ÖMER FARUK ALTIN/EGE’YE BAKIŞ-İzmir’in önemli gündemlerinden biri olan deprem, sağlık emekçilerini de tedirgin ediyor. Sağlıkçılar, İzmir’deki sağlık kurumlarının depreme dayanıksız olduğunu ve bu konuda yetkililerden bir geri dönüş alamadıklarını dile getirerek, “Hastane idareleri ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğüne sık sık yazı yazıyoruz ancak bugüne kadar herhangi bir geri dönüş alamadık ama eski binalarda sağlık hizmeti veren kurumların depreme dayanıklı olmadığı zaten gözler önünde” şeklinde konuştu.
“TECRÜBE EDİLMİŞ OLAYLARI TEKRAR YAŞAMAK İSTEMİYORUZ”
İzmir’deki sağlık kurumlarının depreme dayanıksız olduğunu ve hem sağlık çalışanlarının hem de hastaların canının tehlikede olduğunu vurgulayan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İzmir 2 Nolu Şube Eş Başkanı Başak Edge Gürkan şu şekilde konuştu:
11 ili etkileyen 6 Şubat depremleri sonrası tüm sağlık kurumlarına ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’ne hastanelerin depreme dayanıklı olup olmadığı ile ilgili resmi yazı yazdık ancak herhangi bir cevap alamadık. 2024 Kasım ayında da İl Sağlık Müdürüne bunu bizzat ilettik ama sendikamıza bu konuda olumlu ya da olumsuz herhangi bir dönüş yapılmadı. Tüm çalışanlar açısından depreme dayanıklı olmayan kurumlarda çalışmak elbette endişe vericidir. Bizim işimiz insan sağlığı zaten kendi doğası gereği yeterince stresli bir iş yapıyoruz, bunun yanında bir de çalıştığımız kurumun da dayanıklı olmadığını bilmek kaygıyı elbette ki yükseltiyor. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki deprem gibi afet anlarında en çok ihtiyaç duyulacak hizmetlerden birisi sağlık hizmetidir ve depremde herhangi bir sağlık kurumumuzun hasar alması demek hem sağlık emekçileri hem hastalarımız açısından hayati risk oluşturmakla beraber aynı zamanda toplumun o an ihtiyaç duyacağı sağlık hizmetini de aksatacaktır. 30 Ekim İzmir depreminde Buca Seyfi Demirsoy EAH depremde hasar aldı ve bunun sonuçlarını il genelinde yaşadık. Tecrübe edilmiş olayların aynısını biz sendika olarak tekrar yaşamak istemiyoruz
Ayrıca Gürkan, depreme karşı tedbir alınması için resmi kurumlara gerekli başvuruların yapılmasına rağmen geri dönüş alınamadığının altını çizerek, “Hastane idareleri ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğüne sık sık yazı yazıyoruz ancak bugüne kadar herhangi bir geri dönüş alamadık ama eski binalarda sağlık hizmeti veren kurumların depreme dayanıklı olmadığı zaten gözler önünde, ancak kamu sağlık yatırımlarına ayrılmayan bütçe sebebiyle herhangi bir şey yapılmıyor, bizde bunu gayet iyi biliyoruz” diye konuştu.
“İZMİR’DEKİ SAĞLIK KURUMLARININ ÇOĞUNLUĞU DEPREME DAYANIKLI DEĞİL”
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Hava Akcan ise konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:
İzmir İl Eğitim Hastanesi çok öncelikli, bina dört katlı olarak inşa edilmiş ama üzerine 6-7 kat daha yapılıyor. Daha sonrasında da tadilat sırasında kolonlar zarar görüyor. Bu zaten Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından da tespit edilen bir durum ve binanın boşaltılması öneriliyor ve oradaki çalışanlarla, başhekimle biz iki kere görüştük. Arkasından İl Sağlık Binası’na binanın boşaltılmasıyla ilgili bir yazı yazdık sendika olarak. Bize gelen cevap, yatırım daire başkanlığının ilgilendiğini söyledi. Binanın elzem anlamda çalışan ve hastaların sağlığı için boşaltılması lazım. Şimdi yatırım daire başkanının yatırımı ne zaman yapacağı veya binayı ne zaman taşıyacağı bilinmiyor. Ama çalışanlardan birinin burnu kanasa ya da hastalar zarar görse kim sorumlu olacak? Bunu nasıl ifade edebiliriz ki? Hekimler CİMER’e de başvuruda bulundular fakat herhangi bir adım atılmadı. Eğer uygun yer bulunmadıysa o zaman hizmeti durduracaklar. Bir tane insanın canı o binanın hizmetinden daha değerlidir diye düşünüyorum. İzmir’deki kamuya bağlı sağlık kurumlarının çoğunluğu depreme dayanıklı değil. Ya da depreme yönelik yapılması yönünde kararlar var. 2020’de İzmir Depremi’nde Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi boşaltıldı. Neden çünkü öncesinde zaten depreme dayanıklı olmadığı raporu vardı. O gün Buca’da şanslıydık. Peki böyle bir durumda ikincisinin olmayacağının garantisi var mı? Bunlar da gerçekten göz önünde bulundurulması gereken gerçekler.