Jülide Şehitoğlu- Hatice Akyıl (60) 7 yaşından beri çobanlık yapıyor. Çobanlık mesleği ona ailesinden yadigar. ‘’Ben hiç yağmuru pencereden izlemedim ki, hep üstüme yağdı yağmurlar’’ diyor.
Seferihisar Beylerköyü’nde doğan ve 7 yaşında çobanlığa başlayan Hatice Akyıl, üç kardeşinin de bakımını küçük yaşta üstlenmiş. Annesi de çobanlık yapan Hatice Akyıl, annesiyle birlikte iş bölümü yapmak zorunda kalır. Günü gelir evde kardeşlerine yemek yapar, günü gelir 300 keçiyle tek başına dağların, ovaların yolunu tutar.
28 yaşında Seferihisar’ın Sığacık beldesine gelin giden Hatice Akyıl’ın eşi de çobanlıkla geçimini sağlamaktadır. Nuri Akyıl (71) ın evlendiklerinde 15 keçisi vardır. Ancak Hatice Akyıl tecrübesi ve çalışkanlığıyla bu keçileri 500’ e çıkartır. Hatice Akçıl keçilerin kraliçesi gibi keçilere dinlettirdiği sözleriyle herkesi şaşkına çeviriyor.
Keçilerine gel dediğinde geliyorlar, git dediklerinde gidiyorlar. Onunla keçiler adeta birer evcil hayvan gibi söz dinliyor. Onlarla dertleşiyor, sarılıyor, öpüşüyor. Zor mesleğini sevgiyle kolaylaştırıyor. Her bir keçinin bir ismi var ve keçiler isimlerini biliyorlar. Akyıl’ ın, Hatıra ve Ayşegül can yoldaşları. Öpücükleriyle onu en çok teselli eden onlar. Gülfem, Damla, Mehtap, Zehra, Emili, Hayal, Feriha hepsi onun seçtiği kız çocukları, dostları.
"Keçileri sata sata çocuk okuttum"
Hatice Akyıl’ın üç oğlu var. Kendisi ilkokul mezunu olduğu için çocuklarının okumasını çok istemiş. En büyük oğlu Şahin üniversiteyi kazandığında, maalesef o zaman keçileri çalındığı için parasız kalıp oğlunu üniversiteye gönderememiş. O günleri şu sözlerle anlatıyor Akyıl, ‘’ Şahin (34) çok başarılı bir öğrenci oldu. Hep bu meleklerimle okuttum oğullarımı. Ancak Şahin’in üniversiteyi kazandığı yıl keçilerimin yarısından fazlası çalındı. Onu gönderemedik. Çok acı çektim. Ama Şahin akıllı. Rusya’ya dil okuluna gitti. Orada kendine iş buldu, dil öğrendi. Şu an orada inşaat deposunda çalışmaya devam ediyor. Kardeşlerinin eğitimi için elini taşın altına koydu. İkizlerin eğitimi için onlara çok katkı sağladı. İkizlerden biri Ethem (32) Kyoto Üniversitesi’nde Japon Dili ve Edebiyatı okudu. Olimpiyatlar iptal olduğunda Tokyo’dan ayrılmak zorunda kaldı ve ülkeye döndü, bir daha vize de alamadı. Maalesef şu an işsiz. Diğer ikizi Osman (32) Anadolu Üniversitesi’nde Dış Ticaret okudu. KPSS’ den 79 puanı var. Nişanlı, atanırsa evlenecek inşallah. Ben çocuklarımı meydana çıkarana kadar böyle kurudum kaldım. Keçilerimi sata sata 200’ e düştü.’’
"Arazi ipotek ederek yem alabildim"
Çocuklarının işsizliğine derin bir üzüntü yaşayan Hatice Akyıl bugünün ekonomik koşullarında çok sevdiği, can yoldaşları keçilerini de doyurmak da zorluk çekiyor. Arazi ipotek ederek yem aldıklarını söyleyen Akçıl, biricik hayvanlarını doyuramamaktan korkuyor, ‘’ Tarım krediye 3 dönümlük arazinin tapusunu ipotek etik. 10 bin TL limit var, 7 bin 500 TL’lık yem aldık. Ama hayvanlara yetmez, zor. Yine hayvanları satmak zorunda kalacağız.
Hayvanlar ancak kendine bakıyor
Hayvanlardan kazandığımızla hayvanlar ancak kendilerine bakıyor. Kazandığımız ne ki? Onlar kendine mi baksın bize mi baksın? 42 oğlak sattım. 350-400’e gitti. Çok içim yandı’’ diye anlatıyor yaşadıklarını.
‘’Elim ayağım tuttukça çobanlık yapacağım’’ diyen Hatice Akçıl, ‘’insanlarla uğraşmaktansa hayvanlarla uğraşmak daha iyi, sevdikleri belli. İçimde çok farklı duygular uyanıyor onları izledikçe, tüm bu zorluklara onların sevgisiyle katlanıyorum’’ diyor.
Yazdığı bir şiiri de paylaşan Hatice Akçıl, hem sevgisi, hem başarısı hem de sanatçı ruhuyla Sığacık’ ta Dionysos Tapınağı’nın hemen yanındaki keçilerin, dağların, rüzgarın, yağmurun Kraliçesi. Sığacık’ta yaşayanlar da keçilerden oluşan dev ailesi de onu Kraliçesi’ni selamlar gibi selamlıyor.
‘’Bu benim hayatım
Benim dağlarım adaçayı, kekik, çam kokar
Yağmurları camdan seyretmedim
Hepsi üzerime yağar.
Yağmur gözyaşım
Rüzgar kardeşim
Hayvanlar dostum
Dağlar yoldaşım benim.
Hayatımı hep hazır ol da yaşadım
Hiç rahat yaşamadım.’’
Seferihisar Beylerköyü’nde doğan ve 7 yaşında çobanlığa başlayan Hatice Akyıl, üç kardeşinin de bakımını küçük yaşta üstlenmiş. Annesi de çobanlık yapan Hatice Akyıl, annesiyle birlikte iş bölümü yapmak zorunda kalır. Günü gelir evde kardeşlerine yemek yapar, günü gelir 300 keçiyle tek başına dağların, ovaların yolunu tutar.
28 yaşında Seferihisar’ın Sığacık beldesine gelin giden Hatice Akyıl’ın eşi de çobanlıkla geçimini sağlamaktadır. Nuri Akyıl (71) ın evlendiklerinde 15 keçisi vardır. Ancak Hatice Akyıl tecrübesi ve çalışkanlığıyla bu keçileri 500’ e çıkartır. Hatice Akçıl keçilerin kraliçesi gibi keçilere dinlettirdiği sözleriyle herkesi şaşkına çeviriyor.
Keçilerine gel dediğinde geliyorlar, git dediklerinde gidiyorlar. Onunla keçiler adeta birer evcil hayvan gibi söz dinliyor. Onlarla dertleşiyor, sarılıyor, öpüşüyor. Zor mesleğini sevgiyle kolaylaştırıyor. Her bir keçinin bir ismi var ve keçiler isimlerini biliyorlar. Akyıl’ ın, Hatıra ve Ayşegül can yoldaşları. Öpücükleriyle onu en çok teselli eden onlar. Gülfem, Damla, Mehtap, Zehra, Emili, Hayal, Feriha hepsi onun seçtiği kız çocukları, dostları.
"Keçileri sata sata çocuk okuttum"
Hatice Akyıl’ın üç oğlu var. Kendisi ilkokul mezunu olduğu için çocuklarının okumasını çok istemiş. En büyük oğlu Şahin üniversiteyi kazandığında, maalesef o zaman keçileri çalındığı için parasız kalıp oğlunu üniversiteye gönderememiş. O günleri şu sözlerle anlatıyor Akyıl, ‘’ Şahin (34) çok başarılı bir öğrenci oldu. Hep bu meleklerimle okuttum oğullarımı. Ancak Şahin’in üniversiteyi kazandığı yıl keçilerimin yarısından fazlası çalındı. Onu gönderemedik. Çok acı çektim. Ama Şahin akıllı. Rusya’ya dil okuluna gitti. Orada kendine iş buldu, dil öğrendi. Şu an orada inşaat deposunda çalışmaya devam ediyor. Kardeşlerinin eğitimi için elini taşın altına koydu. İkizlerin eğitimi için onlara çok katkı sağladı. İkizlerden biri Ethem (32) Kyoto Üniversitesi’nde Japon Dili ve Edebiyatı okudu. Olimpiyatlar iptal olduğunda Tokyo’dan ayrılmak zorunda kaldı ve ülkeye döndü, bir daha vize de alamadı. Maalesef şu an işsiz. Diğer ikizi Osman (32) Anadolu Üniversitesi’nde Dış Ticaret okudu. KPSS’ den 79 puanı var. Nişanlı, atanırsa evlenecek inşallah. Ben çocuklarımı meydana çıkarana kadar böyle kurudum kaldım. Keçilerimi sata sata 200’ e düştü.’’
"Arazi ipotek ederek yem alabildim"
Çocuklarının işsizliğine derin bir üzüntü yaşayan Hatice Akyıl bugünün ekonomik koşullarında çok sevdiği, can yoldaşları keçilerini de doyurmak da zorluk çekiyor. Arazi ipotek ederek yem aldıklarını söyleyen Akçıl, biricik hayvanlarını doyuramamaktan korkuyor, ‘’ Tarım krediye 3 dönümlük arazinin tapusunu ipotek etik. 10 bin TL limit var, 7 bin 500 TL’lık yem aldık. Ama hayvanlara yetmez, zor. Yine hayvanları satmak zorunda kalacağız.
Hayvanlar ancak kendine bakıyor
Hayvanlardan kazandığımızla hayvanlar ancak kendilerine bakıyor. Kazandığımız ne ki? Onlar kendine mi baksın bize mi baksın? 42 oğlak sattım. 350-400’e gitti. Çok içim yandı’’ diye anlatıyor yaşadıklarını.
‘’Elim ayağım tuttukça çobanlık yapacağım’’ diyen Hatice Akçıl, ‘’insanlarla uğraşmaktansa hayvanlarla uğraşmak daha iyi, sevdikleri belli. İçimde çok farklı duygular uyanıyor onları izledikçe, tüm bu zorluklara onların sevgisiyle katlanıyorum’’ diyor.
Yazdığı bir şiiri de paylaşan Hatice Akçıl, hem sevgisi, hem başarısı hem de sanatçı ruhuyla Sığacık’ ta Dionysos Tapınağı’nın hemen yanındaki keçilerin, dağların, rüzgarın, yağmurun Kraliçesi. Sığacık’ta yaşayanlar da keçilerden oluşan dev ailesi de onu Kraliçesi’ni selamlar gibi selamlıyor.
‘’Bu benim hayatım
Benim dağlarım adaçayı, kekik, çam kokar
Yağmurları camdan seyretmedim
Hepsi üzerime yağar.
Yağmur gözyaşım
Rüzgar kardeşim
Hayvanlar dostum
Dağlar yoldaşım benim.
Hayatımı hep hazır ol da yaşadım
Hiç rahat yaşamadım.’’
Şu kriz günlerinde tarımla,hayvancılıkla uğraşan kesim daha da zor durumda...Eğer desteklenmezlerse,üretim tamamen duracak.Tamamen dışa bağımlı hale geleceğiz...Zaten zor olan hayatlar daha da zorlaştı.Bunun için hem devlet,hem de biz bu çalışkan insanların üstünden elimizi çekmemeliyiz.Sütümü,yumurtamı direkt üreticiden alıyorum ki aracı kazanmasın.