GÜLPERİ TİBİN/ EGE’YE BAKIŞ – Son dönemlerde eğitim kurumlarında gerçekleştirilen dinci uygulamalarla sık sık gündeme gelen Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesine tepkiler devam ediyor.
Bornova Laik Eğitim Demokratik Yaşam Platformu, Bornova Çarşı girişinde ÇEDES’e yönelik basın açıklaması gerçekleştirdi. Platform adına açıklamayı okuyan Eğitim – Sen 4 No’lu Şube Sekreteri Evren Nesil Dinçel, “Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesi adı altında okullarda imam, vaiz ve din görevlileri ‘manevi danışman’ ve ‘öğretici’ adı altında etkinliklere katılırken, öğrenciler camilere götürülmeye, imamlar okullarda ‘konferans’ vermeye devam etmektedir.” dedi.
“KABUL EDİLEMEZ”
Devletin bütün olanaklarının dini programlara seferber edildiğini belirten Dinçel, “Türkiye’nin dört bir yanında ilkokul ve ortaokul öğrencileri bir yandan ÇEDES kapsamında sabah namazına camilere götürülürken, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullar ve pansiyonlarda öğrencilere yönelik dini programlar düzenlenmesi için devletin bütün kurumları elindeki bütün olanakları seferber etmiş durumdadır.” dedi.
Dinçel, açıklamasına şöyle devam etti:
“Her türden dini inancı istismar ederek çocuklarımızı ve toplumu ‘tek din, tek mezhep’ anlayışı üzerinden ‘tek tip’ hale getirmeye çalışma girişimleri kabul edilemez. Türkiye’de yaşanan yoğun dinselleşme, eğitim sürecinde dinsel sömürüye kaynaklık eden kimi pratik uygulama ve söylemlerin yaygınlaşması, son yıllarda eğitimin bütün kademelerinde yaşanan temel bir sorun olarak dikkat çekmektedir. MEB, sözde dernek vakıf adı altında cemaat ve tarikatları Diyanet, dini vakıf ve derneklerin iş birliği ile okul içinde ve dışında öğrencilere yönelik olarak hayata geçirilen dini faaliyetler, eğitim sisteminin adeta belli bir inanç ve mezhebin kuralları ve uygulamaları ile kuşatılması anlamına gelmektedir.
Türkiye’nin eğitim sistemi en temel bilimsel ilkelerden ve laik eğitim anlayışından hızla uzaklaşırken, okullarda dinselleşme hızla artarak kaygı verici boyuta ulaşmıştır. Eğitim alanında yaşanan dinsel kuşatmanın son yıllarda belirgin şekilde yoğunlaştığını söylemek mümkündür. Eğitim sisteminde ve genel olarak toplumsal yaşamda iktidarın kendi dünya görüşüne ve yaşam tarzına uygun nesiller yetiştirme yönündeki uygulamaları tüm topluma yönelik fiili bir baskı ve dayatma haline gelmiş durumdadır.”
“LAİK EĞİTİM ANLAYIŞINA TEMELDEN AYKIRI”
Öğrencilere yönelik, belli bir dini inancın benimsendiği dini değerler üzerinden etkinlik düzenlemenin hem laikliğe hem de laik eğitim anlayışına temelden aykırı olduğunu belirten Dinçel, “Türkiye’de yıllardır bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik her türlü uygulamadan derhal vazgeçilmelidir.” İfadelerini kullandı.
Dinçel, dini vakıfların ve derneklerin okullardaki faaliyetlerine son vermesi gerektiğini belirttiği açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Laik eğitimden ve laiklik ilkesinden uzaklaşıldığında bu ülkenin kurucu değerlerine küfreden Şevki Yılmaz’lar çıkacaktır. Laiklik ilkesini ortadan kaldırdığınızda bir cadı avı gibi sokaklarda kadınların yaşam biçimine müdahale eden, onları toplumsal yaşam alanları ve eğitim sisteminin içinde istemeyen Taliban zihniyeti ortaya çıkacaktır. Bizler karanlık Taliban zihniyetine karşı aydınlık yarınları sokak sokak, mahalle mahalle oluşturacağız ve bu gerici kuşatmaya asla teslim olmayacağız.”
“MÜCADELEYE DAVET EDİYORUZ”
Dinçel açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bizler Laik Eğitim Demokratik Yaşam Platformu olarak çocuklarımızın siyasi iktidarın kendi siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için hayata geçirdiği dini içerikli projelerin parçası haline getirilmesine karşı çıkıyor, okullarımızın dini içerikli faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için bütün eğitim ve bilim emekçilerini, öğrenci ve velilerimizi birlikte mücadeleye davet ediyoruz. Biliyoruz iktidar bütün gerici kuşatma ve dayatmalarına karşı bu toplumu teslim alamamıştır. Ondandır ki bugün bu gerici saldırılarını daha da artırarak çağdaş laik ve bilimsel eğitimi hedef almaktadır. Ancak şunu bilsinler ki bizler de artırdıkları bu gerici saldırılara karşı toplumun ilerici değerlere inanmış tüm hücreleri ile yan yana gelerek bu gerici kuşatmalarına karşı mücadeleyi yükselteceğiz ve bu gerici kuşatmayı dağıtana kadar bir adım geri atmayacağız.”