Mert Delen / Ege’ye Bakış- Karşıyaka Belediyesi, ‘Toplumsal Düşünce Günleri’ etkinliğine ev sahipliği yapıyor. İki gün sürecek olan etkinliğin ilk günü Suat Taşer Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.
Toplantıya ev sahibi Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın yanı sıra, Cumhuriyet Halk Partisi Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir Milletvekilleri Tacettin Bayır, Özcan Purçu, Mahir Polat, Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü ve çok sayıda partili katıldı.
“TÜRKİYE’NİN SİSTEME İHTİYACI VAR”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Önemli bir etkinlik. Başlığı da çok çok önemli… İzmir toplumsal düşüncelerinden kültür yönünden, sanat yönünden, akılcı sorgulama yönünden de zengin bir kent. Ülkemizin gerçekten çok sağlıklı bir toplumsal düşünceye yeni bir zihniyete, yeni bir siyaset kültürüne ve çok ciddi bir dönüşüme ihtiyaç var. Maalesef Nisan 2017'de OHAL döneminde öyle bir Toplumsal Düşünce vardı ki ülkemizi büyük bir çılgınlığa sürüklediler. OHAL döneminde normalde hiçbir demokratik ülkede köklü anayasal değişikler olmaz. Ancak bizde gerçekleştirdiler. Bir tek adam rejimine doğru sürüklendik. Türkiye Cumhuriyet!'ini bir şahıs devlerine dönüştürmek istiyorlar. Bugün yaşadığımız bir parti kişi devleti. Birbirimizi dinleyerek anlayarak ve kutuplaşma girdabından çıkarak sağlıklı yeni bir sistem inşa etmemiz gerekiyor. Bu nedenle toplumsal düşünce önemli Bir yandan muhalefet olarak buna çalışıyoruz. Türkiye'nin sisteme ihtiyacı var. Bir kişiye karşıtlık anlamında değil, kolektif çalışmaya güçlü kişilere ve kadrolara ihtiyacımız var. Bütün gücü bir kişide topladığınız zaman yaşadığımız tablo ortada ve Türkiye böyle bir tabloyu kesinlikle hak etmiyor. Biz CHP olarak önce kendi içimizde önemli bir çalışmaya imza attık. Parti meclisimizde milletvekili grubumuzda hep birlikte değerlendirdik. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım atarken Cumhuriyetimiz nasıl demokrasi ile taçlandırabiliriz bunu raporunu hazırladık. Bu raporda önemli tespitler var. İlk yapmamız gereken şey güçlendirilmiş parlamenter sitemi hayata geçirmek. Günümüz dünyasında kıta Avrupa'nın büyük bölümünün uyguladığı bir şey. Niçin adını güçlendirilmiş parlamenter sistem olarak koyduk? Çünkü geçmişe dönüşten bahsetmiyoruz, 12 Eylül darbesinin güçsüz kıldığı parlamenter sistemden bahsetmiyoruz. Türkiye'nin böyle bir toplumsal düşünceye ve yönetim anlayışına ihtiyacı var. Kişilerin yönetimine hiçbir şey bırakılamaz. Kurumlar, kadrolar güçlü olmalı. Bunu sağlayacak güçteyiz. Bunu sağlayacak altyapımız var. Bu kadim toprakların kültüründe var. Türkiye'yi ülkemizi öyle bir kutuplaştırma girdabına soktular ki saray iktidarı kendi iktidarını sürdürebilmek için toplumu doğru bir düşünce ile değil tamamen şahsi çıkarları için böyle bir kutuplaşmaya sürükledi. Bizim felsefemiz önce insan. Demokrasinin temeli de budur. Biz 6 parti çalışıyoruz. Birlikte çalışılabileceğini birlikte olunabileceğini göstermek için bunu yapıyoruz. O masada herkes var. Biz Atatürkçüyüz. Biz sosyal demokratız. Merkezi demokrasi koyduğunuzda hukukun üstünlüğünü koyduğunuzda temel ilkelerde zaten anlaşıyorsun. Çok temel bir mutabakat metnini açıkladık ve genel başkanlara sunduk. Çok kısa sürede genel başkanlar bunu Türkiye ile paylaşacaktır. Bunlar toplumsal düşüncesinin, akılcı bir sorgulamanın sonucunda gerçekleştir. Biz maalesef bu güzel Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıramadık. Bunu mutlaka başarmak zorundayız. Bunu başaracak kadroların, mimarı da CHP olacaktır" dedi.
“BUNLARIN HEPSİNİ AŞACAĞIZ”
Pandemi döneminde Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin güzel işler başardığını vurgulayan Erkek, "Pandemide belediyelerimiz o kadar önemli işlere imza attılar ki tarih yazdırlar. Türkiye'nin her yerinde sosyal belediyecilik halkçı belediyecilik anlayışı ile 5 milyon aileye ulaştılar. Şimdi karakış fonunu kuruyorlar.2,5 ayda karakış fonu için yapılan destek 1 milyar 900 milyon lira. Hep toplumsal düşünce sorunu yaşıyoruz. Pandemi de yapılması gereken neydi? Merkezi hükümetin kapasitesi ile yerel yönetimin halka doğrudan ulaşabilme kapasitesi birleştirilir ve çok daha fazla halka ulaşılırdı. Merkezi hükümet bunu gerçekleştirmeyi bırakın inanılmaz hukuksal engelleri önümüze koydu. Bunların hepsini aşacağız. Ülkemizin bu altyapısı var. Önümüzdeki süreçte asla ve asla Türkiye Cumhuriyeti'nin bir şahıs devleti olmasına müsaade etmeyeceğiz. Demokratik hukuk devleti için, güçlendirilmiş parlamenter sistemi, bağımsız ve tarımsız yargıyı makul bir süre içinde hayata geçireceğiz. Özgür düşünceyi mutlaka hayata geçireceğiz. Üniversitelerimizde bile özgürce düşünmek, tartışmak mümkün değil. Bunları yaptığınızda güven veren bir sistem inşa ettiğinizde ülkemizin yaşadığı krizleri de çok hızlı bir şekilde aşacağız. Güzel günler yakın. İlk seçimde Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı Türkiye Cumhuriyeti'nin 13'üncü Cumhurbaşkanı olacak. Yeni cumhurbaşkanı ve yeni meclis toplumsal uzlaşma ile birlikte yeni bir anayasa değişikliğini açıklayacak ve millete sunacak" dedi.
SOYER: UYUMLU YAŞAYABİLİYORSAK O ZAMAN BU KRİZLERLE BAŞA ÇIKMAK MÜMKÜN
Gerçekten pandemi ile beraber küresel iklim krizi ile birlikte insanlığın çok da hazır olmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu dönem bütün dünyada ekolojik, ekonomik ve toplumsal krizlere yol açıyor. Öyle bir noktaya geldik ki pandemini ortaya çıkmasına sebep olan koşullar iklim krizi ile bir araya geldiğin çok ivedi bir biçimde bir cevap vermemiz gerekliliği ortaya çıkıyor. Küresel kriz ile ilgili bir dönüm noktasındayız. Ya içinde yaşanamayacak bir dünyayı bizden sonraki kuşaklar bırakacağız ya da hep beraber iş birliği yaparak bu krizin sonuçları ile mücadele edeceğiz. Bunun için kültür çok önemli bir kaldıra. Kültür içinde yaşadığımız ortam demek. Biz var eden iklim demek, çevre demek. Kültürün çok önemli bir araç olduğunu kabul etmemiz lazım. Nasıl bir araç olarak kullanacağız buy krizlerle mücadele etmek için? Eylül 2021'de 2 yılda bir yapılan Kültür Zirvesinde bir tanım yaptık döngüsel kültür. Dört sütün üzerine oturan bir kavram. Doğa ile uyum, birbirimiz ile uyum, geçmişimiz ile uyum ve değişimin kendisi ile uyum. Bu dört başlıkta uyumlu yaşayabiliyorsak o zaman bu krizlerle başa çıkmak mümkün hale gelebilir. Karşıyaka Belediyemize teşekkür ediyorum. Çünkü bunları konuşmamız lazım. Bir tandan hayat akıyor ve biz bu hayatın ilerisinde ekmek parası derdi ile işsizlik ile baş başayız ve bunları çözmek gibi sorumluluğumuz var. Bir de bütün bunların nasıl çözülmesi gerektiği ile ilgili ortak akıl yürütme mecburiyetimiz var. Bütün bu karanlık tabloya rağmen enseyi karartmamamız lazım. İnsan evladı evrimini tamamlamamış bir mahlukat. Biz bu kâinatta varsak hep daha iyisini başarabildiğimiz için varız. Bu nedenle bu evrim bizi hep daha iyiye götürme potansiyeli yaşıyor. Şu memlekette, Türkiye Cumhuriyeti'nde öylesine kaim bir kültürün evlatlarıyız ki… Bizden önceki atalarımızı düşünün. 16-17'sinde ölüme koşan atalarımız düşünün. Emperyalizme tarihin en büyük tokadını atan atalarımız… Bizler huzur içinde yaşayalım diye canlarını vermişler, bizim içinde yaşadığımız sorunlar ne ki? Bunların hepsinin üstesinden gelecek olağanüstü genetik kodlarımız var bizim. Onlar Almanların İtalyanlarına tası değil bizlerin atası. Bizde bizden sonraki nesillere bu cennet vatana toz kondurmadan teslim etme iradesini taşıyoruz. Bunun yolunu hep beraber bulacağımıza inanıyorum" dedi.
TUGAY: NE YAZIK Kİ HAKLILIĞINI DA ORTAYA KOYMUŞTUR
Toplantıda konuşmasını gerçekleştiren ev sahibi Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay ise pandemi sürecine dikkat çekerken, "Ülkemiz pek çok algı karmaşası içinde, toplumumuzun yarıya yakınının muhalefetine rağmen yürürlüğe konmuş, parlamenter sistemin zayıflatıldığı, parlamento kanalıyla idareye yansıması gereken halk iradesinin, diğer bir deyişle demokrasinin göz ardı edildiği, siyasi iradesi olmayan atama bakanlarla ve tek kişinin tek karar verici olduğu bir sistemi yaşıyor bir süredir. Demokrasiden uzaklaştığımız bu sistemin sorunları çözme kabiliyeti hepimizde kuvvetli soru işaretleri yaratmışken, son 2 yıldır yaşadığımız pandemi sürecinde ülkemizin yaşadığı yönetilemeyen sorunlar silsilesi ve bizi sosyal ve ekonomik açıdan ulaştırdığı nokta, endişelerimizin ne yazık ki haklılığını da ortaya koymuştur. Sorunları doğru görüp, doğru çözümler üretmenin ilk koşulu, kuşkusuz düşünce kanallarını açık tutmak, tartışma olgunluğunu demokrasi bilinciyle göstermek, aklın ve bilimin rehberliğinden vaz geçmemektir. Bugün ülkemiz, sorunları çözmek bir yana, bunlardan yoksun yaklaşımların daha da ağırlaştırdığı koşullarla baş etmeye çalışıyor" dedi.
“CUMHURİYETİMİZİN 100'ÜNCÜ YILINA GİRERKEN BUNLARI HATIRLAMAMIZI ÇOK GEREKLİ GÖRÜYORUM”
Bugün ve yarın yapılacak tartışmalarda konu başlığı olarak, kamusal sağlık açısından Pandemi ile düşünce ve ifade özgürlüğü açısından basının seçilmesini, önemli ve değerli buluyorum. Bizim bu konu başlıklarını seçmemiz elbette yaşanan sorunların ağırlığındandır. Keşke bu yaşananların bedeli yitirilen canlar, kamunun haber alma özgürlüğünün engellenmesi ve basın emekçilerinin baskı ve tehdit altında yaşaması olmasaydı. Bunları aşmanın ilk yolu, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olduğunu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrultusunda ödün vermeden yürünmesi gerektiğini anımsamaktan ve anımsatmaktan geçmektedir. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına girerken bunları hatırlamamızı çok gerekli görüyorum" ifadelerini kullandı.
“MÜCADELEDE ÜZERİMİZE DÜŞEN GÖREVİ KESİNTİSİZ SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Karşıyaka Belediyesi olarak Karşıyaka’nın Cumhuriyete inanmış, demokrat kent kimliğinden aldığımız güçle dün olduğu gibi, bugün ve yarınlarda da aynı kararlılıkla çalışacağımızı ifade etmek isterim. Pandemiyle ve yaratılan sosyal adaletsizliklerle mücadelede üzerimize düşen görevi kesintisiz sürdürmeye devam edeceğiz. Basın ve insan hakları açısından tavrımızı eylemli biçimde göstermekten vaz geçmeyeceğiz. Demokrasiyi katılımcı ve şeffaflaştırılmış yöntemlerle yaşamak ve yaşamımıza daha fazla dahil etmek en önemli amaçlarımızdan olacaktır. Gücümüz halktan, kararlılığımız Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarihsel duruşundan, yerel yönetim felsefesinden, insana doğaya çevreye ve gelecek kuşaklara saygısından almaktadır" diye konuştu.
Toplantıya ev sahibi Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın yanı sıra, Cumhuriyet Halk Partisi Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir Milletvekilleri Tacettin Bayır, Özcan Purçu, Mahir Polat, Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü ve çok sayıda partili katıldı.
“TÜRKİYE’NİN SİSTEME İHTİYACI VAR”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, "Önemli bir etkinlik. Başlığı da çok çok önemli… İzmir toplumsal düşüncelerinden kültür yönünden, sanat yönünden, akılcı sorgulama yönünden de zengin bir kent. Ülkemizin gerçekten çok sağlıklı bir toplumsal düşünceye yeni bir zihniyete, yeni bir siyaset kültürüne ve çok ciddi bir dönüşüme ihtiyaç var. Maalesef Nisan 2017'de OHAL döneminde öyle bir Toplumsal Düşünce vardı ki ülkemizi büyük bir çılgınlığa sürüklediler. OHAL döneminde normalde hiçbir demokratik ülkede köklü anayasal değişikler olmaz. Ancak bizde gerçekleştirdiler. Bir tek adam rejimine doğru sürüklendik. Türkiye Cumhuriyet!'ini bir şahıs devlerine dönüştürmek istiyorlar. Bugün yaşadığımız bir parti kişi devleti. Birbirimizi dinleyerek anlayarak ve kutuplaşma girdabından çıkarak sağlıklı yeni bir sistem inşa etmemiz gerekiyor. Bu nedenle toplumsal düşünce önemli Bir yandan muhalefet olarak buna çalışıyoruz. Türkiye'nin sisteme ihtiyacı var. Bir kişiye karşıtlık anlamında değil, kolektif çalışmaya güçlü kişilere ve kadrolara ihtiyacımız var. Bütün gücü bir kişide topladığınız zaman yaşadığımız tablo ortada ve Türkiye böyle bir tabloyu kesinlikle hak etmiyor. Biz CHP olarak önce kendi içimizde önemli bir çalışmaya imza attık. Parti meclisimizde milletvekili grubumuzda hep birlikte değerlendirdik. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım atarken Cumhuriyetimiz nasıl demokrasi ile taçlandırabiliriz bunu raporunu hazırladık. Bu raporda önemli tespitler var. İlk yapmamız gereken şey güçlendirilmiş parlamenter sitemi hayata geçirmek. Günümüz dünyasında kıta Avrupa'nın büyük bölümünün uyguladığı bir şey. Niçin adını güçlendirilmiş parlamenter sistem olarak koyduk? Çünkü geçmişe dönüşten bahsetmiyoruz, 12 Eylül darbesinin güçsüz kıldığı parlamenter sistemden bahsetmiyoruz. Türkiye'nin böyle bir toplumsal düşünceye ve yönetim anlayışına ihtiyacı var. Kişilerin yönetimine hiçbir şey bırakılamaz. Kurumlar, kadrolar güçlü olmalı. Bunu sağlayacak güçteyiz. Bunu sağlayacak altyapımız var. Bu kadim toprakların kültüründe var. Türkiye'yi ülkemizi öyle bir kutuplaştırma girdabına soktular ki saray iktidarı kendi iktidarını sürdürebilmek için toplumu doğru bir düşünce ile değil tamamen şahsi çıkarları için böyle bir kutuplaşmaya sürükledi. Bizim felsefemiz önce insan. Demokrasinin temeli de budur. Biz 6 parti çalışıyoruz. Birlikte çalışılabileceğini birlikte olunabileceğini göstermek için bunu yapıyoruz. O masada herkes var. Biz Atatürkçüyüz. Biz sosyal demokratız. Merkezi demokrasi koyduğunuzda hukukun üstünlüğünü koyduğunuzda temel ilkelerde zaten anlaşıyorsun. Çok temel bir mutabakat metnini açıkladık ve genel başkanlara sunduk. Çok kısa sürede genel başkanlar bunu Türkiye ile paylaşacaktır. Bunlar toplumsal düşüncesinin, akılcı bir sorgulamanın sonucunda gerçekleştir. Biz maalesef bu güzel Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıramadık. Bunu mutlaka başarmak zorundayız. Bunu başaracak kadroların, mimarı da CHP olacaktır" dedi.
“BUNLARIN HEPSİNİ AŞACAĞIZ”
Pandemi döneminde Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin güzel işler başardığını vurgulayan Erkek, "Pandemide belediyelerimiz o kadar önemli işlere imza attılar ki tarih yazdırlar. Türkiye'nin her yerinde sosyal belediyecilik halkçı belediyecilik anlayışı ile 5 milyon aileye ulaştılar. Şimdi karakış fonunu kuruyorlar.2,5 ayda karakış fonu için yapılan destek 1 milyar 900 milyon lira. Hep toplumsal düşünce sorunu yaşıyoruz. Pandemi de yapılması gereken neydi? Merkezi hükümetin kapasitesi ile yerel yönetimin halka doğrudan ulaşabilme kapasitesi birleştirilir ve çok daha fazla halka ulaşılırdı. Merkezi hükümet bunu gerçekleştirmeyi bırakın inanılmaz hukuksal engelleri önümüze koydu. Bunların hepsini aşacağız. Ülkemizin bu altyapısı var. Önümüzdeki süreçte asla ve asla Türkiye Cumhuriyeti'nin bir şahıs devleti olmasına müsaade etmeyeceğiz. Demokratik hukuk devleti için, güçlendirilmiş parlamenter sistemi, bağımsız ve tarımsız yargıyı makul bir süre içinde hayata geçireceğiz. Özgür düşünceyi mutlaka hayata geçireceğiz. Üniversitelerimizde bile özgürce düşünmek, tartışmak mümkün değil. Bunları yaptığınızda güven veren bir sistem inşa ettiğinizde ülkemizin yaşadığı krizleri de çok hızlı bir şekilde aşacağız. Güzel günler yakın. İlk seçimde Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı Türkiye Cumhuriyeti'nin 13'üncü Cumhurbaşkanı olacak. Yeni cumhurbaşkanı ve yeni meclis toplumsal uzlaşma ile birlikte yeni bir anayasa değişikliğini açıklayacak ve millete sunacak" dedi.
SOYER: UYUMLU YAŞAYABİLİYORSAK O ZAMAN BU KRİZLERLE BAŞA ÇIKMAK MÜMKÜN
Gerçekten pandemi ile beraber küresel iklim krizi ile birlikte insanlığın çok da hazır olmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu dönem bütün dünyada ekolojik, ekonomik ve toplumsal krizlere yol açıyor. Öyle bir noktaya geldik ki pandemini ortaya çıkmasına sebep olan koşullar iklim krizi ile bir araya geldiğin çok ivedi bir biçimde bir cevap vermemiz gerekliliği ortaya çıkıyor. Küresel kriz ile ilgili bir dönüm noktasındayız. Ya içinde yaşanamayacak bir dünyayı bizden sonraki kuşaklar bırakacağız ya da hep beraber iş birliği yaparak bu krizin sonuçları ile mücadele edeceğiz. Bunun için kültür çok önemli bir kaldıra. Kültür içinde yaşadığımız ortam demek. Biz var eden iklim demek, çevre demek. Kültürün çok önemli bir araç olduğunu kabul etmemiz lazım. Nasıl bir araç olarak kullanacağız buy krizlerle mücadele etmek için? Eylül 2021'de 2 yılda bir yapılan Kültür Zirvesinde bir tanım yaptık döngüsel kültür. Dört sütün üzerine oturan bir kavram. Doğa ile uyum, birbirimiz ile uyum, geçmişimiz ile uyum ve değişimin kendisi ile uyum. Bu dört başlıkta uyumlu yaşayabiliyorsak o zaman bu krizlerle başa çıkmak mümkün hale gelebilir. Karşıyaka Belediyemize teşekkür ediyorum. Çünkü bunları konuşmamız lazım. Bir tandan hayat akıyor ve biz bu hayatın ilerisinde ekmek parası derdi ile işsizlik ile baş başayız ve bunları çözmek gibi sorumluluğumuz var. Bir de bütün bunların nasıl çözülmesi gerektiği ile ilgili ortak akıl yürütme mecburiyetimiz var. Bütün bu karanlık tabloya rağmen enseyi karartmamamız lazım. İnsan evladı evrimini tamamlamamış bir mahlukat. Biz bu kâinatta varsak hep daha iyisini başarabildiğimiz için varız. Bu nedenle bu evrim bizi hep daha iyiye götürme potansiyeli yaşıyor. Şu memlekette, Türkiye Cumhuriyeti'nde öylesine kaim bir kültürün evlatlarıyız ki… Bizden önceki atalarımızı düşünün. 16-17'sinde ölüme koşan atalarımız düşünün. Emperyalizme tarihin en büyük tokadını atan atalarımız… Bizler huzur içinde yaşayalım diye canlarını vermişler, bizim içinde yaşadığımız sorunlar ne ki? Bunların hepsinin üstesinden gelecek olağanüstü genetik kodlarımız var bizim. Onlar Almanların İtalyanlarına tası değil bizlerin atası. Bizde bizden sonraki nesillere bu cennet vatana toz kondurmadan teslim etme iradesini taşıyoruz. Bunun yolunu hep beraber bulacağımıza inanıyorum" dedi.
TUGAY: NE YAZIK Kİ HAKLILIĞINI DA ORTAYA KOYMUŞTUR
Toplantıda konuşmasını gerçekleştiren ev sahibi Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay ise pandemi sürecine dikkat çekerken, "Ülkemiz pek çok algı karmaşası içinde, toplumumuzun yarıya yakınının muhalefetine rağmen yürürlüğe konmuş, parlamenter sistemin zayıflatıldığı, parlamento kanalıyla idareye yansıması gereken halk iradesinin, diğer bir deyişle demokrasinin göz ardı edildiği, siyasi iradesi olmayan atama bakanlarla ve tek kişinin tek karar verici olduğu bir sistemi yaşıyor bir süredir. Demokrasiden uzaklaştığımız bu sistemin sorunları çözme kabiliyeti hepimizde kuvvetli soru işaretleri yaratmışken, son 2 yıldır yaşadığımız pandemi sürecinde ülkemizin yaşadığı yönetilemeyen sorunlar silsilesi ve bizi sosyal ve ekonomik açıdan ulaştırdığı nokta, endişelerimizin ne yazık ki haklılığını da ortaya koymuştur. Sorunları doğru görüp, doğru çözümler üretmenin ilk koşulu, kuşkusuz düşünce kanallarını açık tutmak, tartışma olgunluğunu demokrasi bilinciyle göstermek, aklın ve bilimin rehberliğinden vaz geçmemektir. Bugün ülkemiz, sorunları çözmek bir yana, bunlardan yoksun yaklaşımların daha da ağırlaştırdığı koşullarla baş etmeye çalışıyor" dedi.
“CUMHURİYETİMİZİN 100'ÜNCÜ YILINA GİRERKEN BUNLARI HATIRLAMAMIZI ÇOK GEREKLİ GÖRÜYORUM”
Bugün ve yarın yapılacak tartışmalarda konu başlığı olarak, kamusal sağlık açısından Pandemi ile düşünce ve ifade özgürlüğü açısından basının seçilmesini, önemli ve değerli buluyorum. Bizim bu konu başlıklarını seçmemiz elbette yaşanan sorunların ağırlığındandır. Keşke bu yaşananların bedeli yitirilen canlar, kamunun haber alma özgürlüğünün engellenmesi ve basın emekçilerinin baskı ve tehdit altında yaşaması olmasaydı. Bunları aşmanın ilk yolu, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olduğunu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği hedefler doğrultusunda ödün vermeden yürünmesi gerektiğini anımsamaktan ve anımsatmaktan geçmektedir. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına girerken bunları hatırlamamızı çok gerekli görüyorum" ifadelerini kullandı.
“MÜCADELEDE ÜZERİMİZE DÜŞEN GÖREVİ KESİNTİSİZ SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Karşıyaka Belediyesi olarak Karşıyaka’nın Cumhuriyete inanmış, demokrat kent kimliğinden aldığımız güçle dün olduğu gibi, bugün ve yarınlarda da aynı kararlılıkla çalışacağımızı ifade etmek isterim. Pandemiyle ve yaratılan sosyal adaletsizliklerle mücadelede üzerimize düşen görevi kesintisiz sürdürmeye devam edeceğiz. Basın ve insan hakları açısından tavrımızı eylemli biçimde göstermekten vaz geçmeyeceğiz. Demokrasiyi katılımcı ve şeffaflaştırılmış yöntemlerle yaşamak ve yaşamımıza daha fazla dahil etmek en önemli amaçlarımızdan olacaktır. Gücümüz halktan, kararlılığımız Cumhuriyet Halk Partisi'nin tarihsel duruşundan, yerel yönetim felsefesinden, insana doğaya çevreye ve gelecek kuşaklara saygısından almaktadır" diye konuştu.