GÜLPERİ TİBİN/ EGE'YE BAKIŞ - Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay liderliğinde başlanan Karşıyaka Kentsel Gıda Strateji Belgesi tamamlandı. Gıda ve iklim krizine karşı mücadele amacıyla hazırlanan proje, Karşıyaka Zübeyde Hanım Nikah Sarayı'nda gerçekleştirilen toplantıyla halka tanıtıldı. Etkinlikte, öncülük ettiği projeyle ilgili konuşma gerçekleştiren Tugay, "Dünyanın dengesi bozuldu ve bunun sorumlusu biziz." açıklamasında bulındu."ÇALIŞMA KATILIMCI YÖNTEMLERLE TASARLANDI"
Projenin koordinatörlüğünü üstlenen Doç. Dr. Emel Karakaya Ayalp, tanıtım toplantısının açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Ayalp, projeyle ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Yerel yönetimlerin sorumluluk alması ve eylemler gerçekleştirmesi gerektiği bir noktadayız. Türkiye'de bu yok ama Karşıyaka bunlardan biri oldu. Bu çalışma başından sonuna katılımcı yöntemlerle tasarlandı ve işletildi. Yer küre yerel çalışmalar kooperatifi, öğrencilerden oluşan bir ekip çok emek verdi, Karşıyaka Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü çok emek verdi."
"ALLAH AŞKINA HERKES FARKINA VARSIN"
Toplantıda son olarak söz alan Başkan Tugay, bazı yerel yönetimlerin bu tarz projeleri vitrinde görünmek için yaptığını ancak kendisinin niyetinin bu olmadığını belirtti. Tugay, içinde bulunduğumuz dönemin insanlar üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsettiği açıklamasına. "Global düzeyde ve tüm dünyadaki herkesin katkıda bulunduğu bir durumun içerisindeyiz. Artık Allah aşkına herkes farkına varsın. Dünyanın doğal dengesi bozuldu ve bunun sorumlusu biziz." diye devam etti.
"CANLI YAŞAM YAVAŞ YAVAŞ YOK OLACAK"
Konuşmasında insanların dünya üzerine erkileri ve küresel ısınmanın insan hayatına yansımasına da değinen Tugay, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Bugün ya da dün okuduklarımıza göre, leyleklerin göç zamanı değiştiği, yoğun şekilde göç etmelerinden dolayı İzmir'de bir yerde elektrik kesintisi olmuş. Bu bizi nasıl etkiliyor? Bölgedeki insanların elektriği kesiliyor. Taze fasulye bu sene 140 lira oldu. Kirazlar bu sene dalında, yeterince olgunlaşmadan çürüdüler. Bunun yanında Burdur Gölü 120 kilometre çekildi. Marmara Gölü tamamen kurudu. Tahtalı Barajı'ndaki su miktarı yüzde 30'lar düzeyinde. Farkında mısınız bilmiyorum inanılmaz sayıda ağaç kuruyor. Benim için ölen her ağaç ölen başka bir canlı gibi çok önemli, kahroluyorum. Bu sıcaklık dayanılamayacak durumda. Buna benzer çok fazla şeyi bir araya getirebiliriz ama yaptığımız çalışmalarla ortaya koyduğumuz sonuç şu; Dünya, Avrupa Kıtası, Anadolu, İzmir, Karşıyaka, sizin mahalleniz, kendiniz önümüzdeki 5 - 10 yıl içinde su, gıda, enerji krizi yaşayacaksınız. Çevrenizdeki canlı yaşam yavaş yavaş yok olacak. Burda kimleri ne kadar suçlayacağımızı bir puanla belirlemeyi ve sorumlulara 'En çok sen suçlusun.' demeyi isterdim. Suçun ağırlığına bakınca bu işlerin yönetiminden sorumlu olanların daha suçlu olduğunu söyleyebiliriz. Ama seçim kampanyasında iklim krizinden bahseden milletvekillerini, belediye başkanlarını kimse dinlemiyor."
"AVRUPA YAPIYOR DİYE BU HATAYI YAPMAK ZORUNDA MIYIZ?" Tugay, su üretmenin de belirli zorlukları olduğunu, sağlık durumunun beli olmadığını belirttiği açıklamasına şöyle devam etti:
"'Ormanlar yandığı zaman ölecek miyiz?' Şu tutumu görüyorum ve kahroluyorum. 'Orman yanıyor sonra kendini topluyor' diyorlar. Soruyorum; emin misiniz?
TEMA vakfının bununla ilgili bi raporu var lütfen okuyun ve ormanların kaçı geri dönebiliyor görün. Ben söyleyeyim, yüzde 1'i. Ormanlar kendini yeniler ama şartlar el verişli ise. Bugün elimizde ne düzgün yağış, ne toprak ne de sağlıklı iklim şartları var. Bunlar olmayınca yanan orman yandığıyla kalıyor.
Toprak artık bitki üretmiyor, sizin o fosforlu gübreleriniz de yetmiyor, susuz tarım da işlemiyor. Ne yaparsanız yapın artık yetişmiyor bu ürünler. Şunu bilin bu sadece Türkiye'de olan bir şey değil. Tüm dünyada böyle. Avrupa yapıyor diye biz de bu hatayı yapmak zorunda mıyız? Biz daha mı az zekiyiz, bilim insanlarımız mı yetersiz? Problemimiz nedir? Kendi kendimizi koyduğumuz o kafesler, bizi zihinsel zenginliğimizden alı koyuyor. Yıllardır bize 'Türkiye'den bişi olmaz' diye diye bu hale getirdiler."
"PROJEMİZ ZOR AMA SIFIRDAN BÜYÜK"Başlattıkları projenin zor ama önemli olduğunu vurgulayan Tugay, şöyle konuştu:
"Eğer bu dünyayı ve bizleri bir su krizinin beklediğini biliyorsak önlem almak zorundayız. Gıda krizi bekliyorsa önlem almak zorundayız, topraklarımız çölleşiyorsa önlem almak zorundayız. Biz kaç senedir bu konuya kafa yoruyoruz ve bir model hazırladık ve tüm dünyaya sunmaya hazırız. Projemiz mükemmel değil, başlaması zor ama sıfırdan daha büyük"
Projenin koordinatörlüğünü üstlenen Doç. Dr. Emel Karakaya Ayalp, tanıtım toplantısının açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Ayalp, projeyle ilgili açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Yerel yönetimlerin sorumluluk alması ve eylemler gerçekleştirmesi gerektiği bir noktadayız. Türkiye'de bu yok ama Karşıyaka bunlardan biri oldu. Bu çalışma başından sonuna katılımcı yöntemlerle tasarlandı ve işletildi. Yer küre yerel çalışmalar kooperatifi, öğrencilerden oluşan bir ekip çok emek verdi, Karşıyaka Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü çok emek verdi."
"ALLAH AŞKINA HERKES FARKINA VARSIN"
Toplantıda son olarak söz alan Başkan Tugay, bazı yerel yönetimlerin bu tarz projeleri vitrinde görünmek için yaptığını ancak kendisinin niyetinin bu olmadığını belirtti. Tugay, içinde bulunduğumuz dönemin insanlar üzerindeki olumsuz etkilerinden bahsettiği açıklamasına. "Global düzeyde ve tüm dünyadaki herkesin katkıda bulunduğu bir durumun içerisindeyiz. Artık Allah aşkına herkes farkına varsın. Dünyanın doğal dengesi bozuldu ve bunun sorumlusu biziz." diye devam etti.
"CANLI YAŞAM YAVAŞ YAVAŞ YOK OLACAK"
Konuşmasında insanların dünya üzerine erkileri ve küresel ısınmanın insan hayatına yansımasına da değinen Tugay, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Bugün ya da dün okuduklarımıza göre, leyleklerin göç zamanı değiştiği, yoğun şekilde göç etmelerinden dolayı İzmir'de bir yerde elektrik kesintisi olmuş. Bu bizi nasıl etkiliyor? Bölgedeki insanların elektriği kesiliyor. Taze fasulye bu sene 140 lira oldu. Kirazlar bu sene dalında, yeterince olgunlaşmadan çürüdüler. Bunun yanında Burdur Gölü 120 kilometre çekildi. Marmara Gölü tamamen kurudu. Tahtalı Barajı'ndaki su miktarı yüzde 30'lar düzeyinde. Farkında mısınız bilmiyorum inanılmaz sayıda ağaç kuruyor. Benim için ölen her ağaç ölen başka bir canlı gibi çok önemli, kahroluyorum. Bu sıcaklık dayanılamayacak durumda. Buna benzer çok fazla şeyi bir araya getirebiliriz ama yaptığımız çalışmalarla ortaya koyduğumuz sonuç şu; Dünya, Avrupa Kıtası, Anadolu, İzmir, Karşıyaka, sizin mahalleniz, kendiniz önümüzdeki 5 - 10 yıl içinde su, gıda, enerji krizi yaşayacaksınız. Çevrenizdeki canlı yaşam yavaş yavaş yok olacak. Burda kimleri ne kadar suçlayacağımızı bir puanla belirlemeyi ve sorumlulara 'En çok sen suçlusun.' demeyi isterdim. Suçun ağırlığına bakınca bu işlerin yönetiminden sorumlu olanların daha suçlu olduğunu söyleyebiliriz. Ama seçim kampanyasında iklim krizinden bahseden milletvekillerini, belediye başkanlarını kimse dinlemiyor."
"AVRUPA YAPIYOR DİYE BU HATAYI YAPMAK ZORUNDA MIYIZ?" Tugay, su üretmenin de belirli zorlukları olduğunu, sağlık durumunun beli olmadığını belirttiği açıklamasına şöyle devam etti:
"'Ormanlar yandığı zaman ölecek miyiz?' Şu tutumu görüyorum ve kahroluyorum. 'Orman yanıyor sonra kendini topluyor' diyorlar. Soruyorum; emin misiniz?
TEMA vakfının bununla ilgili bi raporu var lütfen okuyun ve ormanların kaçı geri dönebiliyor görün. Ben söyleyeyim, yüzde 1'i. Ormanlar kendini yeniler ama şartlar el verişli ise. Bugün elimizde ne düzgün yağış, ne toprak ne de sağlıklı iklim şartları var. Bunlar olmayınca yanan orman yandığıyla kalıyor.
Toprak artık bitki üretmiyor, sizin o fosforlu gübreleriniz de yetmiyor, susuz tarım da işlemiyor. Ne yaparsanız yapın artık yetişmiyor bu ürünler. Şunu bilin bu sadece Türkiye'de olan bir şey değil. Tüm dünyada böyle. Avrupa yapıyor diye biz de bu hatayı yapmak zorunda mıyız? Biz daha mı az zekiyiz, bilim insanlarımız mı yetersiz? Problemimiz nedir? Kendi kendimizi koyduğumuz o kafesler, bizi zihinsel zenginliğimizden alı koyuyor. Yıllardır bize 'Türkiye'den bişi olmaz' diye diye bu hale getirdiler."
"PROJEMİZ ZOR AMA SIFIRDAN BÜYÜK"Başlattıkları projenin zor ama önemli olduğunu vurgulayan Tugay, şöyle konuştu:
"Eğer bu dünyayı ve bizleri bir su krizinin beklediğini biliyorsak önlem almak zorundayız. Gıda krizi bekliyorsa önlem almak zorundayız, topraklarımız çölleşiyorsa önlem almak zorundayız. Biz kaç senedir bu konuya kafa yoruyoruz ve bir model hazırladık ve tüm dünyaya sunmaya hazırız. Projemiz mükemmel değil, başlaması zor ama sıfırdan daha büyük"