İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri düzenledikleri bir basın açıklamasıyla Maraş depremlerinde yaşananları protesto etti. Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde düzenlenen protestoya bölgedeki vatandaşlar da sloganlarla destek verdi. Yapılan açıklamada hükümeti sert bir dille eleştiren İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, “hükümet istifa” sloganları atan halk tarafından destek gördü.
“Deprem iktidarın açıklarını da döktü”
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını Eğitim Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Veysel Beyazadam okudu. Açıklamada depremle birlikte iktidarın açıklarının ortaya döküldüğü, tek adam rejiminin ve neoliberal yağmacılığın neye yol açtığının tüm dünya tarafından görüldüğü vurgulandı.
“İlk saatlerden itibaren dört bir yandan yardım çağrıları yükseldi. Her felaketi otoritesini pekiştirmek ve ranta dönüştürmek için kullanan iktidarın, arama kurtarma ve destek çalışmalarını tekelinde topladığı AFAD ortada yoktu.” denilen açıklamada, “Binlerce depremzedenin ortak çığlığında ifade ettiği gibi devlet yoktu. Kurtulanlar ve kendi imkanlarıyla enkazdan çıkanlar yakınlarını kurtarmaya çalıştı. Yaralılar hastanelere götürülemedi. Yollar kapalıydı ve hastaneler çökmüştü. Üç gün boyunca Deprem alanındaki halkın imdadına koşabilenlerin en önünde, toplumsal dayanışma ağları, emek ve meslek örgütleri, demokrasi güçleri vardı. Devlet üçüncü günde ortaya çıktığında, ilk işi, toplumsal dayanışmayı AFAD'ın ve iktidarın kontrolü altına almak için felaketi bir güvenlik sorununa dönüştürmek ve OHAL ilan etmek oldu.” açıklamasına yer verildi.
“Afeti yönetemeyenlerin ölülerini gömme telaşındaki insanlara küfür ettiğini gördük”
Deprem sonrası süreçte iktidar ve halk arasındaki ilişkiye de vurgu yapılan basın açıklamasında “İktidar deprem öncesi ve sonrası yaptığı hatalarla yüzleşeceğine, dayanışma faaliyetinde bulunanlar başta olmak üzere önüne gelene parmak sallayarak halkın dayanışmasını engellemek için elinden geleni ardına koymadı. Yardım ve destek çalışmalarının akışında hayati yeri olan sosyal medyayı kapattı, yardım kamyonlarına el koydu, dayanışma koordinasyon merkezlerine kayyum atadı, gazetecileri, gönüllüleri ve adaletsiz, yetersiz yardımları eleştiren depremzedeleri gözaltına aldı, iktidarı eleştiren televizyonları, basını susturmaya girişti. İnsanlık tarihinde belki ilk kez, ihmal ve liyakatsizlikle afeti yönetemeyenlerin ölülerini gömme ve yaşamı sürdürme telaşındaki insanlara küfür edebildiğine şahit olduk.” ifadelerine yer verildi.
Bilim insanlarının açıklamalarına rağmen...
Deprem öncesinde önemli jeologlar tarafından yapılan açıklamaların dikkate alınmadığına değinilen açıklamada “Bilim insanlarının yıllardır yaptıkları açık uyarılara karşın, çıkarılan 9 imar affıyla deprem bölgesindeki 300 bin binaya denetimsiz yapı kayıt belgesi verilmiştir.” ifadelerine yer verilirken deprem sonrası tedavi gördüğü hastanelerden ya da farklı yerlerden kaybolduğu haberi alınan çocuklarla ilgili olarak da “Ailesini yitirmiş çocuklarımız, her biri birer çocuk istismar merkezi olma riski taşıyan, geçmişte, çocuk yaşta evliliğe zorlama, taciz, tecavüz gibi çok sayıda istismar olayının yaşandığı tarikat yurtlarına bırakılamaz. Çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz.” denildi..
Şimdi dayanışma zamanı
Vatandaşın yaşanan acıların hesabını soracağının altını çizen Emek ve Demokrasi Güçleri açıklamasını “Deprem nedeniyle yaşadığımız acılar, takdir-i ilahi değil, takdir-i siyasidir. İktidar sahipleri ne yaparlarsa yapsınlar, tarihinin en büyük acısını yaşayan ve tarihinin en büyük dayanışma hareketini yaratan Türkiye halkı, yaşadığımız insani felaketin siyasi sorumlularından ve bunların koltuğu altında palazlanan ölüm tacirlerinden mutlaka hesap soracaktır. Şimdi dayanışma zamanı.” sözleriyle noktaladı.