çok ciddi şekilde kalıcı çözümler bulunmalı. Misafir ettiğimiz sığınmacıların artık savaşın belli unsurlarda bittiği ve bunun dünyanın raportör kuruluşları tarafından belgelendiği koşullarda misafirlerimizi uğurlama vakti gelmiştir. Herkesin değeri en kıymetli kendi yerindedir. Bizim tekrardan Aziz Türk Milletinin kendi iç potansiyelleri ve dinamikleriyle kendi işgücünde yükselmenin vakti gelmiştir’’ ifadelerini kullandı.
‘’Her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemek polyanacılık’’
Asgari ücret zammının yılın yarısına gelmeden eridiğine dikkat çeken Günel, ‘’Ülkenin alım gücünün düştüğü zaman ziyadesiyle fazla yapılan asgari ücret zammına rağmen bunun bile yeteri kadar ihtiyacı karşılamadığı bir ortamda her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemek polyanacılık olur. Yanlışa yanlış demeyi şiar haline getirip, yapılan hataları kabullendiğimiz ölçüde bir şeyleri daha iyiye götürebiliriz. Geçici çözümlerden kastım buydu. Gelişmekte olan ülkemizin lig atlamasının önünde yatan birinci unsur burada borçla büyüme ekonomisinden ziyade üretimle ve katma değerle büyüme ekonomisidir. Yapılacak olan hiçbir zam tam anlamıyla reel enflasyonu birebir karşılamayacaktır. Bu çok ciddi bir sosyal denge. Para politikası koyucuların gözetmek zorunda olduğu bir denge. İnanıyoruz ki devlet büyüklerimiz burada hem işçi kardeşlerimizin mümkün olan en az zararla bunun atlatılması için yapılması gerekeni yapacaktır. Bunu da işverene getireceği yük maliyetiyle yapacaktır. Katma değere yapmak istediğim vurgunun sebebi bu. Bugün ürettiğimiz ürünün işçilik payı belki de sizi en az etkileyecek oran olarak kalacaktır. Refah seviyesi bununla birlikte yükselir’’ dedi.
Bedeli hem patron hem işçi ödüyor!
Sanayicilerin gençlere ve çocuklara örnek teşkil ettiğine vurgu yapan Başkan Günel, ‘’Kıymetli katma değerli üretim yapabileceğimiz müddetçe, yurtdışından ülkemize döviz getirebildiğimiz zaman ülke zenginleşir. Bu gerçeklerin görülmesi gerekiyor. Orta gelir grubunun yok olduğu bu süreçte ülkenin ekonomik dinamitleri sarsıldı. Yerli milli ekonominin Atatürk’ün çizmiş olduğu doğrultuda bizim dünya savaşından çıkarak küllerinden doğan devlet millet yapısında zamanında otomotiv, uçak fabrikası kurmuş olan bir milletin evlatlarının bugünkü olanaklar dahilinde yapabileceklerini ucu bucağı yoktur. Biz sanayiciler olarak iflah olmaz iyimserleriz böyle olmak mecburiyetindeyiz. Ülkedeki gençlere, çocuklara örnek teşkil etmek durumundayız. Hepimizin eli taşın altında. Bunun bedelini hepimiz ödüyoruz. Ekonomik zorlukların bedelini işçi sınıfı da patron sınıfı da ziyadesiyle ödüyor. Hepimizin birincil önceliği önce bölgemizin sonra ülkemizin ardından tüm dünyanın güzelleşmesi daha refah seviyede düzgün ticaret düzgün üretim yapabileceğimizin en iyisi yapma gayretindeyiz’’ dedi.
İşverenlerin ara eleman sıkıntısı yaşadığına dikkat çeken Günel usta- çırak ilişkisinin kırıldığını belirttiği açıklamasında, ‘’Üreticilerin ciddi açıklarından bir tanesi ara eleman sıkıntısıdır. Usta çırak ilişkisi ekonomik gelir dağılımının bu denli düzensiz olduğu ortamlarda kırılıyor. Yapılan işte usta çırak bağı koparıldığında ara elemanlarda yetişen gençlerin farklı mesleklerde ve farklı illerde ve hatta beki bunu yurtdışında yapma arzusuyla ülkeyi terk ettiğinde elbette üretici burada nitelikli eleman sıkıntısı yaşıyor. Değiştirilmesi ve yapısal olarak ifade ettiğimiz düzeltmesi gereken konuların başında belki de bu ara eleman konuları geliyor’’ dedi.
Zam silsilesi!
Pandemi ve ardından meydana gelen Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte hammadde sorunları yaşandığına dikkat çeken Günel , ‘’Metal sektöründe çok ciddi problemeler yaşanıyor. Pandemi ile birlikte lojistik ve tedarik ağlarında kırılmalar tam anlamıyla yerine getirilmiş değil. Bu sadece sanayiye değil buğday, ayçiçek yağı vs. gibi ithalatını yaptığı Ukrayna’dan da bu ürünlerin getirilmesi sekteye uğradı. Peşi sıra bir gıda krizi öngörülüyor. Süt ve süt ürünlerindeki zamların peşinden devam eden bir zam silsilesi bekleniyor. Böyle bir gerçeğin olmadığını söylemek doğru olmaz ama üreticinin ve sanayicinin görevi bahanenin arkasında sığınmadan elimizdeki imkanlar doğrultusunda yapabileceğimizin en iyisinin yapmaya devam edeceğiz’’ dedi.