İzmir Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı; Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “İslam, zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor ”söylemlerine karşı olarak , “Nefrete inat, yaşasın hayat” diyen İzmir Barosu hakkında tekrar soruşturma başlatıldı.
İzmir Barosu soruşturma ’ya Kayıp Savcılar Bulundu! İzmir Barosu Başkan ve Yönetimi Ağır Ceza Mahkemesinde Yargılanacak! başlıklı bir yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada; “Diyanet İşleri Başkanı tarafından 24.04.2020 tarihinde yapılan ayrımcı ve hedef gösterici konuşmaya karşı, olarak ayrımcılık yasağını anımsatarak yapılan açıklama nedeniyle 2020 yılında görev yapan yönetim kurulunun yargılanması tekrardan yargılanması istendiği belirtildi.
Suç işlendiğini gösteren delil yok
Soruşturma merciinin; suç işlendiğini gösteren delil yok, o nedenle kovuşturma gerekmez diyerek gönderdiği evrak, bakanlığın kovuşturma izni vermesi üzerine iddianameye dönüştü.
İddianamede Baro başkanımız Av. Özkan Yücel ve on yönetim kurulu üyemizin "dini değerleri alenen aşağılama" suçlamasıyla Türk Ceza Kanunu'nun 216/3 maddesi uyarınca cezalandırılmaları istenmiştir. Şimdi Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi, son soruşturma açılıp açılmayacağına karar verecek.
Bir devlet görevlisi şahsın, yurttaşların bir kesimini hedef gösterici, şiddeti meşrulaştırıcı, ayrımcılığı doğallaştırıcı söylemi açıkça dile getirmekten çekinmediği yerde, baroların savunmasız kalan yurttaşların haklarını korunmak için öne çıkması, kanundan kaynaklanan görevleridir.
Baromuzun bugün yargılama konusu yapılmak istenen açıklaması, tam da bu amaçla hazırlanmış bir metindir ve hiçbir şekilde bir suç unsuru taşımamaktadır.
Biliyoruz ki yurttaşlarımız haftalardır yürütmenin her basamağından insanların karıştığı rüşvet ve yolsuzluk iddialarına karşı sessiz kalan savcılar nerede diye haykırıyorlar.
Bize parmak sallamayın. Korkutamazsınız!
Çevre katliamlarında, kadın cinayetlerinde, çocuk istismarlarında, rüşvet ve yolsuzluk iddialarında ortadan kaybolan savcılar, bugün adlarının başındaki "cumhuriyet" sıfatının manasını unutmuş, öğretmenlerin, sendikacıların, akademisyenlerin, öğrencilerin, sanatçıların ve şimdi de İzmir Barosu yönetiminin peşine düşmüştür.
Bütünüyle siyasallaşmış, talimatsız iş göremez hale gelmiş yargıyı yeniden inşa edecek, Cumhuriyetin liyakatli savcılarını ve yargıçlarını yetiştirecek güç, ülkemiz hukukçularında mevcuttur.
Geldiğimiz bu noktada yargının bağımsız kalmış tek unsuru olan savunmanın temsilcileri sıfatıyla bir kez daha yüksek sesle ifade ediyoruz: Bedeli ne olursa olsun, yurttaşlarımızın haklarını, demokratik ve laik Cumhuriyeti korumaya devam edeceğiz.
Açıklamanın ardından soruşturma açılmış, İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel ve barolar birliği yöneticileri savunma yapmak istemediklerini bildirdi.
Barolar birliği hakkında suç işlendiği yönünde yeterli delil bulunamaması nedeniyle kovuşturma izni verilmedi. İddianamede avukatların “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla İzmir Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanması talep edildi