30 Ekim 2020 depreminin ardından evleri hasar gören İzmirli depremzedelerin konutlarına yeniden kavuşmaları için yapılan ve sadece Bayraklı’da geçerli olan emsal artışı emsal artışı TMMOB tarafından yargıya taşınmıştı. TMMOB'un itirazının ardından, bilirkişi raporları doğrultusunda geçtiğimiz hafta 5. İdare Mahkemesi, emsal artışı için “yürütmeyi durdurma” kararı vermişti.Karar, depremzedelerden büyük tepki toplarken İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği(İZDEDA), düzenlediği basın açıklamasıyla kararı protesto etti. “Tek derdimiz evimiz”, “Sağlam evimi yıktı, arsa payımı elimden aldı, geriye ne kaldı”, “Emsal depremzedelerin can suyu” yazılı dövizler taşıyan depremzedeler, çadır kurup kefen giyerek yetkililere “İzmirli depremzedeleri unutmayın” çağrısı yaptı. Açıklama şu şekilde:Ülkemizin güney doğusunda meydana gelen, 11 ili kapsayan depremde hayatın
kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine baş sağlığı, yaralılara acil şifalar,
orada emek veren güvenlik kuvvetlileri, kurtarma ekipleri ve gönüllü çalışanlara Allahtan
güç kuvvet diliyoruz.
Bugün burada toplanmamızın sebebi, günümüze kadar hangi isteklerimiz yerine getirildi,
ne kadarı karşılandı, bunları konuşmak dertleşmek olacakken, mahkemeden aldığımız
bir haber konuyu farklı yönlere götürdü.
30 Ekim 2020’den bu yana sadece Bayraklı bölgesinde 2 apartmanın inşaatı bitti, 75 adet
ruhsat alındı, Buca bölgesinde ve diğer ilçelerimizde 10 adet inşaatımız devam etmekte.
Bu inşaatlar belediyeden almış olduğumuz EMSAL ARTIŞI sayesinde hareketlendi.
Mahkemenin almış olduğu yürütmeyi durdurma kararı haberi bizleri yıktı, yolumuzu
kapattı, umut ışığımızı söndürdü.
Oysaki EMSAL ARTIŞI ve KREDİ FAİZ’lerinin çok olmasa da aşağı çekilmesiyle
BELEDİYELERİMİZ ortaklığıyla kurulan HALKKONUT KOOPERATİFLERİMİZ bir taraftan,
Müteahhitler bir taraftan, BAKANLIĞIMIZ TARAFINDAN GÖNDERİLEN EMLAK KONUT bir
taraftan inşaatların yapılmaya başlaması bizim için yeni bir başlangıçtı.
Şimdi tekrar 28 ay öncesine döndük. Biz emsal artışını isterken hep dedik ki RANTÇI
DEĞİLİZ, DEPREMZEDEYİZ, MAĞDURUZ, EKONOMİK GÜCÜMÜZ YOK. Günümüz
şartlarında 110 m2 bir daire 1 milyon 600 bin TL inşa edilirken, EMSAL ARTIŞI ile birlikte
bu değer 600 bin TL ye düşmektedir. Buradan hareketle emsal artışı isteğimiz olmuş ve
belediyemiz tarafından olumlu karşılanmıştır. Fakat TMMOB’nin itirazı ve süreci
mahkemeye taşıması ile bizim için belirsizlik başlamıştır. TMMOB’un bu konu hakkındaki
savunması ilginçtir.
Diyorlar ki: Nüfus yoğunluğu olur kent kaldıramaz. Bayraklı gibi düzenli yeşil alanları ve
okullarıyla bu kent kaldıramazsa. TMMOB un 17 katlı binasının yanında benim 7 katlı
binam yoğunluk yapıyorsa ne diyeyim bilemedim.
Diyorlar ki: Evleriniz devlet tarafından yapılsın, İstanbul’daki köprüler ve yollar
yapılmasaydı bu evleri devletin yapabilmesi için para çıkardı. Biz bunu bilemeyecek
kadar cahil miyiz? Biz bunu istemeyecek kadar bilinçsiz miyiz? 6 Şubat’ta deprem olan 11
ilde afet ilan edildi. Buna rağmen evlerin inşasında %60, devlet %40 depremzede
karşılayacak şekilde açıklama yapıldı.
Diyorlar ki: Yüksek kat öldürür. Benim evim 7 katlı yıkıldı. Yan binam 7 katlı yıkılmadı.
Aynı yıl yapımı aynı kat birçok bina varken bir kısmının yıkılması yüksek kattan mı, imalat
hatası mı? Yüksek katsa, Folkartlar Mistraller ayakta durmamalıydı. Son depremde gördük ki, yeni yapılan ya da eski yapılan değil çok katlı ya da az katlı değil vicdansızların
yaptığı binalar yıkıldı. İlim ve fenne göre yapılan binalar ayakta. Onların iddiasına göre
Japonya’daki yüksek katlar, Amerika’daki yüksek katlar her an yıkılmalı. Çünkü orası da
deprem bölgesi.
Bizim yapacağımız bir nevi kentsel dönüşüm. Detaylı zemin etüdü, Fore kazığı, Jetgrou,
Radya temeli, zorunlu bodrum katı, son teknoloji ile büyük bir dönüşüm hikayesidir. Bu
hikâyede yer almak isteyenler yanımızda olanlardır. TMMOB bu fırsatı tepmiş ve
kamudan halktan ne kadar uzak olduğunu göstermiştir. Zira bize gösterdikleri ihtimamı,
özeni aynı bölgede yapılan 48 katlı binalara göstermemişlerdir ve onlar gözümüzün içine
baka baka yükselmeye devam etmekte, satışlar yapmakta, insanları oturtmaya
başlatmışlardır. Kendilerini vicdana davet ediyorum.
Diyorlar ki: İSTEMEZÜK!
Diyoruz ki: NEYİ İSTEDİNİZ! Çözümünüz ne! Bugüne kadar neye çözüm ürettiniz. Bize
çözümle gelin başımızın üstüne gelin. Ütopik fikirler Popülist söylemler ile gelmeyin. Biz
sizlerle masaya oturmaya her türlü fikre, görüş alışverişine, dertlerimizi ilk ağızdan
anlatmaya ve ortak çözüm yolu bulmaya hazırız.
Bizler artık yorulduk, tükendik, yaşama ümidimizi kaybettik. Bir an önce siyasilerimiz
İZMİR DEPREMZEDELERİNE kulak vermeli ve bizlerin diğer illerde olduğu gibi afetzede
olarak görmelidir.
Ağır hasarlılara yaptığı gibi, orta ve az hasarlılarımıza da gerekirse ücreti
mukabilinde evlerini yapmalı,
Ağır hasarlı depremzede kiracılarımızı da çözüm üretip kira derdinden kurtarmalı.
Rezerv alan bölgesine şu anda 3600 konut yapılmıştır daha önce söylendiği gibi
8500 konut yapımı tamamlanmalıdır.
Orta hasarlılarımıza rezerv alan bölgesinden söz verildiği gibi konutları verilmeli
bölgeye
İzmir Depremzedesi hariç kimse sokulmamalıdır
Afet bölgesinde olduğu gibi evler yapılana kadar 5 bin TL kira desteği sağlanmalı.
O yer kavramıyla mağdur olan vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü için
TBMM’de çözüm üretilmelidir.
Bizlere 0 faizli 2 yıl ödemesiz 20 yıl ödemeli deprem destek kredisi tanımlanmalı,
kentsel dönüşüm kredisi sarmalından çıkartılmalıdır.
kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, ailelerine baş sağlığı, yaralılara acil şifalar,
orada emek veren güvenlik kuvvetlileri, kurtarma ekipleri ve gönüllü çalışanlara Allahtan
güç kuvvet diliyoruz.
Bugün burada toplanmamızın sebebi, günümüze kadar hangi isteklerimiz yerine getirildi,
ne kadarı karşılandı, bunları konuşmak dertleşmek olacakken, mahkemeden aldığımız
bir haber konuyu farklı yönlere götürdü.
30 Ekim 2020’den bu yana sadece Bayraklı bölgesinde 2 apartmanın inşaatı bitti, 75 adet
ruhsat alındı, Buca bölgesinde ve diğer ilçelerimizde 10 adet inşaatımız devam etmekte.
Bu inşaatlar belediyeden almış olduğumuz EMSAL ARTIŞI sayesinde hareketlendi.
Mahkemenin almış olduğu yürütmeyi durdurma kararı haberi bizleri yıktı, yolumuzu
kapattı, umut ışığımızı söndürdü.
Oysaki EMSAL ARTIŞI ve KREDİ FAİZ’lerinin çok olmasa da aşağı çekilmesiyle
BELEDİYELERİMİZ ortaklığıyla kurulan HALKKONUT KOOPERATİFLERİMİZ bir taraftan,
Müteahhitler bir taraftan, BAKANLIĞIMIZ TARAFINDAN GÖNDERİLEN EMLAK KONUT bir
taraftan inşaatların yapılmaya başlaması bizim için yeni bir başlangıçtı.
Şimdi tekrar 28 ay öncesine döndük. Biz emsal artışını isterken hep dedik ki RANTÇI
DEĞİLİZ, DEPREMZEDEYİZ, MAĞDURUZ, EKONOMİK GÜCÜMÜZ YOK. Günümüz
şartlarında 110 m2 bir daire 1 milyon 600 bin TL inşa edilirken, EMSAL ARTIŞI ile birlikte
bu değer 600 bin TL ye düşmektedir. Buradan hareketle emsal artışı isteğimiz olmuş ve
belediyemiz tarafından olumlu karşılanmıştır. Fakat TMMOB’nin itirazı ve süreci
mahkemeye taşıması ile bizim için belirsizlik başlamıştır. TMMOB’un bu konu hakkındaki
savunması ilginçtir.
Diyorlar ki: Nüfus yoğunluğu olur kent kaldıramaz. Bayraklı gibi düzenli yeşil alanları ve
okullarıyla bu kent kaldıramazsa. TMMOB un 17 katlı binasının yanında benim 7 katlı
binam yoğunluk yapıyorsa ne diyeyim bilemedim.
Diyorlar ki: Evleriniz devlet tarafından yapılsın, İstanbul’daki köprüler ve yollar
yapılmasaydı bu evleri devletin yapabilmesi için para çıkardı. Biz bunu bilemeyecek
kadar cahil miyiz? Biz bunu istemeyecek kadar bilinçsiz miyiz? 6 Şubat’ta deprem olan 11
ilde afet ilan edildi. Buna rağmen evlerin inşasında %60, devlet %40 depremzede
karşılayacak şekilde açıklama yapıldı.
Diyorlar ki: Yüksek kat öldürür. Benim evim 7 katlı yıkıldı. Yan binam 7 katlı yıkılmadı.
Aynı yıl yapımı aynı kat birçok bina varken bir kısmının yıkılması yüksek kattan mı, imalat
hatası mı? Yüksek katsa, Folkartlar Mistraller ayakta durmamalıydı. Son depremde gördük ki, yeni yapılan ya da eski yapılan değil çok katlı ya da az katlı değil vicdansızların
yaptığı binalar yıkıldı. İlim ve fenne göre yapılan binalar ayakta. Onların iddiasına göre
Japonya’daki yüksek katlar, Amerika’daki yüksek katlar her an yıkılmalı. Çünkü orası da
deprem bölgesi.
Bizim yapacağımız bir nevi kentsel dönüşüm. Detaylı zemin etüdü, Fore kazığı, Jetgrou,
Radya temeli, zorunlu bodrum katı, son teknoloji ile büyük bir dönüşüm hikayesidir. Bu
hikâyede yer almak isteyenler yanımızda olanlardır. TMMOB bu fırsatı tepmiş ve
kamudan halktan ne kadar uzak olduğunu göstermiştir. Zira bize gösterdikleri ihtimamı,
özeni aynı bölgede yapılan 48 katlı binalara göstermemişlerdir ve onlar gözümüzün içine
baka baka yükselmeye devam etmekte, satışlar yapmakta, insanları oturtmaya
başlatmışlardır. Kendilerini vicdana davet ediyorum.
Diyorlar ki: İSTEMEZÜK!
Diyoruz ki: NEYİ İSTEDİNİZ! Çözümünüz ne! Bugüne kadar neye çözüm ürettiniz. Bize
çözümle gelin başımızın üstüne gelin. Ütopik fikirler Popülist söylemler ile gelmeyin. Biz
sizlerle masaya oturmaya her türlü fikre, görüş alışverişine, dertlerimizi ilk ağızdan
anlatmaya ve ortak çözüm yolu bulmaya hazırız.
Bizler artık yorulduk, tükendik, yaşama ümidimizi kaybettik. Bir an önce siyasilerimiz
İZMİR DEPREMZEDELERİNE kulak vermeli ve bizlerin diğer illerde olduğu gibi afetzede
olarak görmelidir.
Ağır hasarlılara yaptığı gibi, orta ve az hasarlılarımıza da gerekirse ücreti
mukabilinde evlerini yapmalı,
Ağır hasarlı depremzede kiracılarımızı da çözüm üretip kira derdinden kurtarmalı.
Rezerv alan bölgesine şu anda 3600 konut yapılmıştır daha önce söylendiği gibi
8500 konut yapımı tamamlanmalıdır.
Orta hasarlılarımıza rezerv alan bölgesinden söz verildiği gibi konutları verilmeli
bölgeye
İzmir Depremzedesi hariç kimse sokulmamalıdır
Afet bölgesinde olduğu gibi evler yapılana kadar 5 bin TL kira desteği sağlanmalı.
O yer kavramıyla mağdur olan vatandaşlarımızın sorunlarının çözümü için
TBMM’de çözüm üretilmelidir.
Bizlere 0 faizli 2 yıl ödemesiz 20 yıl ödemeli deprem destek kredisi tanımlanmalı,
kentsel dönüşüm kredisi sarmalından çıkartılmalıdır.