İmamoğlu, "Olmayan rapor savcı iddianamesine girdi. Olmayan rapor savcılık iddianamesine nasıl girdi? Avukatlarımız raporun olmadığını ispat etti ancak buna rağmen iddianameye girdi. Heybedeki turpun adı Satılmış Büyükcanayakın" diye konuştu...İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:"Kartalkaya'daki facia konusunda sorumluların cezalandırılmasını bekliyoruz. Yetkilerin sahibi olmak için yanıp tutuşanların sorumluluk almak konusunda aksi yönde davranması pes dedirtiyor. Tanju başkanımıza da selam ve sevgilerimi iletiyorum. Yetkiyi almak için hemen devreye giren iktidar, sorumluluk almaya gelince ortadan kayboluyor. Bir facia yaşandığında başka başka kurumlara pas etmeye çabalıyorlar. İşte tam da bugün ülkede yarattıkları sistem bu.Türkiye genel başkanlarının tutuklanmasına alışık hale geldi. Dün Selahattin Demirtaş, bugün Ümit Özdağ tutuklandı. Buradan hem sayın Özdağ'a hem sayın Demirtaş'a sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Burada sorumlu sayım Cumhurbaşkanı'dır, pardon sayın AK Parti Genel Başkanı'dır. Facia sonrası kongresinde yanlış bilgiler dile getirmiştir. Saatlerce yanlış bilgi akışı sağlanması inanılmaz.AK Partili vatandaşlarımız dahil ülkede kimsenin yüzü gülmüyor. Her tarafta şiddet, çeteler... Ülkede özellikle kriz ve facia olduğunda ortadan yok oluyorlar. Birini kendilerine rakip gördüklerinde ise onu devirmek için her yola başvuruyorlar.Ülkenin herhangi bir kurumundan memnun olan var mı diye sorun vatandaşlarımıza kimse memnun değil. Atamalarla, kanundan gelen güç kişiselleştiriliyor. Siyaseti bu şekilde kullanıyorlar. Dosyalar gizli denilerek bir şey açıklanmıyor ama Cumhurbaşkanı ne olacak ne bitecek her detaya hakim. Sorsan da yargı bağımsız. Basın toplantımızın adı "Turpun Büyüğü." Bugün heybeden çok acayip biri çıkacak. Olmayan raporları iddianamelere sokan biri bu.Beylikdüzü başkanlığı sırasında 2015'te yapılan bir ihale nedeniyle bu dava hala devam ediyor. 7 yıl hapis ve siyasi yasakla yargılanıyorum. Bu mesele karara bağlanacak mı bakalım. Aslında bu davayla ilgili Danıştay 2020 yılında karar verdi. Benim sorumluluğumun olmadığına dair. Ama yine de bana dava açtılar. Beş üyenin imzası vardı o kararda. Bu mesele bir bilirkişiye emanet edildi. Bu sıradışı bilirkişi, beş üyenin kanaatini çiğnedi, bu sıradışı bilirkişi raporuna dayanan savcı diyor ki; 'İç denetçi tarafından hazırlanan raporun İmamoğlu'na sunulmasına rağmen onun herhangi bir işlem yapmadığı için cezai sorumluluğu olduğu açıktır.' Yani diyor ki bu rapor hazırlanılıp bana sunulmuş ama ben gereğini yapmamışım. Ama böyle bir rapor yok. Ben nasıl sorumsuzluk yapabilirim olmayan rapora karşı. Ve bu rapor nasıl giriyor iddianameye? Ve olmayan raporun olduğu iddianame kabul edildi. Bunlarda imzası olan kişi Satılmış Büyükcanayakın. Bu ismi sakın unutmayın. Danıştay'ıın beş üyesinin imzasını olduğu raporda diyorlar ki, 'Ekrem İmamoğlu'nun bir sorumluluğu olmadığı gibi kurumu kara geçirmiştir.' "
GERÇEK GÜNDEM
