Berivan Kaya/Ege'ye Bakış- İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri Soma katliamının 8. yılında basın açıklaması gerçekleştirdi. İzmir Mimarlar Odası önünde gerçekleştirilen açıklamayı KESK Dönem Sözcüsü Necip Vardal okudu.
Soma Davası'nda Yargıtay üyelerinin değiştirildiğini hatırlatan Necip Vardal," Yaşanan iş cinayetinin üzerinden 8 yıl geçti. O gün madendeki göçüğün altından 301 işçinin cansız bedeni çıktı; onlarca yaralı beden çıktı; ölenlerin aileleri, yakınları için kahredici bir yokluk, hiç dinmeyen gözyaşı, bir türlü bitmeyen yas süreci çıktı. Göçüğün altından tek bir şey çıkarılamadı: ADALET! Soma’da adalet sekiz yıldan beri hala o göçüğün altında. Yargıtay üyeleri değiştirilerek sanıklara önce olası kasttan verilen ceza bozuldu, yani üyelere müdahale edilmesiyle kendi kararını bozarak bilinçli taksirle ceza verilmesi gerektiğini söyleyen Yargıtay patronları akladı. Soma’da 301 işçinin ölümünde asli sorumlu olan patron, 2020’de yapılan infaz düzenlemesinin de sayesinde öldürülen her maden işçisi için sadece 8 gün hapis yatmış olacak. Her ölen can için sadece 8 gün!" İfadelerini kullandı.
Soma avukatları ağır cezalara çarptırıldı
Gezi Davasında tutuklanan Can Atalay'ın Soma Davası avukatlarından biri olduğuna vurgulayan Vardal," Sermaye ve onun vahşi sömürü düzeni sürsün diye hukuku patronları aklamak ve dışarda tutmak için seferber edenler, yargıyı 301 maden işçisinin hesabını sormak, iş cinayetlerini önlemek için, yurttaş hakları için mücadele edenlere inen bir sopa olarak kullandı. İşçilerin katilleri, patronlar dışardayken Soma’nın avukatları temelsiz, hukuksuz ve talimatlı bir yargı süreciyle ağır cezalara çarptırıldı. 301 işçinin kanı ellerinde olan patron dışarıda, Gezi gibi ülkenin en onurlu ve haklı direnişini siyasal intikamla gasp etmek, Gezi’nin geleceğe tuttuğu ışığı karartmak ve umudu öldürmek için verilen cezalarla Can Atalay hapiste. Selçuk Kozağaçlı hiçbir somut dayanağı olmaksızın verilen cezalarla halen tutsak" dedi.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na verilen cezayı eleştiren Necip Vardal, "Gezi’den Soma’ya gelişen hak mücadelesi, yurttaşlık bilinci, kölece çalışma ve insanlık dışı yaşama koşullarına, taşeronluk sistemine karşı yükselen itirazdı aslında yok edilmek istenen. Bugün yerin yedi kat dibinde kalan adaletsizliğin üzerine bir kat daha toprak atıldı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, iktidarın politikalarını eleştirenlere, başka bir hayat için umudu örgütlemek üzere çalışanlara karşı bir zor ve şiddet aygıtı olarak kullanılan yargı eliyle cezalandırıldı" dedi.
Adalet halkın ekmeğidir...
Gezi Davası kararı sonra adalet nöbetine başlayan Mimarlar Odası'nın dayanışmasına değinen Vardal, "Bu dayanışmayı, en kitlesel toplumsal adalet arayışı da olan Gezi’nin ışığında, onun ruhu ve değerleriyle yürüme kararlığımızı göstermek üzere bugün Mimarlar Odası’nda devam eden adalet nöbetindeyiz. Çünkü halkın ekmeğidir adalet!
Ülkemiz AKP iktidarının ekonomi politik tercihleri nedeniyle giderek derinleşen ekonomik, siyasal, toplumsal ve ekolojik bir krizin içerisinde olduğunu belirten Necip Vardal, "Kamu kaynaklarının, doğanın yağma ve talanına, güvencesiz, esnek istihdama, ucuz iş gücüne dayanan bu siyasal rejim seçim sürecine girilmesiyle birlikte baskı ve tahakkümü arttırmaya devam ediyor. Bu düzen altında bu ülkede her yıl ortalama en az iki bin işçi, emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Meslek hastalığı nedeniyle her yıl bunun beş katı kadar yaşam çalınıyor. İşverenlerin maliyet olarak gördüğü işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini maliyet azaltmak, karını arttırmak için almaktan kaçınması nedeniyle ölüyor işçiler madenlerde, tersanelerde, fabrikalarda, atölyelerde, iş yerlerinde" dedi.
Yargı patronları korumak için devrede!
Dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz!
Dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz!
Yargı'nın patronları koruduğunu belirten Vardal, "Emekçiler güvenliksiz, güvencesiz koşullarda açlıkla ölüm arasına sıkıştırılarak çalıştırılıyor patronlar karlarına kar katmaya devam edebilsin diye. Yargı devreye giriyor patronları aklamak için. Yargı devreye giriyor emeğin her şeyden ucuz olduğu, emekçilere yoksulluk, açlık, güvencesizlik, kölece çalışma koşulları dayatan ve ölüm getiren bu sermaye düzenine itiraz edenleri susturmak için. Bu vahşi sömürü, talan ve yağma düzeni emekçilerin yaşamlarının ve doğanın yok edilmesi pahasına sürsün diye: seçim yasasını değiştirseler de HDP örneğinde söz konusu olduğu gibi parti kapatma davaları açsalar da provokatif girişimlerde bulunsalar da muhalif sesleri susturmak için gerçeği kararlıkla söylemeye devam eden herkese yargı eliyle cezalar yağdırsalar da bu düzen değişmeli diyerek mücadele verenlerin örgütlü gücünü dağıtmaya çalışsalar da inatla kararlıkla emekten yana, eşit ve özgür bir ülke için mücadele vermeye, örgütlenmeye, dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz" ifadeleri yer aldı.
Unutmayacağız!
Soma’da işçilerin katillerini, patronları aklayanları, siyasi iktidarın ve kamu kurumlarının sorumluluğunu unutamayacaklarını dile getiren Sözcü Vardal, "Onların anısının, emeğinin ve mücadelesinin yaşatılması için Gezi’nin açtığı yoldan, insan onuruna yaraşır çalışma koşulları ve ücret, iş güvencesi, laik, demokratik, barış içinde, insanca yaşadığımız bir ülke için kararlıkla yürümeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.