ABDURRAHMAN DERİCİ/ EGE’YE BAKIŞ – Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)’e bağlı Genel-İş Sendikası üyeleri ülke genelinde iş bıraktı. İzmir’de iş bırakan çalışanlar maaşlarına iyileştirme yapılması ve kadro talebiyle Konak Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını okuyan Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, “"Tüm belediye işçilerinin ücretleri derhal iyileştirilmelidir, belediye şirket işçilerine yapılan ayrımcılık son bulmalıdır" dedi.
Yapılan basın açıklamasında: “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Mücadele sürecek ücretler güncellenecek”, “Kadro hakkımız Gasp edilemez” sloganları atıldı.
Belediye işçileri olarak seslerini yükselttiklerini söyleyen Çalışkan, “Haklarımız için iş bırakıyoruz! Tüm belediye işçilerinin ücretleri derhal iyileştirilmelidir. Belediye şirket işçilerine yapılan ayrımcılık son bulmalıdır! Belediye şirket işçilerinin kadro ve ilave tediye hakkı derhal verilmelidir!” ifadelerini kullandı.
“ENFLASYON YALNIZCA TÜİK SEPETİNDE DÜŞÜYOR”
Ülkedeki ekonomik krizin derinleştiğini belirten Çalışkan açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“işçi ve emekçilerin geçim derdi gün geçtikçe büyüyor. 'Dövizi kontrol altına aldık' 'enflasyon düşüyor' söylemleri gerçeği yansıtmıyor. Bunu hep birlikte yaşayarak görüyoruz. Döviz rekor üstüne rekorlar kırıyor, enflasyon yalnızca TÜİK sepetinde düşüyor. Çarşıda pazarda markette zamlar hız kesmeden devam ediyor. Biz işçiler, biz üretenler, biz Belediye işçileri için hayat pahalılığı almış başını giderken alım gücümüz düştükçe düşüyor.”
“YOKSULLARIN CEBİNDEN ALARAK TAMAMLAMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Krizin sebebi kendilerini olmadığını ifade eden Çalışkan, “Sebebi olmadığımız, tamamen iktidarın yürüttüğü politikaların sonucu olan bu derin krizin tüm yükünü çekmeye mecbur değiliz. İktidar batırdığı ekonomiyi düzeltmek adına yine patronları, sermaye çevrelerini önceleyen politikalarını sürdürmeye kararlı görünüyor. İşçi sınıfının ve emekçilerin temel talepleri olan gelir dağılımdaki adaletin sağlanması, vergide adaletin gerçekleşmesi, insanca yaşanabilir bir ücretin sağlanması, sendikal hak ve özgürlüklerin genişletilmesi gibi konularda ne yazık ki bir adım atılmıyor. Öyle ki, yarattıkları krizle tükettiklerini emekçilerin yoksulların cebinden alarak tamamlamaya çalışıyorlar” diye ekledi.
ÜCRETLERDEKİ ERİME HER GEÇEN GÜN ARTIYOR.
İktidara seslenen Çalışkan, “Önceliğiniz servet sahipleri ve patronlar değil, emekçiler olsun, önceliğiniz işçiler olsun. Önceliğiniz yoksullar, geçinemeyenler, evine ekmek götüremeyenler olsun. Bu ağır koşullarla kuşatılmışken ücretlerdeki erime her geçen gün artıyor. Toplu iş sözleşmeleri ile elde edilen ücret artışları, hayat pahalılığı karşısında eriyor. İşverenler bu sefer de ekonomik ve siyasal belirsizlikleri ileri sürerek toplu sözleşmelerde işçi ücretlerini baskılamaya çalışıyor. Ülke genelinde sendikalı ve toplu iş sözleşmeli işçi sayısı zaten yüzde 10. Böyle bir ortamda ücretler yasal asgari ücret düzeyine sıkışıyor. Tüm sektörlerde asgari ücret yaygın temel ücret haline gelmiş ve tüm sendikalı işyerlerini de kuşatmış durumdadır. Buna sessiz kalamayız” diye belirtti.
Belediye şirketlerinin büyük bir bölümünde ücretler yasal asgari ücret düzeyinde olduğunun altını çizen Çalışkan, sözlerinin devamında şunları söyledi:
“Geçmiş yıllarda yasal asgari ücretin birkaç katı ücret alan belediyelerin kadrolu işçileri bile bugün yasal asgari ücret civarına yaklaşmış durumdadır. Belediye şirketlerinde çalışan işçilerin durumu ise daha vahim bir hale gelmiştir. Toplu sözleşmeler ile kazanılan sosyal hakları saymazsak belediyelerdeki tüm işçilerin ücretleri asgari ücret düzeyine gelmiştir. Arkadaşlar bunu kabul etmemiz mümkün mü?”
“EK PROTOKOL GÖRÜŞMELERİNİ DERHAL BAŞLATIN”
Bugünden itibaren örgütlü olduğu tüm işyerlerinde insanca yaşayacak bir ücret için mücadelelerini yükselteceklerini dile getiren Çalışkan, “Ülkedeki tüm belediye işverenlerine çağrı yapıyoruz! Belediye yönetimleri her şeyden önce kendi çalışanlarına karşı sorumluluklarını yerine getirmek zorundadır. Ekonomik kriz ve düşük ücret kıskacında çalışan yüzbinlerce belediye işçisinin sesine kulak verin. Kamusal hizmetinin, halka hizmetin aksamasını istemiyoruz. Ancak tercihlerinizi ve önceliklerinizi en zor koşullarda bile halka hizmet üreten işçilerin yaşam koşullarını iyileştirmekten yana kullanmanız zorunluluktur. Bunun için toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam eden işyerlerinde işçilerin taleplerini karşılayacak ve insanca yaşanacak bir ücret düzeyi için gereken adımları atın. Toplu iş sözleşmesi yürürlükte olan tüm işyerlerinde ise belediye işçilerinin ücret ve sosyal haklarını iyileştirecek ‘ek protokol’ görüşmelerini derhal başlatın” diye belirtti.
“KAŞIK İLE VERDİĞİNİZİ KEPÇEYLE ALIYORSUNUZ”
Çalışkan iktidara ve Meclisteki tüm siyasi parti gruplarına çağrıda bulunarak, “Seçim yatırımı da olsa kamuda yapılan veya vaat edilen iyileştirmeler ve zamlar yeterli değil. Daha fazlasına ihtiyaç var. Çünkü kaşık ile verdiğinizi kepçeyle; zamlarla ve adaletsiz vergilerle geri alıyorsunuz. Alım gücümüz günden güne düşüyor. Önemli olanın alım gücü olduğunu buradan tekrar haykırıyoruz. Belediye işçilerinin muhatabı belediye işverenleridir, iki yılda bir toplu sözleşme yapıyoruz. TİS’ler ile aldığımız kazanımlar üç ay sonra yok oluyor. Biz belediye işçilerini görmeyenlere buradan ve Türkiye’nin her yerinde ayağa kalkan ve iş bırakan binlerce belediye işçisiyle gösteriyoruz. Bizi bu bozuk düzeninizde ezmenize müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Çalışkan, belediyelerin önemli bir bölümünde var olan ekonomik zorlukları ortadan kaldırmak için taleplerini şöyle sıraladı:
*İller Bankası paylarında kesinti yapılmaması,
*Merkezi bütçeden belediyelere işçi ücretlerine ilişkin pay aktarılması,
*Personel giderlerine ilişkin getirilen bütçe sınırlamalarının kaldırılması gibi düzenlemeler bir an evvel hayata geçirilmelidir.
Düzenlenen basın açıklaması halay eşliğinde son buldu.