KÜBRA CEYLAN/EGE'YE BAKIŞ-İzmir Gaziemir’de bulunan Eski kurşun fabrikası tehlike saçmaya devam ediyor. Konuyla ilgili Gaziemir Belediye Başkanı basın açıklaması düzenledi Basın açıklamasında konuşan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, “İzmir’in merkezinde kalmış burada yaşayan insanların sağlığını etkileyen bölgenin temizlenmesini yaklaşık 10 yıllık mücadeleyle istiyoruz. Bugün gelmiş olduğumuz bu noktada halkın sağlığını etkileyen olayları duyduğunuz için mutluyuz, ancak sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesini istiyoruz. Yüreğimize su serpilmesini yürütülmesini istiyoruz. Bugüne kadar olumlu bir dil kullandık, çok masum isteğimiz var dedik. Bu alan temizlensin istiyoruz. Umuyorum ve diliyorum ki bu bölge temizlensin. Vatandaşlarımızın hayatını etkileyen bu tehlikeden kurtulmuş olalım.”dedi.
“İzmirliler tarafından bilinmesi için buradayız”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özulu, “ 70 dönümlük alana kurulmuş olan sanayi tesisin bıraktığı nükleer atıkların bizim hayatımızı nasıl riske ve tehlikeye attığına dair farkındalığı tüm İzmirliler tarafından bilinmesi için buradayız. Valiliğimizin almış olduğu ve bunu duyurduğu, buranın nükleer atıklardan temizleneceği sevindirici bir iştir. Geç kalınmış ama doğru bir iştir. Bu sürecin takipçisi olacağız. Şehrin göbeğinde böyle bir tesisin kurulmuş olması o gün için belki tehlike yaratmamış olabilir ama bugün toprağa gömülü nükleer atıkların buradaki inşaları hayatlarına nasıl tehlike yarattığını bizim söylememize gerek yok.”ifadesinde bulundu.
Üretmenin ülkemiz açısından önemli olduğunu ancak insan sağlını etkilemeden üretim yapılması gerektiğini savunan Özuslu, “Evet üretmeliyiz, üretmek önemli bir kavramdır. Türkiye’nin ihtiyacıdır üretmek ama nasıl üretmek insana rağmen üretmek olmaz, insan hayatını tekliye atarak üretmek olmaz, çevreyi ve ekolojiyi yok ederek üretmek olmaz aslında o tüketmenin hayatı sonuçlandırmanın ve insan sağlığını hiçe saymanın ta kendisidir. Onun için çevrece sürdürülebilir insan sağlığı düşünülerek üretimi tabiki destekliyoruz. Ama böyle bir üretimi asla desteklemiyoruz. Bunların ortadan aldırılması için kurumlarımızla birlikte çalışmalara devam edeceğiz.”şeklinde konuştu.
“Burası kafasına göre iş yapılacak bir yer değil!”
Bu olaydan 2012 yılının Aralık ayında haberdar olduklarını ve bu zamandan sonra çalışmaların devam ettiğini söyleyen Avukat Arif Ali Cangı, “Haberdar olduktan sonra mahallede yaşayan yurttaşlarımızla birlikte çeşitli başvurular yaptık. Suç duyurusunda bulunduk. Su duyurusu dilekçesi davası zaman aşımı nedeniyle reddedildi. Şu anda hukuki bir süreç işlemiyor. Hala burada çevreyi kirletme suçları devam ediyor. Suçun failleri hala bulunmuş değil. Haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla burada bir bertaraf işlemleri yapılacağını öğrendik yine haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla, henüz daha nükleer düzenleme kurulunun verdiği bir izin söz konusu değil. 2017’de yılında çet olumlu kararıyla çet raporuna göre mi yapılacak belli değildir. Ancak görüyoruz ki alanda çalışma başlatılmış, bu çalışma kimin işlemleriyle başlatılmış. Burası kafasına göre iş yapılacak bir yer değil. Burası tehlikeli bir yer, aynı zamanda burada radyoaktif atıklar var. İçeride çalışanların güvenlik önemleri alınmışımdır. Çalışma koşulları uygun mudur? Hiç kimsenin bilgisi yok. Burada yaşayan insanlara bilgi vermeden çalışma yapamazsınız.”dedi.
Belediye Başkanıyla birlikte çevrede ölçüm yaptıklarını söyleyen Cangı, “Amatörce yaptığımız ölçümler sırasında diğer yerlerde ölçülen radyoaktif ölçünün 8500 katı kirlilik uyarısı aldık. Sevgili başkanla da birlikte girdiğimizde 7500 katı kirlilik çıktı. Yetkililer burada kirlilik olduğu konusuna bilgili ancak bir çalışma yapılmıyor.”
“Bu şekilde bu iş yürümez. Temizlenmesini bizde istiyoruz ancak bilimsel olmalı, uzmanları da katmak zorundasınız. Burada yaşayan vatandaşın kanser olma riski var. Bu atıkları kimlerin getirdiği mutlaka çıkarılmalı. Yeniden hukuki süreçleri başlatacağız.”ifadesinde bulundu.
“Buradaki suçu araştıracak olan uluslararası polis örgütleridir”
Konuyla ilgili önemli detaylara değinen Çevre Mühendisi Enver Yaser küçük, “Benim aradığım sizler değilsiniz. Burada en az 10 bin insan yaşıyor. Bu insanların çoğu burada olmalıydı. Bu gördüğümüz saha uluslararası bir suç merkezi, buradaki suçu araştıracak olan uluslararası polis örgütleridir. 2006’lı yıllarda bu yoldan 3 kamyon dolusu nükleer atık getiriliyor. Bu atıklar özel kurşun koruma kapları içerisindeki radyoaktif atıklardır. 3 kamyon dolusu nükleer yakıt çubuğu Türkiye’nin hangi yolundan geçti. Bu sahada 3 kamyon dolusu atık eritildi. Bu atıkların tümü duman çıkan yerlerin altına gömüldü. 2007’de TÜBİTAK ve Türkiye Atom Enerji Kurumu (TAEL), burada radyoaktif atıkların olduğunu söyledi. Aradan ecen 17 yıl boyunca yağan yağışlarla aşağılara kadar bu atıklar indi. Radyoaktif atıklar öyle bir şeydir ki bırakıldığı zaman diğer atıklarla birleşerek çoğalabilen bir maddedir. Ve dünyada radyoaktif atıkların arıtımı diye bir şey yok. Açılacak davaların Uluslararası dava olmalıdır.”dedi.
Çevrede bulunan vatandaşlar, durumdan rahatsız olduklarını söyleyerek, konuyla ilgili biran önce çalışmaların yapılmasını istiyoruz diyerek, “Cumartesi gününden beri sürekli duman çıkıyor. Bu çevrede kanser hastalığı çoğaldı. Bizleri tehdit ediyorlar. Çoğu kişi korkudan gelemiyor. Çocuklar ölüyor. Birçok çocuk öldü ve ya engelli doğru. Biz buraya gelen atık kamyonlarının hepsini gördük şahit olduk. Üstünü kapattılar. Burada şikâyet eden herkesi dövdüler.”
Korkuyoruz!
“Burası mikrop saçıyor. Bize yardım eden kimse yok, İnsanlarımız cahil yapabileceğimiz hiçbişiy yok. Fabrika sahiplerinin tehdit edip bizleri öldürmesinden koruyoruz. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Bakın 2, 3 gün yağmur yağdı. Burası yine duman oldu. Koku ve dumanlar bizi kanser etti. Çoğu vatandaşımız öldü.” açıklamasında bulundu.